Vebali çok büyük söz söyleyip, Rabbiyle arasına perde çekmiş suret yığınları gibi yaşıyor ahir zaman insanları.
Rabbine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?..
Rabbi yerine sığınanlar nefsinin korkunç azabıyla başbaşa yaşıyor.
Rabbim katından bir rahmet indir kabul olmuş mültecinin amini hayrına.
Rabbine ortak koşanların halini düşünde düşün!..
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Rüzgarda savrulan saman çöpü gibi.
Sükûtun vakti geçmiş, şimdi iş feryâda kalmıştır dediği yerdeyiz.
Kısa adımlar, uzun, hafif ve sağlam adımlar.
Beni hep aynı yere taşıyorlar.
Tam da beni beklediğiniz yere.
Noksanlık şu demektir; birbirine ait olanın, henüz bir arada olmayışı.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Artık herkes birbirine benziyor.
Bu suret benzeşmesi, hislerin de aynı kalıp ile benzeştiği mânâsına geliyor.
Müstakil zevkleri terk ettik; düşleri ve hayalleri de.
Artık herkes, herkes gibi!..
İnsan, nev-i şahsına münhasır bir varlıktır, bir sanayi ürünü değildir.
Bir dem kendin ol gönül, güzelliğin artsın, insan kendini insanda tanır kalbine dön.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Ancak hakikat güneşi doğunca gönül inşirahı bulur.
Ruhumu aydınlatan, geceleri kalbimi sıcak, tenimi yakan dualarımın ateşisin.
Tek bildiğim bu sabah seni hayal ederek bir kez daha uyandım.
Ve hala senin sarılmanın sıcaklığını hissedebiliyordum.
Evet, insan duayla sevgiyle başlayıp amin elhamdulillah ile sevgilide biter; ötesi yoktur.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Bu sıcak havalarda ruhumuz serinlesin diye teheccüt vakti ikramda bulunanla buluşuyoruz.
Beni dünyaya çağırma, ona geldim fenâ gördüm.
Ne zaman dinlesem kuşluk vakti aşkın musikisini nefes alıyorum. Öyle güzel ki Yusuf’un kokusu gibi.
Eksikler noksanlar her zaman var bunu şikayet mertebesine çıkarmamak lazım.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Hiç düşmedi dilimden ne hatıran ne adın sevgili.
Erenler meclisinde deste kızıl gül idim.
Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu?..
Kendisiyle uyum içinde yaşayan, evren ile uyum içinde yaşar.
Çünkü bu bize bir hayır kapısının anahtarı, bir hizmet vesilesi oluyor eğer bizde o eksiği tashih edecek, giderecek bir enerji varsa.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Bu enerjinin esas kaynağı da kalbi enerjidir, muhabbettir.
Muhabbeti olan insan her şeyi yapar.
Dalayım aşkın bahrine, gavvâs olayım bir zaman.
İsteyeyim dâim seni, seyyâh olayım bir zaman güldeki koku gibi.
En azından yapma niyetinde bulunur.
Dolayısıyla bir Müslüman'ın önce kendi eksiklerini sonra nâsın eksiklerini görmesi lazım.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Gelin bugün yanalım yarın yanmamak için.
Ölelim ölmez iken yine ölmemek için.
Tartalım günâhımız artıralım âhımız.
Edelim hesabımız hesap olmamak için.
Menfaatinizi inkâr ediyorsunuz!..
Çünkü buna sabredeceksiniz.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Bir süre sonra kalbiniz merhametle iyice hemhal olacak.
İnsanlar yapamasalar bile "Bu farklı bir adam" derler.
Bunun işine akıl sır ermez" derler. Biraz daha ileri gidip imrenirler de söyleyemezler.
Şimdi hayat yaşıyorsunuz, seviniyorsunuz, üzülüyorsunuz. Bazen boş ve derbeder günleriniz geçiyor, bazen çok feyizli günler oluyor, macera bu.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Bu maceranın bir an dışına çıkmak lazım.
Yani "bir ben vardır bende benden içeri" diyor ya aşık.
Şimdi sizler de bunu böyle görseniz, merak etseniz küçük bir hale oluşur etrafınızda, siz de bunları söylemeye başlarsınız.
Çok zor bir şey değil bu ve bir yerden bunu tevarüs edeceksiniz.
Ben ailemden tevârüs ettim.
Benim neslimde bir çok insan da gördü ama devam etmediler.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
Çünkü onlar içlerindeki beni dışarı çıkarıp, fark edip, yaşadıkları hayata o nazarla bakamıyorlar, çok hızlı yaşıyorlardı bir manada.
Hayatı yavaşlatmıyorlardı böyle aktı gitti.
Nefsimiz ve benliğimiz bizim emrimizde ve elimizde ama bileceğiz ki esas sahibi biz değiliz.
Allah'ın verdiği imkanlar dahilinde biz onu kullanmakla mükellefiz ve ondan mes'ûlüz.
Biz bunu söylüyoruz da inanmıyoruz. Ben oldum evet ama öyle hadiseler oldu ki bunların olmaması zaten mümkün değildi.
Bugün susma orucuna başladım, hesap görüleceği gün konuşuruz ey gönül.
(Y.ed - Aşkın Renkleri Albümü)
Kayıt Tarihi : 6.9.2020 03:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yetmiş yıl kürede piştik. Daha çiğsin yan dediler. Pir Sultan Abdal

Sevgiler selamlar.
selamlarımla..
....
Kendisiyle uyum içinde yaşayan, evren ile uyum içinde yaşar.
....
......ama öyle hadiseler oldu ki bunların olmaması zaten mümkün değildi
......
...
Eyvallah...
TÜM YORUMLAR (3)