Bu halimle ne edeyim
Başka nereye gideyim
Derdim kime söyleyeyim
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Elim bom boş yüzüm kara
Yüreğimde dolu yara
Çare olup kimler sara
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Pişman olup gelenlere
Boyunları bükenlere
Tövbeyle söz verenlere
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Kapında rahmet bulurlar
O sözlerinde dururlar
Elbet bir gün kurtulurlar
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Çıkarmış hak bir makama
Yakışırsın sen atana
Tövbe edip el tutana
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Işık olursun bu dine
Nur saçarsın sen ilminle
Bu güzellik başka kimde
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Çaresizler gelir sana
O mekanın dönmüş hana
Derman olursun sen cana
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Bir ümitle bin hevesle
Düştük yola biz nefesle
Tövbendeki kutlu sesle
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Son sefer tamamlanmadan
Güneş batıdan doğmadan
Vakit gelip biz yanmadan
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Gül yüzündeki nurunla
Gelip senin huzurunda
Af olmama vesile ol
Yetiş şeyhim Gavsı sani
Kayıt Tarihi : 4.2.2009 14:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tövbe
Günahkârım, sinsi ruhumda mücrimler yatar.
İnsanlığım, şerefim bir uçurumdan kayar.
Alır götürür tereddütlerim, ruhumu satar,
Satar da, gönlüm bir batıla inanmak ister.
Vakit geç değilmiş, bir Nasuh Tövbesine
Girmekmiş bir mürşidin, nazar gölgesine.
Setrolur, O rahmet gölgesinde iblisler bile,
Gelir, samimiyse, bir nazarda günahlar dize.
Itır koklanır, zemzem içilir, rahmet halkasında,
Misk-i amber kokar, ardında her saf duruşta.
Muammalar çözüldü, farkındayım mevhumun,
“Ya Rabbi, ben pişmanım! ” deyince anladım…
Yüreğinize sağlık...
Adnan Özkan(Yanık Sevdalar)
TÜM YORUMLAR (2)