Garip Çoban Divanı 89 - Engin Demirci

Hal-i Lâl

Bir Lisan-ı Hâfi ile konuşur bizimle şems vakti aşk.
Talep mührü herkese verilmez.
İnsan surete bürününce araya perde giriyor.
Şimdi sende benim gibi utancından kızar ey gönül.
Rahat bir dünyada yolcuyken.
Anlattığımda, yağmurdu bir gönül yolunda duan.
Tartışmasız kabullenir gönül toprağı.
Bir davranışından ve Estağfirullah şems vaktinde sesinden korktu sesin.
Dinle beni aldatan insan dedi.

Yakın beni!..

Gecenin içinde giysileri dökülen birini g/ördük.
Ve yerimiz v/ar’dı.
Ama geçip gittik.
Yıllar önce göstermişti bir kabir seni sana.
Kusursuz yap, örnek iyi şeyleri.
Sana yazdığım mektuplar şiirler üstünde.
Yanıtsız kaldı, seni sorduğum kalbin.
Yapacak birşey kalmıyor bize.
G/özlediğin halde yollarını Engin gönlün.
Hala kendin için bir şey yapacak mısın?..

Dinmeyen susuzluğum!..

Şair konuştu, şiir sustu masanın üstünde kağıt kalem.
Yapacak bir şey kalmıyor bize.
Onu anmamızı emretti aşk.
Adı, soluduğumuz havaya karıştı yine de.
Kendilerini savunmak için kollarını kaldırıyor dua’da gönül.
Geride kalanlar çoktan değişti.
Bütün hayatını yıkmak için bir kabirbaşındasın.
Çünkü istenmeyen seninle yaşamıştın.
Anlaşılmak ister ayrıldığın ruh.
Akıllı olsun isterseniz duası.
Kimi insan buna çok ağladı.
Bilgisiz ve düşünmeye üşenen biri olarak.
Bu gece yaparlar Estağfirullahla bir şey olacaksa.
Dün gidenler gibi ilhamla söyle.
İyisi mi bugün ona gitme.
Anahtarı ver bana.
Herkes çalar
O neyse o, onu durduramam.
Biz zaten yaşamıyoruz!.
Bizlerin varlığı örtbas ediliyor.

Bir yalancı gibi davranıyorsunuz?..

Ey felek sende vur, sen neyden kaçıyorsun dedi şems vakti bir ses, el cevap kendimden dedi.
O ses kaçamamışsın kendinden bunların hepsi tek bir saniye dedi.
Azığı zehir, yarası yari olan gönüle aşk sızmıştır.
H/an bizimdir, yolcuyu karşılamakta uğurlamakta bize düşer.
Musallada olanı güzel uğurluyacaksın ki, güzel uğurlanasın.
Aşk ahiret gibidir, gitmesi var dönmesi yoktur.
Sen geceyle gündüzün birbirine hediyesi gibi olanlar hep duada taraf olanlardır.
Her yol ayrımında bir yanını kaybedeni aşk boynu bükük bırakmıyor şems vakti duada.
Söz dinleyenin söz söylemeye hakkı v/ar'dır.
Bu hayattan b/eklediğimiz arkamıza b/akmadan yürümek.
Yanımızda yokken içimizde, içimizde yokken yanımızda olanlar hep bizi izliyor. Ölümden korkuyu secdede bırakanlara aşk olsun.
Seninle arada kalmış bir benim kaldı.
Bir yol yok hayatına kıydıklarında mekanın umutsuzlukların.
Hep masalsı taraflarını görür insan insanın.
Çok acı çekenler nasıl ifade eder acılarını, kimse birşey söylemeden saklambaç oynamaya devam ediyor.
Ben kimsesiz diye seçtim geceyi. Lal-i mercandır dil duada.
Aşk çocuk gibidir bir tarafı hiç büyümez, bir tarafı hiç küçülmez.
Yıllardır hep dışardan b/akmışsın kendine, ama o gün ilk girdiğim gün bir daha çıkamayacağımwı anladım.
Kusur görenin muhabbet gönüllerde bir duaya Eren’indir.

