Hissemize paylaşmak düştü...
Saygıyı peşinen hak ettiği için mi? Söz etmiyoruz sevgiden. Benim de sorular sorduğum dönem oldu kabir ehline. O dönem, kendime benime ihtiyacımdan doğdu aslında. Meselayı keşfetmeye başladığımda, gördüklerime yansımalarını anlamak için okudum yalnızlığı. Sonra bir gün, bedenime saygı duymayı öğrendim hasta ziyaretlerinde. Belki, buradan çıktı yurtlarda kimsesizlik içinde bir ilgiye mahkum olan engüzel kitap çocukların şeyi olduğumda. Bence, eninde sonunda bir sebepten esarette olup, sarılacağı birini bekleyen mahkumun çaresizliğinde. Ama, bazen de elinde baston bedenleri çökmüş evliyanın bile ayağına gittiği huzurevlerinde, bilmediğinize değilde kendinizin yabancısı olduğunuza yaklaşma çabasından ne çok kaçtığınızı anlamanın sırrı hala ince bir çizgi. Ben de haller kitaplığının sayfalarını karıştırdıkça, kendime yaklaşmaya çalıştım. Beni bulmak için biraz dolambaçlı, zor, garipçe yollarda çalıştım. Fakat, biraz da olmak için eyleme geçirmem gereken o kadar çok kelime birikmiş ki heybeme. Bunu biliyorken, ne savunmaya ne de giyinmeye gerek vardı. Bir tavır öyle böyle değil üryan kalmak için, çok katı sınırları var suretperestlerde. Her yara alışım iyileştirirdi kendi içinden çıkarmaya çalıştığım koşullarda olduğumuzda, aslında ne olduğumuzu merak ettim. Belkı, sizi mesafelendirir oysa ben mesafelenmek değil, yaklaşmak, sokulmak,hissetmek istedim kendime.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta