GARİP ÇOBAN DİVANI…..22... Engin Demirci ...

Engin Demirci
941

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

NE ÇOK ŞEYDİ (Ç) AĞRILARIM.. Yazın bittiği yerde belki diyerek çıkarım aşk yolculuğuna. Bu aşkın gurur anlayışı öyle boyuttadır ki, teheccüt vakti hiç bitmesin der gönül. Dayanılmaz bir istek duyar duaya kalp. Neyin iyi diye sorduğun sorular, sadakat erdemine dayanıyor. Adeta doğası gereği geceyle bir olan gecenin çobanlarına, mutluluğa ulaşma ve oturmuş bir karakter edinme hevesi verir savrulan kar taneleri. Aşka göre manevi değerlere uyacak şekilde hareket etmeliyiz. Tüm ulaşma arzumuza bir selam salma hali ardındaki itici güçtür de aynı zamanda dualar. Gökten yere doğru inen melekler, aşkın yatağında gürülderler. Sesini biz de neredeyse duyabilir, kokusunu içimize çekebiliriz şems vakti. Ateşlerinin yüreğe sıcaklık yayan parıltısında belli belirsiz seçeriz h/arlarını. Deli gönül aktıkça engine, yankılanarak bize dek ulaşır meşkleri. Pirlerden daha soylu ve güzel yüzlü, bir meczup kadar güçlü, zahit kadar bilge, bir miskin kadar saygın ve mirim kadar müşfik olduğu gerçeğini görmek hiç mi hiç şaşırtmaz garip çobanı. Gelelim soruların yanıtına, diyar diyar savrulurken. Akıbeti hakkında hiçbir fikri olmayan aklı kıt adam gibi her hali. Deliler şeyhi gibi gönül dağlarının duygu geçitlerinin yolunu tutmaya can atsa da, sevgiye sırf sorumluluk duygusu yüzünden bunu yapamaz. Kendini çok mutsuz hisseden sufi sesler duydu ki, o an için yapılması gereken en mertçe ve sadık hareket sema'ya koşmakta olan bu aşk


Âfitâb-ı Gülzâr.. Mecazi Aşkın hanesinde, selamı sabahı kestim benimle. Kalbi en çok sızlatan nedir? Aşkın rehberse, tecelli aynanda neyi görüyorsan odur aşk. Yüreğine bağ olan heveslerine tutunma ki, seher vakti gönül kafesin açılsın inşirahla cankuşun uçsun demlensin ruhun bırakıp giderken dünyayı. Ne kaldı bak geriye, ibrahimler, yusuflar, züleyhalar. Garip çobanlar seyranında dervişleri, pirleri erenleri dön bak geriye ne kalmış işittin mi? Yalan dünyadan başka! Varmıydık gecede ahh bir b/akışta. Elde etmek istediğini var gücüyle dayatıyor unutmak istediklerini. Konaklayanlar aşk hanemizde yürekten yüreğe esiyor. Hepimiz mum ateşi önündeki gölgeler gibiyiz, yaman dede'nin aşk ateşiyle demlenen gönlü gibi arar durur yaşlar akarak. Unutulmuşluğun kaldığı zamanlara tutsak olmayan ruhların dualarıyla hariçten gazel okumak gerek geçmişi silmek için. Gözün gördüğü tema ne olursa olsun, uzun tartışmalar ve sohbetlerde yer almak kendini okumalı yeni dostlar edinmeli kalb. Ruhu tarafından anlaşılır olan duygularla birlikteyken geriye yaslanışında bir rahatlama sezer sevgi. Bir şey söylemene gerek kalmadan her şeyi anlayan arkadaş yanı çok rahatlatıcıdır duaların. Yalnızlığın görünmez kılınmış yan sokaklarında sürprizlerle dolu, belki diye geçirilen zamanda en önemlisi birlikte olan cümlelerin sebebinde onu kabul etmesi. Ve abartıyla konuşan ya da susan, saçmalığın bizzat anlam ifade ettiği an


AH-I DERUN.. Gecenin temaşasına kendinden bir parça katarak okuyanlar, hasbihalleriyle bulutlara inat gözyaşı dökmekten çekinmeyenlerde, bu aşk. Kimilerinin sıkıcı bulduğu hayattan ilham alarak duygularıyla özdeşleşmek isteyenleri beğenmek istiyor gönülde, bu aşk. Hisseden dualarla mahreme az mesafe bırakanlar için bu aşk. O denli tanıdık ki gecenin çobanları, mesafeyi kısaltarak okumaya devam ettikleri hissettirdiklerinde, bu aşk. Suretperest yaşamları bir nebze de olsa kabuk edilebilir kılan gecede korkmadan ılerlememizdeki takdirin sahibinden, bu aşk. Fakat,bizi değiştirmeyi becerebilenler aynı zamanda bize yaklaşmayı becerenler arasından çıkmaz mı? Daha büyük bir şey ifade eden boşluğu dolduran, bu aşk. Ve ben bunu kelimelere dökemiyor ya da dökmek istemiyorum diyorsan, bu aşk. Hiç de belli olmayan takvanın birleştirme becerisinden kalpleri refah bulanlardan, ilk ipuçlarını alıyoruz demekle yetinmeyi bilenlerde, bu aşk. Duygusal bir aptal olarak görünenlerle beraber yaşamak, şems vakti görkemli suretten iyice sıyrılıp, o güne o an'a erişerek öyle bir mutluluk ki, gülmek ve ağlamak arasında muğlak bir noktada beni sıfatsız bırakan, bu aşk. Birbirine dolanmış yaşam yumağını, sabır ve şefkatle açar gibi kalbleri inceliyen teheccüt vakti, bu aşk. Gizli odalardaki suların sessizliğinde gecenin dersleri tabuları yıkıyor, yürüyen ölüler arasından geçerek, yenilgiden hiçlike gelenlerde, bu aşk.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta