BANU CİHÂN... Himmetine bakıyor gönlüm nazarının kavl-i şemsin. Size ait bir icat değil kalbiniz. Takipçiniz aşk mihrapta kendine karşı geliyor. Baş döndürücü yükseklikte duruyorsunuz. İçiniz yerine dışınıza düşüyor masallarınız uykuda. En kıymetli,büyülü hayret verici temiz haliniz. Bir aşk çıkartıyor gecenin çobanları. Başka bir dünyadan gelme görüntüleri, mistik hava ve nazik görüntülerini aşktan oyulmuş kelimeler çıkıyor. Görünüş ve halinizi ne etkiliyor. Düşüncelerinizi nerde toparlıyorsunuz? Gerçeklerinizi boğmayın kalblerinizın kırılganlığı tuhaf değilmi. Yarının sessizliği arasında hayat kısa. Hayali güzellikler değişici şaşırtıcı derece. İddialı ve büyüleyici tek gerçek aşk. İçgüdülerin peşinde koşanlar kendilerine çizdikleri meydanlarında gizlenirler. Sadece cesur olanların girebildiği gizli geçitten geçenler, bana neyin nerde başlayıp bittiğini sormayın söyleyemem. Oldukça zorlansada kilit altındasınız. En kusursuz şekilde korunan yerinizin ziyaretçisini en şaşırtıcı bekleyeniniz nedir? Başdöndürücü ve geleneksel renklerinizde sizin çaba harcamanız doğal renkleri aşkın. Etrafınızda sizi anlatan yazılar neler diyor? Hilali görün, hakkın ikramını hak ediyormusun her nefeste. Yakınlığındaki sırrın nedir? Sönen ateşındeki külde. Güç gösterin kime? Aşk mey/hanelerinde dolaş ki,Sırrına erki aslının lokmasında şifresini çözsün cömertliğin bir aşk klasiğinde... /... Derde derman olanlar, aşktan gelip, aşka gider buyurdu pirim. Dilekler zamanında sır kanunu, kaderinizin değiştiği bir gecede gelir tam güven. En önemli sorunuz nedir? Kör karanlıkta yanardağ gibi kaynıyor uykudaki haliniz. O halde cevap veremiyorsunuz dualara. Tüm mevzileriniz düşmüş, artık çok geç olmayabilir. Katıksız aynı aşkın yetim çocuklarıyız. Zamanlar, mekanlar, eşyalar, giysiler, coğrafyalar çok farklı olsada, bugünle tuhaf bir benzerliği, hüzünlü de olsa, tuhaf bir huzuru vardır avareliğin. Her bakışı tartışılanların hesaplaşması da çağının sınırlarını aşıyor. İçimde yanan korun ummanındayım. Yüreğime süs ettim yüreğimi, gönüllere hitap eden molla cami yaralarımın sultanı. Peki hangi koşula bağlanmış dünya aynasında biz eksik biliyormuşuz bizdeki aşkı. Dost doğru kulluğumuza yansıtacaklarımız aşkla kalın eyvallah diyerek yatağına çağırıyor. Ebedi vatanına kavuşuyor ruh, istila edilmiş zayıflamış duygular kudret sahibiyle buluşunca şems vaktinde. Gönülden seslerde benim hikayemde paramparça olan aşkların divaneliği derin mevzu. Uzak noktalar biraz halimden anla artık niyetimin rotası belirsiz. Söz bitmemeli diyor gecede derviş. Usulca baştan çıkarıyor aşk. Hayat çok çiğnendi, geçmiş mazi olmadı. Sevmeyi artık yürekler kaldırmaz olmuş. Tek başına artık insanlar, önce göz nasibini almalı gönülden. Ya rab ne zaman dua edersem kabul et dedi çoban... /... Şirazesi bozulmuş şımarık suretler arasından gitme zamanı geldi, muhabbete elini uzatanlarla. Coşkuyla bekliyor yüreğim, Her öncenin bir sonrası vardır, ama her sonranın bir öncesi yoktur hz insanda dedi Hakikati Arayan Garip Çoban. Seni okuyup yazman gerekir, çok haksızlık etmişsin yüreğine. Ahi Evranın buyurduğu gibi, hak ile sabır dileyip, bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp, bizi geçen bizdendir bu sözü tut buyurdu pirim. Kuşkusuz bir öbek, semaya ağlayarak bakmak. Ağır ağır kendine çıkacaksın belleği geçip, şematik sureti görmeden. Birazcık açman gerekecek kalbini sevgiye, kaldı ki yine bizim yokuşumuzdur gönüle çıkan merdivenler. Biraz daha yol almalıyım kuşkusuz, bir çekiciliği var her suretsiz aşkta. Akşam olmakta hatta zaman zaman ruhum şems vaktinin acısından bildi. Katresi yerleşmiş belleğine semanın arada bul, yalnızca ses, üstelik tamamı da değil; aşkla aram çok da yok. Daha erkense de meske, öylesine bir hayalım de yok! Bir sevgide gönlümüzde duruyordu. Tefeyyüz bu olsa gerek. Birçok satırı kurşun kalemle çizilmiş kitap gibi suretler. Dil hanesinin kapısını aralayan, yavaş yavaş özge canla tanışıyor gönül, sahafı aşk ötekine göre daha özenli. Çok şey öğrenmişimdir tekrar basımı olmayan insandan. Senin dilinden bir şey anlamıyorum dedi fakir. Meczup, çünkü kendini dinlemiyorsun dedi. Bazı yerlerde şahit, bazı yerlerde dilencı bilirler dedi gölgem.
İÇİM ÜŞÜYOR... İnandırıcılığını yitirmiş aranızdaki suretle çekişmeniz. Çekilin aradan, sizi efendi kılan duanızı bulun bu aşkın durağı. Her ölümsüzün bir iksiri vardır buyurdu pirim. Önce kabını boşalt, sonra umuda ulaş dedi mirim. Bu yazılanlara isim verme, her harf su gibidir gönüllere, gördüğün gece yola çıkan bir su damlası yusufi kuyuya gizlenmiş yürekler için ne yapılmalıdır dedi hakikati arayan garip çoban. Adanmış aşkla bir mesaja sahıp olun. Son defa tam bir başbelasıyım kendime. Kendimi iyi hissediyorum. Kafası karıştıkça yok eder insan kendini ince mesajı çıkar aşkın. İşte o zamanlarda bizim gönlümüz virane olur. Nun bizi bize öğretir şems vakti. Hıdırellez iç manasında insan akl-ı kül olmuş vavda. Ne güzel bir sırdır aşk, o kendi içinde kavgayı bitirmiştir, alınmaz en yakın dosttur. Hasılı her şeyin tohumu kendi meyvesidir sevil de mesut ol. Kendini bilmenin yolculuğu hangi gülde zuhur etmişse o gülde bir rengi vardır renginizin. Hep aynı noktaya varıyoruz yüzlerce kelimeniz tariften ben acizane heyecan duyuyorum o büyük zevkle hakikatini oluşturan o aşk. İste böyle bir yolculuk gerçek ınsan-ı kamil olanı aramanın sıfatları vardır. Hay hay ben senden daha cesurum diyor gece. Sen korkaksın kalbine karsı gözcü olmuş türbelesen suretin. Yüreğindeki incecik sızıda var olanında gönül bahçene çıkar ruhun ağlayacak, yanıp kül olmak içın gel görüşelim diyen gariptir aşk.. /.. Hala insan takliti mi yapıyorsunuz? . Başına buyruk olanlar çok gizemli. Bu çok güzel bir sancı leyl vaktinde şems ve kameri aramak. Aradığınız şey mekanda değil zamandada gizlidir. Zaman uçar bir şeyde, şems, ateş ve su. Kendini çok yalnız hisseden ruhların zaman kaybı suret süslemelerıyle teslimiyetini devam ettiriyor. Olmazsa olmazınızın çizgisi sevginizi nasıl tasarlıyor dualarınız. Kararınızı sizin vermeniz zaaflarınıza rağmen boşluklarınızı bulmanız lazım. Ne yapacağınızı bilmenizi araştırmanız lazım özelinizde. İç içe planladıklarınız hala suretinize yansıyor. Problemleriniz ruhunuzun ihtiyaçlarına cevap veriyor mu? Nabzınızı ölçüyor gece, arayıp bulduklarınız hedefiniz. İradeniz duygularınızı temsil etmesi için, değişmesi lazım yarım kalmış cümlelerinizin. Dün değişmemiş olanlarda yarın neler değişecek? Ne istiyorsun, neler olmalı? . Sizi sınırlandıracak dualarla ruhunuzu özgür kılacak, aşağıdan yukarı değiştirecek bir kavga başlamalı. Yerinden yönetilmeli kalbiniz, tartışılması lazım uzlaştıklarınızda. Elinizdeki kötü ve güzel örnekte sizsiniz. Herkes aynı şekilde okumaz suretleri, bazıları müdahale eder korunması gereken ruhlara. Vicdanınızda yol açan ilginç durumlar neler hatırlatıyor. Bir hesabı olmalı aklın, karşı karşı kalmanız için cephenizden bakın suretinin suretine. Bağları kopmuş anahtarını arıyor daha derinleriniz..../.. Sizi bir arada tutan şey, elinizden aldıklarınız mı? Şimdi ve sonranın nedeni ne? Ne aşamadasınız sizi sevmek için. Bugüne kadar aklınızdan geçtiğini sanmadığım bir şeydi aşk. Peki ne oldu da, işte burada adını koyalım mazeretlerinizin. Ne aşamadasınız? Kendinizi sevmek için. Bu yol ayrımında zor olanı ama iyi ki dedirteni seçtin sen, bütün kırgınlıkları ve tepkileri göğüslemek pahasına vaktiyle doğru bir şey yapmış aşk. Söyleyemediklerin hep bir yük oluyor yüküne. Beden dilinden duygularınızı anlamanız lazım. Gözünü kapatan aydınlığa çıkamaz. Akıl, duygularınız nerden ve nasıl bir şey? Merakınız nasıl bir şey? Çok gizli olanlarla Allahı aldatanlar aldanmıştır gölgenızin güneşinde. Unutmak için hatırla, sırların açığa çıktığında ne söyleyebilirsin kendine? Kendine yardım edebiliyormusun? Çıkın dışarı! İçinde yaşayanlarla ölenler nelere tanıkdırlar. Tahammül edenler yaşlandıkça yaşlandıramadıkları arasında yolculuk sürüyor. Hakkın gölgesi dipsip karanlık. Rüya ve gerçekte ilahi tecellide aşk. Resul, nebi, veli,hz insan ve hilkat. Gerçekten de gerçek olan mistik hayal düzeyinde gerçekin bizzat kendisi. Gerçek ve doğru olduğundan kuşku duyduklarımızdaki görünmeyen bir şey aşk. Kendi başına buyruk suretler, kendi kendine oluşmuş gerçekte bu ben değilim. Halbuki idrak ettiğimiz hep bir şey, şey de hayal içinde hayaldir, rücu olan aşk bu alemde
GİRDİM ŞAHIN BAHÇESİNE... Hadi yaklaş! elinizin altındakilere iyilik edin. Hayatın şifreleri belkıs ve süleyman kıssası gibi. Sorularınla zamanını tüketiyorsun. Yeniden buradayım diyor her nefeste kalbin. Azıcık okşasam geceyi, sudaki ayak izlerine ulaşabilir belki gözyaşlarım. Ya da hortlaklardan dersler ve meseller arasında alıntı yaşamların önemsenmemesine yol açtığını tahmin edebiliriz suretlerin. Geçmiş açıkca çöplük, bugün o denli suret perestlerlik. Neyi anlatırsa anlatsın karşılık bulamaz ilişiksiz model ilişkiler. Beklenen ilgisini getirmiyor duygular. Tasnifçiliğe dayanan notlardan oluşuyor karanlıklarınız. Öyle ki, simsiyah gerçekle kurgu arasında gezinen insan. Kendine özgü tınısıyla bir anlatı tarzında gizemli muğlaklığın faydası olmuştur mutlaka yalnızlığa. Ve mahreminin çok konuşulduğu bır bugün yaşadığımızı hatırlatırım. İlginç hikayeler var suretlerde ayrıca enteresan betimliyor. Ben onunlayım, o benle sana ne! Nemiz varsa aynıdır. Sıkıntıları yenebilme sanatı için bu sudan içmelisin, içtikçe kanamaz sus(a) mazsın. O duvaksız harflerle kopup yalnızlığımdan çıktım yola, güzel hakikin parıltısında. Dahası her şey ne anlama geliyor hata avcıları arasında ihtiyacımız olan şey dile kolay sevgi. Süzülüp gelen anılar sizi şaşırtmadan uzaklaşıp sizi yalnızca karşınıza çıkaracak. Gideni gidınce hatırlama derdinde bir kapının önünde duran tavır alıyor kendine... /.. Kimse beklemiyor kendini, kaybolmuş olan hafızan şu soruyu soruyor. Kendin karar verdin mi, kendinle mücadeleye? . Anladım, bildim, yetti. Çünkü o topraklar aşkla ruhun özgürlüğüdür. Hürriyet bedende var demekle bir kimse hür olamaz. Şems vakti aşikar ediyor, açığa çıkarıyor aşkı. Benim gibi biri, en yakınımdaki üşüyen sokaklarda geziniyor. Değişmeyen ne kalmış, ayrılmayacaktık bir birimizden ama yüreğim yorgun zıddiyet üzerine düşününce geliyor, şems vaktiyle tevbe kapısından girenler, rahmet kapısından aşkla çıkıyorlar. Öyle bir şükür bambaşka cevaplarla başka ismiyle cevap verir. Çok özel bir şey keşfedin,vursun sevginizi ki, Onu unutmasın kalbin. Gece tadında batıl inançlarımız ve takıntılarımız yıllardır şahane hatalarla değişmemiş. Aşk ise uykuda olanlara inat, bir çiçek bırakıyor gecenın başladığı yere. Yüreğinin burkulduğu zaman eskimiş yalnızlıklara inat kuytu sularda zaman öncekiler ve sonrakiler, rüyalara inat kendi macerasını kendi yaratanların içerden ölmelerinin tarifi oluyor suretler. Günümüz insan ilişkileri zihinleri okumanın ardından temize havale ediyor duyguları. Gerçeğine bir teselli sunuyor, olgunlaşmayıp aksine eksildiğini öğreniyoruz kilit noktada gerçekle yüzleşmemek için zamanı teselli sözler yerine, yalın gerçeğin kabulünden hareket ediyor aşk. Neden cezalandırıyorsun kendini, kim kırmış kalbini ilk bakışın aşka inanmış aşksız.. /.. Aşk bahane aşık için, çok heyecanlısınız, çek besmeleyi açılsın artık kapıların. Zihinsel saflık akla aşkı öneriyor. Mağduriyet zamanınızda yaşıyor kalp. Ne lazım sabır için. Hiç hesabın üstünü örtmez zaman. Aklı akılsız kullananlar için yalnızlıktan ürün almaktır yaşam. Bir tavsiyede bulunun kendinize tercüme etmek için. Manası olan dilinizin çekirdeği sevgidir. Parça parça olan inandıklarınız önünüze neler koyuyor. Bühtan halinde suretler. Huşu veren duyguların kelamı açıldıkça aşkı anlayacaksınız. Aşka yürümeye devam edelim ki, bizim olan sevgi bizim kalsın. Gaflet halini hiç sorgulamıyoruz, kendisini böyle miyopluğumuzun. Şikayetinin içten dıştaki kaynağı çok sey bildiğinizi. Çok yere gider şems ve kamer ama hiç bir yere gitmez. Bir yere gitme niyetindemisiniz ateş ve su gibi. Banu çiçeklerinin kokusu sizi çağırır şems vaktinde size. Hiç vakit yok, zamanı durdurmanız için. O hiç olma gayreti içindedir, yaşanır fakat anlatılmaz. Nefsin kenarıdır hayat buyurdu deliler şeyhi. Ben size sözümü tuttum yok oldum. Eğer böyle ikramlar üstümüzdeyse onlar bize sermaye olacak. Birer miskiniz ama ben bir hiç mişim, yokmuşum, yok olacak mışım şems ve kamerin buluşmasında ruhlarını keşfetmeyi öğretiyor aşk dedi pirim. Ben derken ağlarmısın üzülürmüsün. Aşk hep birdi, hz insanda bölündü bir damla suda, ölümle leşleşen mahluk, kıskıvrak bu nur tekrar bir oldu.
GÜL MEVSİMİDİR FERYADİ SONBAHAR... Haldaşım hayretler içindeyim batmayan günde, tarif edilmeyeni tarif et ızdırap çiçeğim. Seni çağırıyorum, söz kisvesi giymeden, kamer henüz kalplere düşmeden. Herkesin lisanından haberdar, ama kullanmıyor, size aşık oldum diyen aşk. Düşünerek aşık olunur hancı. Hiç boş durmayın, hizmet edin kalbinize. Kendine sakladıklarında bir sürü hoşçakal dolu, seni üzüp zarar verenler. Elinde kalan son şey sensin, gelecek şimdi sizde gizli. Kolları sıvayıp işe koyulun şems vaktinde, dengeler nasıl değişecek görürsünüz. Çok farklı nüfusa sahip olanları görürsünüz hilal adımlarken leyl vaktinde. Elinde fırça, son saniyeye dek bir renk, bir figür, bir nokta daha ekleme telaşında, nasıl algılanıyorsunuz, neler hissettiriyorsunuz? . Hayatın sizi ilgilendiren boyutu nedir? Kendinizle doğru iletişim kurun. İnsanlığın halleri bir enaniyet mi? Kaybetilmiş değerler kimilerine çok yakın. Söylesem mi, söylemesem mi, dediklerıniz gıybet genellemeleri olarak dedikodulaşmışsa, şefkat tokatını ara. Olduğu gibi kabul ettiklerin sabrını arıyor. Soruna değil, çözüme odaklananlar kazananlardır hissedenler. Kendini çekemeyenler erdemini aramıyor duyguların. Yanlış iletişim silahınız hep bana dedikçe, sarmış sarmalamış duyarsızlığınız günü kurtarma derdinde. Bir gövdede üç farklı olan günahlar kulunu arıyor. İftira atıyor kibiriniz kalbinize, tekrar edin hatırladıklarınızda en çok sevdiklerinizi.../.. Pirim, karşıma gelip gene bana dedi ki: Yüreğine kim bu füsunu okudu, ne oldu sana? .. Çetin bir yüzleşme şems vaktinde.Anlamadığın bir şey var, içime dokunanlarda. Sen git demeden gitmem diyor aşk aklınıza. İçinizde savaş başladığında sizden başka kimse olmayacak. Bana verdiği sözü tutarak doğuyor kamer. Sensiz dünya çekilmez olmasın, gecenin karanlığındaki çığlık sesleriyle. Sazlıklara şems vaktinde gölgesi düşen çobanların ruhunu temsil ediyor nefes nefes ney. Dünyanın etme bulma tarafını çok seviyorum diyor gece. Anlatamadığımı anlatıyorum, sen ne güzel komşumuzsun ey aşk. Tadıyla tuzuyla aşk varsa, mekanın önemi yok. Bir şey istesek geceden, yaşamayı beklemek lazım. Hal ehli olmak için unutmaktan korkmayın. Çünkü soru sorulmayan akıl eksiktir. Bana aşkın aşık olduğunu biraz geç anladım. Yıllardır görüşmediğimi anladım benimle, bukalemunluğuna inanmıyorum hayatın. Değiştin, bilmiyoruz seni kim değiştirdi? . Şu kainat kitabını açtım, kelime kelime hecelemeye başladım. Aşkın şems vaktindeki hünerine şahit olurken. Tebah olmuştum, nihayet yorgunluğuma acımış mıydı, neydi? . Geceler bir meşveret fısıltısıyle, içten içe konuşurlar vakit vakit hangi sırrın düğümünü çözmüştür aşk. Niçin, yazıyorum? Şebnemin, kendisini bir anda kurutacak güneşi beklediği gibi, benide bir cevabın beceriksiz eli derleyip toplayamaz, hoş gör aşk. Kim inandığından emin?
VARLIK AĞACINDAKİ YOKLUK... Zehri aşk olmadan olmuyor, bendensin diyor aşk-ı nasihat.Az olanlar bizdendir, çok olanlar yok olanlardır buyurdu pirim. Elle tutulmayan, gözle görülmez kıymetlerine ne diye yer ayırdın yüreğinde dedi mirim. Ben merkezli ilişkiler misket/evcilik oyunları oynatmıyor. Dalgın dalgın bakıyorsun, neler etkiliyor sızi? dedi fakir. El uzatsan el verdiklerine geri duruşunu yansıtır, zerre içinde kayboluşunda dünyanın dar gelmesi niyaz etmiyor dedi deliler şeyhi. Kilitlenmiş duygular sevgiye ulaşmak için anahtarını arıyor dedi meczup. Neler öneriyor hayat, katkıda bulunuyormu farklılaşan yanınız neye öncelik tanıyor dedi bilge. Sadece ihtiyacınız olanı alın hayattan, beni benden uzaklaştıran ne var sende de, beni seçtin dedi garip çoban. Çıkmış makamına aşk bülbülleri ötüyor; bulutla ayın serenatını kıskanan yıldızlar huri gibi geziyor semah yaparak arşta dedi fakir. Size sizden merhametli olan yanınızda biat eden nedir? Bizde değişen ne oldu? Hangisi diyor suretler, madde aleminde sebebin sonuçları dedi hırkasız derviş. Bir ötende mutlak gücün yaratıcısı, bizim bizden istediğimiz hareket tarzı yansıyor meşk halinde alemde, bedeli ne olursa olsun doğruyu söyleyen mütevekkil semah halindeki hz.insan dedi semazen. Huzur, zorluk ve sıkıntı halinde, kanaatinde ne dilediysen osun dedi aşk. Alır gider ne yoksa sende aşkın leyl vakti, gurur yapar kendin kendine bu duruma düşecek kadar aşıkmısın? .. /.. Bildiğiniz tasavvufun bilinmeyen öykülerine aşk derler, birazcık gün ışığına ihtiyacımız var buyurdu pirim. Günlerin getirdiği, her şeyden ama her şeyden korkuyorum, var mı küçük dilini yutan maharetli ellerle işbaşında olan çobanlar dedi mirim. Mutluluk dağıtmak için varolmayanlarla o meşhur antlaşmayla öte bir yerdeyiz, kendini aşka bırak ki, uzun gecesi biterken köle edip hiçe saydıklarınız ortadan kalksın dedi garip çoban. Herkes hayatı ihtiyacı kadar edinsin artık, anıların öyküyle buluştuğu yer her zaman büyülüdür hüznün rüzgarı dedi meczup. Karanlık hayatımıza kalıcı bir ışık acıya bulanmak, bu benimle ilgili değil, sakın unutma aklından bir sayı tut dedi hırkasız derviş. Merhaba millet! Yarınki yüzün bugün kü suretin, kim, kimi arasın! Kışkırtıyor omuzların üstüne yağan kar gibi hayat dedi fakir. Tesadüf duygular biz ne anlama gelmelerini istiyorsak suretlerde o anlama gelir. Bir bakıma anlam susmayı seçmiş birisi için dedi bilge. Neden tekiz, biriciğiz tehdit mektuplarınızdaki harflerde. Geçmişin tehlikeli imgesiyle, vurguncu zamanlardayız şems vaktinde iki kimliğin buluşmasıyla kırk diken hafifleyip uçarken gönül damından, benim hiç suçum yok dedi deliler şeyhi. Dışarıdan göründüğü gibi değil hayat, kalabalık içinde tek başına mahrem bir gezi şehirsel bedenlerdeki ruh düş yolcusu. Aşk sadece bir kelimeydi bir kelime olarak kaldı gidenlerin ardından aşk
ŞİMDİ NE ZAMAN... Sözün özü, kendiyle görüşünceye kadar hoşçakal diyen akıl. Ondan sana ne diyerek yaşıyor suretler, ayağa kalkmış kalp. Onu güçlü kılan gizlice tekbir getirmesidir buyurdu pirim. Kalbimizin izinde ben size aşkı anlattım şems vaktinde sığınırsın dedi mirim. O şüphe senin bu yanılgı benimdi, bir ateş yaktık gönüllerde yanmadan kaybolmak için. Essiz avcının ateş rengine beyazın düştüğü anda, bir bağlaç vakti, o şüphe senın bu yanılgı benimdi aşk sayfası açılınca dedi garip çoban. Bazen yoldan çıkar duygular, bir yarım olmak için aşk meydanında kimse var mı? dedi mirim. Püf noktasında susanların son hikayesi gönlümü çelmişti. Deliliğe övgü kulağımıza sıkıştırılan cümlelerle, bu adam havada nasıl duruyor diye soruyor deliler şeyhi. Bir şey; sanki bizde tanıklık ediyoruz, o resim nerde? Ancak çok meraklısı okuyor şems vaktini ödünç gibi dedi hırkasız derviş. Ama bakıyorsunuz ruhla suret arasında mekik dokuyor dualar. Hiç bilmiyordum, o gece dostların hallerine içim sızladı, şimdi ne zaman dedi meczup. Ölümüne sadakat çok sevdikleri ve hiç sevmedikleri arasında muhatabını arıyor, ruhunu hep hissederiz suretlerle taraf tutsada hz.insan sınırlı kalmaz kendine, sona ermiş bir nedenle kazanmak için süslenen suretler çabaladıkça da batışı hızlanır. Kendini ifade etme zorluklarıyla baş etmenin üstesinden gelemez dedi semazen. Başkarekterin tasnifini istiyor aşkın dedi aşk../..
HESAP VERME İNCELİĞİ...Yetiş içine gizlenmiş manana, dışındaki surette geçen devrilmiş zaman, öndeki kişiyi itiyor arkadaki sen, arada kalan kim? Azim ve iradeyle doğan haleti ruhuyede mistik duygular secdede ekleniyor ruhların gövdesinde küçük sığınaklarda gönül uzaklıkları buyurdu pirim. Sancılar kıvranıyor, mutlu insanın anahtarı merhamet şefkat,inanç, sevgi dedi mirim. Kapıyı sen biliyordun uzayan gecede, şimdi öğrendin yağmurdan. Bu bir ayrıcalık, manevi yönden doyurucu ziyaretçisini bekleyen oddan ışığına dönenler gibi kurulmuş gönüllere dedi garip çoban. Sürekli kendiyle konuşup duymayanların kıyısından geçer hırkasız derviş. Ne sen onu, ne o seni bildi aranızdan uçan şems vaktindeki rüyandır dedi deliler şeyhi. İltifatın müptela olduklarına, yaşam yorgunluğunu alıyor sonbahar, ıssız yüreklerde yetiş imdade diyen ruhların sesıne dökülüyor sararan yapraklar dedi fakir. Sığınma