Garip Çoban Divanı..83... Engin Demirci. ...

Engin Demirci
939

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Garip Çoban Divanı..83... Engin Demirci... Şems-i Mevlana Divan-ı

Neden buradayız sevgili dost...

Ok hedefi şaşırır ama dil şaşırmaz buyurdu Şahım. Şems vakti yola çık amma yoldan çıkma dedi Pirim. Olmadı'da, ölmedi'de gönül vuslatınla ya şafi dedi Mirim. Aşıkı sadık mı? Değil mi? Emin olmak içindir imtihanı, can'daki canda dedi Meczup. Yara tenindedir canında değil aşık, geldin bir kaç zaman her namazdan sonra kal, tenine kan geldi alevlerden dedi Zahit. İmtihanın sualden, sualin nedir? Hiç düşündün mü? Kendini tamam etmeyi dedi Hırkasız Derviş Gönül askında ne var? Merakla bekliyordum okumayı, tefekkürün yolunda tevekkül yolculuğu ıçin sonunda sıra gelebildi dedi Garip Çoban. Alem şu an yerinde değil, gerisi hep vesair ve yeniden dönecek feleğin çarkı bildiğim o ki dedi Fakir. Bir derdim var dünyalık telaşın karından, çile duvarında tebessum ömrün ve yine hazırım yenilmeye dedi Aklı Kıt Adam. Anlamı olacak harfler kendimden geçmişime sus pus sen gibi gel artık susmam için dili lal içimde senle çilveleşen vakitlerde dedi İhtiyar Bilge. Zaman mekan tanımayan o bakışın varya, bizden bir fatiha gülüşümüze yansıyan. Tanıdık bir hüzün hiç olmamak gibi bir şey iç sesim dedi Deliler Şeyhi. Hep geçti, hiç gelmez mi bizimkisi tadında bu demde. Sussam saklambaç oynasak saklandığın şems vaktinde bir bekleten varmış dedi Üstad. Üşenmem için herkesim yok yeni güne, su gibi tasviri anlatılmaz gölgemin sen yokluğundaki damlada dedi Miskin. Kıvrılıp uyuyor insanoğlu yalnızlığına, sen kal sağlıcakla! dedi Aşk.

Kalplere iyi gelen bir hikayedir aşk..

Kişisel hüznün ölümsüz gözdesidir aşk. Hayalindeki cennetin tasfirinde kaosa yer yoksa. Daha da dokunaklı olan, zirveye çıkanı zirveden indiren yalnızlık odalarıdır. Saplantı haline gelen kalbin derinliklerindeki aşkın kalıcılığının metaforodur. Eser olan hz ademinoğlu her zaman güç merkezi kendine. Düşünmenin neresindeyiz? Doğanın bir parçası olduğunu unutan yaşamlar, ruhun parçalanmasına neden oluyor. Herşeyin özgürce nefes aldığı gecelerde doğanları izlemek zorundayız. Ve herkesin oturup, ne yapmalıyız diye konuştuğu şems vaktinde, bir değer bir bedel var. Böyle biri olmak zordur. Çoğu var olan yokluklar bizim maneviyatımız. Sizi bekleyen yolda, bir daha düşünün yüzleşmek için yüzlerinizle. Biz kim olduğumuzu ve dünyaya karşı sorumluluklarımızı biliyoruz. Peki şımdi nereye? Sor sana, seni nerden tanıyorsun! Bunu sana yazmıştım, senden habersiz olduğunda gerçekte gerçeği aramıyorken. Adanmış kavganla istediğin gibi yaşamak istiyordu, çok okunası yanların. Daha çok düşünüyorum, vasat kurmacalarla dolu hayatta gözüme batanlara tuhaf bir sitem. O yoktur hikayelerinizde, çok şey değilde hayatınızda. Saf tutmak bizi yıldıracak olsada, kendimize gelecek yıllara güveniyorduk. Aç, susuz, uykusuz bir fakir için yaman geçer kış. Yaşıyorduk ama umutları dağlar gibi olanlarla. Bir gün, elbette yeniden sabahlara kadar gönül toplantıları yaparız. Bir simit alabiliyorsak, bin duamız olur


Kısa bir ara...

