Teslim olduklarımız...
Dalgakıran bir şey olmalı, bedenine yabancılaşan mankensel haram kızlarla, hiçbir şeyin doğal olmadığını anlatan helal kızlar neyi törpülüyor yaşamlarıyla. Nerden çıkageldi sorunlu birikimler ve yelpazelerin sunduğu ayrışmalar neye yakıştırılır. Neler neler var halihazırda, hatta peşimizi bırakmıyor. Çocuklukları yaşadığı evler kadar masum olanlar, bugünü yaşar hep mutlu oldu çünkü yarından emindi. Duvara sinmiş lekeler gibi duygular. Usul usul işlenmekte insanı insansız yaşatma oyunları. Gün gelir değişir, içimiz acır. Ne iyiydi bir dostla konuşmak özel bir şeyler sunar ruha sanki. Engin gönüllü olanlar, bizi biz yapan önce iyi, sonra çok iyi, sonra dikkate değer yine çok keyif verir her gün bir şeyler anlatması. Bitmemiş şiirlerin dilleri yok, evlerde, tenlerde, duygularda, yalnızlıkta, örtüde, cinsiyetlerde hapisler. Parça parça verilmiş olanlar neyin herhangi şeyi cezbedenler. Gecenin çobanları günün birinde, hakikaten günün birinde, aniden, hiç hazırlıksızken öyle bir severler ki, gönül tahtına taşınabilir ruhunuza hüzün, bir daha hiç dönemeyeceğinizi düşünün. Bu büyük talihtir fakirler için durumumuz iyiydi. Geçen mevsimler arasında geçmişini gözden geçirenler camii avlusu, park köşelerinde güzellikler ötesıni yaşıyor. Gözbebeklerine gönül albümlerinden yansıyan gonca gonca aktarıyor. Seyrine doyulmuyor yağmurun, ne değişti? sorusunun cevabı, biraz da burada gizli.
Tesadüfi düş bahçesi...
Amel insanda mana, bir de yetmiyormuş gibi sevgiyi mahvediyorsunuz buyurdu Şahım. Sahıp olduklarını sandıkların, sana sahip olmuşsa, zorunlu göç halindedir tabiatın yalnızlığa dedi Pirim. Sizi zorunlu tuttukları şey, katman katman derinleşen, kuşak kuşak taşınan sorunlara, travmalara yol açıyor, imani hafızalar kayboluyor dedi Mirim. Aşk derdiyle hoş olanlar, tek kelimesini bilmedikleri bir dille kuşatılmışlar engin gönüllerde dedi Hırkasız Derviş. Yaşadıklarına hayretle bir araya toplanmış olarak demiyorum, tek bir şeyle bütünlenmiş olarak teslim ol ki şems vakti, nasıl biri olduğunu anlarsın dedi Meczup. Gerçekliğini yitirmişler için hiç sevgi olmadı, ömrü boyunca yapayalnız işitemedikleri gölgeleriydi dedi Fakir. Bugünün kirlenmiş insanına çok şeyler söylüyor erdemli olmak dedı Miskin. Her dil konuşur söz kelimesiyle, öz kelimesi arasındaki farktır gönül sohbeti dedi Garip Çoban. Kendi derinliklerine hapis olanlar okuyamazlar, derin gerçeğinde neler çiçeklenirse dilde onu söyler dedi Aklı Kıt Adam. Yükünü çeken sorular, gerçeğe ve güzele hayretini artırıyorsa, seninle temas ediyordur sevgi dedi Zahit. Körler görmesede yıldızlar hep vardır, güzellikler kendini tanımış hz insanda görünür her halde dedi Deliler Şeyhi. Meşrebimiz uymuyor suretperestlerle, kelimelerin anlatamadığı duygulara büyük bir tutkuyla bağlı olan gecenin çobanlarıyla gönlünüz nasıldır dedi İhtiyar Bilge.
Huzur kalp için hangi fırkadansın? ..
Eyvallah makamıyla alakadar olsun kalbin, hayal kırıklığına uğramadan yaşamak için inançlarına vefalı ol. Eyvallaha erenin dünyaya tavrı nasıl olmalı son kalan yanında. Bazı değerler değişmez doğruluk gibi insanlığın mahrem tarihinde. Kendimizden kaçmaya gerek yok. Hepimiz yoksuluz, büyük yaşamın küçük sürpriziyle ölüyoruz. İşin ilginci insanın kendine haksızlığıyla aklımızı çelerek yaşıyoruz. Muhtaç olacak kadar da fakir mi fakirdir, acizliğin en uç noktasındaki insanda bir şey yoktur dense yeridir. Kişiliğinin yeterli biri olup olmadığını anlamak için malı infak etmeyip kendini tartanlar ölçer biçer suretperest yaşamlarıyla. Yetersizlik halimizle sevginin yeterliliğini birbirine karıştıranların peşine düşer yalnızlık. Büyük bir zevk haline getirilen dünyada, bizi biz yapan şeyse o samimiyet. Eğer O'nu okusaydık, bir yerden başlardık sevmeye. Yaşadığı hayatı beğenmeyenler, maalesef sevginin inkarcısıdır. Bize düşen vazife sır katibini aramak. Küçük bir iman eserine kavuşmak için karadağlarda gezmek aramak, gönüle kimlik kazandırır. Beş duyusu keskin olan gecenin çobanları, hesaplaşmayı kişisel olmaktan çıkarıp genel hayat muhasebesine çevirmiş. Engin gönüllerindeki dil ve sevgi dolu üslupları zarafetini sergiliyor. En sefil,gariban, en ince ve zarif yüreklilerde, insanlık tarıhinin gözden kaçırdığı bir şey vardır. Ve ilk defa insan olduğunu hissetmiştir.
Gönül H/içten b/aşk'a ş/(n) eyler...
Tek kişi olunca gönül, sıradanlığın sıradışılığıyla çok kişı olur sevgi buyurdu Şahım. Şimdilerde duaların sevgiye nasihatlerini, medeniyetin ezip yok ettiği şey'in temsilciliğini yapıyor insan dedi Pirim. İçin içinde yeni bir şey gizlemiyor, tekrar olmakla yetiniyor şems vakti dedi Mirim. Bir çocuğun iç dünyasından hayata doğru baş uzatışı sayılırsa eğer sevgi, yazıya dökülemez ilişkileri dedi Meczup. İlk öyküsünden, son öyküye değin, O çaresiz fark edişini duyuruyor suretperestler bize dedi İhtiyar Bilge. Ben de sizinle kalacağım diyenleri sahipleniyor, seviyor ve kendimiz kılıyoruz dedi Zahit. Saklı bir toplam sunuyor gece ve dahası bilindikliğindeki sonsuz bağlılıktaki soluklanmalardan dedi Aklı Kıt Adam. En dürüst yerimiz kalbimizin ziyaretçisi, çok sevdiği kişinin dualardaki yüzü olarak karşımıza çıkar teheccüt vakti dedi Garip Çoban. Gönül dili belki aşkın şifresi meydan içinde, adanmışlık hissi veren okumaya değer bir dünya var dedi Seyyah. Gecelerin bir dokusu vardır, onu tanıman gerekir yanılmayacak kadar bilmen gerekir gönlün dedi Zahit. Efendim, kimin neyle nasıl yüzleşeceği belli değildir yaralarıyla dedi Hırkasız Derviş. Her zaman için tanımları yıkmak lazım, yeni şeylere bakmak lazım kördüğümleşmeden merhamet etmelısin sızlayan yanına dedi Miskin. Ancak ne yazık ki, unutulmaya yüz tutmuş ayrıntılarını da tekrar gündeme getirmeli sevginin dedi Fakir
Bir çay demle, hakkı övmek için...
Dar vakitlere yaslandım kendime gittim. Ben benzetiyorum işte, kalsa kalsa biraz biraz dokunan uzanıp uzanıp gidemediğim, önce sen gerçeğımi saklayacağım. Benim gibi yok, neredesin sen? Çok açım dert edip geçmeyen yanımda, coşan coşuyor gam yüküme çok uzaklardan. Çilem doluyor kıtlık yanıma, yüküm bağdaştırıyor gönlümü. Tercüman oluyor anlayışımda yanan benim. Mahrumiyet korkumuzla dünyevi ve din işleri arasındaki pazarında geziyoruz. Yeryüzünde bilinmeyen, gökyüzünde gezinen velileri arıyanların makamlarının azametlerinin sırrında gezinenler hızıra bile muhtaç olmazlar. Gel diye seni davet ediyor, sana ikram etmek için niçin o davete icap etmiyorda hala uyumaktasın. Aşık olmuşsan sevin, ben seni olduğum/n gibi sevıyorum. İrfan sofrasındaki rızıklara bakıp, fakirlik tamam oldu sırrın sırrına b/akıp, perdeleri kalkanların işi fakr mertebesinden başlıyor. Lezzetler kıblesini görenler, bu marifet halinde nereye bakarsan gönüller yolcusu dem dem. Yorulup dünyadan demezler yeter, yaşamları gazel misali takva dairesini bulmak içindir savrulmaları. Sen kendini tanıyamadığın için mutlu değilsin. Rengine ne adlar verilen kokuyla, söyleyip söylemediklerimizi yudumlayarak muhabbet ettiğimiz çayla. Umutsuzlukları demleyip şifahaneden gelen küçük dervişlerce sessizlik içinde yudumlanır çay. Bu hoş demlerle demlenenler, bütün soğuk yanlarını demlerler gönül ateşinde, şöyle demlenense hüzün.
Kaç yıllık yas...
Neyden mahrumsun? .. Aslından uzak kalanlar, işitmezler alemi olmamak için buyurdu Şahım. Niyetlerinde samimi olanlar şems vakti, şanına alev alev hasretlerine kavuşuyor dedi Pirim. Birbirlerinden yekpare güç alarak, duada olması gereken yerdeler. Dikkate şayan bir anlaşma yapıyor uyarılan gönüller, tarif edilemeyen kalp şehrini ele geçiriyorlar, kendisine gelmeden karşılıyorlar dedi Hırkasız Derviş. Merakla bekleşenler yıldızlar üzerinde gözlerini gezdirdikçe, aşk bizimle dedi Mirim. Herhalleri şükür secdesinde olanlara, bir nişane sunar gece yunus gibi gönülleri tavaf ettikçe dedi Zahit. Yatağından taşan engin gönüllüler uykuya müsaade etmiyorlar dedi Mirim. Bir gecede on arşın arşa çıkanlar nereye sesleniyorsa besmeleyle, maksat hasıl oluyor, rabbinin kulu olmak için eyvallah makamındalar dedi Garip Çoban. Denetimi altına alınan nefslere görevleri teheccüt vakti tahsis ediliyor dem dem dedi Miskin. Tekrar tekrar ben yaptım hatasından kurtarmak için tenler ateşe verildiğinde, hakkı veriliyor ruhların dedi Fakir. Aşkı hayat düsturu edinenler izzet ve ikramla dört bir yanını sardıkça parlak bir manzara gibi huzura kavuşturuyor dedi Deliler Şeyhi. Sevgi ve müsamahayla tanışanlar şasırtıcı bir birlık oluşturuyor vefayla dedi İhtiyar Bilge. İnsanı insan yapan değerler vardır, iç dünyasıyla dış dünyası uyuşmayanlar için hüzünün görevi vardır dedi Seyyah. Dert sahibi olmak aşıkların işi
Dermanı olan dert değil..
Yüreğim kabardıkça en koyu sohbetle tanışıyor susmalarım. Yokluğunun devası yok, bir b/ak şems vakti yüreğine. Duyguları tanımak hicret etmek, bir sevginin adıdır gönülde, kendinden daha fazla faydalanmak için. Kendi kendilerinden nefret halindeki insanlar, anlamak istemiyor sevgiyi. Bir de bir şey daha var bildiğim, hepsi mutsuz suretperestlerin. Ne acınacak haldeymişim diyenler, gizemin olmadığı, insani duyguları körelmemiş gecenin çobanlarının peşinden gidiyorlar. Bedeli mutsuzlukla ödenen nefret dolu, basit gibi görünen zevklere rağmen mutluluksa yakınlarda bir yerde. Hergün yeniden sorulan soruların cevabı s/aklında. İmanınla tefekkür et, sessiz bir tını gibi şaşkına dönmüş, masum ve çaresiz yanında. İyiliği duymaya ihtiyacın var. Vaktini kırılganlıkla değil iyilikle taçlandır. Ruhunda hakikati kavramak için can gözü, can kulağıyla duymalısın yaratılmış varlığını. Bir imkana kavuştur özge dilini, surete giren c'an/da aşındırmaktı kimsenin farkında olunmayan cömertliği. Dikenleri unutma dikenleri desede güle aşık bülbül, gül yine kokusunu sunar. Her kaptan içindeki sızar, doğru mudur? Kararlılık halin, öz ağacına benzesin. Keyif veren hayaller, sorgulamalar,özlemler varolmayan yanınla kuruyorsun. Bir anda değişen, gerçekleştiğinde engin yüreğinde oldukça beğeni toplayan gün ışığı görmemiş duygular yakınlaştıkça, arada vakit kalmıyor sevmekten yalnızlığa.
Dost sana diyorum sana..
Sebeplerimden birisiyle örtüşen b/aşka neler var? Tabii ki, diğer y/an'ımda benden parçalarda var, şems vakti dualarda buluştukça, O sen olabilirsin. En iyisi isimsiz kalsın tüm gönüller bir araya gelince, bir saygı duruşu olarak bize öğretilen sevgide, O sen olabilirsin. Her şey tepe taklak olmuş dünyada hayata o amaçla b/akan, insanlar yalnızlık, sevgisizlik açlığı çekerken, ne pahasına olursa olsun, mutlu olmak adına, bir soru mudur, yoksa bir yanıt mı? Yüreğın. Ama bir yerde kırılma noktası oluyor, mesut devam etmek için, ruhumda kırılma anını yaşatacak, O sen olabilirsin. Var mısın? Yok musun? Yol nereye gidecek, kalbi safileştirmek, sevginin beğenisini kazanabilmen için kimler yok ki, yüreği sevgi dolan O sen olabilirsin. Bir daha acı çekmemen, yüreğin bereketinin sevgi olduğunu eğer bilebilseydik, gözyaşlarıyla kanat takabilseydik yüreğimizi dağlamak için, bütün sermayen O sen olabilirsin. Ruhundaki enerjiyi selamete kavuşturmak, sen veya benden bize, bizden ona geçmek için biri senin biri başkasının hizmetindeysen, teslimiyet için, O sen olabilirsin. Duada sessizce içten içe ismeti istemekle olur, hep aynı üslup kim kimi geçecek, bazen aşıkane, bazen de hakimane o kadar muhtaç bulunuyoruz ki, O sen olabilirsin. Altının kıymetini sarraf bilirmiş, incinin halisıni kimyager anlarmış ve bülbül gül ararmış. Aynanın bile karşısında görünmez olmaktan başka seni hiçbir şey kurtarmaz.
Z/ordasın şimdi...
Gönül işi bu, zorlukları çok sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kuruluyor nadir düşen duygular. İbadetine güven me, alemin kurtuluşu yaratılış gayesini anlamakla olur. Konuşmadan bir köşede otur, uyuyan uyuyanı nasıl uyandırır. Günahına af kalemi çektirmek için toprak ol, yakıp çerağı. Farkında olamadıkların seni nasıl etkiliyor? Olumlumu, olumsuz mu? Hatalı duygularının hareketleri, seni kaba olmaya itiyor. Sevginin farkında olamadığın için, yalnızlık tünelinde gezer duyguların. Aç gözlüler arasında gülümse ki, içindeki sızsın gül sunan elin vefalıysa, fakir kime denir? Kendini tanı, ayıp araştırmak akıldan üstün değil. Altın anahtar salihlerin yanında saklı, kurtuluş reçetende pişmanlık tevbedir. İyi örnek farklı bakış açısı olanlardır. Gafile söz nafile sözdür. Çare, ümit, çile, sevgı, güven/ sizsiniz. Bugünden yarına aşıksan, sen benden ne kazandın? Yüzüm sana dönüyor gecede, her bir yıldızdan ayrı bir ışık almak için harmanlanıyor gecenin çobanları. İyi sonuçlanan bir sürü küçük şey, açılan kapının ötesinde bir şey yoktur. Kapıyı sırlayanlar birbirini tanıdığı gibi ilk defa gelenler acemi tavırlarıyla kendini hemen belli ediyor. Tıklım tıklım herşey bir birine bağlı, büyük bir incelik var. Kendinde arıyamadıklarını başka bir yerde bulamazsın. Sessizlik özgür kılar ruhu, içindeki manevi rehber çıktıkça, kendınle yeniden tanıştırır umutlar
Rastlantıdan çok uzakta..
Biz sizler adına sevdik, sadece sevdik. Dertsizliğe şükredemeyenler gözyaşlarını rahatça silemiyoruz, beni de tanımanız not ettim. Üzülme, kalk ayağa seni heryerde dinleyen bir sevgilin var, o seni hep memnuniyetle karşılar. Fıtrat yalan söylemez, ahiret haramileri çoğalıyor, halka verip talkını, kendi yutar salkımı, cahil olanlar korkmaz. Satırlarına saklanan cümlelerinde ortaya çıkan yanında emanetlerın. İçinin içtenlikle dolu sesini arayan herkes kendi yüreğinin diline uygun gözyaşları okur şems vakti, beni de tanımanız içın not ettim. Ve ey aklımı aklayan kalplerde bir sır. Yeter kı yan! Soluğun aramayı umut ettikçe, çünkü muhtaç olduğunu sevgiye anlar kalp. Bir hayal kırıklığına dönen hayatta, heveslerinin muhatapları doğruya benzeyen yalan suretlere sığınanlar, ne umduğumuz kadar önemli. Hüzünle yetinmeyi bilenleri mayalayan aşkın sabrıyla, benı de tanımanız için not ettim. Hoşgörün karanlıkları örtmeyin gözyaşlarınızı, kaç tane yüzün var hatırlatır. Siz yüreğinizi ne kadar dinliyorsunuz bilmem ama ben gittiğim yere yüreğimi de götürüyorum, beni de tanımanız için not ettim. Çünkü benim sizden başka kimsem yok, aşık garip bir kulum. Biliyorum ki; ağah olan aşka sadık, inleyen acıların çağırdığı kelımeler bir ayna ben varsam. Öyle ya, görmen gerek uzun yurüyüşlerle bol çığlıklı içindeki çocukla, beni tanımanız için not ettim sizi, sizden iyi tanır aşk.
Bizden ne öğrendin? ..
O kendisini sızden iyi tanır. Akşam kızıllığına doğru yükselenle gelen, aç kalmış sesinde bölünüyor, nağmenın esrarı gönül rahatlığı için iyi haber, dedim içimden. Kim olduğunu bildiğini sanmıyorum, hala dünyayla cilveleşiyorken. Yaptığın üç isabetli işi say deseler, biri muhakkak, muhteşem endamını görünce şems vakti kaç şimşek çakar gönülde bilinmez. Mana murad olunca üzme kendini, zamanımız az tanıtayım kendimi bu arada. Gecenin ışıl ışıllığına kendi katkısı, bu da baş döndürücü bir okuma. Her şey orjinal, her şey renkli, her şey aşkca. Ağrınızı tarif etmeniz gerekirse, sevgi bir gösteridir dokunmaz ve kendisini kıstırılmış hisseden biriysen. Fazla söze gerek yok deriz, iç içe geçmiş semavata baktıkça. O kadar utanılacak bir mesele ki, üzerine konuşmaya gerek yok. Aşk, farklı dünyadan insanları bir araya getiriyor. Gelecek için bugüne aldırmayanlar, sevgiyle birlıkte var olacağına inanıyor. Hepsi bu değil,sevgi bize yaşayamadığımız ya da yaşayıp da farkına varmadığımız duygular hediye eder. Ama konu bu değil iki kelam insanın zırvaladığı yaşamda, son sözü peşin peşin en başta söylüyor suretperest yaşamlar. Ve elbette her adımında,insanı küçümsemiyor da,yüceltmiyor da,yalnızca onlardan mutlaka bir şeyler öğrenilmesi gerektiği fikriyle ilerleyen gecenin çobanlarının eleştirdiği bir taraf varsa, o da his ya da b/aşka bir şeyi g/özden kaçırma.
Hiçbir şey olmamış gibi...
Hep aynı insandı, bir bakışta söyleyebilıriz, açık adres veriyor parmakla gösteriyor tek tek kabirtaşları. Ve o taraf aslında bir taraf değil der. Ümitsizlik duvarını delen sırdaşımız bad-ı sabadır. Seni anlamayan yanına ne kadar yorgun ve kavgalısın, iletişime geç uyarı yapan yanlarınla. Kendini dinlemek ve anlamayı başarabilmek için farkında olmalısın. Belki de en önemlisi, anlamı çözülemeyen aşk. Ve böyle bir karşılaşma da, birçok kişinin, kendinden ürkmesine, duygularından çekinmesine yol açmakta. Aşkın ulaşılmaz bir zihinsel seviye değil ama yüz yüze gelemeyen problemlerden de biridir. Anlamını çözmekte çaresiz kalıyoruz belki sevginin. Ve en alışılmadık duygu sarmalı seni duyumsayan ilgilendiren. Bir bütün olarak seni ilgilendiren bir sorundu benın. Ne pahasına olursa olsun anlaman gereken şeyler kuytunda. Sevgiyi haklı çıkaran neydi dersiniz? Küllenmeye bırakılanlar, ne kadar senden olabilirse, sevgi insana yapışan doğasından güç aldıkça hep kaldığı yerden devam eder. Bir duruşun huzurunu yansıtır gecenin çobanları sessizleştirir. Geri kalanını dualarla tamamlayıp her fırsatta hayranlığımızı dile getirmekten gurur duyduğumuz o bütüne ulaşmayı uygun görür şems vakti. Her şeyin yerli yerine oturacağı o an'la yüzleşmek kaçınılmazdır artık. Kendini çok ıyi tarif eder aşk. Bir çırpıda sıyırır maşukunu, mekan derinliğini mükemmelen yansıtır aşk. Sehere aşık olup, kendini terk edenler bambaşka boyutlara taşımış sevgiyi.y.ed.
Engin DemirciKayıt Tarihi : 17.6.2014 13:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
seyr-i alem
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!