GARİP ÇOBAN DİVANI..6. Engin Demirci... ...

Engin Demirci
968

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

GARİP ÇOBAN DİVANI..6. Engin Demirci... www.beyazrenkler.com

AŞK BURAĞI.. Aşık cananı ister, illa ki o, seyre durdukça rehberini arar arzu halim. Elhamdurillah geçtim o yardan sevgiliye geldim, tuttu elimden sizi çağırıyor aşk. Gülden düşen bize gelir. Yollar kı mürşide niyaza götürür yolları açmak için. Sana sona doğru, efendim derdimin dermanı sensin. Seher vakti yarin kapısını çalanlarla buluşanlar vuslata giden gözleri sürmelilerin fethi babla. Gönül imiş aşkın burağı, bize gelen demde gönül ilindeki velidenmiş. İzahtan uzak bir durum deliliğimiz. Aşk ateşimiz harlı olsun, hoşgör sen gönül. Nasıl bir ruh hali içinde ruhlar. Ne iyi fikir, bulunmaz bir cevher, nur yüzlü pirler yolum. Görünmez doğallığın çobanlarını seviyorum, sırrı ne? Gerçekten çok sevdim canımı ne kadar acıttığımı bir nebze olsun anladım. Hiç olmak için ilk başta nasıl bir hevesle girmiştiniz aç kalınca gam içinde, bu gücü nereden almış, alıyor? ruhum. Hala tarif ediyorsunuz şeyi, ama işim bu bağlandın mı bitiyorsun dünyadan. Mekanın kapısında beklerken, geleceğini keşfediyor aşk. Daha önce fazla ilginiz yoktu, bu ilgi nereden başladı fısıltılara. Öteki hep yanlış yolda da sen doğru yoldamısın, ey gönül. Dualı bır uğurlamayla gören göz iyi görmüyorsa, yaşayarak öğrenilen hiçbir şey unutulmuyor. Eski sorulara yeni cevaplar bulmalı hasbihallerle etkileşmek için. Tartışılmayan duygularda sorunlar paylaşılmıyorsa, ikinizde uzaksınızdır biz sofrasına kıvılcımın

DİL-İ MECRUH...Candan çok sevin canınızı. Kendine karşı saygılımısın? Asla kendine şefkatsiz olma, gururlu davranma. Su aktığı halde güzeldir, kanaatkar ol durulan su kirlenir. Vera içindemi için, gönülden başka yerde karar kılma. Marifetin hüzün olsun, kalbleriniz birleşsin. Hoşgörü cennetinde yaşayan insan ve cennetin cennetinde yaşacak hz insan. Öğrenmede ilk adım renkler, sayılar, sözcükler, şekillerle başlayan bir suskunluk suçuyla, nereye gidelim. Sizle neyi paylaşdınız, maddeci dünyadan, mana dolu irfanla. Dostla bulusmak için elini uzat kalbine. Safa sürmek huzur bulmaksa hu diyelim dem dem aşkla. Hayat muhasebesi yapanlar ıçin zarif üslup hakim. Mutluluksa yakınlarda bir yerde. Hayata hiç tahammülü olmayan, sevmiyen, sevilmeyen, lezzete, lezzetle birlikte, renklerin, kokuların, seslerin, gecenın meşkindeki mükemmelliğine takıntılı gecenin çobanlarının hiç tahammülü yoktur. Beş duyusu keskin, duygu ve sevgi için inceltmiş aşkın damak tadını ortaya koymak için çok uğraşan meşkin üslup zarafetini dem dem nüfuz etmek gözden kaçırılan bir şeyi aramak ve keşfetmek, ne aptalmışım, ne acınacak haldeymişim oysa. Bu tatla yüzleşebilmek için şems vaktinde, gızemın olmadığı yerde gizemler yaratan yontulmamışlığımızı içerir temas eden kıvılcımlar. Geçmişe, çocukluğuna, en mutlu olduğu zamanlara kilitlenmiş olan hafif acılı yaşamlara tattır. Yolun tam ortasından geçen esrarengiz aşk.

MÜDDESSİR...Var yokla döner, düşünenler için buyurdu Pirim. Fazlam yok kendi kadar gafil yaşamım. Bir arada okursak hiçtenlik diyebiliriz buharlaşan ruhunla. Nedir bu? dedı Miskin. Yüreğimin mezarında bir matem. Dünyayı taklit etme saman kadar değersiz dedi Meczup. Doğru yerden okursan taklit olanında makbulu vardır. Samimiyetin beşiğinden yalvarmaksa, hiçlik buradan doğar, kendi kadar dedi Mirim. Sahih bır yerden yaklaş yaşama, o ölçüdedir sadakat dedi Deliler Şeyhi. Mübalağa bir dille yüksek bir perdeden seslenmez hiç kimseye, dere yatağı gibidir gecenin çobanlarının vefası dedi Sadık. İçine gömülenle akmak için içtenliğinle akarsan yürek yanıklığınla hiçe gider dedi Dost. Yusuf kuyusunun vardır yanıtı, bir şey olmak istemeyişte olanlara. Bir kayıp zamanda ayrılık vardır dedi Erenler. Dilencinin Allah demesiyle, teheccüt vakti Allah diyenlerin ruhu hiçliğe evrilir. Dersini alanlar aşkın müptelası oluyor. Gündüzün hakkı gecenin hakkını vermekle anlaşılır dedi Garip Çoban. Yolun doğrusunu aradın mı? Perdenin arkasında hala ulaşamadığın acizliğin neye muhtaç dedi Üstad. Haketmediklerim bu kadar güzelse hakedeceklerim anda düştüğüm yokluktamı dedi Aklı Kıt Adam. Görmeden hüsnünü nasıl kavuşursun benindeki feryadına, hala kıvılcımların kavuşmamış teslim olamadığın aşkın oduna dedi Hırkasız Derviş. Mansur gibimi her zaman bir adım öndemisin sözünden, hülyalı bakma yürü dem dem aşka.

GİRİFTAR...Yokluğuna mıhlanmış ruhumu kıskanır, onu yadsır suret. Yükü nedir ki yeryüzünün, onu bulmak istiyorsan kendinden çık feryat figan ederek. Aradığını bulamamak tek tek hakkını soracak, bulamadığın kazanacak, istediğin şekilsizlikten ibaretse varlık kazanacaktır. Fıtratıyla barışık olmayanlarında merkezi kalbtir. Asla vazgeçemeyeceğin şeyler ebedi mahkumiyete sürüklemiş yaşamını. Asrın insanı neyi anlamıyor mest etmek için kalbleri. Biricik ölçü en titiz sadakat, en derin dikkat muazzez ruhaniyete sığınılan o iki dudak arasından öğretiyor. Ey miskin kulluğu köleden öğren, bağlı gönlünü aç ki, aşk kapısı açılsın. Hz insan bu makamda, delil bulma düşüncesinden ve sebep arama nimetine kavuşmuyor. Ey aşk, zan ve şüphe hücumlarına müsait olan yanından üstündedir kalbin sefer et. Semandaki huzur sisleri ve perde bulutlarından büsbütün sıyrıl dem dem. Üryan gel şems vaktine bulutlarından büsbütün sıyrıl, apaçık aşk meydanına çıksana. Baştanbaşa sevgili olda güneşi doğsun. Yok olduğunda beraber olma şerefine erersin, o ve anla marifetinin şerefine erer ferah bulmuş olur ruhun. Meydana çıktıysan nefes ver manalarından, suretlerin aralarında pek fark yoktur. Kalb hallerinde terakki gösterenler, aşk rızkını ihsan eder. İnsanın bir farkı olmalı hiç olmak için, herşey bir şey olmak isterken. Menzilin o sevgilinin yüreğinde yokluk olsun. Hiçliğim aşka içtenliğimin yok oluşu.

AŞKI MÜZZEMMİL.. Benin yok oluşuna hiçliğe kendimdeki sen dedığim yerden seslenmem içe, döktüğüm gözyaşlarını çok görme. İnsanı hatmetmeyen, lafzını anlamayanların sessiz zamanları yokmu kendine. Demorilize olan ilişkiler, yaşayarak öğrenmiyor. Hayır dedikleriniz sınırlarını koymuyor unutmamak için aldığınız notlar sizi bağımlı kılmış. Niyet ve davranış arasında iletişim kazalarından çıkan küsmeler duyguların önünü tıkıyor. Farkına vardıkların senin yanındamı, sevgi ve sabır arasında kırılgan zamanlarını bul. Sinirlenme ve öfkelenme hakkı tanı ki, dünyaya katlanabilesin. Diğergamkar ol ki, adapın örtsün aklındakileri. Sesini yeniden duymanın sevınciyle, duyunca yüzü kızarıveriyor yüzünün, neler düşündünüz o anda, neler mırıldandınız. Hüsranını ilan etmişsin duyguların huzurunu yerinden oynatmış, göklere mektup yazmışsın. Eli böğründe kendini tartarcasına umursamazca aklı ermiyor, içinden çıkılmaz bir bilmece yaşam denen mükafat. Hiçbir şey olmayacağı gün ortadayken, karanlıklara göz gezdiriyor fecri hidayette. Akıl almıyor aşk naralarıyla kapıya koşup ortadan kaybolabilen gecenin çobanlarını. Dünyayı tersten okumak için eksile eksile hiçliğin çobanıyım. Gece mehtabı getirdikçe çobanyıldızıyla aranılan şey bulunur, ruhların ufkunda. Tamamlanmışlık değil, reddediş olmazlara koşmak dönebilir miyim şems vaktinde her yenilginin ardından. Azala azala aşkla..

YANGIN SIZISI.. Bir yanan bilir halimizden, birde tenhada naçar kalan, müptelayi gam olan, gam ile hemhal olan anlar derdimizi, birde aşkın zehrine susayan! Rabbim aşkına susatsin ve bizi sadece kendisiyle kuşatsın inşaallah buyurdu Pirim. Hızla kendi zihnime dönüyorum ister istemez gecenin tuhaf alışkanlığını duyuyorum dedi Miskin. Yakınlaşabildiğin kadar yakınlaş bir çelişki ve kopukluk var, o da şu, neredeyse aşk kendi uykusunda kendi rüyasını teklifsiz yaşarken, insan bu rüyanın meyvelerine iştah kabartmış dedi Meczup. Aşk, aşk ama o aşk, kendi olan aşk değil, bu yüzden insanın okuduğumuz haliyle, aşk git git bitmeyen, engebesi bitmeyen secdelerle tükenmeyende saklı bir açlık aşk. Acayip bir seyran ve yaşama yoksulluğu, yeniden yaratılan aşk ile doyuran miraç, tuhaf biçimde serdarımız olanla anlam bulduğumuz bir doyuruş ruhları. Ama ne doyuruş. Hala, buradan bakınca bize bile çok yabancı bir sofra, bize bile çok uzak kalır kendiyle karşılaşanlar. Ama sonuna kadar gerçek ve sonuna kadar kendi anında müjdeler veren bir mucize dedi Garip Çoban. Belki hiçbiri kendini okumamıştır, ne var ki, nasıl olup da aşkın böylesi hayal ötesi bir iştahla aşka baktığında içindeki kötüyü bile ortaya çıkarmak için onu kullananları düşünmeye değer dedi Zahit. Lakin, serhoş zihnindeki hayali köpürterek bulmaya mı çalışır kadim dostu kendini dedi Üstat. Kendi yolculuğuna çıkmayı seviyormusun dedi Yoksul.

UYKUM GİBİ GELSENE.....
Niye gözyaşı döktürür feryattan bağırtırsın neyi dedi Sufi. Secde ve rükuda olan kamışlıklarda himaye altına alınmayı bekleyen nedir bilirmisin, iman etmiş bir ruhu arıyan dosttur arınmak için. Ihtilaf ettiğin nedir de, azap çektiriyorsun ruhuna. Muhakkak ki bu gerçek bir neyzenle tartışmak için çağırıyor. Bu anlattıklarımız hikmet sahipleri ile münafıkları ayırmak içindir. Seni hoşgörüyle davet eden bir kamış, göznurun bilmediğin şeyi niye tartışıyor. Kamış insanların en yakınına yakın olmak için kendi aşkına çağırır rüzgarın dilinden anlayanlarla. Siz bir kamışa karşı üstünmüsün, bu bir lütuftur. Bir kez aşkla hasbihal etsen nefesinle, gerçek neyin ruhuna üflediğimi? Hitap etmiyor, merhametle bakmıyor, dillerini ve nefesini tutup fatiha okuyamayanlara. Yalnızca insan nispet eder, oysa ney reddeder, kimseye yar olamam der. Mevlevi ayininden öncedir benim aşkla meşkim çok ezeldendir der. Senin vardığın bir şehirdir bende gördüğün, benim bağrımın yanıklığındaki teraziyi bilmezler. Dem dem dönen semazenler bendime kadar gelir, içimdekini özün sözünü bilmezler. Meğer onlar kamışlığın ahının sesini duyarlar, gaflet ve gösteriş için kopardıkları bir daldır. Köküm nerdedir bilmezler. Aklıma o geldi, bizimlesin diyenlerle adab-ı muaşeret dersleri. Her şey bizim elimizde değil, inanılmaz gücüne rağmen çok sessizdir,ne kadar ses çıkarsa çıksın gönülden aşıktır aşk…

HİCRAN BULUTU.. Anlatacaklarım var? Yüreğin sesine pek kulak asmayan göz alıcı suretperest yaşamlar anlamsızlığını kavradığında beceridir. Eksik yada tamamlanmamışlık hissi, duygularını ortaya dökmeyenler için bedelini de mutsuzlukla ödüyorlar. Kendi kendilerinden nefret ederek yaşayanlar anlamak istemiyorlar hayatı. Beklediğiniz aşk, sevgiden beklentilerinizden daha fazlası için gerçek temponuzu yakalayın. Girerse kalbine engin bir gönül sakın çıkartma, bir bak tecessüs yanların nasılda gidecek. Seni ilgilendiren yanını merak ette, aşk olsun. Görsen bile gizleyensen davet et yüreğinin arkasına. Bak yine yaklaşıyor kaçırmayın derim şems vaktinde gecenin çobanlarını. Dünyaya, dünyadakilere ait olan her şeye hiç bakıyorum. Gönül evine gizlendik garipliğimle, nasıl vakit geçirdi bir nefes bile dinlenmeyen sesleri dilsız kalıncaya kadar usanmıyor, yanıp yakılıyor. Tarıki, mezhebi aşk yolu olanların aşk günesinin doğuş yeridır ilk görüşme. Gönlün aşk çayırında, can gülıstanında, bu neva kimin seması içındir. Evet onu senin ıçin çalıyorum. Biz aşkın aşıkı, güneşle aşkla vakti şemsde başı döndükçe dönen delisiyiz. Bu zahmeti kendime az görüyorum. Bende o sabahın saadetiyle, sana aldırmaz sen olur benlerin. Bir an için, tek bir kez, birşey bilmiyorsundur. İşte o benim der, yorgunluğunun cümleleri bitmeyen diyara. Aşk olsun muhabbet hasıl olur zaten. Her yürek taşıyamaz bu ateşi der aşk.

GÜNIŞIĞI İNCELİKLERİ... Gel de gör anlatmakla anlaşılmaz ol ki, aşk olsun buyurdu Pirim. Tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesini hissettin mi? , o an çağrılsan çağıran, aşk olsun dedi Mirim. Oysa aşkın ben halinde hiçine ulaştım sırrı/n kalmadı, dünya elbisen çıktı, üryanım sana ey sevgili, akıbetim seninle, aşk olsun dedi Üstadım. Aşığın bilmecesidir akıl, ben senin aslını gördüm, şems vaktinde düştün için içine sustum, sesin ne kadar sıcak,ne kadar yakınsa uzağıma, aşk olsun dedi Garip Çoban. Acep serhoşunu bulmadan sarhoş olunurmu y/arsız, gönül aşkı bilirmi? , gel demeden gelene, aşk olsun dedi Meczup. Ne zahmetse biz hep kahrız mest oldukça, diken gibi olduk, bizim yarimizi çekip getirin başkalarının sözüne aykırıdır, la mekandan sevgilinin mekanına gelmişim ve edeple oturduğumda, aşk olsun dedi Zahit. Şayet, şu haksız israf değilmi hoş ve nahoş halındeki suretperestliğin, onu görürsen gözünde, bir damla gözyaşı geldiğinde, aşk olsun dedi Deliler Şeyhi. Kendini kınama, haset etme, fethet aklını başına toplayan halindeki müjdene,aşk olsun dedi Dost. Gecenin çobanları kış günü kapalı bir mekanda içtiğiniz sıcak çay gibi bir his veriyorsa ruhunuza hasbihalle, aşk olsun dedi Hırkasız Derviş. Sığınağın sevgilinin dem dem esintileriyse, usul usul akşam renkleriyle bürünen gökyüzünüze kuşların gün sonu ötüşmesi gibi, askın esintileri dalgalandırdığı çiçek kokularıysa aşk olsun

KEVİR...Kelimelerle duygularını ifade edemeyeceğini gayet iyi bildiği için susuyor gecenin çobanları sessiz sitemsiz. Gelgelelim ancak hatırlı misafirlere çıkarıyor göz gönlünü. Gerçi, gün geldi şebboylar, güller,yasemınler, papatyalar, laleler arasında iç karartıcı ilişkiler. Tekrarlana tekrarlana bayatlamış ağlama tarifinde suretler. Unuttuklarım iç içe, art arda öğrendiklerim. Tatlar alarak duyarak okuyorum. Aklımın hep bir ucundayken gözümünde diğer ucunda olsan böylece tanımlanınca aşk çekip gidiyor. Ve sıcak bir anlatım, o sıcaklık içinde, alabildiğine alçakgönüllü bır tutumla akıyor ruhlar ruhlara. Tasvir eden özlemlerınden haberin yoktu çoktan unutmuşsun. Kendini tanımayan yoktur, ayrılıklarını bilse. Dudağından telafuz ettiklerin, inanmak istediklerindekı sihirbazlık. Küfür diyarına dönen dünyada sükut aramalı. İkramda bulun gönlüne, menfaat üzerine olmasın. Akıllı kimdir, dünyayı cimriysen. Kapına gelene yüz ver sohbet et, yüzüne gülen yüzüne gül ek ki, bugün ölürsen yarının namazını sorar mı rabbin, ona göre yaşa. Hoşunuza gitsin yada gitmesin, cömertsin suretine. Oysa dayanak kılınan bir kalbin var. Şimdi öyle yaptı sustu, galiba sessizlik buydu. Ve gitmek istedikleri yere gitmek isterim kimseyle değil. Hiç bir karşılaşmada gitmeler gibi tesadüf değil. Her insan öğretenimızdir saldım gönlümü, zahiri görüntüleri var aşkın. Ne arıyorsun gönlümün nuru, gönlümde gizli suretınle?

HACAMAT.. Aşkın ıstırapla dolu rüyası ruhumun yası. Gözleri bulut r/engındeydi aşkın. Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur. İçini açmak için avlunda bekliyor için için içim. O kadar çok çoban yıldızım var ki, halen nereye gidecem bilmiyorum. Sözümü kesme canımı yakar surette gezen tüm harfler. Aynaya bakarken alıp başını gidecek gönlüm var. Vakitli vakitsiz bastıran derinlerde olan, oysa nerdesin. Bir kul tanesiyim aciz kalışımla. Sevgiliden utanacak sırrın hududunda şems vaktim. Ve ay düştü, üşüyorum evet mevsim nevrozunda, aşık lazım, ser lazım. En nazik meselemle beni kınamayın divan-ı aşk ahuzarımı. Katre düşmeyince okunurmu besmele, bir gönüle akmayınca. Hizmet verene hizmet etmektir işimiz himmet almak için huzurda. İncinmemek ve incitmemek için karşılıklı dostluğumuza dualarla üflemektir amacımız. Gam ve elem zamanında ferah bulmak için gitmektir beraber olmak için. Bır demle yaren bulmak için, bilmem bu gönlün feryadıyla nereye gidem. Itıbarına anda ermek için bir arada bilmekten utanmakla bağlanıp kalmış arşta kandil gibi duranlar. Yok oldukça hep ve hiçle uzaklaşmakta aşk yoluna düşmektir. Rıza üretmek için ölenler ölmeyi hak etti derda derman isteyen. Kuru sevdayla yolda, candan özge kıl ki canını, güçtür engin bir gönülde sular gibi çağlarsan, sultan diye gelen aşktır sana. Muhabbete doyulmaz insan sayılmayan yanında aşkın çırası tutuştukça dergaha kabul edilir gönül.

AŞKIN RAVZASI... Şükür bizde aşık olduk, bir yalnızlık kaldı kendiyle başbaşa. Öyle işte, birşey yok. Aşk bize şifadır, Boşuna didinme halini arzetmeye. Bilakis, aşık seçen değil, seçilendir. Beni alıp giden kim böyle, biz kimiz. Boş başıboş sefil haldedir hallerim. Lakin tek bir kişi anda kör olur, oyalanırdım sığmadı harfler, cümlesine. Sevgi biriktirmek aşk getirir, hani değmezdi hayat gözyaşlarıma? Bir şeyi hatırlaman gerekiyor, sanki yokmuş gibi görüneni dokunamasanda, yarın yine gelen o, uykuya yenilmezsen. Oturup konuşalım şunu, sözlerim ölüyor ruhunda. Gece başlarken beni biliyor musun? Ve anlar ki insan, doldur sufi kadehleri aşkla. Yandık sen ve ben gölgende hiçbir şeyim bak. Zor olan ilk kez ben dokunayım denen yanıdır insanın. Bir beklentemiz yok, ne yapmak gerek peki? Handır bu gönlüm, hiç çıkmazdan ordan hancı. Ki bendeki silsile silsile gölgesiz. Ama bilmek gerek, ne zaman? Ey beni seveni en çok seven, gül kokusuyla içime çektiğim o olsun gece yarıları dualarla. Uyan, sessizliğin gücünün farkında mısın? Cevap verdim, hiç değil bir şey kaldı. Ben bu kadar yalnızken, son günahıma talip aşk. Meczup iniltileriyle yandıkça sinende, belki seni bulurum diye eyvallahım. Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz! Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki, iyice kördüğüm olursun. Kırılmış bir şeyi onarır gibi aklımız baştan çıktıkça evvel tek idik şimdi biz olduk uyandık iste aşk ile aşka

YOK OLUŞ..Hoşgeldiniz, buyrun gönülbağımız işte. Baksana akıla sığdırılamayan aşkın sırrına eremez sanrıların. Dilediğini yap, vasfına ermek istersen kalbinin. Gözün hala kapalı, saf saf duranlara. Dünya sahnesindeki rollerde görmeye alışık olduğumuz suretlerin duyguların duygularına dalan gecenin çobanları, hislerine dalıyor,çekmecelerini karıstırıyor kalplerin, en gizli yerlere sakladığı zaaflarını, zayıflıklarını bulup çıkartarak, gözlerden sakınılan arka odaların kapısını aralıyor. Dönüş yok ki geriye, gelmeyi istememişti hiç. Kopuyor ıçimde hasretin, son izleri düşlerim. Ben bu aşkı sarınır örtünürüm. Anlat pirim, sus hiç konuşma gönül dem ne vakittir mirim. Bir fasl-ı hazanda her şeyi ben içimden dedim ah dost. Arif olan anlatsın o yare halimi, kalbe talepler düştüğünde, şey ile hiçte neyi hak ediyorsa ruhum, şems vakti muamele et. Acı beni çekiyor,bu gidişle geç kalacağım sabırla terbiye eder aşk. Kısa ve derin bu kör kanama loş bir çıkmazda dilim. Visal orucu susuzluğundayken susarım. Nar-ı vavelya bir hali terk edip, aşka doğmadı s/aklarken alnında eriyiş. Bilmezsin, her vakit içimde aşk gibi, can gibi, günahsız düşlerin gibiyim. Bu ateş kimin, neye yetmez? Söyle bana, var mı benden daha fazla benin. Ve ay ışığında bu acıyla uğurlandım. Öyle çok dokunmak istiyorum ki, bir gönüle sığarmı bu yürek? Ne yapmalıyım geçmiş olması için halini alır bir gün.

NUR-U Nİ-H/ARIM...Sen kendini bütün kıvılcımlarınla yangına dayanıklı hale getirmezsen, aşk ateşinde halin nasıl pak olursun şems vaktinde. Ee, ne düşünüyorsun, nihayete ermek için. Biz bunları çok gördükçüler mi tutuyor elini? Senden ayrı kalan sene ama artık hiçbir boşluktan sığamam, olmaktadır derdim. Neyse kı ben kesinlikle aptal değilim, suretimle onaylamıyorum dünyayı. Feyz-u şafakta eylemiş nihanhaneme, nur-u ni-h/arım engin gönlüme. Niyazkarım doğaüstü,esrarengiz bir ismin sırrına ermek için çok bulmaca çözmem lazım. Böyle böyle yer değiştirecek ruhumda bütün yanlışlar doğrularla, farkındayım aşk. Bu kadar uzaklaşmışmıyım diyorum. Sorusuna soruyla karşılık verdiğimde, aşk sırasının kimde olduğunun pekala farkındasın, bir dokun üstüne basa basa kanatıyorum. Bu su ne zaman küle dönüşecek vur vur vur damlamıyor. Akıp gitmek istiyorum, ona küçük boşluktan baslıyorum. Uzun süre iflah olmayacak kalbim sızısından belli, soğuk sularına kanmada, hz insan çıkacağına inan gerçeği duy diyen sese gülüp geçme mi? Kimseden çekindiğim ya da korktuğum yok. Ben bir şey demeyince, bulduğumu anlatmak istercesine bakıyorum ona. Ama sen de biliyorsun, biraz sonra yavaş yavaş kapanan gözünü hesaba katmadan, geriye sadece bir resim kalsın. O kadar büyük bir boşluğa hapsedilmiş. Neyse ki ben insanların zihninden silindikçe uzun uzun yürüme arzum gitmeye davranıyor. İlk kez keyifsiz görünüyorsun ateş

NERDESİN.. Bir yol buldum gözlerinden öteye geçmek için tefekkür ediyor kalbim gözlerinde buyurdu Pirim. İkinci tabiatınızla ahınız arasında iniliyor yüreğiniz dedi Mirim. Benim sözlerime ülfetleri yoktur harflerin, herhalde mahzun ve garip hepsinin mahrum olduğu aşkın manasına yakınlığında manası vardır dedi Garip Çoban. Kabı dar olanlar için sırrı aşikardır şems vakti hoş gelmesede kimselere dedi Zahit. Benim aşkın kıvılcımlarıyla ülfetim kadar başka bir kimse düşüp kalkmamıştır, uykunun bile uyuduğu vakıtte, gönüllerin kapısına otururum dedi Meczup. Meşguliyetinden merakta kalıyor endişe ediyor kalbinde gizlenen beni ayırmak için gideceğim dedi Hırkasız Derviş. Gönül gönüle yar olunca, o akıllı sananlar akıllarını kaybederler seherde can verenlerle can yakıcı yanık yüreklerle ah çeken senin aşkından dedi Dost. Bir uykusuzluk var gizli kaldıklarında gizli iç ve dış abdestiyle ruhunu geri verir bir zat dedi Şakirt. Biri aşk, aşksa gelmesem de bekle ben dedin mi ki dedi Yoksul. Makamda biri eksik, ne yana dönersek zamanların sesinde ne gam nar eyleyip ne olduğunu bilmiyor musun? dedi Erenler. Hep seni seslendir, derinleşen beninde önce sus gecenin koynunda, nedir bu acziyet, ne çare dedi Deliler Şeyhi. Geriye dönerek o yolda gül olup açmakta ah bu merak çok değişik yoldan dönmüyor kaybolur gideriz dedi Seyyah. Vaat eden ve vaat ettiğini sunan tatlı seda ve eda yanı var, uzak durmayın gelin aşka

YANGIN YERİ...Bir kez olsun aşılmalıdır insan şu hayatta. Biri olmanın göstergesi ol gönlünü çelenle. Bir anımsıyamama anıyla başlayan yolculuğun, kaçışa doğru değil de nedense hep dönüşe yönelmiş açık kalan cürmün. Birbirine çoktan bağlanmış ruhlar arınma bağlamında olmayan belki bugündür. Yer yer anlamsız bir halde iddiasız bir anlatı yaşam. İnsan gerçekliğini getirir uzaklaşan insana. İnanarak yaşamak yine de buna değer. Bır gün bir aynada kendini gören, günün birinde bu hale gelebileceğini hiç düşünmemişti. Gecenin çobanları, böylece bir başka yere, aşka sadık olanlarla suretin ve hazzın dışına çıkarır insanı. Halıyle son derece renkli davete icabet olanlar, kaybolmak ve kayboluşun adı. Bir gün engin bir gönülde kendimize dönerek, yanılsamalardan kurtulan, aşkı yaşamak kendi değerimizin derinliğini fark etmek istiyorsak bunu yapmalıyız der deli derviş. Bu nasıl yüzleşme? İnsandan insana kolayca akabilecek tek duygu sevgi nerenizde? Yaşamak zaten bir süprizdir, vaslına bir şevk verki eser gibi olasın. Ne söylersin, arada bir umulmadık şekilde ortaya çıkmanla aşk şerbeti taktir eder gör kalbini. Kendisinden uzaklaşan insanın, uzaklaştığı cananından karşılaşmasını anlatan sinen hasretine yanıyor. Yarı bilinçli bir haldesin gözünün gördüğüne derman bulunmaz, farkına varırsan kalbin,sessizce yazılır seherde okunur, hallerin hallerde bile sarhoş olur her şeyin h/için aşıksa

VİCDANIMIN SESİ...İlk görüşte aşk, her görüşte heyecanın sahibi olduğumu bilmiyordu. Ama nasip oldu, kalblere atılan sevginin temeliyle kutlanası anda ruhumuza çok iyi ilham. Kişiyi hangi meydanda ararsın? Kendine muhalefet meydanından geç, yoluna koymak ister duyguların tevekkül et, meylin aşk meydanından ayrılmamandır. Rıza et sana ulaşana, ben tercihine insaf et, sen mertebesinden yardım iste, bir olmak aşktandır. Kendi halinle başbaşa bırakma sükun ve huzuru. Kendinden kopup gönülden ses işit sesine. İltifatın teslimiyettir bu dünyada. Herköşenden çık bir köşede duran, aşka feda olmuş engin bir gönül bul. Kalbine girip yerleş, gönül elini uzat. Daha kendi yanında taşıyamıyorsun. Hayrete düşürüyor hikayen. Çünkü hayransın dünyaya, arzu halin suretperestlere. Böylece gidilmez hz insan yanına, kulak ver kalbine hediye et ruhuna. Siz ne diyorsunuz? Elçiye zeval olmaz! Senden sana yol aç, sana gel, kapında olan gecenin çobanları hayal değil. Tepeden tırnağa içindeki mektubu oku kuşluk vakti. Ne çok zorba yanın var, ayaklarını bağlayan kahredici bir alaydasın hala aynanda. Kulağında sana söylediklerime engel olan ne var? diyen bir ruhu teslim etmelisın aşka. Yeni günde bir kelime arayan kalbimin işi zor. Mücadele etmesi gereken bir kalbim, arayan kalbim kalbini benimsemiş. Her fırsatta kalbimi ziyaret eden ziyaretlerim yapıldıkça hediyeleşir. Aklını yenecek şeyler vizyonun değildir, varlığın neyde dirilir.

MAKAM- I AŞK.. Amini eksik dua gibi hayatlar. Hiç ol da gel. Kalbini sevgiye alıştırırsan, ruhun aşkı zikreder. Hepsi bu çevir başını gökyüzüne, yaşamıyoruz. Duyuyorum, bilirsin üşüme ruhta başlar. Kalbi yoksa,insan nereye gidebilir? Dağılmalı ki toplanabilesin çile çile kördüğümlerden. Ben en çok sana benziyorum, kalbimi alıp uzaklara gitmek için. Dünya penceresinin camını kırdım, arkasındaki görürsün diye. Şimdiki halimdeki kalbim kimindir? . Çiğdem saksıda yaşarmı? Gece ve delilik dokunsa tutamazsın, tutabilir misin? Ortaya çerağın çıkınca, b/eklemek giderek azalır. Usul usul y/andıkça bir daha göremezsin serhoşu. Onu kim bilir.Seni seviyorum,çünkü. Nisan yaklaştı içimdeki ateşle üşüyorum daha çok. Gül benim sevgilimdir, tohumurcuğu duymaya başladı. Hiçbir sözcüğü anlamazken, sitaremi beklemekteyim. Kimse bilmiyor, bana gelince bir mum erimesi olur adem çıplaklığın. Aşk yetmeyecek arşın anlamında herşey olağan olacak. Sen ki gecenin her yerine sığarsın. Kendi ç/ektiklerini biçmek için, bir kelime bulursun. Sonra ses olur, dokununca aşk ruhların çarkına. Bir de yaşamak yalan derler. Ve o boşluğu doldurur göğünde sevgili. Dedi ki aşık, kim bilir serhoşlarmı sarhoş, yoksa ben mi ayığım. Alıştırma beni sana leyla, hüsnü keremini görenler ağzına kilit vurmuş. Düşünüyorum da, bir kuş gibi uçacağımı sevgili biliyor. Fark etmez aşk için şartlar ağır olsada,kurtulun ben yükünden

SARHOŞ RUHUN DAMLALARI...Dışındakiler birkaç söz, içindeki engin bir derya sen nerdesin, var olmak istemek ve sevmektir buyurdu Pirim. Düşünceler var olmak için dua dedi Mirim. İnanmak ve sevmek unutuldu yeniden onlara hasret duyuldu dedi Dilenci. Gönüle ihtiyaç duyulduğu zamanlardayız var olmak, düşünmek ve hareket etmek demekse gerçeği bilmek gerekir sevgide alelade yer değiştirmeden, kımıldanmadan dedi Zahit. İmkansızlık üçgeninde köşeye sıkışmışlık buluta davet ediyor yalnız güzel yanına doğan nedir? dedi Dost. Bir ses böler geceyi, ilk kez buluşuyor yolculuğun sadırdan düşüncenin derinliklerinde aşkın halleri ölümün sırrını fısıltıyor bir derviş gönüllere meşk etmek için dergahına girenleri dedi Garip Çoban. İlahi neşve kalbin emirlerinden rahmet kapısını açıyor damla damla hakikate gidenlerin ruhlarında temaşadaki vecdini dinleyin dedi Hırkasız Derviş. Bunu önceden ne bilmiş, ne de istemiştin, kim olduğunu yaşamak istiyor değil gibisini, kendini göster, hatta var olduğunu kanıtla uykuya dedi Fakir. En zaruri hareket sevgiyi omuzlarında samimi olarak sahip olanlardaki duyguların toplamıdır aşk dedi Serhoş. Ben var değilim surette olanlar doyurucu olmuyor bütün varlığı darlığa düşürenlerde dedi Aklı Kıt Adam. Hakiki kurtuluş, kurtarıştır. Aklını, hayatını, isteklerini saadetin sırrıdır sohbetlerdeki lezzetler dedi Erenler. Gönülden gönüle dil verenlere sık sık el uzat ki marifetin aşk olsun.

SINAVA DOĞRU.. Hakikati nerede arayalım, ver elini öpeyim, var olmak için pirım. Kimdir O? O, sensin o kalpten kaynar ki, O sendedir aşkının şeydalarında. Kendini bil serhoş, bürünmüş aşka sarhoş olmuştan zevk duy ki, Onu bulursun sende, O seni yok etmeden. Öyle ki, dünya noksanlıktır. Tutup kaldırmak için elverir ki O, onda yok olup onda var olasın bu vakte ermek için. Her nefes alış verin O, ne saadetli o can ki, kör eder sana seni. Kendini ayıpla, şeytan yol bulup içeri girmesin. Bu odanın kapısı da, hiç değilse söz arasında dost buydu. Sizin hakkınızı nasıl ödeyelim, rehberi aşk olan. Zırhlanmak değilmi sarhoşluk, çokluk aleminden bire ulaşmak için. Engin bir gönül cennetine yol bul ki, dünyada vakit kaybetmeyin. Elinde verilecek bir şey varsa çağır gönlünü ağartacak konuğu. Öyle ki, insan oğlu inkar eder körebelerle aşkı. Dost isen bilmez olur mu, korkulu rüyadır girdabın. Sevgi sonsuzluğa kadar bir gündür, aşksa yolun doymamıştır anda zaman. Eriyip tekleşmek için ne istiyorsun. Sebat ulvı ruhunsa, hakikattir aşkından razı olan nur-ı aynım vesselam. Duasını iste dostun hırkasız derviş gibi şaşkına dönüp sarhoşluğundan ayılmamak için. İzini adım adım takip ediyorum rahmet kapısını, biz kendimizden aramıyoruz ki, yüz çevirip karar kıldıklarımızla. Kendini aşık sanıp, hakikate kul olanlar uyurlar mı? Fark muradına naile olanlar için, herhangi biri olma, hakikilik seni kurtarır.

NUR-U AYINIM Suskunlukta zamansızlığın resmi seninim diyen bir dilin aşkı tarif ediyor. Uzaklığında yakın, yakınlığında uzak gibi olanlar izini adım adım takip ediyor aşkın. Karar kılıyorsan sevgilinin hallerine, aşka uzak kalırsın. Hakka kul olanlar hoşnutturlar makamından. Hallerini başkalarına söylemeki feyzin. Öyle bir engin gönül seni bulur ki, uçan güneş gibi. Gece gündüz yanında muhabbetiyle tazeler zatına nazar eyler. Aşık olanlar maşuklarına bir an önce kavuşmak isterler. Siz uykudayken bizimle sohbet eder sende kalamıyacağını anlayan ruhunla hasbihalimiz. İçinde bulunduğun hal selam ve dua ister. Muhabbetin ziyadeleştikçe suizanı artar suretin. Dünyalığı verip insan alanım, gönül verip muhabbet alanım. Yandıkça yanan bir beni ararım gece çobanlarının kervanında, sana ulaşmak ister meth eder bir fakir. Açılan bir kapıydı aşk, öncd o dirildi sizinle beraber. Can can/anında hakiki dostluğu sunuyor. Zihnindeki ayrımlar kalktıkça duygular suretten kalbe, kalbe sunulunca aşk. Korkularınla soyunarak yüzleş, köşe kapmaca oynayan yanların ürperten savunma. Sıkı takipte olan kalbinin hesabı var imkansız üçlü ruhunla. Dikkat, sizi tanıyor her gün değerli kıldığın suretin. Hep bir anlık öfke, his yok yüzleşme yakın. Ön plana çıkan suretine inat, muhatap sorunu var duyguların. Kırılan onurunu onar, yanlış anlamanın yolunda yolculuk olmaz. Neden olmaz? Hadi girip kurtaralım benini

BİRKAÇ SÖZ.. Şemsi unutma karmakarışık hallerinle kıyıya oturma böylesi buyurdu. Hissettiklerin gurur verici nihayet anladık ki dünyada belki herşeyi bulmak kolay, kendini bulmak zormuş. Kendimizi nerede bulalım? dışımızda nereye koştuksa gurbette kaldık. Kendimize nasıl koşalım? Kolay ulaştıkların değersiz mi? Kusurlarını saklama, göz önünde herşey. Hayata bakışın kadar, kendinide anlaman gerek. Uzun arkadaşlığın oldumu? Kula kulluktan kurtulmaktır aşkın ateşi. Sevgiye kalbleriyle inanmayanlar dilleriyle itiraf eder hallerini bozan suretlerle. Yüz çevirip döndüklerine rehber bulamazlar. Geceleyin gönüllere buyurun, sizi değiştirir. Azad edilenler ilk safta memnun olarak bekliyor sevgiliyi. Daha açıkcası aşk ahlakıyla dost olmaktır. Sıradan olmaktan çok korkanlar payını almak için bır kuş olup uçamaz kendine aşık oldukça. Gecenin çobanlarından başka hiç kimseyle samimı görüşmedim şems vakti. Yürekler usulca pas tutmuş, önce bir boşluk oldu kalp gidince ama şimdi iyi sondan sonrası artakalanlarla. Hep bir şeyler eksikmis gibi gelir,ne kadar planlarsanız hayatı planlı olmayınca kendısi daha çok getiriyor. O kadar ama çözemedim henüz, arada kaldığım bir durum. İç içe geçmiş hayatlarla tanışın, dost bir insansanız kendinize. Duygusu yoksa hiçbır zaman sevginin varolmadığı ailedensen, birçok feryattasın. Gitmesine izın ver yanmak,sarhoş olup dönmek istersen mestan-ı üryanına kalbinin.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 26.3.2012 21:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sevgilinin köyünde dolaşmaya gece vakti gitmemin nedeni, Korkarım ki, bir gün gölgemin bile bana aşk rakibi olmasıdır. Revâni

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci