Mütevazı bir salon, yoktu yerlerde mermer!
Toplandılar tek yumruk, kocamandı yürekler!
Karar vardı, söz vardı; yoktu artık hainler!
Sarışın Kurt’a dönüp: "Liderimiz" dediler...
Meclis demek millet demek, bu irade milli!
Okul sıraları vardı, kral masası sanki!
Gün masa, gece yatak; battaniyeler bitli!
Paltolar oldu yorgan, üşütmedi hiçbiri!
Yürüdü tam kürsüye başı dik Başbuğları!
Etrafa ışık saçtı, o bozkurt bakışları!
Aydınlattı her yeri, parlattı sıraları...
Sert bakışlar altında, söndü “gaz lambaları”.
Önce oldu sessizlik, sonra kükredi birden:
“Ya İstiklal ya ölüm.” yankı yaptı derinden.
Yer duydu, feza duydu; irkildiler bu sesten.
“Hazırız paşam” sesleri duyuldu birden!
İlk toplantıda ortaya konuldu irade!
Fakat bir sorun vardı: Para yoktu kimsede!
Kefen parası ile alındı şeker, kahve;
Hızır gibi yetişti Müftü Börekçizade!
Çiftçi, esnaf, kadın, erkek dedi: Bu an kara!
Neleri var, neleri yok, koydular ortaya;
Müftünün arkasından koştular mebuslara.
Sonra tüm Anadolu yetişti Ankara’ya...
Dünyada bir benzeri yok, bu tarih bizim!
Ancak bunu Türk Milleti yazmıştır her daim!
İş başa düşünce davranır hep aklıselim.
Öldüreceğiz diyene olmamıştır teslim.
Türkler sadece savunmaz kendi milletini.
Mazlumu görünce sormaz ırk, din, mezhebini.
Ve ayrıca bilir öldürtmeyiz demesini.
Tutar mazlumların ve mağdurların elini...
Bakın tarihe! Türkler insanı insan bildi!
Önce adalet, nizam, düzen, ehliyet dedi...
Hele devşirmelerle devlet bile yönetti(!)
Yer, gök ve tanrı şahit; doğruluktan dönmedi!
Pendik / 22.04.2017
Kayıt Tarihi : 12.2.2018 09:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!