Daha küçük yaşlarda adını sık sık duymaya başladığım biriydi.İsmi herkes tarafından biliniyordu.Ailemden de onu şahsen tanıyanlar vardı.Yaşadığım şehirde değildi onu hiç görmemiştim,yinede hakkında çok şey biliyordum. Ben onunla birgün karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim ama adınıda yine duymaya devam edeceğimden emindim.Yaşım ilerledikce ona yaklaşıyor olduğumu çok sonraları öğrenecektim.
Bazen büyüklerimizin sohbetine konu,bazen de bizim meraklı sorularımızın cevabı oluyordu.Hakkında çok yazılar,şiirler ve şarkılar yazılmış fakat hiçbirisinde de olumlu yada güzel şeyler yoktu. Hep ona karşı sitem hatta ah ediliyordu.Buna rağmen ondan vazgeçilmiyordu çoğu zaman.Tılsımlı bir çekiciliği olması lazım ki; tanıyanlar ondan şikayetçi oldukları halde onu terkedemiyorlardı.
Onun kesin belirli bir mekanı yoktu, uğramadıgı tek yer benim yaşadığım yerdi.Onu buraya sadece yabancılar getirebiliyordu ancak o zamanda ben onu göremiyordum.Onsekiz yaşında iken mersinde gördüm ve azda olsa marmariste tanıdım.Hakkında duyduklarımdan farklıydı,güzeldi,umut vericiydi yada genç olduğum için bana öyle görünmüştü.Zaten genelde gençlerin onun peşinden gittiğini biliyordum.Onunla geçirdiğim iki aylık kısa süre bile beni ona bağlamaya yetmişti. Ondan hoşlanmıştım ama ayrılmak zorundaydım kendi yaşadığım yere yani Gölbaşına döndüm.
Aradan iki yıl geçti,beni çagıracağını biliyordum ve beklediğim daveti aldım.Bu sefer biraz daha uzun bir birlikteliğimiz olacaktı.Buluşma yerimiz Afyonun Emirdağ ilçesiydi.Üç ay kadar orada kaldık ve Bilecikte tekrar buluşmak üzere on günlük bir ara verdik.Onu ilk tanıdığım çekiciliği yoktu fakat söz vermiştim, istemesemde Bilecikteki sınırlı beraberliği gerçekleştirmeliydim. Onbeş aylık zaman içerisinde ondan nefret etsemde bana çok şey ögrettiğinin farkındaydım.Nihayet bu gönülsüz beraberliği bitirmiş ve Gölbaşına gelmiştim.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,