Kendimize yabancı...
Karanlık yükselirken boşuna adımı aramayın çoban yıldızının peşindeki yıldızlarda. Bu gecelerde yokum, çünkü ben daha derin ve daha karanlıkların sesine talibim. Gerçeğin mayasıdır kimselerin kullanmadığı önerilen bir dille. Ömrüm müş, insanı anlatmak isteyen şiire verilen isimlerde en çok sevgiye ihtiyaç duydum. Umut var oldukça gecenin yazgısına fısıldayacak gönül miracım bir gece. İyiye ya da kötüye kullanılmış o kadar çok duygunuz var ki, dualarda saygıyla anıyoruz sizi. Her şeyin adı ve anlamı olan şems vakti, beni anlamadın demeyeceğin. Ve beni öyle anladın ki, biraz daha yalnızlaştığımı göreceksin. Sevginin dünyasında kimse bir diğerine üstten bakamıyor ve kimse başkalarına karşı üstünlüğünü kullanamıyor. Emri hak ile ilişkiler kuruyor gönüller. Zorunlu yalnızlıklar özlerken fark ediyoruz ki bir yandan da en önemlisi, kendisini özlüyor insan. Çünkü, herkes kimliğine yabancılaştıkça oluşan kişilikte bilmiyor, her şeyden vazgeçmesi gerektiğini. Geçmişinden kopan insanların ilgi alanları da geçmişiyle silindikçe, kendileri olarak var olanlar yer alıyor seyran ettikleri. Kimse geçmişini kullanarak bambaşka gerçeklerle karşılaşmıyor. İnsan sevgiye uzak kaldığı için acı çekiyor. Ve kusursuz olan hayatı altüst oluyor. Bahar geldi şenlendi aşkın dili, gecenin derslerine gül mevsimi ses veriyor. İnsanı sarhoş eden aynı rengi görüyoruz, büyüleyen gizemli denizde
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta