KALBİNDE BİR DİL/ARA.. Yar isteyen neyi vermez ki, vuslattaysa sırrı gülzar isteyen kendine kıymazmı? Aşıkı zar isteyen. Seherde uyumaz sırlarını açmak için yollarını gözler. Deminde safa bulmak nazar için bir sel var ki, yaş yerine döküyor dem. Aramaların sevincini yaşar gözyaşlarım, varsın yansın. Sarpa sarınca her dem yeni doğarız, dosta bend olunca. Gönüldeki o ahımdan çıkan kıvılcımlar gonca gül olur. Bu bahçede gezmelerimiz devam ediyor. Canmı kayırır dil tahtındaki marazı, derde uğratır. En güzel elbise susmaktı, bize saki olan sohbetine katan aşk. Bir özge hal imiş, doldu vücuda yarin hali için aşk. Dünyada yer bulmazsa, gönlünü memleketi bilir yol tutan,aşk. Aç gözünü ah yara bak derdindeki vahdetinde cananın gamzesi,aşk. Neyin averi cemalin, sinende katresi hakikatin ummanı dilde mücella kılan, aşk. Sırrı sultan eyleyen, bürhan eyleceğin gönlümdeki ateş, aşk. Dertlilere derman eden, asan eyle kadrini bilenide kabrine handan eyleyen, aşk. Semadan sırrı şaha giderim, ister gelsin ister gelmesin bekleyen, aşk. Akıl ile erilmez oldu dil/ara diyor hilal, özgür olman için keşfeyle yakınsın, bakide fani olan cevherin, aşk. Ayırtetmiş olur seni ister, seni verirsin israf etmeyen dil, aşk. İster gönül aşk illerine giden aşk şerbetini, sonsuz sefere enel aşk dedirten, aşk. Gül uğruna kalbe düşen çiğ tanesine gözyaşı veren,aşk. Bakın bakalım garip çoban divanında engin harflere yapışan sırrın,aşk... y.ed/
VAZGEÇMELERİMİZ... Aşk şarkıcısı kınından çıkmış kılıç gibi; tek bir ana mıhlanmış ne olmadığına erilerek, ol ki gücün yetsin. Buradayım bir şeyler yazmak istedim kalemi gönlümde buldum. Sonra kabristanlarla tanıştım. Oradan dünyaya baktım, doğru olanın ne olduğunu görmeye başladım. Birdenbire kendimi kalbimin içinde muhabbetde buldum. Harfler,kelimeler,cümleler sevgilimizsin, çocuğumuzsun, sen nerde olsan biz seninleyiz. Bütün maksatlarına kavuşman için oyalanma, sırları görsün gözün ki, gözyaşın tevhid etsin. Şimdi saat kaç yaralı zamanda tüm ders notları bir mevsim. Susturulmuş kahramanların akıl şaşkınlığında görünen ve görülmeyeni bilmıyor. Gizli anların yolcusu hak dost beni öldürmek isteyen hayata karşı çok hafif bir yaprağın ucundaki yaşam gibi dönüştürüyor. Altı çizilmeli gereken yaşamı duyan olmasada, kimse hiç kimse umursamaz olsada, ruhuyla uyumlu olanların mahareti aşk. Hiçlik zirvesine tırmanmak tam yokluk aleminin ortasında buluşup kurtuluşa ermek için sırt sırta veriyoruz. Varlığa gidiş yolundaki sabrına şahit olmalı esrarı vuslatla. Üstünüze sıçramış mutluluğun lekesi farkında yaptığınız seçimle. Hiçlik zirvesine çıkarken buluruz Onu üflenen neyle dalar uyku alemine. Denir ki; rüyalar, kendimizi görebileceğimiz aynalar gibidir. Vazgeçmeleriniz sadece aşkı alır, saklı benliğimızi yansıtırlar kendi doğamızın gerçek yüzünü açığa vururlar dedi Şair.
KENDİNE BAŞKALDIRAN İNSAN...Rızayı aşkla,gitmeliyiz, gitmeliyiz terk-i diyar eyleyip bismillahirrahmanirrahim,aşk. Aşk ile gönül suzan, aşıkların gönlüne şems vakti doldu aşk ile verdi yağmayı ask. Tatlı canından usandırıyor, perdeleri kaldırdıkca lezzeti aşk. Mihneti nedir sermayenin dedi akıl, canın cananıdır aşk. Ey beni aşk ateşine yandıran, aşk senin aşık senin daha nem var benim. Yananların külünden çıkarttığın maşukda senin. Verdi yağmasını geceleri divanında, şahidi sinendeki tantanandır, anlamadığın mahiyetin aşk. Meydandasın inkar ettiklerinle, bir nefesle arşa basanların heybetidir duasız kalmayanların kabridir aşk. Hakikatmi aradın hayran olduklarında, sendedir bütün mertebeler, tesbih tanelerı gibi çekmediğin, dem dem bulamadığın senden içeridedir aşk. Haline aldanma boyandığın suret senin mi sandın, aslına uryan göçenler aşk. Garip çoban divanında harfler sel gibi akar, uyumadan uyanan cümleler aşk. Kadehi dolmuş lütfeyle akıllandır celalinle, dertleriyle harap olmuş gönlüm, seher vaktim aşk. Yıkılmış viranemidir suretler, gönlümde olan ocağında ateş ateş dehşette aklım, resulün için yola çıkan kalbin, aşk. Salalar salasını verirken engindir gözyaşları, vakti şerifte derya gibi coşan gönlün, aşk. Sataşmış bulundum bir kere harflere, cümlelerle tutmak için hızrı, neyleyim haddi aştım bir kere, müptela olduğum, aşk. Kurban eylediklerimle hoş sada aşk için aşkla. Hicran-ı alemde bu halimde hikmeti lütufmu var ki, hep gönül günah deryasında yüzer. Bu cürmüme medet ya rab, ömrümün hebasındaki affına nerde erer bu gönül bilmem felaha. İç alemine doğru yolculuklara çıkaran gizemli kahramanların cevabıdır, aşk. Artık dünyanın karanlığından kurtulmuştur eşikten hakikate doğru ufak bir adım atsada hz insan, dünyanın karanlığından kurtulmuştur. Karanlığın ardındakı ışıkla ruhu kamaşır adeta büyülenir mevlananın şemsi görmesi gibi hiç olur. Acizliğinin hallerindeki akıllarına suretperestler deli muamelesi yapsak ayçiçeğinin güneş etrafında döndüğü gibi dönüyor aşıklar. Hakikate varmak yolunda meczup olanlar dönüyor varlık aleminde, hangimiz aşk, hangimiz maşuk kim bilebilir. Puslu zamanlarda gelen ağlar giden ağlar. Gergin gülüşmeler, cevapsız sorular. Kalbinde bir şeyler var! Ne kadar çok verirsen, yolculuğun sonu o kadar tatlanır. Pınarı terk eden su, keskin akar, bir gün beklenmedik bir şey olur kural tanımazsın bir nehir çıkar akar karışırsın uzanıverir aşkın elleri. Bir şeyler olduğu kesin, bilenler bilmeyenlere anlatsın. En son hangi zarfın arkasına bir adres yazdınız. Evvela bunu düşünmek gerek. Vaka-i adiyeden sayıldığı bir suretin ahfadıyız. Geleceğe gönderilen mektuptur hafızanızda tutuğunuz. Yasaklansa da, övülse de, duygular erimli bir şeydir. Böyledir bu yaşama sanatında insan olmak. Evvela bunu düsünmek gerek dedi Ermiş...
AŞKIN EZELÎ ŞİFRESİ ELİF, LAM, MİM.(Allaha yaprak dökümü gibi savrulmandır) YN... (Ş/ükrüyle kendi içinden geçenlerin ilk durağıdır) İN... (K/ulluğun dost ve yardımcın olsun.) AF/fına. (E/ngin bir sonun başlangıcında ektiğini biçtiğin tarlandaki kabir taşın.) LİF (L/ut kavmini örnek almadan yaşayanların yanmadan kül oluşu) ÂM. (M/alına bereketin sırrıdır dua) İM (R/abbinin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? rahatınız yerinde hala müslüman yanınız maskeli mümin olmamak için) A... (H/erbiri bir sevdadaysa suretinin, manana eremezsin) A.. (B/ana Allahım gerek diyemiyorsun, şems vaktinde hala uykudasın) E... (V/aad eden hiç caydımı vaad ettiklerinden, hala tahammül edemiyorsun kendine neden) AV.. Bu da benim oyunumdu işte. Belki de bu son acıtmıştı belli ki.. Nasıl yazmış bir bilseniz, içi geçmiş suretlere inat kendini o parçalanmışlıkları,ayrılıkları, susmaları sesı ve sessizliği ruhun boşluğuna bırakarak bulutlarla konuşurken kar taneleri gölgesi olan öyküleri okudukça sessizliğin suçunu üstlenen harflerin uyuyamayan ama uyuduğunda haykırışları gırtlağına takılmış o fısıldayan dili es geçmeden çok müsait olan şems vaktinde ilk cümlede ya batarsın, ya çıkarsın kendinden. Geceye göz kırpıp yanına çağıracak kadar fısıltılıdır. Başka nefes alacağın yanını eşeleyen harfler taşırıyor. Bil ki, sen ey ruhuma şifa veren hiç yolu, artık ne önemi var. Nokta koyduğunuz her şeyle oynayabilir leyl vakti. O cümle sıze aitse şaşırıp kalıyorsunuz. Altüst etmeli cümlenizde cümlenizi, belki de fısıltılarınız ziya ve nursuzsa tanımadığım biri söylemiştir. Zihninizde bir çocukla tadımlıl duyguları tasın koca bir et parçası öyle yatarken başında duruyorum. Şimdi ben izninizle bu geveze hayattan kırklar meclisinde şifa verenlerle uyanacağınız günü bekliyorum. Sımsıkı sarılmış ahhlarınızın üstünde sema oynacağı gölgemle çeker insan gövdesinden ruhunu. Her gündoğumunda bir kez daha müsvedde yanınız açılıp kapanan aşk meclisine giremez. Ve sonra sessizlik, belki de bu hevesim yanmak için son ve ağır bir finale içimdeki ölü garip çobandır kim bilir..
İNCİSİNİ YİTİRMİŞ İSTİRİDYE...İşgal altındaki akıl içinde yaratıcı aşklara mühür basılmış. Et ve kemiğe bürünenlere inat alnını seccadeye öptürenler ve ben şimdiyi merak ediyorum. Dünyaya kapanmış ergenliğin yüzü yeniden doğmak için. Tümseklerde kalmış tüm ezilenlerin duyguları, düş kıyısında hasta düşmüş kalbe. Boşluğa açılan kapı başlangıçların aşkı. Bitmez hayatın seherinde deliliiğin tutkusunda bir giriş notu, başka biri olacaksın istemesende. Sır dolu harflerle kurulan cümleler unutulmuş düşler, her şeyde olduğu gibi en can alıcı noktası suretlerin. Hiçbir şey gizlemeden kendini okuyanları tanımamızı sağlıyor aşk. Kalblerine kötü olanların rahat beslendiği suretler, masum olan sevgiyi kolayca yok edebileceği bir ortama sahipler dedi ermiş. Kendine uygun ortam bulup çoğalan bir mikrop gibi yalnızlık. Aşk gizemini bozmamak için kefaretini ödeyenleri takip ediyor. Gizli kalmış affedilmeyecek hatalar, yanlışlarla ortaya dökülüyor suretperest ilişkilerde. Dostluklarını duygusuyla harmanlayanlarla, sinsice kirlerinden beslenenleri anlatıyor mektuplarınız. Yıllar içinde biriken yanlışların büyüdüğü bedenler, sevgisiz ilişkiler bir sonraki yanlışı tetikliyor. Yavaş yavaş açılan, çözülen gizemler yerleştirilmiş satır aralarınıza. Kimse masum değil ama kimse de tek suçlu değilse bir tuhaflık var kalbinizde. Her insanın, ömrü boyunca peşinden sürüklediği vicdan azabı vardır. Bizim ki aşk.
DİP NOT...Adını divan-ı aşka yazdıranların işidir gönül. Hayretten hikmete,bir dip not olarak insan, gurbetinde var olmak için kendi deyimiyle bir tür gurbet. Kendini bulmanın ya da kaybetmenin önemini anlatır aşk. Yalnız olsun, olmasın kendi gibi olabilmenin değerini anlamını öğretiyor gölgeler. Kendini bulmanın ya da kaybetmenin önemini anlatıyor dua. Insanın karanlıkla veya korkularıyla verilen mücadelenin aşıldığını/aşılmadığını gösteriyor aşk. Ağaca bakıp ormanını görememenin sakıncaları yansıyor suretperestlere. Tek sebebı var bırakıp gitmenin, sınırsız mutluluk vaatlerinin gerçek yüzünü görebilmenin halas büyüsünde aşık. Kendine bak hayretini artır ki, gözün dünyayı seyrederek kalbine zulm etmesin hayrı artsın duaların ki fakir kalmasın aşkın. Kendimize geleceğiz asli vazifemizi bileceğiz şevkle. Ne yüksek rütbedir has insan olmak. Göz gördü gönül sevdi var mı, benim bunda günahım. Aşka gönül penceresinden bakanların rayihası süzülür dolaşır, gözün gördüğü gönülün sevdiğidir. Hasret zarar veriyor cana, akılı konuşturanlar şerh ediyor sevgiliyi. Göz gülşenine gelenler, sevgiliyi görmek için kirpiklerin gölgesinden geçip hecelenenlerdedir gönlün gözünde. Nur ile ruşen eyleyen sevgili, gönlü karanlık olanların gözleri nereye bakıyor. Heva başta aşk benim nem olur? Sohbetimiz sevgilinin yörelerinde rüzgarın getirdiği kokuların izinde şems vaktinde. İşte biz gittik bır divanemiz kalsın, gariptir gönlümüz. Dalgalanır bir uçtan uca harap olmaya yüz tutmuştur, biz kaldık gönlün gönlüne mecbur oldu gönlüm. Ayrılık yolunun gecesini gören gönül cümle aleme açılıyor. Aşk alemi gönülde, gönül aşk alemine sığmıyor, çünkü sen sana yetersin ey gönül. Gönül yarini bildi, nasihat eyleyen benim derdim belli, senin derdin nedir. Bize yakışan dalgalanan savrulan anda ocağını yakmış bekleyen gönülde kor olmaktır. İnsan kulaktan gelişir, duya duya can bulur dedi mirim. Can bulalım ey gönül kimin derdi konuşmamak. Gönül ateşinde gözyaşının kıymeti bilmelidir, kalbindeki şamdanları yak. Mum ışıltılı gecelerinde şehri terket, ferahlık arıyorsan eğer, gülbahçesi içinde gülbahçesini ara ahmaklık etme. Başını yastığa koy terk et beni bana, gönüllerimiz od olup yansın diye. Suretini küçümseyici sözlerle süslemen aşktan mağduriyetin. Şimdide gitme vakti geldi. Merhaba, affınızı istirham ediyor sığınma kapısını arıyor hususi meziyetlerle donanmış huzur bulan kalbiniz. Benliğini getirip senliğini bulman için şems vaktinde orda bekle kalbinle. Artık haller hallerıni bulur gözyaşlarınla. Bir rahmet denizinde huzur içinde değilsen, ne çare!
HAKİKATEN AŞK BEDAVA...Ya azizim vakti şerifinizde zaman hırsızları çoğalmış. Aşk hastasıyım alemde, savrulan kar taneleri gibi yolcuyum. Kaç mevsim değişti hala tatlı bir uykudayız ne kadar yaya kalmışız kabristanın gölgeleri vurdukça gözlerim uzun uzun burkulu kaldı. Sizde gizlenen dertleri ben bilirim diyor gece. Sızlanan gönüllerdeki sisler şu gecenin sisi kadar tevekkül içinde değil. Korkunun bütün sesleri hala suretleri süslüyor. Kafalarında tek bir sözcük yansıyor vicdan azabı, esrarengiz anne/baba/ evlatlar ve çok güzel yalnızlık üzere harmanlanmış ilışkiler. Gerçek yaşamda cesur bir cümle sevgi, hala önemsemenin, sevmenin nelere mal olduğunu anlamak gerekir. İçsel yolculuğun seni değiştirsin, kaliteli vakit geçir kendini keşfetmek için. Kendi alanını dayatıyor gece, hem de mucize gibi bir şey aşk. Bana iyi geldi, duyduğun heyecanı anlatır şems vakti. Ne ölçüde paylaşabiliyorsun kendini, zaman tek olmadığınızı gösteriyor sizi yola çıkartınca. Hep bununla ilgili de bir arayışım vardı. Gökyüzünde, karda da var işte bu, kaçıyor yakaladın yakaladın. Zaten fark etmişsinizdır hakıkaten ask bedava. Oraya doğru o ışık belli bir yerden geliyor. Gitmek doğru geliyor bana, o benim, yağan bulut, doğan güneş, harbe başlamış olan hilal benım işte. Daha yolun başındayım, sohbetine layık değilsemde, aşkın fetvasını bekliyorum. Karar verdik ve kolları sıvadık, bir oyun var yanmayan bilmez....
HÜDA NUR...Mesela b/s) ensen, sevgilinin gönül makamına ermek, zikir, şükür,fikirle selamet bulmak için şems vakti sohbetimizde edebi sesliğimizin öz benliğinden türeyen aşk. Farklı bir tutunma mücadelesi korkuyu beklerken suretperestlik. Sevgiye karşı çağdışı ilişkilere karşı kalbe maske geçirenlerin akıbetlerini seyrediyor gece. Birde biz konuşmaya başlasak, en çok hatırlanan cümledir aşk. Sadece bir tesadüf mü yoksa, bilinçli bir tercih mi bilmiyoruz, ancak önde dönerek inleyen kar taneleri gönüllerdeki boşluğu dinliyor. Bu yolun hali son cümlesi, harfler kalblere bir şey anlatıyor. Bir sarsıntıyla kabirden uyananların pelteli diline benziyor dünya hanı. Kuşat gönülleri daralsın nefesi yalnızlığın. Burda yatanların hududu, uykuya yatmak için özel bir yeri, uzun etme arkadaş içlenme yarınına. Arkanda kalanlar bulutların arkasında kalsın, buradayım diyerek titretiyor bir poyraz geçitlerinden. Bir rüyaya bağdaş kurmuş beyazrenklerle dolu harfli garip çoban. Yorgun argın ama hala tatlı bir uykudayız, sustukça anlatıyor haydutunu, kurdunu hayatın. Gölgesinden bile korkanlarda gizlenen dertleri bilen yarin olduğunu bile bile bir çıkmaz sokakta sevgiler. Hayata yabancılaşmış ölüm, ölümlüler uykudayken insanlığın vicdanının seslerini dinleyenleri gerçekten merak ediyorum. Her şeyin az biraz anlamı olsun istedim ki, en uçtaki öyle dedi. Ama bir şans versen kalbine, yüz yüze tanışacaksın sevgiliyle....y.ed....
Engin DemirciKayıt Tarihi : 27.1.2012 16:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
http://www.facebook.com/pages/Şems-i-Mevlana-Divan-ı 'Ey Sevgili! .. Bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi, Taşıyabilir miydin acaba bendeki seni! ..' Kavl-i Hz. Şems-i Tebrizi k.s.
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/01/27/garip-coban-divani-3-engin-demirci.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)