Günlerden Ekim Ayının Bir Persembe sabahı saar sabahın üc bucugu hava inadına soguk yoluma cıkan bir can küçüçük ve sevimli dolu dolu bakısları insanın kanını kaynatmaya yetiyorda artıyor bile minicik yüregi sımsıcak kalbi vardı bakıslarında yeni bi dostum olmustu kanım donarken bir seher vakti aldım yanıma düştük evin yoluna sokakta bizden baska kimse yoktu ben ve peşimde adına koydugum garipcan ah garipcan dilin var konusabilsne neler anlatıcaksın kimbilir insanlara nelerrr ve yasamak denilen bir döngünün içinde kalmıstı ben gibi kimsesiz sevgidi annesiyoktu yanında belki hüznü onun içindi için için dolu dolu bakışlarında gördügüm bir tutam yanlızlıık vardı aynı kaderimi paylasıyoruz garipcan dilsiz dostum benim karnı ac kalmıs eve varıyoruz gözleri parlıyor sanki elimdeki bir parca ekmegi görünce dili cözülüyor kendince seviniyor bişiler anlatmak istiyor ama anlamıyorum ki anlasam ah garipcan
Ali AydoganKayıt Tarihi : 6.10.2005 19:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İlk sure olan “ FATİHA SURESİNDE” de okuduğumuz bu sıfatlar şu anlama gelmektedir.
RAHMAN ; Dünya hayatında bütün mahlukat’a (yaratılmış her canlıya) rızık verme, hayatını devam ettirmesi için karnını doyuracak kadar rızık verme garantisidir.Eğer yarattıysa bir canlıyız rızkını vermekle kendini sorumlu tutmaktadır.
RAHİM ; Dünya hayatından sonraki hayatta ise, kendini dinleyenlere, dediklerini ve isteklerini yerine getirenlere güzellikler, nimetler ve iltifatlar bahşedeceğiz anlamına gelmektedir.Bunların kimler olduğu ve ne şekilde taltif edilecekleri K.kerimde, Hadislerde belirtilmekte ama bu bizim insiyatifimizde değildir.Affeder-affetmez, izzet ve ikramda bulunur-bulunmaz, cehenneme atar-atmaz kendi tercihidir.
Biz, asla bir insan için “günahkar” “cehennemlik” “cennetlik” “kafir” gibi kesin hükümlerle hükmedemeyiz ve bu bizim işimiz değildir. Kalpleri bilmemiz mümkün değildir.
Ne Allah’ın bu dünya için rızık garantisinde bulunduğu bir insanı öldürmek ve onun için kötü düşünmek, ne de bir insan için “Kafir” Dinsiz” gibi kesin hükümlerle hükmetme konumunda değiliz ve bu bizim işimiz değil..Biz kul olarak kulluk vazifelerimizi yapmakla mükellefiz ve Allah’ın vazifelerine soyunmak gibi bir misyonumuz yoktur.. Eğer başarabiliyorsak usul-u hal ile uyarı ve iyiliği tavsiye edebiliriz.Asla zorlama ve nefret ettirme yoluna gitmemeliyiz.
Gurur ve kibir yaparak insanları kendimizden aşağı görmek, burun kıvırmak, insanlara lakaplar takarak küçük düşürmeye çalışmak, aşağılamak en büyük günahlardandır.
Affa ve Ma’firete ulaşmamız dileği ile
Paylaşımınızı ve Ramazanınızı tebrik ediyorum
Selam ve sevgiler
TÜM YORUMLAR (1)