Doğa korkusunun eseri yaşamlara rağmen mucizelerini görmen lazım. Gönül şelalenin eteğinde açan gelincikler amacına ulaşıyor. Psikolojik yıkımdaki ilişkiler büyük değişimler içinde kendiyle bağlantıya geçemesede. Seni sen yapan sebeplerde saklı, bize ait olan sözlerin kutsal sözleri vardır. Yan yana olan varlığın alev alev olduğu saflar kuşluk vakti. Bir nevi hoşgörü hali gecede ayakta kalanlar, sabahta sarhoş, akşamda sarhoş. Şehrin Çığlıklarıdır seherde şehri temizleyerek yeni keşifler yapanlar. Sözden öte, değer katanlar değer buluyor. Herkese değil, istifade edene sevgi renginden renk veriyor. Üstünüze alınmanız lazım, güzel bir zamanda, güzel bir yerde, engin bir gönülle hadi, buyrun. Misafir ettik, seyretmek gelişin hikmetlerinden. Düşünenler düşündürmez mi? Hayretinin ziyan olmaması için, gün batarkende doğarkende tefekküre ihtiyacın var. Mağfiretin ümidine doğru çok virajlı bir yoldur. Hayatı sıkıcı olmaktan kurtaranlarda gönül sohbetleri. Oku emrinin geliş sırrını okumasını bilene, mekanların en güzelinde rabbiyle konuşma fırsatı veriyor. Gecenin çobanların kapıya düşkünlüğü, çok b/aşka olacağını düşünür, geceyi kaldırarak güneşe ermek için. Diri ve duru yürüyüşün bir gezinti olur. Bir çiçeğın açması bile çok şey senin yokluğunda. Yükü ağırdır sevmenin, işte gerçek ölçü bu! Yetmedi, sahip çıkmalısın konuğu olduğuna, öğüte öğüte sevdiğin cümlelerle..


Kıbrin köleliği...

Bizden değil s/özün sahibinden yazdılarımız. Sıradan telaş ve emelleri olmayanlar, hep çaba sarfederler sevgiyi anlamayı. İstenmeyen yerlerde ikame edilen duygular, bozgunculuk yapan ilişkilerle kendini şaşırtırsın. Kaçınılmaz çatışmalar içindekilerin niyetini tartışma, hak ettığini ver sabret. Aşkı sözleriyle razı kılanları, aşkta fiilleriyle razı kılıyor. Taraflarını ikna et dualarla ıslah için. Giderek sarpa saran ihtilaflı yanların, şer alemeti. Doğru ve hakkın tarafından nıce elçiler yanında yer alıyor. Dünya cemaatinden ayrılanlar gönüllü gönüllülere kelime-i şehadeti zikretme hevesiyle sonsuzluğa gidiyor her nefeste. Gücünün sınırlarını zorlayanlar dünyalıklara sürüklenmez, nerelerde vücut buluyor aşk düşündün mü? . Kimlere yarenlik ediyor, acayip halleri vaktinde, birlikte arayalım sen kimsin, nesin. Bildiğini bilme, bilmediğıni bil. Varmıdır kendini arıyacak dermanın, gönül defterinde olanı nerden bilirsin. Yolu tarif etmez harfler, dilindeki esma ömrüne müsemma olanlar kördür dünyaya. Biraz fikir danıştım kendime, dile alamadıklarımızda heryerde diyemediklerimizden yokluğumuz. Hakka ait olan varlıkta birliğimiz. Yolu tariftir gecenin çobanlarının la hüve illa huu'ları. Hakikatin yolunu açmak sunnettir. Düne kapı aralayanlar biz hali, bir yolculuğuna viraneden. Kim ne kadar yanarsa o kadar olur. Zahiri bilgini hakiki bilgiyle devşirde, ezelden elese gidenleri uyandırmalı seher uyanmadan.


Yarının pazarını hazırlıyor dualar...

Surette modayı takip eden, gönülde en sevgiliyi takip etmeyen ne çok uyuyan insan var buyurdu Şahım. Her şey ımkansız olmaktan çıksın istersen, secdeye değen alındaki nefesle konuş dedi Pirim. Soğurmu yürek, görmesende olur aşkın tam ortasında çok duymak için yari, dualar kafi midir? dedi Mirim Çocukların tebessümü en büyük gücümüzdü, hırka oldu masum sıcaklıkları gönlümüze teheccüd vakti dedi Meczup. Daha engin bir denize dalmak için büyüyordum. Hiç bir günah gizli kalmaz derler, her şeyi bilmekteyim der gece, uykusu kabus olanlara dedi Zahit. Dalını yarıyor gonca gülün sessizliği, parça gerçeklerden, neye denir? dedi İhtiyar Bilge. Sevgi hiç akli bağli olmaz, olursa sevgili olamaz. Zordur insan için kolay olan karşılıksız sevmek dedi Seyyah. Sevmeyi öğrenen için kolaydır aşık olmak. Saf bir mühendislik harikasıdır aşık dedi Fakir. Şaşkın bakışlar arasındaki titrek seslerdeki nefeslerle anlarız, ancak içimizi dökersek dedi Garip Çoban. Bir anda acayip oluyorum, bu güne ait kaç dakika var? Dost Taceddin veliden, Pir Hacı Bayrama gidecektim; gitmemek şu anda fiili etkilemez yağmur yağsada dedi Hırkasız Derviş. Kış bitti deriz ya, insanın mevsimini fethetmek uzun sürer sen konuşurken dedi Aklı Kıt Adam. Vardık dayandık tahrik edici akşamın kapısına, niyaz anını yakalayabiliriz. Mütevazi ol diyen içsesin peşinden dedi Deliler Şeyhi. Şu vakte susarak efendi efendı tersinden okumalıdedi Aşk.


Burası sevginin yurdu...

Kısrak aceleyle heyecanlı bir ses, izin verir misiniz sizi sevmeye dedi. Ama önceden söylesem iyi olur belki, daha güvenli bir yer bulmak zor sus pus olan gecede senden b/aşka. Duyguların bu yöndeyse, sessizliği o kadar uzun sürerki yalnızlığın. Benim başlangıcımdır kuşkusuz o en güzel, en köklü, o en dokunulur olanım utanmaktan saklandığım sevgidir. Bir zorlama yoktur, yaşamla olduğu gibi ayıran bir özelliktir okunduğu zaman. O, aslında, kendisininde dediği gibi doğal ve pek bir şeyler vermemiştir, sevgiden çok şeyler almıştır. Şimdi nerden başlasam, ikindi üstü hangi kapıyı çalsam, her şey kendine yabancılaşmışken. Bu cümle yanlıştır, derviş kaşıkları gibi kastımız sevginin gittiği değil, geldiği yer olmalı. En sonunda maske inecek, öbürüne sağır, kör, dilsiz yanın çıkacak. O garipler ki, kulluğunun her gizinde zırh vardır. Pak olurlar sevgiyle, nur anda misk olur nefes döşek oldukça can bulur can. Kim kimi dua ile anarsa aşka, iç içe yürüyüşüdür dirilişin cümlesi tevhidin. Her yerde kutsal gece, fethine çık sevginin algıladık mı? Koca koca insan için yüz karası bir yalnızlığa dönüşmüş suretler. Gelmiş geçmiş zamanlarda, neyde, tanburda, sazda, kemanda, kavalda, davulda, türkülerde, şiirlerde, şarkılarda kalmış ücretsiz herkese, her yerde sevmek. Kim unutabilir gelenekleri, bir kibrit yanıp sönene kadar sürer olmuş duygular, sevgi nasıl yeniden şekillenecek? Her şey!


Sam Rüzgârları...

Güzel bir yol azığıdır, b/aşka hayatlar buyurdu Şahım.Yokoluşa rağmen var olma çabasında kendinde saklı olanlarda aşkın uyumu dedi Pirim. Bahanesi yok bahanelerinin, salih amel işlemek için samimi ol vahyin sahibine dedi Mirim. Buna değer dediğimiz hayat var mı? Herkesin sorusu bu! dedi Meczup. Anlatacaklarımın hepsi buydu, ses yankılandı bir şey kalmadı sessizlikte dedi Zahit. Sizinle olan işitene seslenin, dil konuşursa kalp susar dedi İhtiyar Bilge. Beslendiğiniz damarı bulun, sözün hükmü kalmadığında vahyin yolculuğu hep yenıden başlar dedi Fakir. Hayal gücünü yakalayan gecede, hilal kapını çalıyor sohbetiniz çok verimliyken, gerisini biliyorsunuz dedi Miskın. Zamanın sahibine zaman ayırmayandan hoşgörü bekleme dedi Garip Çoban. Yaratanını tefekkür içinde tesbih eden bir çiçeği nefsi için koparıp, takvasız olan insanın sevgi(li) ye sevgisizliğinden şüphe etmem dedi Aklı Kıt Adam. Yaraları bir akşamüstü hep yeniden kanayanları kimse bilmiyordu, daha ne olsun yeni baştan sabaha uyandığında incecik bir yağmur hayyalen felah diye eşlik ediyordu dedi Deliler Şeyhi. Hergün davet etmek istemez mi, şükürü heceleyen mücahit yanını günün sofrası gönüle dedi Hırkasız Derviş. İstemeye alışınca bir yolculuk geçirmek ister yol olan yanlarındaki s/özler, bilirim kalpten kalbe olan yollarını dedi Seyyah. Çok ilginç ipuçları veren mektubunu aynen sunuyor nefesin,virgülüne,noktasına dokunmadan başüstüne dedi Aşk.

Günün ilhamları...

Yokluğu yenme savaşı değil, hayrette ve sevinçten dudaklarını uçuklatacak güzellikte ilerlemeli insanın insanı sevmesiyle sevgi. Bir teşekkür bile beklemeden. İnsan sırlarını sırlayamadan anlatmaya çalışır her yere dağılayan yanları. Nefis tariflerle dönerler seher vakti şems vakti giden gecenin çobanları. Sahillerini med cezirle dolduruyor duygulara tevazu menbaasıyla. Gönül minberine çıkta kendi yurduna git, aldandığın sözlerden. Cehaletle mücadele ne çetin bir iştir. Sükunetle çöz zafiyetlerini, karşında duran beklemeye çağırıyor. Rahat etmeyen o kadar sıkışmış yanların var ki, neresinde olabilirim? Her şey ben yaşarken, iyi kotarılmış seni yaşarken oldu. Değişen dünyada tekrar tekrar değişmeyen, içindeki öyküler oldukça farklı. Hep amaları, keşkeleri olanlar hayatı kumdan kale göremezler. Hayatı sadece art arda gelen film sahnelerinden ibaret kalır. En çok istediğinde en iyi tanır insan insanın doğumundaki imtihanla. Hakkı destekleyen için rıza makamıdır sevgi, razı olmaktır aşk. Seveceğiz derdiyle dertleneceğiz, keşke bin tane canımız olsaydı diyecek kadar estağfirullah insanın iç sıkıntısını izale eder dua'da. İyi insan yetiştirin, insafa gelmeniz için hak ve resülü yolunda. Birinci amacınız dostun evi yapmaktır gönülleri. Kulu olmaktır en güzel ahlak, şaşıyor bile şeytan mü'minin işine. Çok önemlidir ilim, intibalarınla zalimane hareket etme yüreğine. Bu yolun temeli helal lokmadır. Hayır ve hasenat yapmak. Allah'ın sevdiği ve kızdığı şeyler, aşkın özellikleri. Gayrete gelin, çok çalışın takva için şems vakti. Hakkı kabul etmek, hakikate uymak, hakikatle beraber olmak için, marifetullah çok yüksek bir vasıf. Mü'mın olan insan işinden belli olur. Vay şu kimselerin haline, iyiliğin kıymetini bilmek, insanı cennete götüren ameller. Zamane müslümanlığıyla, sahabe müslümanlığı arasında devrin müslümanlığı. Fakirlik medar-ı iftihardır, inancı doğru olanlara. Nasihat, samimiyettir, düşüneceğız, düşünmeyi seveceğiz, sevdireceğiz ne mutlu bu kimselere.

O da bu hikayenin parçası...

Dik yokuştan çıkmak için hırsı yokolabilmesinin yegane yolu mayalanmak. Rıza lokması yiyen hıç bir gönül yorulmaz. Yeni soluk titrerken hayata, herşeyi unutmanız birin dergahında olduğundandır. Rahmet kapısında senden ayrı bir şey yok. Her nefeste vakit denen şeyin hicrannamesindeki dervişleriz. Şimdi sevginin sırası mı? diyen ne kadar çok yalnız suretler var. Oruçlu oruçlu gavurun yaptıklarına kavuşmaya çalışanlar, aşka sadakat gösteremez. İçindeki ışığın ödüllü bulmaca gibi seçkin. Meclisin gerilerinde oturanlar sözün güzelliğinin sohbetlerinden gelir. İnce ve derin açıklamalar sunar safran aşk kokusundan. Onu görüp rağbet gösterenler tefsiri zikir meclislerinden. Bilmediğini bilmek fazilettir, kibire sokmaz. Saklamadık güzelliği, insandan iyice sıkılmış bu zamanlarda şiir. Sırası değil hüznün, bu gövdeye hasret olanı sevgiyle anıyoruz duada. Ey rüzgar, yağmur götür yitik yanlarımı aşkın ülkesine. Gönüldeki nehrin iki yakasında, gündüz ve geceden öğütlerle şems vaktinde bekliyorum sevgiliyi. Güzel harflerimiz var çoban yıldızından kalan. Bugün bizden yarına, sürüden ayrılmaya hazır mısınız? Süpriz yapıp hediyeler veriyoruz gönülleri okuyanları seherde bize adres veriyor. Sadelikle çoğaltıyor çiğtaneleri değerleri yaralara iyi geliyor. Ne mutlu bize, çünkü bütün gün aynasına bakıp ağlayanlar arasında dualarla örüyoruz yürekleri baştan başa. Ve beni sen yapan ayın büyüsü

Sonrası da olur...

Gece bir soruydu, gündüz bir cevaptı. Arada kalan en güzel vakitti ölüm, ateşi aşktan çalmak için yanlışlık olmuş olabilir. Sadaka, seni senden alır, O'na götürür. Gücüne güç katanlar biryerde, dizdize oturmak için sıramızı bekliyoruz. Ne var, ne yok o gün çok yüklü olacak, şurası orası! Hiç olmazsa oturmuyorum, uğraşıyorum mütemadiyen, özbenliksizlik tam bir erken vakitte. Ve yandık; biz mi istedik? Çat kapı içimden dağılmakta yalnızlığın da, bunda büyük payı var kuşkusuz. Sade bir kahve tam havasında zaman zaman ve ben çok seviyorum bu özel geceleri. Mektup yazmak kolay; ama, yazı atlas mı atlastır. Güzel gümbürder dualar göğsü deldiğinde kuşluk vakti soluğumu, derinliklerinde vahiy inmiş miydi? Ya da ben yapay mıyım, tarihi düşünerek. Hala bağırıyorum, yazamıyorum, o ilk cümleyi söyleyerek yemeğe başlamanın hazzını o anda anlıyorum şems vakti. O köşede elemli cümle, akşam kandili ateşlenmeden, pencereden baktım. Ah'larım açılıyor gönül alemine seyrinde. Vatan tutarsann bu dünyayı, sevdiğine nail olmaz yavaş yavaş acı çeken nefesin. Hiç yağmurda yok bu gece, gönlü kalmasın göğün bir telaş var gözleri nemli olanlarda. İnançtan b/aşka ne sağlar, sevgili şimdi sana doğru yürürken. Biraz gidip geldim duyguları üretken kabirlere içeri almasalarda kapıda görüştük; iyi oldu. Öğle sıcağını aştım yürüyerek, gece güneşine vardım. Sokaklarımdan içeriye süzülüşünü özlemişim.

Aşığın olayım senin....

Gönülden çıkana dil engel olamaz buyurdu Şahım. Soru aklın zekatıdır, zekatda fakire verilir dedi Pirim. Küçük şeylerin hikayesindeki sükut büyüktür, süpriz misafirleri vardır dedi Mirim. Engin gülüşüyle bizi yıkayan gecenin çobanları nice güzel eserler sunarlar kalplere bu sessizlikle dedi Meczup. Ve onun adıyla başlayın sevmeye herşeyi ki, alev alev yanar da yanar isabet eden kalplere hürmetle bakan aşk dedi Zahit. Bir damla su o direnen, sohbet etmek ister herkes uykudayken canın olmaz canan varken dedi İhtiyar Bilge. Zerre bir yer tutar bulutta, uzandığında uyku sana köle oluyor nefesim kesildi, ne kadarda zormuş zehr-i aşk dedi Garip Çoban. Biri bir gün çeker çıkarır gönlündeki mısralardan, taze kelimeler irşad ettikçe, dua hep vardır dedi Fakir. Hakkın aşkı affettiricidir, durun kalabalıklar neler haykırır bazen aklım almıyor, gönlüm azize esirlik eder dedi Aklı Kıt Adam. Bulsun dualar duaları diye şems vaktine kadar dökülüp buz keser kainat beni yıkasın hu hu'lara karışınca aminler dedi Deliler Şeyhi. Huzurundan huzur verenler, nice c/anlar verdiler. Öyle insanlar vardır ki, tohumlar eker düşündükçe dert benim derdimdir, öğretiyor dedi Miskin. Yanar içi nar olur vaktin, peki dilinize onur veren kelime, kalbinize aşk yüklesin dedi Hırkasız Derviş. Bahaneler hep hazır olunca, aşk kazanında kaynayan cümleler en önde gelir, seni arıyorum diye dedi Üstad. Bildin mi şurandan çıkmaz artık o aşk.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 6.11.2015 15:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şems-i Mevlana Divan-ı KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR Öyle bir devir ki hiçbir arkadaşın senden hoşnut değil. Öyle bir devir ki hiçbir dostun sana dürüst ve gerçek dost değil. Hz. Ali k.v

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci