1004
GÂVUR KİRAZI 5
Be hey gâvurun kızı
Ey be dudağı gâvur kirazı
Işığa koşan kelebekler misali yüreğim/ uçuşuyorum boyuna kıyına
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Gâvur kirazı 5
1004
GÂVUR KİRAZI 5
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Işığa koşan kelebekler misali yüreğim uçuşuyorum boyuna kıyına
Garibim ve
Albatros bahane
Gözüm pencerende
Gözümde bir hüzün ki ağırlığım derdim kasvetim tonlarca
Hiç bu kadar kirli sakal olmamıştım
Hiç bu kadar eli ayağı çaresiz ve perişan pejmurde
Tahta iskelenin en ucunda ben
Yok gayrısı
Ve kayalar
Ve acemi balıkçılar balıkta balık bahane gönül bin demde ki hiç sorma asi ve hovarda
Güneşi batırmaya mı geldim sanki ben bu kıyıya
Kızıla çalan gökyüzüm
En ulaşılmaz çıkmaz sokakta şimdi bin türlü şarkılar ıssızlık çalan kulağımda
Ne sanmıştım ki seni
Ne sanmışım seni
Seni bir sevgili
Seni bir yar mı sanmıştım
Bir dost mu yoksa bela başıma kıyı aldanmış gece aldanmış gündüz ben aldanmışım
Kulağım bir seste ki
Gelmez bir türü
Yüreğim bir titreyişte ki
Dinmez bir türlü
Sesini bekler her yanım kapım bacamla akşama uzanır tetikte avare ellerim
Tıkın yok ama inadına
Tık yok
Sensizliğin ölü sesi var her yönümde inadıma
Sobelenmiş tüm buluşmalar
Ve redler
Ve ayyuka çıkmış
Onaylanmamış çağrılar
Çapkına berduşa çıkmış avare adımlar
Ve ben beklemedeyim yine de bir ışık ki kapında yanmaz bir türlü
Gözüm yolunda
Gönlüm yolunda
Kırığım biraz ama
Biraz dediğime bakma sen çok
Çok fazla
Kırgın ve umarsızdayım üstelik içten ve canhıraş sessizde dilim
Ah şimdi o ışıkta olmak vardı be gönlüm
Ah o ışıkta yanmak be yüreğim
Yüreğimin yönüdür adın
Adının ardında olmaklar vardı
Yar olmaklar vardı sana
Kesmesin yolumu artık o harami yasakların
Kesmesin
O bin eşkıya o tuzakların
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Niye küskün olsun ki sana bu yürek niye küssün ki
Aklından bile geçirme
Aklının ucundan bile geçmesin
Kartal hiç küser mi o en güzel beyaz dağa
Kara kartal hiç küser mi o rüzgârlarda yarışan ak yeleli küheylana
Varsın aramalar acize çıksın
Hatırlamalar en cehennemi bir kızıl renge
İnsan kaç kere sever ki
Var mıdır ki sayısı
Kaç kere âşık olur
Kaç kere ölür ömründe sadece bir mi bin mi
Her yürek yangınında mı olur vurgun yanmak kaç kere
İhanet hep bir kahpe mermiye benzer
Gurbet ve hasret beyaz mendile
Sevmeler gökkuşağındaki en siyah ve beyaz renge
Sana yağmur derim yağarsın
Sana kar benzer ak pak endamına en çok da
Sen yağarsın her kar dedikçe döşüme
Rüzgârlarımı sen ekersin
Fırtınamda sen olursun daim gönlümde
Seni anlatırım sensiz ihtiyar lal balıkçıya
Anlatamasam da bir türlü
Adım ayyuka çıkmış zaten
Saç sakal da bir birine karışmış üstelik
Bir selamın yeter iki gözüm bu deli adıma
Tesellim bam teli sesi
Bir nefesin ver bana bir seda da ihtiyara
Anlaşılmaz ne dediği bağırır durur bağırır boyuna
Ne ses kalır ne kiriş
Ne de boğaz
Dinmez bu sızı
Sandalda mı yatılır bu kör gecede bu kör kesen ayazda
Şaraplar benden olsun
Beyaz leblebiler de benden cabası
O da benden
Sigaraların hepsi senin olsun be ihtiyar ben giderken alırım
Sen sandalına git
Var git
Ben geceye
Gömeyim ben bu aşkı mahşere
Tahta iskele senin yolların hayatın çıkmazı benim
Beyaz martı çığlık atsın ak ve de pak
Sen hiç gördün mü derdine dalmaktan başka bir halta yarayan bir karabatak
Tahta iskele sessiz
Albatros eli ayağı bağlı çaresiz küskün rengine
Yenilendi yatık ve batık sandal
Açılır mı ki bir daha bu saatten sonra denize
Kızılı senin yüreğin
Beyazı benim aşkım tam da onun tadı renginde
Şapkalı keriz mangal yakacak bu gece yine dağıtacak ortalığı galiba
Mavalcı madrabaz da yanında
Gecenin derdi bizimle be ihtiyar balıkçı
Bakma öyle
Acıklı
Bakma öyle mahzun ve melül yüzüme hüzünde
Gözü kör olsun bu yoksulluk
Gözün kör olsun be yoksunluk yalnızlık
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Ömrümüz bir gurbete bir hasrete geçti hep gel git
Eh be ihtiyar balıkçı sen buna yaşmak mı diyorsun ben buna yaşamak mı derim
Güya yaşıyoruz
Yaşadık
Bir gâvur paylaşımı değil mi ki bu hayat
Bir ömür boyu bir narı cehennemde vay ki ne vay yaşadık.
Özay Sağlam
****
Eh be Kafkas Kartalı eh be deli oğlan bir ses bu kadar mı kelimelere hakim olur şiire ses olur ..
yine senden yine o güzel gönlünden yüreğinin cızım cızım cızırtısı eşliğinde yanık bir türkü havasında okudum şiirimi ..
Vay ki vay .
desem de aşk böyle bişey işte birde yalnızlıklara mahkumsa birde elinden tutan yoksa birde hasretlik bindi mi işin içine böyle kanata kanata çıkar yüreğin kelimeleri ..
mekana bişe demeyeceğim tefe korlar beni valla .. (zorla adamı yoldan çıkartacak cinsten hani leyla durumları hani çivi çiciyi söker atasözü ile birleşince yani diye )
ama öyle bir yerde öyle bir atmosferde hadi diyelim sadece düşe getirdin.. o çilingir sofra ki bu kadar gerçek anlatılır.. hadi diyelim o sandal.. o karakterler de düşümde yakaladığım serseriler ..
deriz ki eyvallah gözüm olsun ya sanki ordayız yada sanki bir filim ziliyoruz da sen orda aşkın derbeder merdivenlerinde bir yukarı bir aşağı inip çıkıyorsun yok geri dönmek senide bir yukarı çıkış birde iniş var tüm şiirlerinde aşağı yukrı hissettim bu asla vazgeçemek yok ..
kutluyorum yüreğini ..
Sevgiler selamlar şair yüreğe güçlü kaleme ne denebilir ki başka .. ..
Aslanlar gibi yürek konuşmuş şair hakkı ile yazmış ..
şiirin aksesuvarları ise muhteşemdi ..
yer mekan şu buda sözlerle dans edince off ki off olmuş senin deyimin le yok vay ki vayyyy ..
Şiire bittim.... Muhteşem anlatım ver yorum... Bu şiire yorum yazmak, zor çok zor... Ben iyice sindireyim şiiri, sonra yeniden gelirim sayfaya..
Özay Sağlam'ım sağlam imzası...İyi ki varsınız ve yazıyorsunuz.. Okuyorum. Sevgiler.
Gâvur kirazı 5
1004
GÂVUR KİRAZI 5
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Işığa koşan kelebekler misali yüreğim uçuşuyorum boyuna kıyına
Garibim ve
Albatros bahane
Gözüm pencerende
Gözümde bir hüzün ki ağırlığım derdim kasvetim tonlarca
Hiç bu kadar kirli sakal olmamıştım
Hiç bu kadar eli ayağı çaresiz ve perişan pejmurde
Tahta iskelenin en ucunda ben
Yok gayrısı
Ve kayalar
Ve acemi balıkçılar balıkta balık bahane gönül bin demde ki hiç sorma asi ve hovarda
Güneşi batırmaya mı geldim sanki ben bu kıyıya
Kızıla çalan gökyüzüm
En ulaşılmaz çıkmaz sokakta şimdi bin türlü şarkılar ıssızlık çalan kulağımda
Ne sanmıştım ki seni
Ne sanmışım seni
Seni bir sevgili
Seni bir yar mı sanmıştım
Bir dost mu yoksa bela başıma kıyı aldanmış gece aldanmış gündüz ben aldanmışım
Kulağım bir seste ki
Gelmez bir türü
Yüreğim bir titreyişte ki
Dinmez bir türlü
Sesini bekler her yanım kapım bacamla akşama uzanır tetikte avare ellerim
Tıkın yok ama inadına
Tık yok
Sensizliğin ölü sesi var her yönümde inadıma
Sobelenmiş tüm buluşmalar
Ve redler
Ve ayyuka çıkmış
Onaylanmamış çağrılar
Çapkına berduşa çıkmış avare adımlar
Ve ben beklemedeyim yine de bir ışık ki kapında yanmaz bir türlü
Gözüm yolunda
Gönlüm yolunda
Kırığım biraz ama
Biraz dediğime bakma sen çok
Çok fazla
Kırgın ve umarsızdayım üstelik içten ve canhıraş sessizde dilim
Ah şimdi o ışıkta olmak vardı be gönlüm
Ah o ışıkta yanmak be yüreğim
Yüreğimin yönüdür adın
Adının ardında olmaklar vardı
Yar olmaklar vardı sana
Kesmesin yolumu artık o harami yasakların
Kesmesin
O bin eşkıya o tuzakların
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Niye küskün olsun ki sana bu yürek niye küssün ki
Aklından bile geçirme
Aklının ucundan bile geçmesin
Kartal hiç küser mi o en güzel beyaz dağa
Kara kartal hiç küser mi o rüzgârlarda yarışan ak yeleli küheylana
Varsın aramalar acize çıksın
Hatırlamalar en cehennemi bir kızıl renge
İnsan kaç kere sever ki
Var mıdır ki sayısı
Kaç kere âşık olur
Kaç kere ölür ömründe sadece bir mi bin mi
Her yürek yangınında mı olur vurgun yamak kaç kere
İhanet hep bir kahpe mermiye benzer
Gurbet ve hasret beyaz mendile
Sevmeler gökkuşağındaki en siyah ve beyaz renge
Sana yağmur derim yağarsın
Sana kar benzer ak pak endamına en çok da
Sen yağarsın her kar dedikçe döşüme
Rüzgârlarımı sen ekersin
Fırtınamda sen olursun daim gönlümde
Seni anlatırım sensiz ihtiyar lal balıkçıya
Anlatamasam da bir türlü
Adım ayyuka çıkmış zaten
Saç sakal da bir birine karışmış üstelik
Bir selamın yeter iki gözüm bu deli adıma
Tesellim bam teli sesi
Bir nefesin ver bana bir seda da ihtiyara
Anlaşılmaz ne dediği bağırır durur bağırır boyuna
Ne ses kalır ne kiriş
Ne de boğaz
Dinmez bu sızı
Sandalda mı yatılır bu kör gecede bu kör kesen ayazda
Şaraplar benden olsun
Beyaz leblebiler de benden cabası
O da benden
Sigaraların hepsi senin olsun be ihtiyar ben giderken alırım
Sen sandalına git
Var git
Ben geceye
Gömeyim ben bu aşkı mahşere
Tahta iskele senin yolların hayatın çıkmazı benim
Beyaz martı çığlık atsın ak ve de pak
Sen hiç gördün mü derdine dalmaktan başka bir halta yarayan bir karabatak
Tahta iskele sessiz
Albatros eli ayağı bağlı çaresiz küskün rengine
Yenilendi yatık ve batık sandal
Açılır mı ki bir daha bu saatten sonra denize
Kızılı senin yüreğin
Beyazı benim aşkım tam da onun tadı renginde
Şapkalı keriz mangal yakacak bu gece yine dağıtacak ortalığı galiba
Mavalcı madrabaz da yanında
Gecenin derdi bizimle be ihtiyar balıkçı
Bakma öyle
Acıklı
Bakma öyle mahzun ve melül yüzüme hüzünde
Gözü kör olsun bu yoksulluk
Gözün kör olsun be yoksunluk yalnızlık
Ey be gâvurun kızı ey
Ey be dudağı gâvur kirazı
Ömrümüz bir gurbete bir hasrete geçti hep gel git
Eh be ihtiyar balıkçı sen buna yaşmak mı diyorsun ben buna yaşamak mı derim
Güya yaşıyoruz
Yaşadık
Bir gâvur paylaşımı değil mi ki bu hayat
Bir ömür boyu bir narı cehennemde vay ki ne vay yaşadık.
Özay Sağlam
Yine sihirli kalemini ve yüreğini konuşturmuşsun beyaz martı öyle bir daldım ki okurken harikasın seni yürekten kutluyorum kalemin ve yüreğinin sesi hiç susmasın şiirine10 puan +antoloji diyorum saygılar...
Müthiş bir anlatım...
Her zamanki gibi...
Yüreğine sağlık sevgili Özay Sağlam ...
Sahilde bir yerde izledik, kulak misafiri olduk yürek sesine ...
Sigaramızın ateşini sakladık, avuç içlerimize ...
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta