Kilidi olmayan hazinedir aşk....
Başıma gelenlere sevgi ve muhabbet ettikçe aşktan yılmıyor gönül. Seyr-ü temaşayla o seni getiriyorum şems vakti, mahrum kalmaman için benden. Aldık gecenin zifirinden gönlümüzün p/ay'ını neden alevlendi ve sustuk yine, dostluğunun sırlarına ermek,gölgende kalmak susuzluğuna kanmamak için kapındayım. Suretin manasında daim olmak için gönlüm casusunu arıyor secdede. Gökkubbenin söz ve hareketi ne hoş sada, siz farkında olmadan hiç'lik makamı size selam veriyor. Adabın güzel ve samimi örneği kalbine neler söylüyor. Mührün mumla nakışı gibi olan gecenin çobanları, hidayetin sırrı çobanın peşinden gidiyor teheccüd vakti. İstemez gönül gönüle dem vurmayan aşkın sırrını. Derler ki, aşık bir yüreğe makbul olduysan hoşgörmezler, hakka hoşgörünenleri. O ne müthiş bahtiyarlıktır ki susamışlar için ab-ı hayattır, heyhat aşk sarhoş gönlümde. Parantezin dışındaki cümleler gelmekle olanı anlatamaz. Sakın parantezin içinde sana saklı benin gözlerine b/akma, bazı çiçeklerin andırdığı bir umutta mahçup etme. K/açmaya çalıştığım gönüldeki hüzün kaplamış içimi. Yine ses geliyor perişan halimden ve ellerim tamah ediyor dualara yüzüme dokundurdukça, seni dermana ulaştırıyor vakti şerifte. Kelime kuyumcusu geceden yararlanmak gerekir, dünya yükünü azaltmak içın. Vazgeçemediğimiz tüketim alışkanlıklarıyla tükenmemek için müdahele etmek, gördüklerimize karşı görmediklerimizdedir aşk
Kalpleri sevgiyle hissederek tasarlamalı...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta