Bir cami avlusunda buldum bu kelimeleri,
Bir yürekten içemeden sütünü doyasıya,
Terk edilmeyi tatmışlardı; anlamları vardı oysa.
Günah ile kundaklanmıştı
Cennet kokusuna karışmış yetimlikleri,
Ben dokundum onlara, rahmet değildi benimkisi.
Kimsesizliğimi görüyordum kara tenlerinde,
Düşünmedim, nedir diye bunun öncesi…
Beyaz sayfalarım vardı, yıllardır konuksuz duran.
Kilitlerini kırdım kirlenme pahasına,
Rahmet değildi benimkisi,
Yalnızlığıma savaş açmıştım, nefersiz bir orduydum belki.
Küçücük bir odada büyüttüm gözlerindeki nefreti,
Kutsadığım karanlıkların sessizliğini ninni ettim,
Hepsi yetim…
Baba oldum yalnızca,
Anne diye bir kızın resmini sevdirdim, gelecek dedim…
Kelimeler büyüdü ama anne bir türlü gelmedi.
Kelimelerim inanmıyor artık o masal olan resme,
Bir tarif var ellerinde;
Hayallerimin her gece dokunduğu tenin tarifi…
Sustum, bunlar benim çocuklarımdı...
Biliyor musun,
Artık korkuyorum, sığındığım gecelerden korkuyorum,
Yenik düşmesinden korkuyorum karanlığımın
Hakikatin ışığına;
‘Anneniz öldü diyeceğim’ diye…
Korkuyorum, sorulacak sorulardan korkuyorum,
Cevapsız kalmaktan korkuyorum...
Çocuklarım büyüdü, yetişemez oldum anlamlarına,
Her biri sayfalar kurdu çatısız kitapların altında.
Baba oldular; bak, tüyler ürperten çocukları var;
Şu an dokunuyor gözlerine, benim onlara dokunduğum gibi.
Her şeyi öğrettim onlara;
İsyanı, tufana tutulmayı, kavgayı, yok bilmeyi,
Nefreti ve belki de sevgiyi ama
Öğretemedim onlara annesizliği, sensizliği…
Her gün yollardayız, karanlık çökse de üstümüze yollardayız,
Seni bekliyoruz, çocukların günah elbiseler giymiş,
Hazırız, çünkü bahar geldi, bahara hazırız.
Kayıt Tarihi : 26.3.2009 00:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!