Koruluğa bir koşuluk ıraklıkta,düz tabanlılar meydanı yönünde sağda.
Ormanın has adamları çıkar gelirler,elinden alırlar nacağı.
Gölge tanıktır buna.Gölgede esneyen mollalar it sürüsü
Karşılarında bir hırka yarım lokma yüzlerce hödük el pençe.
Bu yurt senin.Kurdu kuşuyla,dalıyla yaprağıyla.
Aslında sen doğurtturdun onu
Çağlar ötesinden şimdiye getirdin
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Akla zarar günler...
Ve artık sadece insanlara değil, 'şiirlere de deli gömleği giydirdik', kendi kendimizle nasıl sağalacağımızın derdine düştük...
Yok Dostum, yok... Biz iflah olmayız kolayca artık... Mazhar Osman bile şaşardı, şimdilerde yaşasa...
İyi ki okudum şiiri... Kırk yıl düşünsem, inkarın boyutlarının buralara varacağını akıl edemezdim...
Kutlarım Necdet...
Sondan başa gelmek istiyorum.Çünkü sonun başlangıcında olduğumuz duygusuna kapıldım epey zamandır. Elimde değil, içimden atamıyorum kendimi çok kötü hissettiren bu duyguyu. Bilmem adına ne fobi denir bunun? Adı hiç de umurumda değil...
Takıldım: ' Hükümsüzsün şimdi… ' ye Doğrudur... Hükümsüzüz. Hükümsüzleştirildik. Fakat suç kimin?... Buna biz izin verdik kardeşim!... Şu malum ' Sarı öküz ' ün hikayesini bilirsiniz.... Biz ilk hatayı sarı öküzü vermekle yaptık.
ŞİMDİ ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYUP DÜŞÜNME ZAMANIDIR ÖNCE: Büyük bedeller ödeyerek kurtarılmış bu vatanın ne kadar bizim şu anda?... Çeşitli yanıtlar alır gibiyim. Yalan!....Koskoca bir yalan....Kendimizi kandırmayalım. Kontrol edemediğin bir bölge senin midir?... Samimi olalım hiç olmazsa kendimize...
Peki biz ne yapıyoruz bu konuda seyretmekten başka?... Hiiiiçççç....Koca bir hiç...
Şimdi bu şiiri alsam, Büyütsem, büyütsem, büyütsem...koca bir afiş yapsam. Götürüp şehir meydanına assam. Kaç kişi okur acaba?...Dönüp bakarlar mı?...Okuyanın kaçı anlar?. Kaçı hak verir yazılanlara?...
İşte böyle bir toplum olduk artık biz.Ne desem boş...
Kutluyorum öğretmenim. Mükemmeldi... Bir gün, bu sayfalardan ükenin mutlu yarınlarının şiirlerini okuyabilmek dileğimle....
Benim, 'Sönmüş odun ateşleri' diye hitap ettiğim kitleye bir sesleniş, hatta bir serzeniş gördüm bu şiirde Necdet bey,
Gözleri, kulakları ve beyinleri mühürlü bir kalabalığın, okuyup bir şeyler
anlayabilmesini ümit etmek isterdim.
Teşekkürler duyarlı yüreğiniz ve bu çok anlamlı şiiriniz için...
Saygımla, sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta