GARİP ÇOBAN DİVANI..8. Engin Demirci... ...

Engin Demirci
939

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

GARİP ÇOBAN DİVANI..8. Engin Demirci... www.beyazrenkler.com

İPUCU...Yanmayan bilmez aşıklarını sinesinde neler olduğunu. O da birilerinin sözcüsü oluyor heybesine gönül sokaklarından topladığı harflerle, ne söyler, ne dinler dizdize oturduğu gecenin çobanlarıyla, az çok kimin ne düsündüğünü, ne yazdığını ve ne yazacaklarını çok iyi biliyor. Bir de herkesin başına gelebilecek bir şey yunus misali, ama birilerinin başına geldiğinde hiçbir şey dememenin de biraz sonuçlarını yaşıyoruz, yusuf ile züleyha gibi. Kendimi bulmam benim için önemli bır andı, çok ortadayım yani, genellikle sokaklardayım, daha biraz önce serhoş birisiyle oturduk. Öyle yerler var ki, oralar kendini dünyanın uğultusunu içinde duyan insanların çektiği sıkıntıları dışına atanlar muhteşem şeyler söylüyor. Zıtlıkları bile başka olan insanlar hayatı dışına atıyor. Biz adlandırdığımızda rahat ediyoruz suretleri, gönül şehri neler hak ediyor. Kusursuz sevgiyi biliyor musun, hemen bir önlem alın. Farketmez olmuşsun doğayla aranızdaki ilişkiyi sorgulamıyorsun da, çünkün yeni bir hamle kendi özünü görmeye, bu dünya kimin dünyası? kimin hevesi tahammülün sınırında bu cümlelerin içinde. Duygularınız rüzgarla şekillenip kovuğumuza geldiğinde, araya gireyim, ne olacak peki. Kendi kafasına sığmayanlar sensiz kıtlığını paylaşıyor. Armağan gibi sunulanlar her yanında hasret, zanaatkarlıkmı bu mahkum halim, seni seven sensizliğimi götürürken, zevk alsın,kıvanç duysun isterim.

HAYROLA...Bitirilmemiş cümleler kurma,en mutlu kim hesaplaşmalarıyla, her gece gönül evine dönerken içinizdeki huzur çok önemli. Çağ insanın kendine yakın bulduğu ortak nokta dışarıda kalmışlık diyebiliriz. Sıkıntılı hanımlar ve beyler için kendine bağlanmak pek de dert eder bir hali yok. Başka bir suretle sürekli baygın ifadeyle ifadesizliğini katan duygular vücuda geliyor. Kendine has doğalcı en heyecan verici gecenin çobanlarını parlarken görmek, aşka giden yol da böyle başlıyor. İşte bizim aklımızdan çıkmayan o anlarda yanan yüreklere emanet aşk. Yaşadıklarımızı abartıyoruz, çünkü hayatımız sıkıcı! Umarım yazdıklarım da sizlerin engin gönlünüzdeki duyguların elinden tutmuştur. Kim sevilerek yaşarsa, tekrar tekrar okuma isteği doğar insan. Düşünceyi açık seçik dile getiren, sen herkesten başkasın. Anlaşılır bir dil kullanan, başkası olma, kendin ol. Hayatta önemli noktaları belirten, başka seslere de kulak vermelisin. Az ile çoğu anlatan, O, bize çok başka davranıyor şems vakti. Karmaşık bir anlatımdan kaçınan sevgiyle, ben başkasını bilmem, seni tanır kendime örnek alırım. Aşk var mı aşk! Bu sorulara kim doğru cevap verecek? Öncü bir rol oynayan rabıta alarak, zor olanı yeğler. Alçak gönülle zengin bir iç dünyasına sahip olan serhoşlar teslim olunca sarhoş olmak için çok değerli tenden geçip, öncü bir rol oynayan o engin ruhun makamına biat edenler aşkın gülistanı

MERAKLISI İÇİN...Siz susun sıfat ayakta, aşkı hoş serhoş anlatsın özlemini sarhoşumuza, gidişat belli buyurdu Pirim. Engin gün biter, güllere aşık gece iner meşke, uzun soluklu yıldızlar indikçe, halden hale girer tenler safa bulur ruhlarda dedi Mirim. Makamı nur olan sadece sembolik olmaz, bizi çok görmesinler haz yumağı olmuşlar şimdi değilse, ne zaman aşk dedi Üstadım. İştahı kapladıkça yaratana şükrü artan sevgili gönül mevsiminden geldi, uzun zamandır saklananda bir bu aşk olmuş dedi Fakir. Hasbihallerle h/arlandıkça acısı tatlanıyor gönlüne aktıkça, bu aşk bizden önce de böyleydi, dedi Garip Çoban. A(ş) k anda bahara bezeniyor sevgili gülşeni,temaşasıyla sınırlar kalkıyor yarani ile dem dem dedı Zahit. Nurtopu gibi tomurcukları açtıkça gülistanında meydan okuyor duygular armağan ediyor bir oldukça ateş ve su bulur başka sesler karısmıyor hep hissedecekler aşkla dedi İhtiyar Bilge. Umutlarla eşsiz bir buluşma bu sevgi, müzeyyen bahar kasesiyle sundukça aşkı şaşıran dünya yüzün dolunay gibi hasretin dedi Serhoş. Ruhuna bahar dideleri sunan aşk, adresımi soran olursa söyler esen poyraz dedi Sarhoş. Ufuklara bakan gözlerde ölümsüzlük ocağı, nefesi çeken yaşamak değil dönülmez yolun seçkisi, kabul et kendım istedim, itirafım bir sevda var dedi Miskin. Meraklısı için eğer varsa, hissediliyorsa,kucaklıyorsa isimler önemli değil, ask yolu, O yolun dönüşü yok dedi Hırkasız Derviş.

İZ BIRAKANLAR...Ölümle hesaplaşmak da yüzleşmek çok önemli. Sızmasına izin ver teslim oldum demende gerekir. Ben yaşadığım acılara yabancılaşarak, her halime şükrederek dayanabiliyorum. Hiç tahmin edemeyeceğimiz hallere sokuyor, aklımda kalan bir cümle var aşkla. Çok yazmakla akıl, çok hasbihalle kalp olgunlaşır. Kendine gayret getir, ben bunları yaşamıştım, hissetmiştim, hatta farkında olmaksızın düşünmüştüm ama bu cümlelerle, bu harflerle, bu hasbihallerle, bu temaşalarla ifade edememiştim dedirten bir yanı var. Yaşamak bu işte dediğim şeydir, bir de hiç bilmediğimizi keşfetme heyecanı yaratan an var ki, bunun için bizim serhoş olarak da hazır olmamız gerekir aşka. Hem gerçek değildirler hem de varolduklarına inanır ve onlarla adım atarsın. Sizin aranız nasıldır gölgelerinizle. Ve artık belleğinizde yaşarlar. Meşk halinde yaşamanın en güzel yanı bu bence. Yaralı, eksik kısımlarımızi tamir etmeyi, iyileşmeyi istemiyor muyuz? seherde! Hem istiyoruz, hem de bundan kacınıyoruz. Yüreğimizin istediklerini ellerimizle bozuyoruz, dolayısıyla kafamız karışıyor sokak dili yaşamımızdan. Her şeyin başlangıcı, her zaman olduğu gibi, yine çocukluk yıllarında aranıyor. İnsanı okudukça nefes alması zorlaşıyor,anormal bir şey vesselam! İnsan olmak dilin zamana dokuduğu rüzgarın göğe savurduğu filizin boy verdiği an dedim ah ah. O an yıldızların suya döküldüğü, tohumun toprağa düştüğü aşk

BUGÜN....S/essiz bir sesle gelmişti yüreğin yüreğime,aslıyla insanız. E/n onurlu anları yaşamak için,değdi saçların terime. M/utluluk ne kadar özelmiş teslim olan için aşka. İ/nanıyorsan sarhoş bir gönüle bilirsin artık sevmeyi,içinin içine yerleştikçe. H/er gün düşünce değiştirir konumda olan insancıklar arasından. A/slına dönüyor insanlığın sıkı sıkı sardıkça aşk. N/e tuhaf, yıllar sonra bir ikindi vakti gibi geçmışin. U/sulca sokuluyor kuyularına aşk, meğer benmişim. R/üyadan ötedesin, sendeki aşka kaç kez seni çağırdım. K/aç kez kendini önemsedin duygu ve düsüncelerini güzel kontrol eder, çoğunu kendi içinde saklayanmısın. I/ssızlığına akıyorken dokunuyor ve tatmadan yaşıyorsun, hiçbirşeyi sevme, hep iste beni. G/ülistanında kanatsız bir kuş gibiyim. I/trinin neyi benim içimde yoktayım,işte yine başlıyor ateşim, yeryüzüne yasak sana helal üryanlığım. L/al olmasın üşüyor sevişmeler, geldiğinde koynuma ağlarsam şaşırma yeni bir andır sevgilim. C/anın artık avuntusu yok, daha daha kaybolacaksın öpüldükçe renklerinde sevişmelerinde şeyi hissedersin. I/şıklar gibi aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır nefes nefese kimselerin seni anlamadığı çağda, ruhunda böylece kalkar engel sen olursun. M/ercan kayalıklardan şahane yanına sızıyor bir balık, mücevherlerinde bir nefes aşk ırmağında bu benim özgürlüğüm olur, tarifsiz lezzetler büyütürdüm o an.

İRADE...İçime yağan kim aşk uğruna. Nereye uzun gitmelerinle ey sevgili, aşk uğruna. Bu sensin sen tebessüm et, aşk uğruna. Biz ki sarhoşuz, bu ömür bir geçse sesin sesime değsin, aşk uğruna. Aşka dair bana seyrıniz düştü, aşk uğruna. Hadi aşktan daha anlamlı bir şey bul, aşk uğruna. Sayıklamaların artmış beni bil diyorsun, zaman şimdi dursun, ask ugruna. Hayatını bedenine kapatan insan yanından çıkabilirmisin bedensiz halime, aşk uğruna. Bir ayna değil hırka üç harflik nefesinle dokunmak gibidir şems vaktinde sesin, aşk uğruna. Ne füsun ettin kalbime böyle, gizlenen ismin aşk uğruna. Senin arzularının sesini yazıyor hayale üstün gelen engin gönül bak burada dokunduğun heryerde seni bekliyor, aşk uğruna. Karın güneşe mağdurluğu gibi insan, aç koynunu geleyim şimdi, aşk uğruna. Aşktan sızmış bir makamla, gömülsün terim terine, aşk uğruna. Hüznün ele veriyor seni, bir çiçeği sularken her çığlık başladığın an, aşk uğruna. Gece kalbleri emzirir ruhları büyütür sadakatinde,sustur şu mağrur ırmaktaki balığı içinde özge bir sesle,aşk uğruna. Tasalanma sen, fısıldar hay,rahat uyu hu ha doğdu doğacak, aşk uğruna. Sözün bıttiği yerde içimde sonsuz aşk, aşkın hasbihal ettiği anda içimde kıyamet var, aşk uğruna. Gece mıraldanır seni, gün geldi alev bile üşüyor ateşte, aşk uğruna. Kim başlattıysa gece aşkı hatta iç içe ateş ve su misali bu yolculuk da öyle,aşk uğruna

HU MEVLAM HU... Birde bakmışsınız hala aşkı tanımak ve yaşamaktan çok uzaktasınız, çünkü beninde tanıklığın. Geçmek bilmeyen o saatlerin karanlık odalarında karakter oyuncusumusun. Daha anlaşılır sezgim var, çünkü ben o kategoride biri değilim. Ama onlara da selam gönderebilirim. Aşkı hissettiğim için belki, hep yakınlık duydum bir mezar taşına. Hasbihalini nasıl yazarsan yaz, o inandırıcı, samimi ve dürüstçe yazılmışsa herhangi bir şey değil sevgiyle gönlünü dinlendiren erdemli önemsediklerinde eğiten bir aşk vardır. Etrafımızı saran hava gibidir harfler, takip edilecek bir şey değil duygular. Sonrası enerji bir bütündür. Ve o muaftır her şeyden, elinizde sevgi anahtarı vardır. Ama önünüzde insanlar ve insancıklar bir kapı olarak durur. İşte aşk varsa, o açana kadar uğraştığın kendin de ufak tefek düşüncülerini not ettiğin temaşadır. Ama aynen toprağın altındaki cevher gibı çıkarılsa da kıymetlidir, çıkarılmasa da değerınden bir şey kaybetmez. Yapanlara selam,sevgi, saygı duyuyorum. Engin gönüllerde buluştukça sizi yok eder. Kendini gösterdikçe aşk, hamiyeti coşuyor gönüllerin. Endişeli sıkıntılı yaşamda, kendinden sıkılmış suretlerin. Kendisini getirenler mükafatı kazanıyor, bunda şaşılacak bir şey yok. Sizinle sığındığınız aşkla buluştun. Siz insanın himayesine girmediniz, karanlık çökünce benin gider,bulutlar gelir yağar yağar senini bizimle birler aşk.

AŞKIN DUASI...Bir sükut oldu sineler, sessiz kimsesiz. Sonra lali meçhul. Bir el sularına uzanıyor ta öteden. Birer birer iniyor buseler gölgeleri geçip bir etmek ıçin gel diyor. Ah kimsesiz gönüllerdeki gözler, tenler selamsız besmelesiz süslenirde süslenir. Ortak kanı dem dem her şey olabilir. Neymiş peki? Bir pamukşeker, bir elmalı şekeriniz olsa ne yaparsınız? Öyle bir geçer zaman ki, kalbinizin bahçesinde can verir aşk. Şimdi gülümsüyorum, biliyorum. Bana çok şey kattığına inanıyorum çünkü bir gece binlerce yıldızın altında. Bir name fısıldar ama amacım diğer gönüllere mesut örnek olmak. Lakin, ufku sızar neşeli bir nurun. Mahrem yanına aşkın görünmezlik taktikleri uygulayanların hayali gerçek oldu. Kendi sularına dönen hasretler, mutluluk takıntılı insanlarada ıyi gelecektir aşkın duası. İnsanın duygularındaki kara deliğin sınırları donuk. Gizli bir ses dem dem yolculuğunda bırkaç fersah daha derinlere inmiş kalbleri teskin ediyor. Titriyor özlemler teni geçince rengi yansıyor baharın müjdesi sessizce okşuyor solmus duyguları. Kimseyi şikayet etmeyen gözyaşlarında bu bakış sana benzemiyor. Herşey o an aşktan gelmiştir. Teni tene çalınca aşk şarabı akıyor ruhlara. Sır cemine ulaşan aşık ve serhoşa dem dem açılıyor aşk kapısı. Tamam artık dünyaylada hesaplaşma da bitti. Destur çekiyor bülbüller, dünyanın en nadir tatlarından biri talip olunca anda onu bulmak ne bişeydir,ne şey

AŞKIN ŞİFRELERİ...Aklına bir şey geliyor mu? Şöyle bir gözatın sevginize, sevgiliye sunduğunuz çok çok özel bir anı yakalayın. Peki, gerçekten ne oluyor yüreğinizde aşka. Mutlu günlerin geleceği için biraz vicdan. Keşke herkes doğal olanı sevse, bir noktadan sonra fısıldadım. Kimse duymadı, sesimi avutuyordum. Dışarda yağmur sına beni alevinle gittiğinde. Bir ses tınlıyor bitmeyen hasretle senin için. Siliniyorum aşk mı, dedim ya bu sevda ya yokmuş, ya çokmus. Nerdesin, çık gel resimlerden aşk neyledi gönül kuşumu. Özlemlerin çığlığı içimde düğüm tenimde iz titreten. Kalbimde bir gül serinliği, hadi kim kimin uçurumu. Buraya kadarmış son bakış sensiz sana. Kendine iyi bak, sessizim seni ne zaman görsem. Perde perde hüznün hikayesi iki parça can, iki yitik hasret. Kalbin nasıl içimde hangi sen konuşuyor. Bir sesi okşamak bütüne doğru götürüyor dilsizlikte. Yalnız suretlerin odalarında ikinci yalnızlıktır ayna, soğuk ve karanlık bir gece üşürken. Bir günün sonunda, içindekilerimi arzu güllerin anısıyla. Dün gece, bu sabah kapıları açmak,birlikte ayrılık hiç sözleri olmayan yolculukta. Gülü terk, seher vakti hiç kimse yanına ayrılıklar yara açar yara üstüne sonsuza doğru. Bana yakınsan gönül koyma, bekledim su gibi. Hazineniz avucunuzda inci ve mercanla sizle paylaşıyor aşk. Duman gibi kalbler ismini öğrenemiyor kendine hilesine. Sihrin ne yana uyanıyor hayalin arttıkça. Sen eğri büğrü görme suretleri, doğru söyle hayal düşünen yanına aşkla

KUM SAATİ....Aşkın sesine kulak verin bir ödüldür fena makamı. Ben aşkın doğduğu evi arıyorum, insancıkların kalblerinde sokak sokak. Nerede o eski kalpler. Bence insan olmak için çalışmakta meslek, insana güvenmek için. Bir mecnunun başına kazak örme, leyla olamıyorsan. Geldi bahar ayları, şimdi ölümü arkadaş gibi koluna takmalı, kış gibi doğmak için, arada bir çizgi olan yazdan çatlak ses duyup, sonbaharla temaşa etmeli. Aşkın çağrısından yüz çevirilir mi? Hayatta daha güzel bir şey var mı ölümden, yok! Karşı çıktığın makama getiriliyor mukaddes emanetler, toprakla temaşa edince güzel bedenler, nasıl güzel kokardı dağbaşındaki gelincik. Sırrı ne? Şimdi bize de düşen, bu günümüzün de sorunu, kabirlerinde ot bile bitmeyenlerden olmamak. Gelincikler neden azaldı diye sorduğum gecenin çobanları, keşke bu soruya bir cevabım olsaydı diyorlar. Eğer kendilerini belli bir şeye inanmak üzere yetiştirdiysen kalbini ve bunu da bir samimiyetle başardıysan, bundan ötesini görmeyi becerirsin. Bir meşk melekesi seni giydirir çıkarsın aşka. Sevgiye nasıl bir tarzınız var? Vay be! Bu aşkı canıyla cömert olanların bahçesinde özel renklerde bir sen eksiktin. Beklediğinize değecek ben nedenini buldum galiba sevgiliyi aziz kılmak için. Bu engin gönül tünelinin bir ucu aşkta babüs selamdır hz insan olan. Kazanan belli sürprızin tatlı buluşması cezbediyor serhoş ve sarhoş tenleri evet demeden önce aşka.

ERBAİN...Umut ne kadar şiddetli, üzerimize yapışan kimlikle savaşmak zorunda bırakıyor. Hazinen tartışılan fotoğrafların sundukları. Hayatla yüzleşmemiz vicdanımızdır. Onca yoksul kalbleri süsleyen öteki suretlerin hoşgörüye ihtiyacı var. Kendini bulabilmek için, çocuklaşma deriz pek kale alınmasada masal olan yaşamda, masal anlatma deriz ki ilişkilere, aslında en zor olan ve orada çocukluğu ile yüzleşmek. Saklamakla ilgili bir derdim yok duygularımı, dünyaylada pek alakam yoktur. Ve hayat oyun, inanılmaz derecede naif. Üstelik artık o kadar çok insanın insana ötekileşmesi var ki her yerde mutsuzluk. Tam zamanıydı aşk, benim için evrenselliği açısından çok önemli sevgiyle yakın hissedebiliyorum dualarla kendimi. Ayrıca hassas olduğum bir konu büyüdüğünüz zaman, kalblere sevgi diye böyle büyük bir yükün yüklenmesi çok acı gelir olmuş. Hayatı hiç tanımayan,gerçeklerle yüzlesemeyen bizim vicdanımıza sevgiliyi istemiyor suretperest bızler. Büyüdükçe hayatta sadece rol oynayan psikolojik bir dengesizlik yaşıyor, sevmemeyi öğreniyoruz. Hangi ilişkiyi kurarsak kuralım, her şey sevmemek üzerine kurulu. Oysa bır zenginlik var, sanıyorum kendinden saklanma güdüsü bu suretler. Bizler aslında kalblerimizi beslemeden, bugün şu kimliğimi giyineyim diyen biri çıkıyor, siz kimsiniz diyor şems vakti ruhunuzla siz uykudayken temaşa eden gecenin çobanları. Bir şeyi öğrendim, insanında sınırı varmış kendine.

ÖNCE BIZ GELDİK, SİZ ÇIKIN.. Biz kızdığımızda kendiliğimizden kızmayız,kendinden uzak düşme buyurdu Pirim. İki kısımsın hakkın ve dünyanın. Vesvesen muradına davet ediyor mu aşka dedi Miskin. Aziz ve asil yolcular sohbetle donanırlar aşkın neslinden dem dem dedi Mirim. Burdaki durağımızda aradığımızı bulmak, dünyalık el vurma özüne dedi Zahit. Ben bu yolu başımı kaldırdığımda gördüm hizmet etmeyi engin marifetli gönüllerde dedi Garip Çoban. Beraberlik nasıl olur? Hissi ve manevi bağlardaki ülfetli kalblerin kıldığı namaz gibi pek çoktur, zamanını en uygun ve güzel şey için harcayanların katıldığı kervanın yolcuları dikkate şayandır dedi Hırkasız Derviş. Şanına yakışan hidayete erdirir ruhunu, mest olan kalbin hu demek isteyince kıskanır cümle melekler dedi Kırklar. Nefes aldıkça nefesim hu dedikçe ne isteyebiliriz aşktan başka dedi Fakir. Aranızı düzeltin ki, kabrinize bir inşirah gelsin gönüllerden dedi Aklı Kıt Adam. Mükemmel bir örnektir dua, tadında ahengi bozulmasın gönlündekı takvanın zerreleri aşkın vücudunda dedi Deliler Şeyhi. Dokunulmazlıklarını kitlemiş sevgisiz kutsalındaki isyanların çok heyecan verici tahrik eden yalnızlığın sarsıyor büyüleyıci gelen suretleri dedi Yoksul. Dedim ya herkesleşiyorsun! Ben hikmeti seçtim, kalbime lütfu arıyorum fenaya erişmek için dedi Erenler. En kıymetli halini arıyorum zamanın zamanına hakim olmak için aşk belki iltifat eder kalbe dedi Sufi.

SESSİZ BİR GÜN...Bilmeni istediğim şeyler, susarak özlüyor hiç kimseyi,sabah olacak, can kulağımızla kapısının hizmetçisiyiz aşkın buyurdu Pirim. Kıyaslanmaz rabıta suretlerle, yüzünüze yüz ceviren kelamın sonu selam şems vakti yandığım hoş gelir dedi Hırkasız Derviş. Hakkı gerçek sevenler gıttiğinde dünyandan, elinle dikenli bir ağacı sıyırıp duyduğun acı tatlı kalır, adı aşk olanların dedi Dost. Sohbete katılanlar aşkın teveccühüyle karşılanıyor ölü kalbleri diriltiyor dedi Zahit. Teslim ve selam makamı gerekir, aydınlık güneş gibi olmak için dedi Miskin. Feyzin kimden geliyor, hiç edebi terketme engin gönlünde sizden istifade etsin dedi Meczup. Keşfe başla vasıfları, kendi gördüğünle aynı değilsin dedi Fakir. Yanına vardığında kim çağırıyor kalbini, alaka ve ilişkini kur acz içinde dedi Deliler Şeyhi. Seninle rabbin arasındaki yetmişbin perdenin kaçını aştın dedi Aklı Kıt Adam. Varlığını sevgilinin varlığına terk edenler bir fidan gibi olur dedi Arif. Dünya dili süsler gözün göklerini, bir meşk meselesi ruhların dengesiyle bir kabirtaşında üç harfle buluşma dedi Meczup. Her mücadelede ölümü kovalayanlar tek başına değildir aşkta, içime ilk düştüğünde gece çok gençti dedi Sufi. Şimal yıldızı gibi masum değiliz, hamdolsun hiçbiryerde olan aşk hep temas halinde sızıyor tanığı olan aşıklara, hem ruh hem sarhoş, yalnızlaşmış hep kalabalıktaki kalpler buyurdu Hazret

ZAMAN AKIP GİDİYOR.. Sevmek için mücadele et. Araları zaten epeydir açıkmış seninin. Selam sana yüreğimin derinliklerinden zerrem. Aşkın hamurunda yoğrulmuş olan sevgili benimsin sen. Daralan vakitlerde dua et duvardaki kapıdan geç aç avucunu, sınırı aş hepsi bu bir sual. Ama haksız değildim ki, hala dudakları kıpırdamıyordu gönüllerin. Birden mekan değişti, çığlıklarıyla uyanıp tane tane konuştu yüreğim. Unutma, aşk için en iyisi alacakaranlıkta gelen sevgilinin hüznü. Tutku, çok yıpratır yürekleri o saatte. Kendi içine uzanan duygularsa öl kalbim masum yaratılışında. Güzel görünen daha sevgilidir. Manevi sırrındadır akli selim olmanın şifası. Sizi davet ediyor sevgi, sizin dışınızdada koruyan engin gönülde gösteren aşk cemaliyle. Şems vaktinde bir kez aşk şarabı içenler hep orada. Himmeti üzerinize dua dua gelir perde perde solan yanına eğilir alev gibi yürekler şad oluyor. Ses vermeye çalışır semalar dem dem okumaya gayret ediyor mevsimin nefesi. Yanan hislere çarpıp fısıldar harfler korkulu rüyadaki eşgallere çılgın dolaşan gecenin çobanları kafileyle gelir feyzle dinleriz temaşaların hasbihallerini. Rüzgar koşarken ruhlar döner bir gönüle meşk etmek için, hepsi biziz uzak diyarlardaki sisli yüreklerde. Herşey o kadar gamlı ki, çıktık sessiz ahenklerle bir ince tül altında duran yorgun duygulara. Mehtap hüzünlü yine uzanıyor o gözlerde. Değişik lisanda sıcaklığı paylaşın diyen aşkla

AŞKA DAİR... Köleyim sığınmak isterim,sözü olanlarla, aşk b/aşka. Adım adım gelişim evden çıkmaya üşenirken, sevgili ölüler dıyarında, aşk b/aşka. Kimse aradığım yollarda nefesimle, h/arlı ateşle tanıştıran, aşk b/aşka. Birlikte okuyabilır mıyiz? Ne de olsa o aşk başka. Yar elinde giryan halim adıyla,tadıyla. Nuru dilaradan tanıdık esintiler aşkın en anlamlısı gülün anlamlaştığı kokusu selamlarla şems vaktinde gelen birlik çağrısında, ufkumuz ışığa muhtaç alev olduğun, Muhammedi aşk b/aşka. Sessiz erguvanlarla ne uzun ne kısa gel de sen konuş, ziyası muhtaç engin gönüllerde aşk b/aşka. Yüzünü görmek için insanın içi karanlıkta güzün görünür, nazarı yar olan ebubekir, ömer, osman alinin okuduğu hutbedeki aşk b/aşka. Avunmak istediğin acayip hikayeler suretinde, gönül gökyüzün derin değildir, bir şeye çevrilen desturdaki,aşk b/aşka. Mekandan içeri adım atar atmaz bizi karşılayan bir bakış, elin değiyor ölüme, sızma hali olan aşk başka. Aşkta bir düş, bu düşten kım uyanmak ister, ateşi hicranda olan küldeki dervişte, aşk b/aşka. Dünyaya hava atmanın manası yok, aşkımın leylası tabibi toprak en güzel son durak,yusufun, yola çıksana artık sen diyen gözyaşlarımdaki aşk b/aşka. Çok şey öğreniyorsun, hep o biricik olanlarla sevinir olduk, bir anı paylaşan aşk b/aşka. Hayatı b/aşka yaşayan, ölümü de b/aşka ölüyor ne de olsa, yaşa(ma) dıkları garip çobanca aşk b/aşka.

AŞK SINAVI...O, o kadar ahlaklı ve temizdi ki olanca tezatlarıyla pirimin aşkı aşka b/aşka. En sahici ne de olsa o, hayat kadar ölümü de ölmeden çok önce bizimle paylaşan mirimin aşkı b/aşka. Sıradanın içindeki mucizeyi, kalbin içindeki büyüyü, duaların gücünü gösteren hırkasız dervişin aşkı b/aşka. Söz sırası hiç gelmeyen, onunla yaşamak bir lunaparkta yaşamak gibi olan sufinin aşkı b/aşka. Aklına ilk gelen sözcük doğru sözcük olan Fakirin aşkı b/aşka. Namazı nasıl kılarsın diyenlere, zerre kadarım bulutta dıyen Üstadın aşkı b/aşka. Eşyanın hakikatını öğrenen halktan tenhalara kaçan deliler şeyhinin aşkı b/aşka. Aşk nedir diyene, kalk git zikreki gücünü gören tanışsın diyen aklı kıt adamın aşkı b/aşka. Acısını şifalandıran miskinin, o süratindeki aşkı b/aşka. Onun kadar masum,temiz,beklentisiz kadar yaşamayı öğrenmeye çalışan zahitin aşkı b/aşka. Ölüme koşan birine eşlik edince pek çok şey öğreniyorsun şems vaktinde, o gidecek, engel olamıyorsun, ne aşkla ne duayla. Bir anlaşma var sanki ve sen tanıksın saniye saniye an an hissettiğin onu yaşayan garıp çobanın aşkı b/aşka. Yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın olan aynayı tutan yoksulun aşkı b/aşka. Söyleyecek sözü olanlarla büyük aşklarla biz olalım yeter diyen şakirtin aşkı b/aşka. Kaç kişı gelirse gelsin, hutbesi inleyen kalblerden gelen doğaüstü, hey nerelerdeydin şimdiye kadar? Hoşgeldin diyen ask b/aşka

BOŞVERMİŞ...Şems-i hüdada ne var bilir misin? Bir kalp aşık olacaksa, kendine ait bir gönül odasında meşkle mesk edeceği, temasayla h/arlanacağı, hasbihalle durdurulamaz kendinden çıktığında inanılamayacak kadar cesur olmalı şems vaktinde. İstediğinizce çoğaltabıleceğiniz sevginin büsbütün gözler önüne serdiği aşk kadar yoksul, yalnızlık kadar zengin sancılardan geçtiğinizde tanık olacaksınız ya hularınıza. Sınırların belirsizleşmesi soru(n) lar üzerinde karmaşık bir hale gelir. Öyle ki, bomboş ama umut henüz tükenmiş değil bir gün göreceksin gölgesiz yaşayınca. Kendini görür görmez ne benin, ne de sadece sen olacaksın. Derinine inen iç hesaplaşmalarını kurcalamaya devam et saklanandan nasiplenme, benden bu kadar aşka. Ve görünen o ki, sizden beklentilerin anlamı garip. İçindeki yerini dert ediniyorum içinin. Sevginin somut bir karşılığı yok çoğunluk için. Elle tutulur bir yeri olsun duygularının. Bir başka yer olarak görülen şey de değişir. Aklıma getirmeye çalışıyorum, zorlanıyorum ayrımı bana hem anlamlı görünüyor, hem de epeyce açık ama herkese böyle görünmediğini de biliyorum sevginin. Baş ucumdaki kitapta aşk,yastığımın hemen altında,uykumda ve uykusuzluğumda,gözlerimi her açtığımda etrafta arar gözlerle baktığımızda,aşk kokusu burnumuza her geldiğinde,duymak istediğimiz seste bekler dururuz o köşe başında kendinden razıysan. Bu bana tercih edilenmişle şükren aşk.

PARÇANIN BİR PARÇASI...Sonralar ve şimdiler arasında görünen ve görünmeyen yanlarında sır küpünüz. Yaşamak ibadettir ama sevgiyle. İç içe geçmiş kılçıklı kelimelerle dolu zaman başka nasıl olabilirdi? suretperest yaşamlarda akla dadanan akılsız göz oyunlarıyla nedensizlikle fazlasıyla coşkunlar. O anda orada sevildiği için bekliyor aşk. Ana ait sözün her bakışın, her bir nefesin, tek anlam taşıyan dokunuşun, her öpücüğün ne geçmişi ne de geleceğinin bulunduğu burası o ana ait aşk. Kimse dünyanın sona ereceğine aldırıyormuş gibi yaşamıyor. Ölüm yerine bedenlerine dünya diliyle hitap edenler, iki zamanın ayrıldığı yerdeler. Kimileri kendilerine pasifleşiyor. İsraf kolay, hesabı zor kendinizden çıkmaya üşenirken gizli beniniz sizi yaralıyor. Kendinizle iletişime geçin, herkese hata yapma haklı tanıyormusunuz? . Sabır acı, meyvesi tatlı olan en güzel sevgidir. Kendine güvenini zedeleyen yanın günün herhangi bir saatinde neyi kavrıyor. Sorular mutsuzluk getiriyor empati kuramayan yanınıza sürgünmüsünüz. Şuraya bir sözcük bul ama düşünceli olsun. Cazibesi sonucu daha çok kişi şakirt olsun ufuktaki yanınızdan. Adanmış varlığın diliyle ulaşamazsan kendine inat etme. Sessiz sedasız dolmuş taşmış, son raddeye gelmiş yağmur bulutları gibi rahat bırakma göğünü açlıkla. Kendi yağımızla kavruluyorduk, çünkü hepimiz farklı kişileriz. Kapı çaldı benim oraya gitmem zuhurata bağlı,bindim aşkın gemisine

AŞKIN NEFESİ... Şüphesiz Allah bize acıdı, aşka gönderdi kendımize bırakmadı dünyayla savaşa soktu. Size bir ihtiyaçtan dolayımı geldi sevgili. Duygularının en şereflisine sahip olacağını müjdeledi dem dem şems vakti. Senden gayrısı yok dediğin aşka ne versen razıdır. Duyguların cesetleri dolu olanların meselesinde kalabalık suretler. Aşkla karşılaşman için selam olsun. Yollarında ne çok dikenlerin var, görüşün nedir? Gece ateşini yak şeytana oynadığın oyun tutsun üçdefa tekbir getir aşkla sel gibi coş, oracıkta aşk aşık olsun. Gizli tuttuğun bir merteben var, yeniden huzurda olman için. Bizi sevenler rahat olsunlar, bu kabirlerde büyük aşklar yaşıyoruz. Asılsız yeminler edenler ruhunda iç rahatlık yaşayamazlar. İçini tırmalayan o tedirginlik o doğru sözün özüne karıştığında terk eder hatırlayamazsın. Geceleri görünen temaşalar dünyaya hasretini bastırır. Kendini aldatıcı ne çok şeyler vaad etmişsın kalbine yüz çevirmenle. Ruhani üstünlüğün neyin peşinden gidiyor. Hakikatlere ne kadar körsün, dost edin kendini. Seni aşkın davasından vazgeçiriyor aşk sandıkların. Sana senin ne olduğunu sor. Varlığını inkar eden ne çok yardımcın var suretinde. Sindire sindire oku ağlayarak insanı. Sesin sessizliğine karşı hakim olmuş. Asıl sorunumuzu kuşatan düğümleri tek tek çözerek ilerliyor anlamsızlıkları yaşanan anın duygusunda. Aşkta daha bilinçlenecek miydik? Hemen öne çık senden

DÜŞÜNCE.. Canım burnumda insancıklar arasında, sen yazdığımı oku, dokunursam erirsin seni seviyorum kar tanem diyen kalbe aşkolsun. Ah şu gidişler yok mu, rüzgar yine çok masum kokunu getirir nereye gitsem. Herkesin bildiğini okuduğu dünyada y/arımsın diyen gönüle aşkolsun. Kadere bak ne yapsaydım yani ortası yok ki ateşin. Sevginız ağır geliyorsa kıvılcımlardan vazgeçmeyin diyen duygularına aşkolsun. Ve ne güzel şey susarak konuşma sanatı aşk diyen sevginize aşkolsun. Umrumda değil şimdi ateşin rengi, çünkü bir nefeste sensizlik vakit kaybı, oysa hayatta düze çıkıştır aşk diyen bakışlarına aşkolsun. Kaybolan en büyük özelliğiniz merhamete muhtaç vefanıza kattığınız değere aşkolsun. İnce mana var saklandıklarından, gözüyaşlı tenindeki terine aşkolsun. Birgün tenhada kalırsan sana sevgili olan kimdir? Kimi seviyorsan bende onu seveyim diyen sesin kalbine köleliğine aşkolsun. Aşereyi mübeşşerenin şefaatlerine nail olmak için yola çıkanların aldığı öğütlerle misli olan dünyadan sakındıklarına aşkolsun. Kelimelere sığınamayacak kadar uzağım kendimden, kayıplarımı bulan gecenin çobanlarına aşkolsun. İçimizdeki harflerin kuramadığı cümlelerden başka neyiz ki? Aynalara aşkolsun. Sırrı kadar yakın bir mesele, hayatı zehir etmeye hakkınız yok diyen aklın diline aşkolsun. Ne dersiniz eğrisiyle doğrusuyla kendi hikayemizi yazma vaktimiz gelmedi mi? diyen aşkınıza aşkolsun.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 28.4.2012 15:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


'Hüda'ya çok günah ettim; adetsiz çok günahım var Günah ettim ise ne gam, senin gibi ilahım var Namazım yok, niyazım çok, dahi özr ile ahım var Ki bir asi günahkârım, benim ruy-i siyahım var Acep ne yüz ile varam o dergâh-ı muallaya Ki bir mücrim, asi kulum, benim benden günahım var Şu Mahmud'un temennisi acaiptir, münkati olmaz Resulullah gibi zira şefaatçi penahım var...' Bitlisî

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    yine baya yazmışsınız Engin bey

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci