Kan dökülür mü hiç senin uğruna,
Sevilir misin sende her kalp gibi,
Taşa dönmüşler arasında kaybolur musun,
Mahalle kahvesinde anlatılır mısın hiç?
Garipler vardır o muhabbetler arasında,
Yaşamdan koparmaya çalışanlar ile,
Yaşama tutunanlar hep savaş içindedir,
Aşkından içtin mi sen hiç o kahvenin?
İdam yemişlerle, infazını alan garipler,
Dökülürler o kahveye birer birer,
Prangalar arkasında kalmış hayaller,
İşte asılırlar bu kahvede üçer beşer.
Zincirlerle boğulan, bitmiş gençlikler,
Ölümden korkmayan babayiğitler,
Bir hap merakına giden ömürler,
Bu kahvede bunların hepsinden içerler.
Sorguya çekilmiş umumi bedenler,
Aşk yolunda heba edilen beyinler,
Kalbiyle sevipte kırıklarla donatılanlar,
Kuşatılan kaleler bile konuşulur kahvede.
Fethedilmiş gönüllerle bitip gidenler,
Mahşere kadar elinde kibritle bekleyenler,
Aşiyanı tepetaklak getiren ibneler,
Kahveye adım adım gelirler.
Aynı yolda yürürken ezilen kardeşler,
Kolundaki gardiyanı öldürenler,
Gariplere baş kaldıran kahpeler,
Hepsine rest çeker kahvede garipler.
İsyanlarda da bulunur garipler,
Boşu boşuna sitemlerde çürürler,
Tüketilen umutlarını silerler,
Doluşmaya başlar artık masaya garipler.
Hep birlikte yer, hep birlikte içerler,
Tek bir kadını sevip, onunla ölüme giderler,
Birbirlerinin yarasını sarar bizim garipler,
İnan şu dediklerime, garipler de sever.
Hemde ne çok sever.
Kayıt Tarihi : 25.11.2019 16:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!