ÇANAKKALE DESTANI
Çanakkale bir destan hatırdan çıkmayacak,
Hangi gözde yaş vardır duyup da akmayacak.--Gelin
Gözü dönmüş düşmana geçit vermez yiğitler,
Vatan için ölmeyi, peygamberim öğütler. ----Gazi
Al bayrağım uğruna dönmedi giden geri,
..
ZİNCİRLEME ŞİİR
Seccadeler alnından öpsün seni bu gece
Merhamet diyarından boşanırken ırmaklar
Melekler şahit olsun, dökülsün tüm günahlar
Tesbih tanelerinde gezinirken parmaklar. -- Gazi
Merhamet diyarından boşanırken ırmaklar
Payına yüreğince berrak ummanlar düşsün.
..
Kur'an'ın dokunduğu taşlar hayat buluyor,
Yaradan, kelâmına, arzı şahit kılıyor.
Gazi Hüseyin KILBAŞ
..
Ruyetine Talibim
Ruyetine / müştakınım / hicranınla / yakma beni.
Müştakınım / gül yüzüne / sitem edip / yıkma beni.
Hicranınla / sitem edip / gayyalara / çekme beni.
Yakma beni / yıkma beni / çekme beni / bükme beni.
Hüseyin Gazi
..
Vurdun Beni
Can evimden / vurdun beni / zulmetinle / ele döndüm
Vurdun beni / yandı gönlüm / firakından / küle döndüm
Zulmetinle / firakından / ıssız kalmış / çöle döndüm
Ele döndüm / küle döndüm / çöle döndüm / sele döndüm.
Hüseyin Gazi
..
GEL EY DİLBER
Gel ey dilber-i cihan, yeter artık hicranım
Derd-ü gamınla soldum, arşa çıktı figanım.
Eyleseydin bir nazar, gözlerindi dermanım.
Ruhuma neşe olur, son bulurdu efganım.
Hüseyin Gazi
..
Siyonist asıl adı, vampir ise soyadı
En kahpe namluları masumlara dayadı
İsrail Akdeniz’i al kanlara boyadı
Yaraları sarmaya geleceğiz hepimiz
Yiğit isek bu yolda öleceğiz hepimiz
Korsanlar silahları pervasızca çektiler
İnsanlık onurunu hayâsızca yıktılar
Gemide kurşunları toptan bize sıktılar
..
Firuzeden atlarla, kanat açtım sonsuza
İnsanlık için koştum yarınların peşinde
Libasım da yamalı, yalnız çıktım yollara
İlmek ilmek “ah” sarıp nakış nakış ördüğüm
Zamanın zevaliydi aynalarda gördüğüm
Gökkubbeye sığmadı feryadım çıktı arşa
Medcezirlere inat kucakladım kalemi
..
Zemheri Şiirleri
Karakışta doğmuşuz ve hasretiz güneşe
Bitmeyen gecelerde bekliyorken neharı
Çilelerle yoğrulduk, yoldaşız acılara
Ne kışa veda ettik, ne de gördük baharı
Kar altında çaresiz karşıladık nevruzu
Matemin cemreleri zemheride üşürken
..
Müebbed Cezamsın
Seninle el ele olduğum zaman
Cennete döner kızgın çöllerim
Gözlerinle bana güldüğün zaman
Mehtapla buluşur gönül güllerim.
Gülşene dönüşür senle zindanlar
Müebbet olsa da bana her ceza.
Seninle ölüme koşar giderim,
..
AÇILIM MI DEDİNİZ?
Barış kelimesi, savaştan da kavgadan da kandan nemalanan vampirlerin ruhundaki karanlıklardan da efdal ve sevimli bir kelime. Lakin son günlerde şehir merkezlerinde yaşanan bombalı molotoflu saldırılar ve gördüğümüz feci manzara beni bu şiiri yazmaya mecbur etti.
Bir gazi olarak, teröröün acısını ruhunda, bedeninde ve en yakında aile içerisinde can evinde yaşamış biri olarak akan bu kan dursun diyorum.
Ama bu şirret ve zalimlikte sınır tanımaz heriflere, dağdaki, şehirdeki ve meclisteki teröristlere anladıkları dilden konuşmaktan başka çare bırakmıyorlar.
Hainler belliydi, mazlumlar ayrı
Değişti yurdumda savaşın seyri
Kırıldı doğrular, sevindi eğri
..
Filistin’ in kara gözlü çocuğu
bahtın gözlerinden kara.
ağıt yakacak kimsen de kalmamış ardında.
can vermişler korkmadan,
vicdansız tanklar altında
çağdaş firavunlara korku salan
taş atan küçücük ellerine kurban
cüssene bakmadan
..
SAKAT UYGULAMALAR YA DA ÖZÜRLÜ İNSANLAR.
Bu hafta dünya engelliler günüydü. Resmi verilere göre Türkiye nüfusunun azımsanmayacak bir kısmı engellilerden oluşuyor. 8,5 milyon civarında engellisi olan bir toplumun gündeminde hiç yer almayan, maalesef gündem dışı kalmış bir konu bu.
Herkes bedenen de fikren de tamamen sağlam olmayı ister. Evladının doğumunu bekleyen ana-babalara sorulduğunda “ Çocuğunuzun kız mı, yoksa erkek mi olmasını istersiniz? ” sorusuna verilen ortak cevap hep şu olmuştur: “Eli, ayağı, tüm azaları sağlam olsun da kız erkek farketmez, hayırlı bir evlat olsun” İnşallah cümlemizin evlatları hayırlı olur.
Yüce Yaradan pek çoğumuza düşünebilmek, yürüyebilmek, işitebilmek, görebilmek, dokunabilmek, tutabilmek, konuşabilmek vs gibi nimetleri doğarken eksiksiz vermiş. Bu nimetlerin bazılarını kimimizden doğarken, bazılarını ise ilerleyen yaşlarda değişik sebepler ve şekillerde almış. Mutlaka her felaket ve musibette bilemediğimiz, anlayamadığımız gizli bir takdir vardır. Yaradan, belki kullarına baki bir makam kazandırmak için de böyle irade etmiş olabilir. Çünkü her şey Halık’ ındır. Her şey O’ nun bilgisi dairesinde gerçekleşiyor. Herkes engelli adayı ve engelli ailesi adayıdır. Yarım saat sonra başımıza nelerin gelebileceğini Allah’tan başka kim bilebilir. Bunun idrak edip, engellilik konusuna böyle bakmak gerekir.
Meseleye sosyolojik olarak bakarsak, özürlüler toplumun turnosol kâğıdıdır. Özürlü insanlarının sosyal hayattaki yerine bakıldığında, bir toplumun nasıl olduğu anlaşılabilir. Aslında her konuda batıdan örnek verilmesini doğru bulmuyor olmama rağmen, batının özürlülerle ilgili düzenlemeleri takdire şayandır. Bilindiği gibi turnosol kâğıdı kimyasal maddelerin şekline göre renk alır. Toplumumuzun hali ortada, turnosol kâğıdını iyiye boyamıyorlar. Toplum özürlü insanlara şaşı gözle bakıyor, onların dertleri, kederleri, hayat mücadeleleri ve günlük hayatta karşılaştıkları sorunları kimsecikleri ilgilendirmiyor. İleri toplumlar engelli insanlarının hayatını kolaylaştıracak neyi yapıyorsa bizim daha ileri olmamız gerekir. Çünkü biz vakıf medeniyetine sahip bir toplumuz. Yaralı göçmen kuşları tedavi etmek için, sokak köpeklerini kışın soğuğundan korumak için bile vakıflar kuran bir neslin torunlarıyız. Bizim gelenek göreneklerimiz, törelerimiz ve ecdadımızın bu alanda yaptıklarını gördükçe daha ileri gitmemiz lazım.
..
BİR MİLAT OLARAK DAVOS
Dünya liderlerinin hiç birinden şimdiye kadar Siyonist devlet başkanlarına yönelik olarak hiç duyulmadık, görülmedik ama çok haklı bir çıkıştı, Başbakanımızın çıkışı. Konuyla ilgili ortak kanaat; İsrail’in anladığı dil de buydu.
Milletimizin ve Ümmetin hissiyatına uluslararası bir platformda tercüman olan Sayın Başbakanımızı bir tarihçi olarak gönülden kutlarım. Teşekkürler dış politikada hasret kaldığımız bu vakarlı, asil ve dik duruş için. Teşekkürler Filistinli mazlumlar adına, teşekkürler Gazze'li analar, Gazze’ li çocuklar adına…
Sırf muhalefet olsun diye veya gönüllü olarak Şimon Perez’i savunan ve siyonizmin avukatlığı rolünü seve seve üstlenen İsrail hayranları da çıkar elbet, bu ülkede. 1919’ da İzmir'in işgalinde de, İstanbul'un işgalinde de işgalci İngilizleri ve Yunanlıları güllerle karşılayan, işgalcilerle taşeronluk yapan yerli işbirlikçiler olduğu gibi… Siyonist kalemler elbette Başbakanımızın Davos'taki tavrından hazzetmeyecek, İsrail basınıyla aynı paralelde yayına devam edecekler…
Aslında bu olay siyasi ve diplomatik olarak Monşer zihniyetin hâkim olduğu pasif, teslimiyetçi ve özellikle İsrail ve ABD menfaatleri ekseninde yürütülen dış politikanın terkedilip, milli ruh ve milli vicdan ekseninde, tarihi gücümüz paralelinde etkin olarak yürütülecek dış politikaların başlangıç tarihi oldu. Yıllardır özlenen de buydu bence.
..