Hiç sonbaharda gazel yaktın mı?
Hani bütün bahçeyi karışlar gibi önce tırmıkla toplarsın
Kuru altın sarısı yaprakları kocaman bir tümsek olur
Biraz kurudal koyarsın en alta
Sonra birkaç kuru yaprakla,
Bir kibritin başına bakar her şey …
Önceleri ateş çok harlıdır yapraklar savrulur gökyüzüne yanar sevdalı aşıklar gibi erir kaybolur dalların arsında.
Sonra söndü zannedersin ateşi
Oysa asıl cehennem küllerin altındadır bilmezsin!
Bırakırsın arkana bakmadan,
Çeker gidersin habersizce…
Sonra sonbaharın o sessiz rüzgarı bir kez daha eser ya
İşte o zaman işte o zaman dağılır cehennem
Kapılar açılır çıkar dışarı tüm kötülükler dağılır etrafa
Yanar tüm bahçe, kül olur biter her şey
Çabalar nafiledir artık çok geçtir yapacaklar için çok geç çok
İşte sevda da böyledir önce alevler yüksektir
Sonra söndü zanneder gideriz ya
Geride bıraktığımız kül olmuş bir gönül bahçesidir
Yeniden ekseniz bile fideleri aşk suyu ile sulasanız bile
Boşa uğraşlar boşa çabalar boşa emekler …
Hepsi boşadır artık beyaz gül kırmızı gül açmaz o bahçede
Bülbüller aşk değil ağıt okurlar gül dallarında
Ne bahçıvan memnundur halinden
Nede gül bahçesi …
İşte bahçıvanım nedenini ne sen sor nede ben diyeyim
Kader midir nedir bilinmez ben hep hazan mevsiminde sevdim
Ve hep söndü zannedip bıraktılar yüz üstü
Yandım kül oldum nafile…
Şimdide sen bahçıvanım yaktığın yapraklar sönmedi
İçimdeki cehennem öylesine harlı ki
Sakın ola bırakıp da gitme
Sonra sonbaharın o sessiz rüzgarı
Sonbaharın ölüm rüzgarı olur tarumar olur gönül bahçem
Sevemem bir daha
Ve unutma ki benim gönül bahçem yandı mı
Onu söndürmeye ne yağmurlar ne seller
Nede yarin gözyaşları kafi gelir,
Bu yangını ancak ve ancak ölüm söndürür
Onu da sen yapamazsın...
Kayıt Tarihi : 19.8.2003 10:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!