Dîde-i giryânıma her dem belâ verdin gönül
Âteş-i aşkınla cânâ bin cefâ verdin gönül
Çarh-ı gerdûnun elinden çektiğim derd ü elem
Kıldı ahvâlim perîşân, çok ezâ verdin gönül
Bir nefes râhat yüzü göstermedi devr-i felek
Geçti ömrüm mihnet ile, pür-fenâ verdin gönül
Her seher bülbül gibi efgân eder cân bülbülü
Nâr-ı hasretle yanıp, hep nidâ verdin gönül
Bir hayâl-i dilber ile şâd olur dil dem be dem
Vuslat-ı cânân için âh u nevâ verdin gönül
Kûy-i yâre varmaġa eyler heves dîvâneler
Şem'-i ruhsârın görüp, çok hevâ verdin gönül
Can kafeste çırpınır, bekler visâl-i yâr için
Âteş-i aşkınla bin türlü belâ verdin gönül
Merhem olmaz yareme hicrân ü zâr-ı yâr için
Derd içinde derdime yüz bin devâ verdin gönül
Peyk-i ecel geldi âhir, verdi bir hoş-selâm
Anladım fânî imiş bu âlem-i pürmelâm
Oğuzhan der Hakk'a yüz tutup ve aleyküm selâm
Vuslat-ı Hakk'a giden yolda rızâ verdin gönül.
Kayıt Tarihi : 21.11.2024 15:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)