Evet,
Sır kavanozu,
Şaşkaza düşmedi
Birinci kat semadan.
Bunu saklayamazdım.
Mecruhistan'dan firar edip,
Gebe bir fil sırtında hududu aşan bendim!
Övündüm yalnızlığımla,
Korkmadım fakat,
Cüruftan sıyırdığım cevher taşları,
Kavl-i leyyine sadakatle sessizce yuttum,
Ve kurşunla yonttum elması ...
Sonra kalkıp
Gece uyurken herkes,
Birer birer yaktım ukdelerimi
Ve ılık külleriyle doldurup,
Aklıma zimmetli kırma tüfengi,
Kazara kendimi kalbimden vurdum.
Dengi Naz
Kayıt Tarihi : 19.3.2024 03:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
KAVL-i LEYYIN: sözü yumuşak söylemek, muhatabı rencide etmeden tatlı bir dil ile maksadını anlatmaktır. Bu ifade Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa’nın Firavun’a gönderilmesi münasebetiyle geçer.(Taha suresi 44.ayet)//Yani firavuna bile(!) yumuşakca hitabin emredilmesindeki manayı çözecekler için bu haliyle belirtildi.// MECRUH: (mec.) incinmiş,kırılmış olan///Mecruhistan : kurgusal diyar CÜRUF: Değerli maden ve taşların etrafındaki oluşumlar
Sağlam kişilerden" çıkmaz pek,
O tüfek de
"Yetkin olamayana,
İşi bilmeyene
Acemi askere" verilmez!
Demek oluyor ki,
Haddini aşan, aştığını bilince
Gereğini yapıyor,
O kalbi,
"Hak edene verene kadar"
Sorun...
Arapça deyim ve sözcüklerden pek anlamam,
Anlayabildiğim kadarını yordum zaten,
Ama şiir "vurgun gibi.."
Hakkını vermek lazım..
Tebrikler Naz Hanım.
TÜM YORUMLAR (1)