Bilmece Adam

Kendi hikayesini kaybedenler, başkasının hikayesine sığınırlar buyurdu Şahım.
Her şeyin bir sebebi var zaman içinde bulamaz, sende bulamaz bende mana dedi Pirim
Başlangıç her yerde aynıdır, hem c/andır hem c/anan'dır dedi Mirim
Öğrendik ki, bize nefes veren için yaşarız, herkes sırlarıyla gidiyor dedi Hırkasız Derviş
Hiçbiriniz acı çekmek nedir bilmiyorsunuz?. Biz buraya bildiklerimizi unutmaya geldik, muhabbet bir girizgahtır dedi İhtiyarBilge
Tabiat bir bahçe gülde var yılanda dedi Meczup
Gözü bir gün ağlayan garibin gönlü her nefeste ağlıyor dedi AklıKıtAdam
Hadı kalk gidiyoruz dedi şems vakti bir ses, o gün bu gün yıllardır yollardayım, ne gittiğim yer belli, ne geldiğim yer belli dedi Boşvermiş
En çokta çocukken uyuduğum gibi uyumak istiyorum dedi Garip Çoban
Bir gün kendinizle olan kavganızı dinlemek isterim. Delilerde susuyor velilerde susuyor, artık konuşacak kimsemiz kalmadı dedi Üçler
Büyütmek doğurmaktan sancılıdır. Hep angaryasın kendine, gerçeğini perdeleme yolculuk yap kendi içine dedi Yediler
B/aşkadır bu yol, bütün insanlığı içine alan gül kokulu yolculuktur. İnsanın yolu destanıdır dedi Kırklar
Sen benim hayatla olan kavgamsın ey yar dedi Erenler
Gölgen kayboldumu bir kabirbaşında boylu boyunca. Ölüm nedir ki, gülün çiçek açınca naz etmiyorsa dünyaya kokusu dedi Deliler Şeyhi.
D/inleyenin yüreğine d/okunan bir hikayeyse sevgi. Y/oldan sapmamış olanı kavuşturmak için v/ar'dır yolculuk dedi Acz
Kuş kadar çabayla hayata tutunmak isteyenin sınır tanımayan duasıdır aşk dedi Abdal
Çuvaldızının deliğinden geçtik, şimdi sıra şems vakti iğne deliğinden geçmede dedi Seyyah
Ben öyle güzel ölürüm ki, her şey masanın üstündeki kalemin ucundaki kağıda şiir diye dökülür dedi Zahit
Kendinden vazgeçmek kolay değildir. Hayattan bir gün daha çaldık dedi Abid
Nasıl bir felaketten kurtulduğunu gördüm, ismaili kurban kestim beni benimle başbaşa bırakmak için dedi Fakir
Artık bir hiç aşk, huuu’lar söylendiğinde şems vakti dedi Türbedar

Varolmayan Yerdeki İnsanlar

Her şeyi bilen hep v/ar.
Gönlü gönlünü görenin eli ayağına dolaşıyor.
Tıpkı ekmek gibi kokar ruha dua şems vakti.
Bugünden yarına hızla her şey değişiyor. Hayatının en güzel banyosunu bekliyor gasilhanede ömrün şehrini.
Artık hiçbirisin, neden burdasın?.
Çok mu karışık oldu dünya, bu bekleyişlerin sonu yok.
Özlemek kötü mü?.
Hiç değilse bunu bekletme, seni bekleten o kadar oyalanmanın içinde.
Ne yaparsan yap bırakma, hemen şimdi. Sensiz seni geçirdiğin gecelerin şahit.
Yakınlığınız yok, uzaktan uzağa umut ederek yaşıyor kefil olduğun yanlarındaki hikayende eksik yanların.
Her insan hayatında bir kaç defa ölür, ama her kula kendi cenazesine katılmak nasip olmuyor.
H/içten içe düşer şems vakti dualar.
Sureti uykudayken yarin, sireti bizimle hasretin.

Aşk-ı Niyaz

Bir hoşça halim var, ah iç sızı/m h/arlandıkça estağfirullahla.
Herkes gibi yaşayıp herkes gibi ölmek gecenin çobanlarına yakışmaz.
Gizli sırlarını söyler alnından öpen şey, bu sırrı kimseyle paylaşmaz huu diye bir ses çıkar.
Sır olup sırlarıyla giderler, bizler ki ustasıyız aşkı sevmeye.
İşte yine beraberiz bedenim bu gecenin toprağında.
Eskimiş dünyada yeni bir gönülle dolaşmak kırksekizinde birinci doğum gününü kutlamak herkese naşip olur mu?.
Çık aklımdan k/adın diyen bir gönül v/ar.
Safayla Merve arasında bir arayış yediklerle bizimkisi.
Teslim olmuş kul olmak için bu koşuşturma.
Gurbete gidiş içimizdeki İsmail’i ses.
Bunu haketmedim diyenler yinede doğru olanı yapmaktan vazgeçmezler.
Hayra karşı cimri olanlardan sadık mümin olur mu?..
Dünyalık isteyip sureti süsleyenler, cennette rızkı isteyebilir mi?..
Aylardan eylül, boşuna yorulma gönül.
Sararıp savrulmalı yaprak gibi sadece sevmek yetmiyor mevsim sonbahar aşkın şiiri v/ar renk renk. (Y.ed)