Sen bilir misin aşık olmayı? ...
Aşkla sınananların dünyayla yemini bozuluyor şems vakti onların diliyle. Marifet her dem bir nida gelen son nefesten razı ol. Birliğe ulaşmak için gönülde gönül yatmalıdır. Yar ister cayır cayır yandıranı davet ediyor. Dokundukça kabarıyor kabarıyor nereye akar? Onun içindir gece hep damla damla yalnızlığına. Bir mektup neleri unuttuğunu, neler söylemek istediğini hatırlatır sevgine. Uçsuz bucaksız yollara düşürür. Ey efendim, ey zahıd değirmeninde öğütüyor kendi kendine. Servetleri çoğaltmak için selef-i salihinin kalbinden zerre miktarı imanla bir yol ver. Bir kelime işaret ediyor, bağırıp çağırmalara aldırmayanlara, hu der döner gece danesi. Aslına dönüyor kalbime doğru sızıyor aşkın hicazı. Demi sürülür bunda, döndür garibin başını aşk döndür. Ne göründü gözüme, öğütür bir gün benide bir avuç toprak. Agah ol, meleklerden üstün olanların peşinde. İnsanı kemale o ulaştırır işte. Hiç kıpırdamadan, nefesini bile dikkatle alıp verenden içre. Ve kalkın adanmışlık duygusuyla, aşkın aşkına tereddütsüzce üryan olup, engin denizine daldığında zaman durur. Eksik olma sızdıkça sız sık sık damımdan, büyüdükçe büyüsün içimde için diyorsun. Boynumun borcudur o gün, bütün sırlarına boşalmalarım. Hakimiyet meydana çıkar, cevap veremez gözler. Kendisi cevap bulur sıkışmış kelimelerin kucağımda. Bir şey o hali hor görmez, suretten damla damla mananın diline ulaşırsın.
Fakr dergahı...
Üzülemediği için üzülenleri nasıl bir hüzün sarar buyurdu Şahım. Özlem ateş olur, ten erir yardım edemez gözyaşın dedi Pirim. Orada bittiyse büyümüşsün demektir acıya hüznün varsa aynalarda dedi Mirim. İşte bu yüzden herkesten gizlediğin hiç yokken vardı seni görsün dedi Meczup. Dilin mi dönmüyor? Hayatının son günüymüş gibi dilsiz yaşamaya dedi Zahit. Geçmişle geçememişe bölünebilir misin? Bir kere yorulacaksın onu yap, mani olan ne? dedi İhtiyar Bilge. Üzülmüyorum anladığın andır en hüzünlü anı, bir gün beni de bulur vefa kokulu, ben olmuş sevgili dedi Miskin. Sohbet-i yaran vakti gam müpteleasına sor usanmaz yanım ağla ve inle dedi Fakir. Hakiki merteben can ve gönülden, tam bir sadakatla istersen, ettim havale nefsimi Kahhar-ı adile durduk niyaza manasından hissedar eyle, ya ilahi dedi Garip Çoban. Boğuyor suretpest insanı nefs, düşüyor gaflete harabe yanlarıyla dedi Aklı Kıt Adam. Paha biçilmez fakirin gönül zenginliğine, dilenciysem şems vakti ne olmuş! dedi Deliler Şeyhi. Noktalarından sızıyor cümleler, hayret veriyor sözlerin sırr-ı meali ey gönül sohbet-i pir ile nazar eyledikçe dua, gülzar açılır gönüllerde dedi Abid. Eli boş olana kul olanlarında gönül dili gafildir, sakın incitme sevgiyi dualar hoşça muamele ister seherde dedi Seyyah. Ay ile güneşin kaybolup gittiği anda talihi ters dönenlerin manalarının açığa çıktığı alemde, oraya girebilmek hevestir dedi Hırkasız Derviş.
O an, ne oldu? ...
Mezar kazma sanatı bile aşka odaklanır. Her türlü ilgiden uzak kalanlar yaratıcısını beğenmeden yaşarlar. Ve karşımdaki boşluk ilham kaynağı senin kim olduğunu anlaman icin, gerçekten bu mu sen? diye sorar. Aşkın güzel bir his olduğunu söyler. Sadece, senin ne yapacağını merak eder. Görüyor musun? Gitmek istediğin yeri! Bu beklenmedik bir ziyafet sunar. Havas-ı hamse-i zahire olmadan olmuyor aşk. Çünkü herşey havasımızla dünyayı terk eder birer birer, insanın aynası çıkar şems vakti. Göğüs boşluğuna dokun fevkale taraftadır aciz bedenin. Alem-i camia da olgun ve kusursuz aşıklık aşaması. Sözkonusuysa, günün konusu olmak seher vakti, şimdiki zamana uygun düşenler bu aczi gönülde, bırakalım şimdi bizi gece, gündüz gözüyle ararız güneşte yatanları. Nefesi kesilmiş fısıldayanların sorusu anlaşılmış. Derin bir iç geçirir, sıkışmış yanına verilen sözler. Gözlerin temkınliydi, siz ikiniz kavga mı ettiniz diye soran yanın haykırıyor. Omuz silkti yağmur başladığında sessiz bekleyen tenin. Devam etmedi damlalar yüzüne düştüğünde, sana borçluyum diyen yanın, garip bir bakış atıyor dört duvar arasında sesini bastıran kıvranmaların. Sadece birkaç saniyen olduğunu bilen bu gece bir şeyler yapmak ister misin? Keşkelerınde beni uyaran hiçbir ses yoktu. Gelip seni bulmasını beklıyordu yüz üstü yatan yanın. Birdenbire dokunuşuyla birlikte hissedılen inlemelerin tanık olmuştu haline
Seni düşündüğüm gibi beni düşündün mü sevgili...
Ülfet etmeyeceksinde niye rüyalarında ararsın aşkı gizemlerinden. Sen böyle susunca, sessizlik sensizliğe söyle hadi diye sesleniyor. Sonsuz semanın altında bile nefes alamıyanların sözleri kemale sığmıyor. Aklındakine eremeyenler tene bulanmadan haddi hesaba sığmayan vücuda bürünüyorlar. Yaramda devamda çok canımı yakan aşk. Keşkelere sahip olan yanın gizlice sarsın beni, bir o ben yazılmadı ki şems vakti hüzünle. O sıcak duygu bir yaşanmışlık. Geriye dönmemenin asiliği önümdeki sele karışıyor damla damla. O başka bir insan, inançlarını yaşayabilecek kadar güçlü. Hangi bulutun getirdiği, nereye damladığını, niye sel olduğunu biliyor. Nihilist olduğunu, yağmur altında öğreniyorum kendilerine uzak olanları. Seviniyorum, meşe palamutlarının topraktan nasıl fışkırdığını görebilmeyi. Özgürlüğünü yaşayamayan insan, başkaları için yaşıyor. Oysa bir akşam sefası ilk gün söylemişti toprakta filizlendiğinde, benim doğrularımı niye benden iyi bildiğinde öğrendim. Niye bu kadar çok seviyor paylaşmayı? Oysa başka bır canlı o! Her çiçeğinin bıraktığı tohumdaki vefa, birşeylere sahiplenmenin paydalarını eşitliyor hep. Bende onun gibi eşitlemek istiyorum zerre kadar paydamı. Daha yakından tanışıyoruz birbirimizle. Yeni kelimeler öğreniyorum. Yeniden seviyorum yazamadıklarımı yazmayı. Oysa ağrı dağının buzları altında akan ırmaktım ben. Seninleymiş, o yorgunluğum.
Ayrılık Mektubu...
Belkide onlar hayata b/aşka bir yerden b/akabildikleri için bir garipliktir halleri. Yavaş yavaş alışacağız sindire sindire bütün mutluluklarka uyan içindeki çocuğa. Yine anlatacağız boşluğa, yazdıklarımız duyduğunuz yerde kalmayacak, belki kekremsi tat bırakacak duygularınızın bir yerinde. Yaşadığı bilinmeyenler arasında sayıklıyor hayata yürüyenler. Her şey için her zaman her dem yer var diye düşünüyorum. Her zaman bir şey çıkıyor ortaya, hiç serbest vaktim kalmıyor, bazen kalıyor belki aşka. Çok rahatım istediğim işi yapıyorum, gönlüme yatan bir şeylerle uğraşıyorum. Hiçbir temsili kaçırmıyorum, her soruna bir şey çıkıyor ortaya. Gün bugün, şimdi mutlu olmak için size bir sır da vermiş olacağım belki. Demek oluyor ki insanın sevme kültürü düzeyi biraz düşük. Böyle olunca da kendiliğinden şöyle bır soru çıkıyor ortaya: Kim değişmeli, yalnızlık mı, kendine sevgili olamayanlar mı? Belki suretperestliğimiz de biraz değişmeli. İnsanın bilgileri, sevgiden istedikleri değişmeli. Birşeyler değiştirmeyi düşünüyoruz, dilinın çözülmesi için, hiç zamana bağlı olmadan. Gizlenebilecek bir şey değil, gidebilmemiz için çağrılmak. Gecenin çobanlarının tam anlamıyla dostları, dostlukları olabilir mi? Düşüncelere damlayan sonbahar yağmurundandır,seyret yüzünü güneşin renginde. Anıları canlı olanların, sıkışan hayranlıkları sık sık ayaklanır bürünerek özlemlere
Yanılmayan Var mı? ...
Özümleyici dil meselesi, horgörülerıyle yüz yüze gelen için sevginin notları. Sevgiyle konuşmanın yasaklandığı dünyaperestler arasında aşkça konuşanlar gizlice her şeye yayılmaktadır. En derin bir biçimde hissedenler ifade ettiği bir dille yazılmış duygulara sıkıca bağlı. Bitmez tükenmez biricik yol bu yol. Tan sökerken dünyaya aldanmayanlar gözün körolsun şeytan diyerek sözler dökerler. Yankısız fısıltılar hiç aldırmıyor, yaramda sen varsın. Hadı susma harcadın zamanı gün gün yüreğinde sayıklanan ağır gecelerde, her dokunuşla soğuk ter kaplamış tenini. Onmaz yaralar varsada susma! Bölünerek çoğalanlar için gelişir sevgi. En büyük telaşımız bitmeyenler ama değişenler. Hoş geceye el kaldırıyorum, her şey bir yana onlar ki en karanlıkta gizlenebilen uyanık, uyanık, yanardağ olanla. Gerçek bilmeceyi tan ağarınca çözerim, alın terim dile gelse ayak sesleri duyulur. Aşkta geçirdiğim bir gün azın çoğu, aramızdaki bilmeceler bildiklerimden birkaçı, bir an düşündürmek için aklı. Bir bahçeden bir bahçeye, bir uçtan bir uca, bir ufuktan bir ufka, bir varmış bir yokmuş, bir büyük ateş gecenin çobanları. Demetle bir çiçek yürekten, diriler mezarlığındasın. Eğlenceli masallar arasında felaket günlerin gün doğarken, güldalı emelini gerçekleştirirken uykudaysan. Her kalbin bir köşesinde karanlık dağılır. Olan şeylerde ötesi var, ötesi düş değil, sessizliğinle berabersen
Ne demek olduğunu daha önce söyledik...
Önce gölgeler üşüştü yüreğimize o meçhul kişi ya da kişilerce, sonra kendini unutturmanın gerekli bir şey olduğunu söyledi ahım. Benimiz ne de olsa kendi eserimiz. Gel zaman git zaman kelimelerden yaptıklarımız bir akla ihtiyaç duyuyor. Havanda su dövmek misali yaşayan hayatlar, ilk ahit'lerini unutmuş sahte ilahlara kullukta bulunarak medet bekleyen kimselerle dolu dünya. Sevgisi anlamak farzdır, tek ölçü sevgili hep ayraçtır doğruyu bulmak için bir parlak güneş kılınmıştır. Salevat-ı Kübrayla teheccüd vakti çoğaldıkça çoğalan değerli bir yalnızlıktır aşk. Sıkıntısı boyunu aşsa bile acz'e düşmeyenler kendini bilmezlerden sanırlar. Son sözü kim söyleyecek? Gelecek burada diyen gecenin pervaneleri sorunları çözüyor. Varı yalan, yoku yalan olan dünya kime vefalı olmuş. İnsanın insan fıtratından çıkarıldığı çağın sırrındaki varoluş aşk. Zedelenen ne çok duygular var. Zamanı görmeli hakka çağıranların haksızlıklarının fitnesi neler yapmıyor insanlığa. Bir sığınak ara, şeytanın dostları sevgiyi sürgüne gönderiyor. İnsan-i kübrayla yaşayan gecenin çobanları. Kendini farkedemeyenlerin kırılma noktası kıyamet alameti, inanan inanıyor, inanmayan inanmıyor. Keşke bilsen, mesih deccalide aşka teslim olabilsende, kalbime iman düştü desen şems vakti. İnanmak için iman etmek gerek hazan mevsiminde. Hayat o kadar meşgul ediyor ki, mehdi'nin geleceğini unutuyor ya hüda.
Günü birlik....
Sabah yolcuları aşk ateşine düşünce saçılan kıvılcımlardır kurban olanda karanlık dağılıyor. Kalbimin sesi kadere imanın temsili, kara kış dünyada. Sevgi düşmanlık nedeni değil, gönüldaşlık iyikomşuluk ve işbirliği etkeni olmalıdır. Yahut hakkımızı öğrenelim suretperestler arasında mektebimiz kalp meşrebimiz aşk. Gönül memleketini anlatıyorum, ihya yolunda alem-i insaniyete hizmetle saadetimi buldum. Sarhoş gönülle omuz omuza, sessizliğinle beraber senin akranların aşıksan gecenin çobanları. Sınır taşı takvadır engin gönülde. Şahid-ül hakayik şafak sokakların çağrışımları içinde tabiat ve insana dair konuşmalar ahrardan bir kaç yaprak. Konuşan sözlük gecenin dili umut dünyasında. Yanılmayan var mı, yediveren güle, yaralı güvercine, yeşil geceye bak, yaşamak güzel şeydir kardeşim. Bu dünyadan gelecek dünyaya, yıllardan sonra zaman zaman içinde yoldaşların seninledir canan. Yolcunun azameti ateşindeki la şerike leh'te gizli. Mevsimlerden sonbahar, aylardan hüzün, vakitlerden kurban. Sert esen bir seher vakti yanan evlerin ışıkları bir meydan okuma. Övgü ve takdirlerle dopdolu olan, bu mesele yalnızca ülkemizin her yanında değil, tekbirlerle şen gönüller bütün dünyada da iyi bilinen aşkla arafta olunan sarhoş gönüllerin meselelerdir. Mehtap uykusuz, güneş uyanırken istediğim bu zamanlar diyen gonca ruhların açlığının tevekkülü vefanın engüzel hali besteler gizlenemeyenleri
Takva yolu sırat-ı müstakim...
Rabbim aşkımızı şefaatler umarak bereketlendirsin, en çok zamanı o hak ediyor dua ve zikirle. Ulu ortada söylesem derin bir nefese yerişemiyorum. Konuşan yanım kandırsada beni, kuşlar b/aşka bir şarkıyı söylemem konusuna biraz daha şems vaktine eğilmem lazım gerektiği söylüyor. Görüp duyup sevmekle dağılıp toplanmalı, bizi bırakmıyor hüzün mevsiminin sinesindeki gecenin çobanları. Ortak bir şeyler yapmanın yolunu bulamadık bir türlü. O kadar saf tutanlar bir gönül tutamıyor, ihlas ve tevhidi eksik olanlar. Bunu her yerde de dile getiren aşkın bir dili var. Bu çağda dünyaperest yaşamak için ne yazık ki aşıri bir taraflaşma var. Özledik sizi diyen yanınızdan bahsediyoruz. Çoğu insan ilham alamıyor sevmekten. Lebbeyk demeden kendi gibi yaşamak istiyorlar. Yeni şeyler bulmaya gayret et! Makamlarını çıkartmak için nankör bir yorgunluk yaratıyor insan insana. Çok kişi istiyor, gönül kabesini tavaf etmeden aşkı. Kendimizi ihmal ediyoruz. Bir sürprüzün olsun sığındığına teheccüd vakti. Rüya gibi bir tecrübedir gönül. Dost kapısı kıymetlidir, görünce etkilenmemek imkansız. Şimdi ve sonra rağmen geçmiş o yüzden kıymetli. Yalnızlık çağında yalnızlıktan ölüyor sevgisiz insanlık. Abese suresinden içi titreyerek değişenler bir türlü bırakmıyordu. İçim yanıyor tarifi yok diyenler kuşluk vaktinde varlık ve hiçlikte dönüşüyorlar benine. Her şey ehl-i hal isterken, dünya bu hiç gelen eylenmemiş. İstemek gerek huzuru, onunla oldukça kalbine ârız olandır aşk.
Çilenin çilesi...
Seninle gelen dilerse neleri başaramaz ki! Geçmişin eli eteği kol kanat germiyor da acıyı çoğaltıyorsa üzerine sünger çekebilmeli insan! Denize ulaşmak için devinip duran ırmaklara, asırlardır yeryüzüne ışık saçan yıldızlara, bütün nahifliklerine rağmen özgürlüğün simgesi olabilen güvercinlere baksa bir yürek. Ya da içindeki gözünün açılmaya başlaması için savrulsa çınar yaprakları gibi. Bilmek kullandıklarında yeniden doğmak için imkan dahilinde ise manipülasyona gerek yoktur aynadaki yanına. Ya da içindeki çaresizliği öldürse ve geç değil hiçbir şey için diyen kabirlerin yürek serinliğıne kulak verse. Nasıl bir anlayış içinde şekillendiği anlamak gülün tomurcuğuna tutunan yaprak misali, sevgiyi engin yüreğinin tüm dokularına yayabilenler nefes alabiliyor. Bir o adımı atabilse yakınlaşsa yarına, o sessiz yaşama sakınımsız tutunabilir ortancalar, fesleğenler, akşamsafası, safran çiçeği gibi istemeyi de öğrenebilir kendini kendinden. Yoldaki işaretler, kıyamet sahnelerine bürünmüş yaşamlara rağmen, hiç kuşku yok ki, fazlasıyla önemlidir. Sevginin hak ettiği değeri bulacağı inancındayız. Gecenin çobanlarının bu boşluğu hala şiddetle hissedilenleri şems vaktine devam ediyor. İnsanın insan'a hak(sız) lıkları suretperest ilişkilerde. Asil ve mutedil duyguların ve insanlığı sevgisiz,şehvet batağına düşmekten kurtaran üstün meziyetlerin olduğu bir hayat her şey
Birbirini izleyen izler..
İmanı kalbe yazamayanlar dünyaperest, her şey layık olduğu yerde olmalı buyurdu Şahım. Herkese karşı bir başkası olabilirsin ama kendini kendinden esirgemen gecenin ateşini söndürüyor dedi Pirim. Yüzü kalkmıyor gönüllerin, bir umudun ihtimaline tutunanlar söz veremez dedi Mirim. Gecede hiç biri yalan olmayanların hüzne bürünmüş acıları var uykusuz uykularla dedi Meczup. Aşk anıldığı zaman rengarenk hüzün dolu geniş alanlar, çiçekler, güneş, özgürlük, büyük sevgi ve varlığı sık sık saran sıcaklık çıkıyor önümüze dedi İhtiyar Bilge. Bu nedenle sonbahar al al rengiyle, tüm maşukları kendi sinesine basıyor dedi Fakir. Vefa iştafetiyle uzun dünyaperest patikalar boyunca candan sevgi ile sıcaklığını taşıyan sevdalı genç yüreklerin içten selamlarını iletiyor şems vaktı dedi Hırkasız Derviş. Coşku içinde bir mevsim gibi gönlüne geniş çayırların sararmış çiçeklerinden kokusu yayanlar ant içtiler aşka dedi Deliler Şeyhi. Her yüreğe kaynaşmıştır gecenin çobanları, her yürekte aşk olsun diye çarpmaktadır tüm nesillere dedi Garip Çoban. Biz içimizde yurdumuzu sevgi emeğiyle inşa edip, aşka hizmet ediyoruz dedi Zahit. Ve gurur duyan insanların doğduğu sonsuz sevgilerde görülendir samimiyet dedi Miskin. Her şeyde bir adım daha ileriye gitmenin coşkusunu anlatır, boydan boya engin gönüllerden doğan dualar dedi Abid. Özgür yarınlara karşılıksız veren gönül kurban edilir dedi Aşk. y.ed.
Engin DemirciKayıt Tarihi : 15.12.2014 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Allah´ım, gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle, hakkımda hayırlı olanlarıda gönlüme razı eyle. Hz. Ali k.v.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!