aynalarda eritiyoruz geceyi
gün düşmüş saçlarında
ilkyaz esintisi
aşk işte / sanki ayrılık gibi
düş kırıklarında yalınayak bir
güz yürüyor sanki... gazeller
bırak… izini sürsün güz
giden yazların…
gazel yanığı bi(r) telaş
sazların uğultusunda…
o suzinak güneş ki ah
kuytusunda avlunun
sabah hiç olmadı sanki
sıcaktı... ne öğle, ne ikindi
acemi bir çalgıcıydı akşam
o utangaç aşık...
dön dolaş, dön dolaş dur
ne esinti, ne rüzgar...
zamanın ceplerinde acı kırıntıları
dalgınlığı ormanda kılıcını yitiren
kahramanların... bir ölü geliyor kente
nasıl da yorgun, nikbin... hanların
tahta masalarında
ahşap kupalar ve şarap tortuları...
uykularını anlat bana
usulca yay çeker gibi
yumup gözlerini…
o kapı, o pencere, o duvar
babamın hediyesi saat
o gümüş yüzük bir de
adımın soyadımın
baş harfleri kazılı
yitirmenin çocuksu hüznü
fettan bir deniz giyindiğimiz.
göğün upuzun bacaklarını görememek
o en eskil bilmecemiz.
Kasıklarında kanayan bir
Güneş, o en çoğul söylencemiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!