Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm
Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm
Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti
Birden kapandı birbiri ardınca perdeler
Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler?
Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
Firuze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden?
Devamını Oku
Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler?
Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
Firuze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden?
saygı ile anıyoruz. değişen bir şey olmadığına göre haklı çıktım yine derse şaşmamalı.
Ziya Paşa genelde toplumsal konularda, özellikle de toplumsal etik konularda, veciz kıymetinde beyitlerle şiirler yazmış bir şairimizdir. Zaten bir çok şiirinde darbe ı meselleri, atasözü ve deyimleri irsal ı mesel sanatı dahilinde sık sık kullanmıştır.. Tanzimat aydının genel karakteristik ideolojik yaklaşımlarına sahiptir.. İronik olarak ' gidişatı ve içinde bulunulan hali'tenkit etmek ve gerileyişin nedenleri üzerinde kafa yormak suretiyle avrupai ve modernist yaklaşımın içinde yer almıştır..
Allah rahmet eylesin..
Gazel
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm
-
Müslüman olmayan batı ülkelerini gezdim, muhteşem eserler gördüm. İslam ülkelerini gezdim, yıkılmış, viran olmuş eserler gördüm.
(Aslında Osmanlı her gittiği ülkeye kendi damgasını vurmuş, nice hanlar, hamamlar, camiler, imaretler, köprüler vb. pek çok eserler yapmıştır. Anadolu’yu ihmal etme pahasına. Bu kâşanelikte, muhteşemlikte, gerek Selçuklular ve gerekse Osmanlılar, Batı’dan geridir demek pek doğru olmaz. Maalesef, Osmanlıların son dönemlerinde bu eserlere, belki eskisi kadar sahip çıkılamamıştır.
Aslında gezen ve gören göze “haklıdır” demek doğru bir bakış olur.)
*
Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm
-
Yüce Osmanlı’nın şifa kapısında ben de bulundum. Eflatun’u beğenmeyen pek çok divane, şaşkın gördüm.
(Terci-i Bent adlı eserinde felsefî ve dinî konuları işlemiştir. Eflatun’un düşüncelerine saygı duymaktadır. Yeni kavramların edebiyatımıza ve siyasi hayatımıza girmesine vesile olmuşlardır.)
*
Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler ne sahbâlar ne işrethaneler gördüm
-
Ben, hiçbir meyhane köşesinde huzur görmedim. Nice meclisler –eğlence âlemleri, sohbet ve muhabbet ortamları- şarap dolu sürahiler, kadeh kadeh içkiler, eğlenceler gördüm, ama hiçbirinden zevk almadım.
(Vatanında huzur bulunmayan ülkenin insanlarının da gönlü şen olmaz.)
*
Cihan namındaki bir maktel-i âma yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm
İnsanların toluca öldürüldüğü “cihan –dünya” denilen yere yolum düştü. Hükümet, devlet denilen o yerlerde nice mezbahalar, kesimhaneler gördüm.
Bu dünyaya geldik gelmesine de, gelenlerin bir kısmının, insanların pek çoğunu öldürdüğü, topluca katlettiği bir dünya imiş, bu dünya. Ben nice ölümler, katliamlar, idamlar gördüm.
*
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgehte ben çok durmadım ammâ neler gördüm
-
Ey Ziya! Zamanın meyhanesinde sarhoşluğun keyfini yaşayanlarla uğraşmaya değmez. Bu işretgehte - meyhanede (içki içilen yer) ben çok durmadım, ama çok şeyler gördüm.
(Bu meyhane denilen âlemde çok uzun kalmasak da çok şeye vakıf olduk, çok şeye şahit olduk. Ezeli ve ebedi hayata inanıp da ruhun ölümsüzlüğüne inanmayan nicelerini gördük.
Devlet kapısına kapağı atmak için el ayak öpen, sonra da hiç kimseyi kale almayan, küçük dağları ben yarattım diyen nice zavallıları gördük.
Devlet kapısını, mevki ve makamı ikbal sayan, o makamın sarhoşluğuyla kendini unutan nice karakter yoksunu mahlûk gördük.)
Ziya Paşa
***
ZİYA PAŞA (1825 – 1880):
19. yüz yılın önde gelen devlet adamlarından; şair ve yazarlarından biri Ziya Paşa.
Tanzimat Edebiyatı’nın temsilcilerinden.
Bizim asıl şiirimizin “halk şiiri” tarzı olduğunu ve dilimizin de sade Türkçe olması gerektiğini savunmasına rağmen, eski edebiyattan ve özellikle de şiir biçiminden bir türlü vaz geçemeyen bir şairimiz.
“Şiir ve İnşa” adlı eserinde, halk şiirini öz şiirimiz olarak gördüğünü belirtip, divan şiirinden “melez bir şiir” diye bahsettiği halde, “Harabat” adlı eserinde “Divan Edebiyatı”nı öven tezatların şairidir de diyebiliriz.
Yine sade bir Türkçe’yi savunmuş olmasına rağmen ağdalı bir dil kullanmaktan da uzak duramamıştır.
Ziya Paşa, korkusuz ve yüksek perdeden söyleyen keskin dili bir hiciv şairimizdir.
“Terkib-i Bent” adlı eserindeki beyitleri, bu özelliğinin yansıdığı ve hatta günümüze kadar gelen toplumsal eleştirileriyle akıllarda yer eden, çok güzel hiciv eseridir.
Eleştirileriyle de edebiyatımızda “hiciv” dalında başarılı eserler vermiştir. Özellikle “ZAFERNAME” adlı hiciv eserinde Sadrazam Ali Paşa’yı över gibi görünerek gayet güzel hicveder.
Zaten Ali Paşa’yla da hiç yıldızları barışmaz. Ali Paşa’nın sadrazamlığı döneminde Namık Kemal’le önce Paris’e, oradan da Londra’ya kaçarak kurdukları Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin yayın organı olan “HÜRRİYET” gazetesini çıkarırlar.
Tanzimat Edebiyatı ile edebiyatımıza, fikir ve siyasi anlayışımıza giren “HAK, HUKUK, ADALET, KANUN, HÜRRİYET, MİLLET, MEDENİYET…” gibi yeni kavramları işleyen ve benimsenmesini sağlayan yazarlarımızdan.
Yurda döndüklerinde vezirlik unvanı ile çeşitli yerlerde valiliklerde bulunmuş, en son Adana valisi iken vefat etmiştir.
Hikmet Çiftçi
11 Nisan 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Günün isabetli şiiri.
Yüz yıl önce neysek şimdi oyuz.
Saygılar,
Virane olan mülk-i islam değil şairin beynidir ve üzücü olan o ki aynı beyinler Tanzimat'tan günümüze hayli artış gösterdi. Niye kendi gözümüzle bakıp, kendi beynimizle okumayız bu evreni anlamak zor.
Evet iki asır önceki şiir bu gün aynen güncelliğini koruyor. Tebrikler güzeldi
ZİYA PAŞAMIZ’DAN…
Bir Ziya Paşamızdan,abide beyit oku,
Bir de çağdaş züğürt den, bir kaç zehirli koku
Boşalt hafızanı gör, yuttuğun ne biçim asit
Batı mankurtlarıyız… Tanım; bu kadar basit.
Hep taklit, uyduruk söz, dolap beygiri, fasit
Şu zamane dimağı, entel nadanına sit.
Yılgın Yağmur hep uyu ki… Devam etsin piç doku
Kaldıramaz mankurtlar, yeni Osmanlı şoku.
Adanasız, 11.04.14 - 12.35 Yılgın Yağmur
…………………………………..
…………………….
…………
Bugün,o günkünden farklı mı? Saygı,sevgi ve rahmetle anıyorum şairi.Seçiçileri de kutluyorum.Dostlukla.(MŞ).
Bir Ziya Paşamızdan,abide beyit oku,
Bir de çağdaş züğürt den, bir kaç zehirli koku
Boşalt hafızanı gör, yuttuğun ne biçim asit
Batı mankurtlarıyız… Tanım; bu kadar basit.
Hep taklit, uyduruk söz, dolap beygiri, fasit
Şu zamane dimağı, entel nadanına sit.
'Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm ' //
'Mülk-i İslamın' imarına katkı sunması gereken
Londra Muhiplerinin pusulası tamir olmazsa
daha çook viraneler görmemiz kaçınılmazdır...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta