Gönül avlusundaki masallar...
Zihnimi uyuşturan sen ile ben kendine has, anlatan ıle dinleyenin bir olduğu büyülü bir vakitte, göz göze geldiğimizde karıştırır gece bizi buyurdu Şahım. Ne kimsenin bağırması ne de çığlığı duyuluyor artık sevdiğim için söyleyeceğim bir düşünceye oturttuğum sevgiyi dedi Pirim. Bütün sesler, çiçekler, yıldızlar, kabirler bir gönderme yapıyor. Hak ettiğini söylemek mümkün, sedaların yutulduğu bir an yaşanıyor dedi Mirim. Mutlak bir sessizlikte kimliğini bulunca sona erer yalnızlık dedi Meczup. Sözcüklerle oynan bir oyun değil sevmek, okumaktır hep yanı başında duran sevgiliyi dedi Zahit. Zorlukla açılan kapının yarattığı simge değil, hiç açılmayacak endişesiyle her seferinde anahtar sokulan kapı, kolayca açılır şems vakti gelenin o olduğunu müjdeliyor dedi İhtiyar Bilge. Gözyaşı kapın kalp bağın mı? Birbirine sığınan sohbetlerin gönül rızasıylaysa, öyle bir yer ki sevgin, saçma bir şey olmaz dedi Garip Çoban. Bölünmek kadar saçma bir şey olamaz duygularının, gelip her bir fethettiği düşünülene teslim etmek varlığını muazzam önem taşır dedi Fakir. Ne fark eder ki? Ve kim bilir, ilk kez toprağın filizlenecekse dedi Hırkasız Derviş. İlham veren güneş dili olanlarda sevginin hüküm sürdügü hayat var, uzaklarda değil dedi Seyyah. Kalp atışını donatıyorsa düşündüğün,her gün güneş doğup batıyorsa gözlerinde, teninde ay tutuluyorsa, üryansa gökkuşağın fazlasıdır Aşk
Vakitlere ortak olmak...
Ürkek şaşkın kararsız duyuyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin
Rengarenk ve az sonra gidecek görüyorum
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta