Gasilül melaike...

Hidayet Doğan Osmanoğlu
980

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Gasilül melaike...

Eshabtan vardı birde,Hazreti Hanzala,
O sıra evlenmişti,gençliğin baharında,
Zevcesiyele girdiler,bir gecede gerdeğe,
Nida duyuldu birden,kalkın harp var diye.

Çağrıldılar evlerden,sahabe çıktı bir bir,
Uğradı Hanzalaya,mübarek kutlu muhbir,
Emri duydu Hanzala,fırladı yatağından,
Acele çıktı evden,gusulünü yapmadan.

Sona ermişti harp,döndü eshab Şehire,
Sıralandı halk yolda,arar nerede diye,
Hanzalanın hanımı,kenarda duruyordu,
Gelenlere bakarak,eşini arıyordu.

Sahabinin hanımı,gelip sordu Resule,
Şehit oldu kocanız,verdi Resul suale,
Ey Resul bir sırrım var,geçti o aramızda,
İlk gecemizdi onla,yıkanmadan çıktıda.

Uyarak emrinize,evden hemen çıkmıştı,
Gusletmedi Hanzala,aklım buna takıldı,
Bulupta yıkasınlar,şehit mevta kocamı,
Korkuyorum hakkında,hemen buldurun onu.

Merak etme evladım,şimdi o cennetlerde,
Gördüm yıkar melekler,onu nurdan leğende,
Rahmet suyu dökerler,gökte bir bir melekler,
Rabbim esirger onu,duacı yerle gökler.

Buldular Uhut Dağı,yatar yerde Sahabi,
Henüz ıslak bedeni,kurumamıştı teni,
Resul dediler ona,gasilül melaike,
Sahabe gözleriyle,etti onu temaşe.

Hanımı hamileydi,doğdu İslam büyüğü,
Abdullah adı oldu,eli yüzü pek nurlu,
Eshabım benzer dedi,gökteki yıldızlara,
Uyan mutlaka varır,sonunda Hz.Allaha.

14.05.2011//KIRIKKALE

Hidayet Doğan Osmanoğlu
Kayıt Tarihi : 14.5.2011 11:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hidayet Doğan Osmanoğlu