AŞKIN ŞEMS-İ SIRRI...
Hiç olma yolunda şeye varan yolcunun aşkı öğrenmek istemesi şaşırtmaz bizi buyurdu Pirim. Alıp başını kaçmak isteyenler sonuçta hiçbir yere varamamış dedi Mirim. Hafif bir iç geçirmeyle başını yastığa gömüp esen yelin fısıltısına eşlik eden kartaneleriyle, o sesi duymaya çalışırcasına yüzünü şems vaktinin penceresine dönen gecenin çobanları, biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı dedi Garip Çoban. Halihazırda ne de olsa adı hayat, bir açıklaması olmalıymış mutlaka dedi Miskin. Taat ve ibadet etmede bize yardımcı ol ya rabbi dedi Meczup. Kimisin gönlü, kimin gözü, kimin dili susmuş, kimindede hepsi susmuş aynileşmek için ve susuvermiş koparılmış dal, söndürülmüş mum gibi dedi Aklı Kıt Adam. Ve bir gün hikmetini anlayacağın, gömüleceği mezarlıktan bile sessizmiş vuslatta olan, büründükleri yalnızlık zırhını aşıp da kolay kolay ulaşamazmış derman diye yananlar dedi Seyyah. Alemin hallerine zaten vakıf olan gecenin çobanları, suretten öteye ötesini görmeye heves etmezler dedi Kırklar. Ezelden beri süregelen ve ebediyete dek sürecek her şey zaten gözlerinin önündeymiş, şimdi ve buradalar, insana vacip olan hz insanlar sağlam durakmış dedi Zahit. Sevgilinin seninle konuşmasını nasıl umarsın? Ömür kadar narin, geçmişi yitirmiş bir abdal, suyun rengi nura dönmüş, aşk doğduğunda aklını yitirmiş bir fakir, ya da sevdiğine ulaşmak için yusuf kuyusunda olanlarda aşk
İSTEYİN YETER..
Her türlü kirlenme arasında erdemli bir yoksul ol ki, çiçeklensin dem dem kuraklığın dört mevsim. Tutarsız ve samimiyetsiz olanların tanığı ve vicdanı alfabenin davudi sesleri. Çok daha derin şaşırtıcı olanların gizliliği sıradan yaşamlarıdır. Ön sıralarda bulunanlar gönlünüze neler tahsis ediyor şems vaktinde. Çilekeş iç hanen, sözün özünde heyecanların dalgalandığında, sizden söz edeceğiz aşkla. Sana danışmadan nelerden vazgeçtiğini gördün mü? Sırlar gördükçe gönül gözün. Duyduğun en güzel sözün ne? Onu ihya etmezsen muhabbetten yoksun olursun. Sevgi ve sevgilinin hakkını vermelisin fırsat ganimettir. Rabbinin hakkını veriyormusun? Hangi kıskançlık duygun düşman şeytanına. Olması gerekeni yönelt, ilgi duy rollerine ama modelin kıskançlık olmasın. Duyguların hakkında fikir sahibi olursan, vakitlerin devamlı seninle olur. Duygusal ihmal içinde olanlar, güven duygusundan uzaklaştıkça felaketin isyanına direnemez. Amentünün esasları kalbine neler kazandırdıysa, her şeyin başka olur, senden uzak duramazsın. Güneşin doğmasıyla yıldızların kaybolduğu anda kulağın, gözün, gönlün kiminleyse onunlasındır. O kadar, tahrip etmiş gramer hatasına düsmüş cümleler gibi belleklerdeki bulanık görüntüler. Öteki dilde karşılığı yok olan cümleler için uzun uzadıya tarifler muğlaklıklar katıyor belleğinde kalan izler. Ruha derin izler bırakan engin duygulardadır duygular aşkla aşıksan
OKUMA NOTLARI..
Kendini kendine yakın hissedenler tespit ediyor sapır sapır dökülürken hayatları, sorumluluk sahibi olanlar alışageldik kalıpları darmaduman ediyor o adanmış aşkla. Düşlerimizde saklı kendi hakikatimizi anımsamaya ve ona sahip çıkmaya mecbur hissediyoruz kendimizi. O andan sonra bizi hep izliyor aşk. Sen bizi hafife alma, yolda olan her şey yolda kalır menzilini bilmiyorsan düşünmeye başlamalısın. Bırak onu derin bir nefes al yeşil yolu bulman için. İnsan yüreğindekileri gizleyemez, size kendimden bir parça vermem gerekir. Tut elinden ve gör! Sana birşey itiraf et, cehennemin ateşine yakın yanınla konuş tabi zahmet olmazsa. Mucize esersin hesap sor, sana ne yapman gerektiğini soran dostun oldumu. İnsanlara yüzünü dönmeden gözlerini silenler yüzlerine hiç maske geçirmezler. Kullandığınız dil nedir? Sevgi dili var, hümanist insanlara rağmen. Ben bir kamıştım, yazan ben miyim, şükür vesilesinde kullandığım cüzi iradede aradığım aşk. Sadece kendini ilgilendirenlerle şeffaf olamıyor, şok yaşantılarıyla yaşayanlar. Kontrol edemediklerin acaba, keşkelerle seni yalnız bırakmıyor. İyi bir teslimiyet, ikı dünya saadeti veriyor, tevekkül edenler için aşka. Müstesna bir anda konuk olun engin bir gönülle bir yemin gibi mürşidi kamil bir söze sadık olun. Yazıldıysa bozulmaz umut olan dualar. Kucak aç çıplak ruhuna, sizi anlamanız lazım. Kendinle konuşmanın hz davut orucu gibi özelliğe bürünür aşk
AŞK-I ŞEMS...
İlhamını artırmaya mı geldin? buyurdu Pirim. Suskunluğun kırılma noktasında, hayatta unutulmuş insanlar. Ben burdayım sen nerdesin diyen bir feryat mı halin dedi Mirim. Biz halimizi nasıl anlatalım, hal ve hatrınızı kimler soruyor. Kendi kendini yenmen için, ateşini uyandırman gerekir dedi Miskin. Nefsi emmare.levvame, mutmainne hallerinden geç ki, hikmetin yağmurunda ıslanasın dedi Zahit. Bad-ı hazanda aşk divanımıza hoşgeldiniz gülücüklerinizle, benim yazdıklarım bişi bellemek içindir, şakalaşıp maskaralık yapmak için hasbil edilmez gönüllerle dedi Garip Çoban. Zarafet ortaya koyan nukteler bul kabiliyetinde dedi Meczup. Bu hayat kitabında kendi halini gören ruhlara hayat suyudur, meramını anlat ki, tanelerini bul ateşteki kıvılcımlardan dedi Sufi. İbret için ibret al ki maceraların olmasın yaşamın dedi Şakirt. Şu koca dünyadan kimler geldi kimler geçti, eğilip aradığın nedir sende dedi Üstadım. Saygı ve muhabbetin kime? Bir rıza lokmasıdır gönül dedi Erenler. Söz kimdeyse ateşte ondadır özünü tamamlayan dedi Hırkasız Derviş. Taa ki rüzgarın nazındaki dilara bana senin mananı sunar dedi Aklı Kıt adam. Seni nasıl hicv eder, talibi kimdir gönlünün mahlasında, güneşten ruşen eyle bağını gönüle dedi Abit. Yaran sözü susuncaya kadar konuşur, bu işte yalnızlık yeryüzünün şimdiki hali yenileşme ve başkalaşma halinde insan dedi Dost. Buyur gir içeri, neresine dokunur ruhunun dedi aşk
ŞEFKATİN SIRRI..
Dünya ile gerçek arasındaki makul geçişkenliğe kapı aralamak istediği muhakkak gecenin çobanlarının. Nasıl bir yaşam ki hacet namazı kılmak sorulara cevap getiren aşka en etkili bir hoşgörü rahmetlerinden kördüğüm olan dünyaya ışık olsun. Bu mucize eser hz insan, korku ve endişe içindeki insandan göçtükçe, mürşidlerin nasıl gizlendiğini gösterir burası dedikleri işaret ettikleri kabirlerdeki kulların nelere kadir olduğunu da örnekliyor besmelesiz ibadetler. Uhrevi durulmayı hak ediyor bir dem gelince. Biri olarak anılıp dirilmeden, eksik yönlerinden biri olarak irşad edilecek, hiç değinilmemi telakkilerin bir insanlıktır. Hay hak Allah, öyle görünüyor ki, çokça tartışılan bir konu olacak ve başlı başına bir tartışma metni olarak da okunabilir. Büyüklerin hürmetlerdeki yorumları önemli, itaat zincirin açıklanamayacak niteliktedir. Kendine saygının ötesine geçemeyenler, anlamların gölgesinde kalanlar paralelleşerek yaşarlar. Şunu da belirtmek gerekir ki, düşünceler noktasında olanlar için suretin kutsallığı itaat bekler. İnsanın ürettiği gözleri doymayan mürşidi tehlikelere dikkat etmeli, tuzak gibi yakalanmaman için rahmanın sofrası anahtar kelime. Ol dem ancak ortaya çıkamayanlara sıkı sıkıya dualarla bağlan ki, hz eyüp sabrıyla ecrin yoksulluğunu tamamlasın. İnsanı sahne sahne okumak! için bırak konuşsun, basarı basıret gözün. La mekanına ermek için gün be gün bir seslen
SIRA DIŞI İLHAM VEREN HARFLER..
Senden çok uzakta, hasretin iç içe geçiyor sevginin çırpınışları. Başkası olduğun yerde ilham veriyor,zaman zaman upuzun duaya bürünenler. İkiyüzlülükleri soyararak, tüm çıplaklığı okuyanların ruhlarıyla geziniyoruz. Ara sokaklarına, avlularına, içlerine, insan olmaya dair bir uyanışta yok bana sensiz hayat. Aşkı dostlukla koyun koyna fırlamış gerçek üstüne yürüyerek çıkamazsın. Aşk içindeki yolculuğu da bitmeyecek, hep devam edecektir gönülden boyun eğmelerimiz fısıldar serhoş gönüle selam olsun. İnce ince deşifre ediyor suretler. Duygusal kırgınlıkların arttığı noktaların sebebi şükürsüzlük. Kendini kendine benzetmekle meşgul olanlar, zaaftan, zayıflıktan beslenenlerin tökezlemeden düşecek kadar kırılgan bir türlü uykuda dolaşır ruhlar. Mucize saklı hassas bir ruhtan onurlu bir aşka ödül alma yolculuğu. Ve burada kendi hassas iç sesini dinleyenler yoksul ama mutlu, melek öpücüğüyle. Senden hatıra kalan hayata dokunuşların sesini veriyor tutkulu bir yürek. Kalbine davet edilmeyi dört gözle bekleyen engin bir yürekle sevebilmeyi arzuluyorsun. Hayat henüz karşısına çıkmamış olanların içten içe aldıkları yüzünde gördüklerim hicran. Bende o bakışın arkasında saklanan yüreği arzu şevk ile hasbihale yol açan o sözcükleri kendime söylemem gerekiyor. Ve ayna kırıldı kalbleriyle duyanların uykuyu bölen sesin peşi sıra. Başkalarının işitemediği sesler en duyarlı teslimiyet.
ASR-I DEM...
Kemali imane ermemiş olanları hoş gör, yıkıma uğradığını görmemiz halinde değer verdiğimiz, üzerine titrediğimiz şeyi göster(ebil) ir(di) dünya hüyü anlar bizi. Neden haklıydın, ya balık ya olta hali olan anlar bizi. Bahane bulmaya kalktıkların ebedi düşman kesiliyor, bu cihanda çoban olanlar anlar bizi. Feryadı figanın meydanda, bu gafletin sebebi ne? Her yerinde rabbin mührü var, aklını başına al da mezarlıklarda ara hakikatini, sarhoş olan anlar bizi. Kainat çareyle doludur, hadi sende derdinin ilacını bul, seni tarif eden anlar bizi. Seni sana ulastıranlar perdedir dönerler toprağına, seni sana muhtaç kılan, anlar bizi. Rağbet ettiklerinde bir parıltı, anlar bizi. Ne şeyhler, ne pirler, ne mürşidler, dünyayı bu kadar güzel eyleyen en güzel anlar bizi. Yıldızlar dağılırken, yokluğu bulutlar kaplarken taşan rahmetin sahibi anlar bizi. Hz adem, hz muhammed arasında gelmiş geçmiş tüm güzellerin kılıcı anlar bizi. Ne tene giren, ne gönüle bizi şems vaktinde lailaheillallahla kabirde ziyaret eden anlar bizi. Bu cihan da neymiş, sultanda benim yoksulda, ah çektikçe ahımızla tutuşan anlar bizi. Dört kitabı bilen, kabeyi tavaf eden değil, engin bir gönülden lezzet alan anlar bizi. Uykunun uyuduğu bilinendir, kendiyle kavga edenler yol için azık edinenler anlar bizi. Aşka aşık olan değil, bir kartanesiyle tan yeri ağırana kadar gönülleri arafat yapan, sevgi ve övgüyle teslim olan anlar bizi.
RÜZGÂR GÜLÜ..
Bugün kü misafirin kim, en çok muhalefet eden en soylu yanına buyurdu Pirim. İman ve samimiyetini neyle deniyorsun dedi Mirim. Zamanın efendisi kendine hayrı olmayan kalblere, saf ve berrak yön veren gecenin çobanlarına hazır olun dedi Miskin. Burada olmamın bir sebebi olmalı, ruhsuz hayata şartlanmışsanız sarsılmaya hazır olun dedi Seyyah. Ve ancak en kapalı kutu olan kalbi açmak için, yanmak için kıvılcımlar toplayanlar gözlerin dildarını arıyor dedi Dost. Nasihatini almak istersen gönül aynanın lisanından basamak atla ki, sözün güzelini uzaklarda değil, akıl ve idrakında ara dedi Zahit. Ben lafını ortadan kaldırmak için, söyletene bak. Uyur iken içlerinden kaçmayı düşünen ruhlar için karşılığı aşkta çok keramet var dedi Garip Çoban. Nerde barındığınızı anlatır suretin sureti, kim olduğunu belli etmezsen, dualarla arası yakın olanların gönül evinde arayın sizi aşka götürmeniz için kaçın beninizden dedi Deliler Şeyhi. Aşka zekatını verenlerdensen teheccüt vaktinde gel engin gönlün diyarındaki gülizara kimseye yar olmadınsa dedi Abid. Aşktan ateşi çalıp serhoşa can verenler aşkın eşliğinde hep yeniden keşfedip gerçek kılmak için insanların ömründen çalınan umudu, birbirlerinden esirgedikleri vefa, sevgi ve saygı kavramlarını koyuyorlar dedi Aklı Kıt Adam. Eğer insansak, hepimizden içimizde saklı olan düşlerimızle ışıl ışıl gözlerle bakınca aşıksın dedi Sufi.
BİR FOTOĞRAFI OKUMAK...
Meşke devam, serhoşa selam. Her şey O dur. Zordur bataklık içinde temiz kalmak, aklına geldikçe de batar. Ruhunla bakarsan askı görürsün. Önce O başlattı, gel unuttur bana seni şems vaktinde. Ve gittin, ben kıyamam ki sana. Çok üşüdüm, ihtiyacım var ardına saklandıklarımın ardındaki kainatın kalbine. Karla karışık duada şükürdeki aşk diye tutunuyorum. Anda üstadı olanlar kalbleri feth ediyor. Gelir, dağıtır ve gider soğuk havada unutulmusluğum. Kendine avuç açamayan sefil dilenci gibi dokunursan erirsin. Kaç kez dilendim? Sen arttıkça ben kayboluyorum tek kusurum buysa gücüm yetene kadar seviyorum. Cünküsünde yalnızlığı çok seversek, fakir düşmez yüreğim bir gün o da çekıp gider mi? benden! Duaya saklandım sesini duysam, koşa koşa susacağım. Çok istediğin bir şeyin olması için, aşık olmalı nefesin en derinde. Sen, seni sevdiğini bilemeden yokluğunda kalacaksın. Madem ki, hissedebiliyorsun herşeye karışma. Boşuna uğraşmayın! Sen benim yaradandan ötürü yaradılanı sevişimdeki aşk kapısına gidişimsin. Ve kapanmayan vuslatım. Ve bir ses,kirli bir hikaye hayat bilmecesi. Saatin ölçemediği zamanda tek sığınağımız şifanın ta kendisi. Dopdolu ve hazır susamış serhoş kalblere bir kaç damla aşk şarabı damlayınca susuzluğu susuyor. Çok daha kırıkta olsa zaman, bize sordurduğu zor sorulardan sadece birinde aşkla burada olmamın bir sebebi olmalı. Bu denli güzel ruhsuz tarifsiz aşk.
BİR ŞEY...
Yüreğini incitmişler, öyle yakın hissetmemişsin şaşırmışsın. Sözcükleri biraz zor sökerek okumuşsun, gönül bağınız hiç kopmamış olanlarla, ne aklının, ne kalbinin yaşadığı çağda yaşamışsın. Kendine özgü kılmış sın ki yaşamını, gönül bağımız olduğunca yakın değil. Gerçeklikte mesafeli dostluklar dolup taşmıyor saatlere, saatlerim yok zaman yakın değil. Aşk içinde kendi kendine beni aşktan nasıpsiz sanıyorlar, gördüğü gibi görüyorum onu, tanıdıklarım arasında öylesine güzel,etkileyici oturuyor ki başköşede en sevgili dostlarım arasından kıvılcımlarını saçıyordu, asıl hasbihalde tanışınız o kişidir aşk bahçesinde. Aş/k var iyi hayatmış, mütevazi bir üslup çok yormuştu avcunu öperken. İlk nerede başlamıştı insanda çürüme, nasıl fark edecekti kendini, iki taraf da birbirini gözlüyor, dedikoduların ucunun kendilerine değmediğini umanlara sevgili, kov beni öyleyse. Birbirlerine karşı daha müşfik olmaları gerekenler, yüreğinin ilk sayfalarındaki kahramanlarının hayatlarına çaktığı kıvılcımları aniden bir yangına dönüştürürken, alevlerin arasındaki ruhlardan ellerine ve oradan da yüreğine dua olarak sıçraması için her çareye başvuran gecenin çobanları, zerre kaybetmemek için nasıl bir tutsaklık yaşadığımızı, içimizdeki tortuyu kanatır. Ama ruhunu arındırmalıydı yangından gökyüzü ve bulutlar görünüyordu. Bakması hoştu dedi Garip Çoban.
AŞK KAPISI..
Ses veriyoruz, adını andıkları duygularla yüzleşme cesaretini gösteriyorlar, duyabilenler için şems vaktinde buyurdu Pirim. Kendilerine hesap verme zorunluluğundan gerekli cesaret sergileyemedikleri gibi bir yandan küçümseyen ama öbür taraftan da kışkırtan eleştiriler yönelten yaşam tarzın isabetli mi? dedi Mirim. Kuşkusuz ki her zaman seviyeli ve sevilesi bir varlık değildir dedi Miskin. Gizli ya da açık ve yok sayma da sık sık haddini bildiren ne yazık ki insan dedi Meczup. Sembolik görünürlüğüne verilen böylesi bir destek, ne anlama gelmiyor ne yazık ki dedi Seyyah. Bu hoş geldiniz gösterisi, geceleri önüne dikiliyor ve sorgulanmayı bekliyordu, tam bu noktada dur deme girişimi olarak görülmeli vakti teheccut dedi Üstadım. Suretlerin üzerlerine dikilmiş bakışlara bir ayna tutup aşkın bakışlarını kendilerine çeviriyor dedi Şakirt. Neleri tespit ediyor peşine düştüklerin, tam da burada eksikliğine odaklanıp küçümsemeye doğru yol alanların vefa algılarında ki samimiyetle örtüştüğünü tespit ediyor dedi Deliler Şeyhi. Yarim bakışındaki başlangıç noktası ve nihayet başlayan büyü bozumunu o ana ulaşması için dinliyorum dedi Ermiş. İşte görünüşte günaha saklanmıs bir sevdaya dönüşmüş insanda mana gitti, hatta onu arayanlar, hemde bilhassa arayanlardır hz insanı dedi Dost. Tek cümlelik canan ki, gündüzleri değil şems vakti gelir bir şartı olur vazgeçilmez kıvılcımıyla aşkla dedi Garip Çoban
YEL DUYMASIN..
Hadi ayağa kalk, uyanıklık haline geç. Seslerin sessiz hazanın rengiyle çağrılmadan gelen bir hüzün bul gönlüne. Gelışiyle şaşırtan seninle aynı hesapta değildir. Eksik olan nedir diye sorarsın, senin istediklerinle, onun özledikleri farklıdır. Nedenler çoğalır anlam veremezsin. Kulağına hep fısıldar, asıl yurduna dönmen için. Suretlere kapıldın huzursuz oldun. Asıl kimliğine dönmen için, dünya ayağına bağ oluyor.Seninde farkın yok geçip gidenlerden. Elemlere takılıp kalma, sen buraya ait değilsin. Kalabalıklar içinde yalnızsın, içinde bulunan şehirler seni kavuşturmuyor sana. Sabun köpüğü gibi heveslerin, her kavuşma hasrete açılıyor. Bilmezden geldikleri bir akşam gibi çöküyor ruhuna. Arananlar burda yok, gölgeler arasında bir varmış bir yokmuş gibi her dem. Yolcular yolun sonunda hüzne kavuşunca. Ruhi ve sosyal yorgunlukta olanların suretleri haklı çıkartıyor, anlayışsız ve yetersiz sevgi içinde kendine şiddet uyguluyor model aldıkların işe yaramıyor. Söz ve beden dili arasında sıkışmış benin dörtduvar arasında. Varlığı yaktıkça var eden, yokluğu yok eden yanına zalimsin. Yeniden oku benini, okuduğunuzda bir bildikle karşılaşmanın tadını alırsınız. Tanıdıklarından daha tanıdık o kadar çok kişi var ki, var elbette nasıl unutulur hep yaşayagelenler asıl tanıdıkların. Hatta kalbine en yakın olanlarla, sanki az sonra gönül gezintisine çıkmış gibisin.
DUYGULARI BUDAMA ZAMANI..
Kimse dinlemez kendini, kısa cümleler kurarak. Ve seni isteyen, var olanı değil, sende eksik olanı gösteren aynandır. İşte bir şekilde birbirimize bağlanırız şems vaktinde dem dem dua dua. Fakirlik halidir, kim o? dersin uykulu halinle, kalbine dokununca. Sen kendin kaybolmuşsun, neyi arıyorsun? O sese muhtaç olanlar, ne mutlu ki uykudalar, zaman koparmış almış gibi. Bitmesini istemediğin bir hisle, içimden geldiği gibi aşk olsun. Cenab-ı aşka dair ve böyle bılsin bil ki ey sevgili. Bana öyle eğri bakma gece, beni hoşgör, kapıp koyuveriyorum, vakti teheccütte mutluluk seline yolsuz yordamsız dervişlerin peşi sıra. Ne tuhaf, farklıydı yani gölgeler bile uyurken güzellik, çırkın suretlerde. Sonra birden bire sessizlik oldu gül kokuları süzülüp sarınca yaralarımı. En zoru da, geleceğim bekle dedi gitti ah bu gönül nasıl berduş olmasın. Zikrimin farkı hiç tutunamadığım elimden bir anda kayıp dağılan tesbit tanelerinin vuslatı. Farklı olmayı dilemedim, farkım hiçliğimden batan güneşi arkama almam. İçım, ey içim bir an seni görmem için, aşk bu gönlün son durağında, karşımda duran yüzüne daldım. Biad ediyorum, züleyhayı sorma, ben hala yusufun kuyusundayım, ben bu kadar yalnızken. Orası bir dünya cemre düştü toprağıma az önce farkettim tevbe. Aşk sebebim se, dar gelmeli dünya. Kurtarıcımda aklıevvel hep mezarlıklarda eşlik etmemi istiyor. Tebessümü her şey kelimeler olmadan ah sevgilim
KUTUPLAŞMA..
Rahmetini dileyerek şefkat ve marifetinle gazabından hücre hücre ruhuma aşkını daim eyle başka kapı yok ki. Ateş ruhumun mahşerinde sağa sola savruluyor, aşkın kıvılcımları hoşnut dem dem. Sığınılacak bir yer aramıyorum, vefalı gönüllerden başka. Hazırlan söz verdiğim gün bugündür diyenler rabbini aşkla razı edenlerle hasbihalimiz. Sen bana aldırma lutfeyle sultanım aşkla bahtiyarım. Kandım bir kere, ahım sarıyor geceyi bölüyor sessizliğini. Uykunun bile uyuduğu ezanın gel dediği vakitlerde gel diyorum gelmeyene. Aşkın hükümsürdüğü vakitte kıyamadıkların kaldımı diye düşünüyorum. Seni sahipsiz sanma, sabırla yaklaşmana devam et. Helalleş yolunu kesen dünyadan. Ürkek bakışların ne soruyorsa, uyandığında cevabını almış oluyorsun. Sinendeki yangınla neye yakın olduğunun selamı geliyor. Elif, lam,mim, ranın sırrından ruhumuza aşkın kaynağını gösterir s/özümüz. Sevdiğini şekil olarak görmek isteyenler teslimiyette uykuda, yalnızlıkta yaşamlarına perde olmuş. İlahi harikalar yaratanlar dünyalık hastalıktan kurtulmuşlardır. Hangi bahanen varlığını içine sindirmiyorda bocalayıp duruyorsun diyor deliler şeyhi. Ne çok ilahı olmuş suretperestlerin, ama hala çaresiz ve yalnızlar. Size müjdelenin tadını salih amelle geldiğini biliyormusunuz? Nankörlük içinde olanlar haşr gününde, halifeliğine ne soru sorulacak biliyormusun? Verdiği sözü yerine getirenler gecenin çobanları.
KAPINA GELDİM..
İkra emrine amade, saf sabırla konuşarak çoğalmış olanlar unuttuğun yanın. Sen biraz o musun, nedir? Şeymis aşk derken. Vurmuş kapıyı bekliyor kıvılcımlar, sadece susarak özleyenler ağır ağır gel git halindeler. Ruhu evliyalarca örülen, sen kuş olur gidersin şems vaktinde. Bu ses de ne, biri ağlayınca hepsi ağlıyor marifetle, bir titseme alır lütfen sıraya giriniz der kar taneleri. Aşkın en ince yoludur bu, ved duha tadıyla meşkte. Ve üşüdüm evvel ve zamana inat, bir yerlerden bir yerlere seyyah gibi. Yürüyecek çok yolumuz var, yolu buldum kartanelerinin izini kaybettim. Oysa ben bismillah demeyi arzuhalimle özgecandaki kıvılcımların gülüstanında bilmezmiyim. Avuçlarımdaki yangın ruhumu sardı,tenim ırak oldu, kulak ver aşk, artık ben aşkı dinlemek istemiyorum, aşkla meşk etmek istiyorum, diyor bir ses. Hele kar gibiyse, öyle bir gitmeli ki insan dünya durmalı. İnsaf yeter artık, sadık, itaatkar ve hayranım tutkunum ve çık yusuf yanımdan. Nasıl söylesem yalnızlıga alışmalı misafir yanım. Ne olur gitme, nasıl anlatsam seni sevdiğimi tavan arasındaki duygularımla, beraber uyumanın saatinde hep uykudan ayrıyım. Soğuktu leyl vakti, yanıma uzandı şafakta, ben onla haşır neşirim. Gizli kalmasın diye belirsizlik, yetmiyormu ki direnişim. İçimde bir şiir yok, kimi ne kadar düşünürsen düşün o uyumadan gözyaşları seni hecelerse hep inandığındır. Garip çobanın sözü bunlar hepsi bu
BUĞDAY TANESİ..
Görmez ve şaşkınlıkta kalanlar, kendine dönemez suretlerden. Kaç kere denendin, kaç kere uyardın kendini itibar ettiklerin arasında, kemal ve vuslatamı ereceksin buyurdu Pirim. Perden dışına çekilmiş, sermayen nedir. Fenaya rağmen gayret et ki, şeytanın kaçsın dedi Zahit. Vuslatı hayal, sevgilinin sevgiliye acı vermesi hoşnutluk verir ruha, sadık olman için boyan, aşk fırınında pişte hüznün yansısın tebessümüne dedi Meczup. Gayba iman edenler hallacı mansur gibi murada ererler. Kalbleri, gönülleri mühürlenmiş gözleri perdelenmiş olanlar batıldan yanadır dedi Miskin. Ruhlarına aykırı olanlar, hz davut gibi iman etmezler. Bizim imanımız bize yeter diyenler ve müslümanlıktan geçinenler sadece kendiyle alay edip bocalayıp dururlar dedi Garip Çoban. Kartaneleri kadar işitebiliyormusun, hakikat ışığını? Kalbiniz samimiyse haydi aşık olun dedi İhtiyar Bilge. Yalnız senden korkarsan, hakka erer batıl yanın dedi Yoksul. Etrafıma bakındım ve aklımı aradım, yine sen bilirdin ki beceriksiz aşıkım dedi Sufi. Belki hiç uyanamıyoruz hayat denen bu garip kabustan, uyanık olsam içimde başıboş dolanan serhoşluğu bulustursam sarhoş ruhumla gecenin zehrini içsem dem dem suretlerden dedi Aklı Kıt Adam. Henüz bir cevap bulamadığınız sancılar varsa, cocuk sevgisi yaratır kalbe dedi Şakirt. Aşkın ruhumuza girmesi inşirah tadında olmasaydı, şems vaktinde bekleyemezdik sevgiliyi dedi Deliler Şeyhi
BİR İTİRAZIM VAR..
Aşkta gece yarısı olunca, aklın ruha sorduğu sorular inşirah tadında cevabını arıyor. Öyle çok sevmeli ki insan iki kişi olmalı,iki kalp taşımalı. Öyle ben sen değilde biz olmalı,herkesede biz denmez ya. Kalbiniz saz çalmaya başladı mı acı acı,kulak vermeli daha incinmeden sözlere. Sevgililer genelde acıyı tadıp kaçarlar, asıl ondan sonrasını görmek için kalmalısın engin gönülde aşkla. Söz sırası eleştiriler için ne zaman gelecek? Kıymetini öğrenmek istiyordu hz mevlana kıvılcımlarına hançer saplıyordu gönlündeki güllere. İlim öğrenmeden önce edebi öğrenmediği için aşkın yolunu bulamamıştı. Kuran ve sünnet yolunda karar verimiyordu sadece aklı yönlendiriyordu. Aşkın yusuf kuyusundan çıkarttığı şemsin nefesi taki ruhuna ses verince bir ruha hayran olmuştu. Artık yalvarıp aradığı sinesine karışan görmediğinden bir pay alıyordu ruhu. Artık kalbini yönlendiren bir güç olanca onu yönlendirdikçe, aşkın ateşi caiz oluyordu. Bütün varlığına emsal olan emeklerinin karşılığı olmalıydı. Güneş olmadan ay ve yıldızların olamıyacağını anladığında fakir kaldı. Miskin yanı örfüne aradıkça, çoğunluk aynı görüşteydi kendi adına bile. Beden ve ruhtan gayri bir mülkün olduğunu, gerçek sahibi tarafından yönetilmeliydi. Herşeyini gizleyerek yaşayamadığını anladığında, bir hayır duanın sınırlarında payını aramaya başladığında birbirine karıştı aşkla
AŞK RUHUDA NE! ..
Kıymetini bilmediğimiz nimetler neler şöyle bir düşünün, bire kulluk etmeyenler bine kulluk edenler kimler bilirmisin. Kalbine vaaz et sevgiyle tesir edecek söz söyle. Hiç kimseye faydası olmayan bedenin ruhla arasında gördüğü nedir. Sohbet edin türlü türlü mazeretinız olsada şems vaktinde çobanlarla, zahmetsiz meşakkatsiz rızıklar vardır. Düşe kalka giden sarhoş yanını kınama acı her halde. Tevazu halinde olsun yaşamın, zekası şımarık olanlar hiçbir şeyi olmayanlardır, çünkü onlar aşık olamazlar. Bir takım suretlerden ibaretsen ihlas sırrın yok, derdin çoktur. Seni hangi gülistanda tuttuğuna bak! Uyumak daha zormuş dev adımlar atarsan kendine. Ruhu ağarlaşmış olanlar için eğlence olmuş birbirine yakın olanlar için dünya. Samimi olanlardır en çok sen yanına dost. Son kararı her zaman kulağınız verir. Bize anlat dinlemeden karar vermeyin şems vaktinde savaşan meleklerinle özge candan hasbihallerini. Ruhunuzu kuşatma altında aşkı seyrettiren çıkış noktanız. Ne olduğunu değil, neyin olması ihtımali olduğunu gösterir kendine yürüyenler. Bizi bizim göğsümüzden bize açanlar tek gerçektir. Aşk söylemiyle kandırmaya çalışmıyoruz, yüz çevirmiş olduğunuz yüzünüze sığınmayın, bir fırsat verdiği içın üzüntü ve kederine yorumumuzu sunuyoruz. Bir gün benine olan kızgınlığın geçer. Daha yumuşak baktığında kendine verdiğin kıymetini öğrenmek istiyorsan engin kalbinden razı ol.
BİR HABER SAL ŞU AŞIĞINA..
Şu garip halim neler neler aramış, bir şems vakti aradığın gönlünde üryan ol gel dedi İhtiyar Bilge.Kıvılcımlarla tutuşunca yanar aşkın çırası. Siyah gülleri ak gülleri seven seni sevdikce hiçbir şey düşünemem ki, seni sevmekten başka dedi Seyyah. Dudak arası nefesimdeki nefessin. Yeni yeni alışıyor dünya sana, bense yeryüzünden önce kaç defa bismillahla öptüm alnını göğün altında. Yıldızlardan tacını yaparken, bulutlar ve turnalar telaş içindeydi. Ve nefesin ikiye bölüyordu. Neden bunları bana yapıyordu aşk. Kalbine el süren engin gönüle sahip elin farkıyla yaşanan gecelerde aşkı anlatıyor gecenin çobanları sizi beklerken ruh eşini buluyor, gelip bizden söz alıyor. dedi Garip Çoban. Serhoşların üstü örtü duygularına, kalbimin fethi helal sarhoş ayrılık olmaması için. Sana yazacaklarım seni görmeden sus sus bitmez dedi Zahit. Kirpiklerinin gözlerini kucaklaması gibi vefalı, samimi oluyor sevgiye. Girdim yarin bahçesine, rengarenk aşk sohbetlerinde açılıyor gonca güller dedi Molla. Samimi bir itirafta dünyalık sayıklamaların esir aldığı duyguların adını söyledikçe gecenin çobanları, uykudan uyanıyor gönüller. Bu dünyalık yolda ne var terk et, seni bekliyor aşkta benin dedi Sufi. Geceleri gözlerine uyku girmeyenlerin ruhlarla hasbihalleri çırpınışların ardındaki c/anın yalnızlığını sergiliyor. Gönlün neredesin sen diyor! dedi Aklı Kıt Adam El çekiyor elin elinden aşkla. Hakikatini örten yaşantına rağmen, aşkın hakkı var. Hakikat usulca tırmanıyor her seferinde vah diyorum ateşin ağzından, ateş vız geliyor yanan ona. İnsanın kendine biçtiği değer, azıcık kendini keşfetmek için duru bir su gibi yansıtır seyrü seferini aktıkça. Engin bir gönüle rastgele deyin ve girin. Göreceksin ki aşk pazarında herşey hem daha lezzetli hem bedava uykusuzluğunuza değer. Ben kimsenin herşeyi olamıyorum, birşey lazım ken katreme. Gözlerinde, ben olmak istediğim gibi bir hiçi tarif eden bir şey vardı. Ki kalbim susmayı öğrensin artık. İçimde susturamadığım sesin sırdaşı her insan olamaz. Beni sen gözlerine doğdukça tanıdın. Sadece bu,gel artık ve demdir bu. Sen bilmiyorsun, gözlerin bahanedir görmen için. Ki insan yalnızca aşk ile ömrümün meali bir aşkla. Sorgusuz sualsiz b/aşka düşüyorum her sözü taşıyamayan gözlerle bakma, seni borç aldım unutulmaman için son defa aşktan.
TARİKİ AŞK..
Sizi dünya yapraklarının arasından beyazrenklerin ruhunuzla buluşması için, kalblerin sahibine emanet ediyor dualarımız. Harabım,uzaktan tanımayın aşkın eşiğinde isteyin yari. Uzletteydi kalbim, ülfetle karşılaşmadan nasıl geçecek tariki aşkla geda olacak. Dosta varmak için kartanelerinin gonca gülünü arıyorum. Saffet halinde şerre karşı bile üstün görenler riyadadır. Usulde bile adap vardır, mest olup hayransan. Eriştiğin nedir ey gönül, mest olup hayranlıkla dem dem çektiğin nedir? Gel huzur dilemek için farkında ol, ah yok oluyorum yok hem dem. Yanıyor besmelem efsun oldukça ruhuma, engin şanım yandıkça suretim kül oluyor. Nerdesin dem dem garip çobanı şems vaktinde savuracak sevgili, ötelerden gel bam telime. Aşk tasvirinin behzatı benim, gömlümdeki belalarımla aşkın mürvetine erdir. Sizde yarlık böylemi, ne sen beni gör, ne ben seni diyorsun. Yıllardır insanlar icinde sanırlar suizanla yaşayanlar. Konaklıyor dost uzlet gecemizde baştan geçmek için. Kendini neye verdiysen ondan geç ağulu aştan. Gülistanınızda açmamış bir gülde ben olmak için, müşterek gayretimiz sevgiyle ifadesini bulan basiretle Ona ulaşmak. Çok önemli yer tutmuyorsa yüreğinizde dünya, aşkla çevrilir toprağınız. Büyük şahsiyetlerin ellerinde şekillendikçe manevi dünyanız irşad olur. Son derece hürmetli gecelerde, misafirliğinizde hilal doğar göğsünüzden aşka. Büyük idealler için hazırsa gönül erliğin, susuzluğun susar.
Kayıt Tarihi : 13.3.2012 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Dünya yeşilliğinde güz rüzgârından incinme. Mâkul düşün: dikensiz gül nerde ki? ” Hafız-ı Şirazî http://www.facebook.com/Şems-i-Mevlana-Divan-I

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!