Engin Demirci - Garip Çoban Divanı - 90 ...

Engin Demirci
939

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Nefs’inin peşinden gidenle, nefsini peşinde gezdirenler!..

Şems vakti uykusuz olana bir ses getirir gece z/orda olana kuvvet getirir. Ve dostum ol der. Kendiyle hukuku yalan üzere kurulu olan için dünya zafiyet yeridir gece uyutmaz. Ben aslında sırat yolunu merak ediyorum ordan nasıl geçeceğiz. Dönüp dolaşacağımız yer gurbet olan. Bir fotoğraf gibi dondur zamanı, bir çırpıda arsız kalsın kefensiz cenazen. Mana ve huzurunla duanda ukba çiçekli çiçekler açsın. Nefsin önü arkası sağı solu çevrilmiş yalnızlıkla, zamana tanıklık ediyor maddiyatla verilen değerler. Semaverde bestelenen sımsıcak bir şarkı tavşan kanı kabına sığmayan tadında. Komşuluklara hatır soran sıra sıra ayakkabılar vardı samimiyeti temsil eden. Bir nesil geldi suret suretine binen cezalar veriyor derbeder, avare nesil. Biraz hüzüne kapılsakta, ruhumuza önceden saplananlar gönül bucağı. İçler acısı olmuş insan insanda. Komşuluk duvarlar olmuş, sessiz dualar eşyalara yansımış. Kaybolan şeylerin yanıbaşında ziyaretçisiz kabirler. Belki bir gün bende kendimi affedebilirim. Yıllardır süslesende suretini, gerçeklerden kaçtığın şeyler içinde. Kör çobanın sürüsünün akıbeti uçurumdur. Acının bile yalan olarak yaşandığı dünyadayız. Bu hiç kimseler kim?. Şaşkınlık yaratır aşkın gölgesi gecede kim olduğumu bilmek istedim. Aşkı bile aşk yapan aşıklarıdır.

Bizim halimiz

Aşka bir sebeple evet dedim, benim yokluğumla değil onun varlığıyla mucizeler beklemiyorum. Sırları taşıyan gecenin çobanları olduğu saatte kim ses çıkartabilir uykuda. Herkese eşit mesafede sunulan bir benlik, siz bir oyun oynuyorsunuz sırları taşıyarak. Şikayetçi değil sadece anlamak istiyorum. Bence aşk sizi tanıyor, g/özleriyle k/andırdı. Karşılıksız sevmek, sende en iyi olan neyse insanlara onu verenler sevgiyi şekillendirmez. Bu insanlardan çok yok, hiç bir yalan yok ki bir insan ömrü kadar yaşasın. Kaç kaderin var değiştirdiğin, gölgen aşk'sa. Kıyamet zamanında sura benzemeye başladı hayat, kim olursan ol gönlünü aç kendine. Nefsinın sana çektirdiklerinle imtihandasın ey gönül. Sen benim alın yazımsın ey aşk. Diz çökmüş seni unutan hoşçakalın. Gülteninde kalmış zorda kalan zorların. Yalan gibi yalanlar arasında kalan insan. Bildiklerimiz hala bilmediklerimizin çilesini çekiyor. Hiç kimse kendi yanında değil, yalnızlık hastalığı nedir?. İnsan ölüyor sokaklarda, size ne oluyor?, Gerçekle yüzleşmek için hatıralardan vazgeçin ve söylüyeceğiniz s/özü bulun. Keşke y/anınızda olduğunu bilseniz, halinize şükrederdiniz?. Bu noktadan doyulmuyor aşkın temaşasına. Çınaraltındaki ahşap evler gibidir ömrü boğaziçinde. Kuytularda mehtap uyurken konuşur martılar. B/aşka birşey çıkıyor tuğla minareleri çökmesin diye destek verilmiş huzur mekanı bir camii gibi insan.

Tamamını Oku