ihtiyacı duyar bazen hz insan, bir tavaf, bir ihramdır bu duygularla Allaha başvurma hali dedi meczup. Artık uyuma zamanı geçti, sözünü gönlü büyük özlemle şems vaktini bekleyenler olgunluğunu biliyor gecenin adım adım yolunu yürüyenler dedi semazen. Daha önce aldırmıyorlardı süslenen suretler, her şey dağılınca kendiyle konuşmaları artanlar için güneşin ışıkları gibi temiz oluyordu dedi sofi. Yakın bir güne kadar çıkacak olaya kadar gönlü sizinle olanlar ikramda bulunuyordu duaları hayran oldukça aşka aşkla.. /.. Gönül kapından ne çok şeyler kovmuşsun, hayran olduklarınla çok aldatmışsın seni, yeniden birlikteyiz bir süre düşün kendine varır varmaz haykır. Onun düşündüğünü düşünerek, söylediğini söyle uyanarak gönlünün istediğini, şüpheye sarılma buyurdu pirim. Geçilmesi zor tünellerini hz hamza gibi geç hakka aç göğsünü yalvar yakar, bir kalkan bir zırh ol kendine dedi mirim. Kahramanını bul hezimete uğramış dünyayla savaşın, hedef aldığın benine pervane olmuş feryadların, merhamet et bir adım ötede tüm seslerin kaldığın yerde hala rolün kim tembihledi dedi hırkasız derviş. Yegane işin kendini yalnızlığa tasarlamak mı? . Ansızın etrafınızı saran çılgınlıklardaki ani karşılaşmanız özleminiz olamaz aşk için şems vaktine dedi garip çoban. Anlatmaya devam edin kaçtıklarınızla tüm yollarını kapatmışsınız süslenen suretlerinle, sen vahşimisin andaki sonunda, seninle kalmayacak suretinden ne istersin, birden bire durunca kaderinin şimşeği fırsat ver bir daha ikramda bulun ruhuna dedi deliler şeyhi. Engüzel ikramını bul ki engin gecende, gönlün hoş olsun. İçinde yaşıyacağın cennetine çağırıyor semah halindeki rüzgarın dedi fakir. İrfan saatin başlıyor kalbi muhabbetinle sen yolculuğuna her an yüz yüze olman kemale ermen için cevabını al aşkın şuurundan dedi semazen. Bana senin ne olduğunu anlat, gücün yetiyorsa doğru söyle seni tastik eden kalbine, kıyametin alameti halin
BAŞKASI SIRDAŞIM DEĞİL.. Aşkın bir yasası vardır derler, kulaklarında çocukluğundan kalma bağrışma el konulmuş gençliğe bağıran gülüşme seslerinde ateşin ahından yetişir aşk buyurdu pirim. Sessizliğin yerine ses verelim,artık herkese ulaşılmıyor sevgiyle dedi mirim. Ama bu suretler yetmiyor sevgiye, acı gerçek şu ki, çok yalnızsınız kendinize dedi garip çoban. Niyetim, o örtbas edilmeye çalışılan eski defterleri yeniden açmak değil dedi aklı kıt adam. Ama ben sizinle olan meselenizden az ötedeki yalnızlığınıza göz atmak isterim dedi fakir. Sizinle aranızda neler olmuştu suretinizdeki kargaşanızla konuşmayı beceremeyen kabus dolu rüyalarınızda perişanlığınız dedi deliler şeyhi. Baktım gece derdimi anlatamıyorum aşk, saçmaymış gercekten yaşamak, yalnızlığınız önce itiraz ederdi şems vaktine, ama sonra ikna olurdu kalbiniz sızinle karşılaşmak için dedi hırkasız derviş. Hala samimi bir şekilde konuşamıyorsunuz tabulaştırdıklarınız en yaygın yanınızda çok keskin doğrularınız var dedi meczup. Eleştiriden muaf tuttuklarınız duygularınızı felce uğratmış dedi semazen. Meşguliyetiniz malum, burası aşk yuvası benzemez dünyanın havasına suyuna dedi sofi. Bu kadar yalnız olduğunuzu bilmiyordunuz, ömrünüzün tadını zor günler geldiği gibi gider diyenlerin işidir aşk dedi bilge. Size en güzel yanıtsınız, en iyi yaptığımız şeyi duaları arkamıza alarak gidenlerin işi dedi aşk
PİŞMANLIKLARIM... Sabah rüzgarını tanıyalım, tohum ölmeyince aslında yokluk tanıyor suretinden havalanan yaban güvercinini, ne güzel insan yanına ulaşmak için eşsiz bir ipucu olabilir. Çektiğine tanık oluyor aşk, izlerine rastlıyorsun kendini içine koyduğu çevresinide içine kattığı öz/elini gözler önüne serecek ya da şeytanını ifşa edecek veriler barındırır suretler buyurdu pirim. Aklını çelen aklın satır aralarına sıkışmış kısacık bir cümle insan yanına dünya dedi mirim. Aklını yitirmiş mi,tuttuğu notlardan tanınıyor insan kendinden yarattığı suretinde bilinmiyor gaybı, göze takılanlar sonradan yaratılanlarla candan ayrı yaşıyorlar. Ölümünden çok sonrası için, yaşamadan bir sır verilmiyor dedi garip çoban. Gökkubenin altında tanımlanamayan hz.insanın sayfalarında mana yolculuğuna devam et dedi Ermiş. Yer yer kendini gösteriyor çoğaltılan sorularla, vücudun çıplakken hayranlık verici, giyinikken sıkıntılı itibarını yitirmiş der kendiyle özürlüler dedi deliler şeyhi. Işıklı bir ülkeye çıkmak için yolculuğunu kendinden saklamayanların gece yolculuğundaki mecnun hallerindeki çoklukta gizli noksanlıklarda aşk dedı aklı kıt adam. Köşeli bir ayraç içinde dolu dolu bir unutkanlıkta, ruhani uyanıklıklarla vuslattan nasibini alırlar şevkle nöbet nöbet ilk kez kıskançlık acısı yaşarlar dedi hırkasız derviş. Hiç kimse kendini savunmak için mektup yazmaya katlanamıyorlar.
AŞKIN ŞEHİDİ... Bir övünç kaynağı yaşadıklarından, aşkın sınırlarını zorlayın doruk noktanızı bulun sınırınızın dışında buyurdu pirim. Kim kazandı görüşmenizden, ne sen onun dilinden, ne o senin dilinden anlıyor konuşamıyorsunuz dedi mirim. Bir dönemin sonu olsun şu an! Son yolculuğuna uğurlamazsan seni, yolculuğu başlamıyor aşkın dedi aşkın şehidi. Dayan kalbim dayan diyor akıl,gölgeni sokaklarda göster ki kıyametin kopsun böyle yaşanır mı diyor ruhun dedi hırkasız derviş. Kaç kere başsağlığı dilediniz ki aklınız azrailde kalmış. Açsana kapını demlenmek için şems vaktiyle, kimsenın umurunda değilsin ama her an takiptesin. Ben bilmediğim, görmediğim her şeyden korkarım sende kork dedi deliler şeyhi. Dün geçmiş oldu, bugün yeni bir gün yarın şaşıracaksın, biz birbirimizi seveceğiz ve söyleyeceğiz dedi fakir. Tercihinin doğru yerde ve doğru zamanda bir küçücük farkını bul ki farkınla kendini kurtar kendinden dedi sofi. Taşıdığın manayla takarrufun ağzına kadar dolu olmalı, her şey kitap siz talebesiniz. Aşk yaşandığı zaman biten değil, kıyametine kadar yaşıtın olacak bir ibadetin dedi semazen. Şirkten arındır mananı, ibrahimi bir uygulamadır aşk. Sahip olduğunun en kötüsünü sunarsan kimi aldatırsın? Rabbin ile aranızda olan sevginin değerindeki niyetin bedelide aşk olur kimileri azından çoğu,kimileride çoğundan azı verir siyah güle gülüşün dedi garip çoban.. /.. Ne vakit yaşayacak ruhun, bu canda,uğurlar olsun sevgi der suretin. Gör bak yürek dediğin dostun olacak buyurdu pirim. Hoş gelip safalar getirdin ey aşk. Cümlesi boş suretlerin masal bütün bunlar, geldin mi, gerçek mi, sen misin? beyaz gülüm bir an şems vaktinde dedi mirim. Bizden bitecek bunlar hep hicranın gönülden ya dost bu güzel yıldızlarla boşuna değil çektiğimiz dertler siyah gül hatrına. Kapısını açıver bana, dönen kim içir aşk şerbetıni vız gelir dünya dedi garip çoban. Uzanabilseydim burda ne gördüysen şu felekten daha ne istersin kör tohumda aşk çiy tanesi gibi vakti leylde dedi meczup. Fırsat bu, lütfetmeye gel! Sevilmek sırası bi uzadı, bi uzadı, bi uzadı her derde deva şu gülün renginden damlayan aşk damlası, iç iç bu şaraptan ki dağılsın tövbelerin dedi meczup. Hiç, hiçbir şey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar. Öyle uzak ki! Kendilerine sureti seven için ne farkeder? dedi hırkasız derviş. Hey şey hoş olsun diyorsan, seccadene tapma yarın göçüp gidecen bir kıvılcım yak yokluk çölünde ol git, değer biçersin sabah rüzgarına, dert değil düşün, zülfünde açan siyah gülün anlamınımı arıyorsun? Ne arıyorsun, ters çevir bakalım gönül aynana dedi deliler şeyhi. Ruh ve beden ayrılır gözyaşlarıyla, bir çocuğu hatırla içtenliğini yitirmeyin, fırsat bir gün çıkar sarı güle seslenirse, bir şey soracak gecenin çobanları bülbül coşmuş, zerresi aşkın her gülden güzeldir gülün
ŞEMS VAKTİ KUŞLARI....Allahın fiyat biçtiğini kim alabilir ki takvanızda, kurban olmayan varmı şu dünyada, halil sıfatınsa namazınız kurban olur, sen kimin kapısına kurbansan değerinde odur buyurdu pirim. Adını koymanız lazım sınanmanızın, akıl yürütmeniz peygamberi düşünmeyse aşk sizi sabredenlerden eyler dedi mirim. Aşk kervanına biri daha katıldı, rüyalar tabir edilir, tasdik edilmez. Kimi suretler denizdeki balığı tutar, kimi dipte inciyi arar korunmuş sır olan aşktan dileğim eman dedi garip çoban. Bizim işimiz geride kalanı ileride yakalamak mutlu olduğunu bilmektir sevginin bam teli dedi meczup. Yüzleşin zora talip olanların işidir siyah gülü sevmek, ortak alanlarda konuşuyor geçmişe yolculuğunuz dedi hırkasız derviş. Yanlış kapılardan geçiyor konuşanların düşüncesiz çatışmaları, sorunlarınızı dondurun kalbinize soru isaretleri bırakın, duaları şems vaktinde ruhla tatlı kaynaştırmanız cana şifadır dedi fakir. Dertlilerin dermanı derdin fermanıdır sana ulaşmak için. Ben varım beni anlamıyorlar diyor aşk. Çöküşün ardındaki boşluk gelecekteki sorunlar gönül efendisini arıyor sizinle ile farklılıklarınız yeni süreçten memnun mu? Gönül kadehleri ne için kalkıyor dedi deliler şeyhi. Akıl bizim konuşmamız lazım ama surturuluyoruz, çok uzaklardan geldiler, çok yorgundular duygular isimsiz kuşlar şems vaktinde gelince yeni arayışların var mı? Bilinmeyen bakışındaki aynandır aşk... /.. Zayıf noktanı bul, bir uykuda sıkışıp kalmışsın, ordan hemen çık çünkü sen kendine kötü yalancısın. Bazen içinizdeki ses büyük düşünmeni söyler buyurdu pirim. Ne yaptığının farkındamısın? Planların mutlu sonla bitmiyor, uyan artık dedi mirim. Kendinizle ilgili bilmediğiniz bir şey vardır, bağımlılığımız aynı özel oldugunuzu bilin, bilmek istemesenizde sizi etkilemek için uyanacaksınız! Şimdi ne olacak, duygularını gözden geçirmene sevindim dedi meczup. O zaman farkını yarat kendine, açın şu kapıyı bu oyun ne zaman duracak, bakacağın en iyi yer düşmanınızın saklandığı yer dedi garip çoban. Tüm suçlarının arkasında sahip olduklarını acınla koruyorsun kalbini, kelimeler istedin bilmeceler sunar hayat dedi hırkasız derviş. Herşey yolundamı hep başsayfada siz varsınız, bu size şaşırtıcı gelsede bir kalbiniz var, oyunu kazanmak için kaybedin şimdi git! Birini mi bekliyorsun? dedi deliler şeyhi. Neden geldiğimizi biliyormusun dedi dualar, sana hala inanmadığını söylüyor aklın, o geliyor ve geldiğini görmüyorsun. İşte geliyor şems vakti, size rağmen her şey kontrol altında dedi fakir. Durun, durun! Oyun ne zaman sonlanacak seni güzel konuşturan bülbülün sorgulaması ve tek yapmanız, gelip üryan halde geri almanız dedi semazen. Burda ne yapıyoruz biliyormusun, son bir ziyaret üryan haline istediğini ver! Eğer onu yapamazsan özgür olamazsın, beni dinlemeniz lazım diyen aşk.
AŞKIN MEKTUBU VAR....Kalple bedenin hali körle topalın hali gibidir, kalb-i muhabbetle ilahi nimetini ara örnek şahsiyetlerden yola çıkarak buyurdu pirim. Tüm varlığına karşı eşitmisin? Arandaki ahidin nedir? İnsan onurundan vazgeçmiş fesatlarla dolu yaşamana tepkı gösteremiyorsun yosun bağlamış sevgilerin dedi mirim. Küçük dünyandaki hassasiyetin çok otorıter suretine, ne çok tecessüs ediyorsunuz kendinize bırakıp çıkın çok aykırısın hz.insan ilkesine marifet hazinen nerde? dedi garip çoban. Akıl ermez şu insanların salına salına suret yaptıkları akıllarına, değdikçe duygularına suretleri renk değiştirir dedi hırkasız derviş. Ateşten gömleğe bürünür olmuş ayazda kalan sevgilerle kendine küsmüş akıl dedi ermiş. Söz olmuş s/özünüz yaşamınızda çok küçük kelimeler talihinizin peşinde dönüyor, yanında olman için yalvarıyor şems vakti, seni görmen pencereni açman gerekir aynana yansıman için dedi deliler şeyhi Dokunamıyorsun hala sana, insanı kamil olanlar nerde diye ara, kütüphanendeki lütfunu bul duaların katkılarıyla dedi meczup. Mecbur alışman lazım haline, tırmanarak fışkırmalı dem dem lal halinden. Suretlerinde kıyametler koparanlar ne kadar şen. Kanatlananlar dünyanın matemine inat teselli arıyorlar hüsran-ı yurtlarının mabedinde kıvranıyor serilmiş bedenler dedi Molla. Savrulmuş hayatınıza amorti vurmasınımı bekliyorsun? Bizde insan sevgisi birazcık farklı biçim biçim ey aşk.. /.. Yarınki yüzünün derinliği keşfi, yazılmış öykülerinin yasını tutar şems vaktinde yazılan tehdit mektuplarına. Başka aşklar sonsuzun fiziği ruhun kimyasıdır yukarıda ses yok aynaya bakamadıysan buyurdu pirim. Gece bıttiğinde kendinizi haksızlığa uğramış gibi hissediyorsanız uyandığınızda, daha devam ederse uykunuz keşke diyorsunuz, en iyisi, dönüp bir daha okumak gerekir; ne var ki, bir hayal bulutuyla örtmüş olduklarınızla içinin içine girmeniz görme gücünüz dedi mirim. Çoğunun yarım yarım olduğunu da belirtelim, anlatılacak şey suretlere yansıyan o kadarını gerektiriyormuş demek büyüleyici, gece soğuktu ve sonu gelmez gibiydi duygularınız dedi garip çoban. Ve hayatlar gördüm ki yaşanmadan bittiler. Belkı size şeklen yabancı gelebilir üryan haliniz dedi ermiş. Yaşamınızda sihirli anlar var, kalbinize dokunuyor, eminim ki elinizden bıraktıktan sonrada hatırlayacaksınız seni dedi hırkasız derviş. Aslında her şey birbirine bağlıdır, gözlerini kapat, kendini görmen kapı deliğinden bakmak gibi, kapalı kutuları açmak için dedi deliler şeyhi. Çok zaman geçmedi kendiyle tanıştılar, hülyalı bakıştan, dışarıdan sıradan, içeriden oldukça ilginç bir karakter buram buram aşk kokuyor geceler dedi semazen. İnançları ve değerleriyle ayakta duran gecenın çobanları hem şaşırtırıyor, hem de zaman zaman uykuda olanlara aniden ayna tutuyor kısasa kısas diyenlerdir aşkın aşkı.. /.. Kendiyle meşgul olan insanların arasında, aşk bizi nereye sürüklüyor? Önem senin bakısında olsun, bakılan şeyde değil buyurdu Pirim. İflahını kesenleri adlandırmak isterim ben bunu ölüm kokusunun saçıldığı suretlerde. İçsel şifresini çözenler, yaşama yeni bir gözle bakmaya başladığını fark etti dedi Mirim. Bir başka deyişle kişiye önemli bir an geldiğini, gizemli bir filizlenmenin en mahrem yerinde dünya nimetleri, Onu başka bir tarafta bulmayı dileme, böyle görkemli coşkunluğu tatmamış yüreğin, şems vaktinde şaşırtarak başlar kocaman kapalı şey aşk dedi Garip Çoban. Zihnin sonsuz gençliği suretleri pek keyfi yerinde olanlarda değil, uykudan iyi ayılamamış yüzü gecenin yorgun tenlere nakşettiği çizgilerı yansıtıyor dedi hırkasız derviş. Yüreğinde yarım kalanları soğuktan koruyan bakışlarının başında, bakışları da üşüyor, gölgeli halin neyi kabulleniş? dedi deliler şeyhi. Hiçbir şeye alışmamak gerek, kabullenişten başka hiçbir şeye, gülerek kendime tahammül ediyorum dedi ermiş. Geceye karşılık vermiyorum, neysen o olduğunu, yani neye dönüştüğünü birkaç saniyede oyunu kaybetmişim demektir temas eden güneşışığı kendini anlamayı istemiş olmasına sitem ediyor birkaç dakika sonra geri geliyor ay tutulması gibi dedi semazen. Bir aşk mektubu bu, evet biliyor
CEVAPSIZ MEKTUP.. Zorunlu olanla rastlantı sonucu olanı birbirinden ayırmak için yönlendiriyor açıkcası şems vakti işin aslını açıklayıveriyor buyurdu pirim. Ne yazık ki, kimi kalblerine kuşkucular bir olay alışılmışı aştı mı hemen yadsıyıverirler alay öğesi suretleri, sevgiden bir şey istemediğini de vurguluyor dedi mirim. Her suretin kahramanından ayrı ayrı yola çıkılarak kendine varılması hareket kazandırıyor duaya, birçok açıdan görüyoruz hamd edenleri, kendisi arasına mesafe koyanları dostça rahatlatıyor şems vakti dedi garip çoban. Dualar edildikçe gözü kapalı içi çekilir gecenin, bağrında sızıları olanlarla yer gök yasta, gel ne diyım sana çık gölgendeki gönülden, uzaksınız kendinize ne çare, bir endişemiz sizsiniz dedi hırkasız derviş. Fırsat buldukça büyükler küçükleri nasıl affeder hürmetle düşünürüm faziletli kalble, zat-ı alilerinizden cevap bekliyor ayağa kalkmanız hatırınıza gelmiyormu dedi deliler şeyhi. İşte burdayız, kalb-i selime yolculukta istediğimiz zenginliğimiz dedi aklı kıt adam. Sizinle kaybetmeyi kabullenmeyin, siz orda yoksanız sizinle tanışmak için noksanı akıldamı haliniz dedi fakir. Kalbinde saffet olmayanların geçici hüsne tutulmaları akıbetını görmemelerindendir dedi meczup. Bizi mest edeni Köpürür köpürür kalbler şevk ü tarabı yaşadıkça dört bir yana saçılır dua dua lütfunu artırır, diriltici bir iksiri içiyoruz aşkla aşkı aşk için... /.. Kalbin ne kadar atıyor? Yaşadığın kadar yakınmısın, unutma yağmurun ıslattığı kadar ıslanıyorsun, ah ettiklerinle aşka düştüğün kadar aşıksın. Unutma su damlalarla bütün olunca akar, çeşmine yüz çevirme buyurdu pirim. Cümlesi hizmet ediyor manana, dinle kalbini medet eyle hüveydanla maksatına muhabbet eyle dedi mirim. Sorarım nerdesiniz suretinizden başka çıkmıyor tok sözünüz, hiçbirini unutmadıklarınız kalbinizin içindemi hala iyi düşünün. Seçimi siz yapın heveslenmeyin aşkı bana terkeden, suretindeki yağmacılıkla kirlenmenin önünün alınamadığı zamanlar şimdi takdiri şayan bir sevgi fiyaskosuyla sonuç nafile duygusu uyandırıyor, bir sadık dostla kurtuluyoruz sevelım sevelim sevebileceğimiz kadar eyvallah gurbet yolcusu dönüyor aşkta hüsnü kabul gördüm dedi garip çoban. Vakit ayırın hasım olan yanınıza, hatırım için fedakarlıkta bulunun bilemediğin atiye bak dedi aklı kıt adam. Bahtımıza tebessümler yağdırır şems vakti, ruhumuzu zarifleştirir hayatımızı kolaylaştırır dualar daha açık seçik duyarız kalbimizin sesini dedi hırkasız derviş. Her yerin tesbih tanelerinin gürül gürül bir musiki gibi dile geldiğinde taşar köpürür aşk diye gönüller dedi deliler şeyhi. Kalbler lerzeye gelip divana durmuş inleyen aşk, hülyalarımızın ve bütün mahrem hislerimizin bağı kopmuş, her şey ve her yer adeta dile gelir dilsizlikle duygularımızın bütün hazineleri açılır dedi fakir. Hamleci ruhu ağırlaşmış olanların suretleri ademin soyundan mı? buyurdu pirim. İçinde büyüyen ateşine yaklaştıran muzaffer eden nedir dedi mirim. Yanına çağırana, bize gel ayıpladıklarınla tarif ediyor gül yüzlü melekler sevgini, kalbin az önce seni diledi dedi garip çoban. Hızla ilerliyor gece oraya yaklaşmak için, öncü kuvvetin dua ortaya çıkıyor yüzün yüzüne yüz çevirerek dedi aklı kıt adam dedi. Benden hoşnut olman için onunla konuş diye sesleniyor kalbin suretine, sevgıne hakaretler yağdıran suretıne yüz çevir dedi deliler seyhi. Gelecek uzun sürer, özgüven ve kibir sonbaharını kaderine terk ediyor. O kendini anlatmaya devam ediyor nefes aldırıyor aşk şems vaktinde dedi hırkasız derviş. Sizin gösterdiğıniz gayreti kimse görmek istemedi, sevgilinin sevgiliye ağladığı gibi ağlayanlar, herkes kendi ağıdını arar bir kirli savaştır yaşananlar dedi meczup. Muhteşem bir yük şahsiyet gelişimi uyum sağlamak için değer ve davranışlarla umut mu düş mü? Aşk dedi fakir. Susturmak için zihninizi, birbirinden esirgediklerinizin birliğini sağlamak için şahsiyetini şekillendirin sevginizi dedi sufi. Tereddütleri tehdit mektuplarına dönüşen suretlerin son adımını yansıtan yarınki yüzünü, rüyalarının öte yakasında uyandıklarında uykusuzdum diyerek dillendiren mahmurlukta aksiyon yok, her sey sakin dedi şair. Merakını suretleri yenmekte arayanların en gerilimli kısmı ise bamb/aşka aşkla
GARİP ÇOBAN DİVAN-I...Eğrisi doğrusuyla görüş farkları neydi? yaşamınız için bekliyen kırılma noktanız! leyl vaktinde hakkınızı savunan hakkın hakkı köşeye çekilmiş yanınızla başbaşa siz nerdesiniz? Buyurdu pirim. Eleştirel aklınla bir değişim var mı? Yaşamına eklediklerinle suretine sızıvermiş zedelenmiş hafif bir kelimeydi içimizi dağlaya dağlaya anlatamadığın hiçbiridir aşk dedi mirim. Şuursuz değiliz elbet her şeye inanıyorsunuz daha fazlasını istiyorsunuz uykusuz şehrinizde uykusuz uykuda biri hiç var olmamış, bildiği bir karanlığın içine sürüklüyor nasıl bir gözse iki kelimelik cümleyle tıpatıp aynı, baş başa kalıyorsunuz dedi garip çoban. Altı çizili cümlelerle günler geçmez tamamlayamadığı şeyler müellifinizdir dedi aklı kıt adam. Tanıdık gelecek inkar, tükeniş, kaçırılmış fırsatlar ve heba olan hayatınız dönse de, gecenin kendisinden ziyade ruh var ortada, yaşamaya vakit yok akşamın gelişiyle değil, karanlığın basışıyla ilgileniyor umut yolculuğuna davetli yanınız dedi deliler şeyhi. Ve gecenin kendisinden ziyade ruhu var ortada yenilgiden dönerken yaralı zamanda binbir hece içinde seyir halinde sözcükler dedi hırkasız dervişler. Düşle gerçek arasına salınanlar tek cümlede topladıkları duygularını suretlerinde öne çıkartıyorlar dedi meczup. Düşlerini ve düşüncelerini farklı söylemde dile getirenlerin tarzı ve edasıyla doğru öyküler içsel derinliktir aşka.. /..
RUHUM ÇOK KIRILMIŞ RUHUNA.. İster istemez mantık dışıdır yazılanlar, suret dışı bir meclistir çoğu kez güncel yaşamdan gece harmanı, gündüzü kıskandıran. Böylece, öğelerin yaşadığımız hayata dokunma noktalarına ve anlam kırılmalarına dikkat çeker kendinden göçüp yalnızlıkta kalanların dünyaya niye geldiklerine temel bileşenlerde garip bir atmosferin karanlık günlerin yaşandığı dayanılmaz kötü kokuya dönüşmüş ilişkilerin, nereye gittiği bilinmeyen düşsel bir Hz. Nuh gemisi aşk denizinde. Çığlıklarınızın derinliğine inerken dualar, dost illerine giden suskun ruhlarınızın çift yanlılığı etkileyicilidir; içe dönük öykünüz bana seni gerek seni diye feryat eden az sözcüklü yaşamınızdaki çok dilli suretinize inat, dualarla diyaloglarla ruhunuzu dillendirir. Gizemli anlamlara açar öykünüzün bütün insanlığa açıldığı ince ince duyumsarsınız rüyanızda seyr ettikleriniz gözle görünmez bir noktanın akıl almaz ilk adı O olan sen gölgesinin zincirlerini kırmanız içindir inşirah vaktinde. Az ve özden O kimse yaşamın iki ayrı bölümüdür. Tüm harfleri gönül heybesinin ıssız vadilerinden, sarp dua zamanlarında, yoksul insanların fakir avuçlarına engin yüreklerinden bıraktıkları şems vaktindendir. Bir ateşten ateş alıp ateş veren bu harflerin ne başı var, ne sonu, sürekli oluşur, değişir, dönüşür manevi eğitimi için boğuntu veren birbirini tamamlayan karanlık bir yerdir. Ruhları sessiz, kalbleri sevgi dolu, kabirleri ziyaretçisizlerin suçunu üstleniyor bu garip çoban divan-ı buyurdu Pirim.
AŞK VAKTİNDE DİLİN EN LÂL HALİ.. Hafızasını zorlayarak o gecenimi düşünüyorsun. Eksik rüyadır yaşam tamamlamak için göçüyorsun dünyadan bilmediklerini bilmeden. Garip ve bölünmüş bir ruh taşıyorsun yanında, koca bir heybe dolusu yaşam taştan farksız taş baştığınız duygular. Garip çoban divan-ı yenilmek isteyenlerin kapısını çalıp kendilerini yendikleri ve yaşadıklarından kazananı saymadım diyenlerin dilsiz dilidir. O hiç olmadı ki! Benim için bir tecrübeydi yaşam, kaybolmayı yenmiş olarak çok az kişinin göze alabileceği bir değişimi gerçekleştirmiş olanların lafının balla kesildiği bir yürüyüştür. Ve elbette unutulmaz yaşananlar, ölümün uyandırdığında aslolan hayattır herkese o büyüleyici anı düşündürmektir. Birbiri ardına yaşananların temiz havanızı tutsak edercesine muhtaç olduğunuz duaların benim için geldiler demenizi anlatır. Öte insan oluşu insanın pek çok güzel duygunun ölmesi belki tek iyi yanı olarak kendini tanıyamamış olmasındaki perçemin kalkması dün gibi düşünmeyi sağlıyor. Biraz odanızın kapısını aralaması, o biraz çekingen, güleç yüzlü hoşunuza giden kendizi tanımanız için içeri girmeniz ve boy göstermenizi savruk, kaygısız bir anlatım içinde cümleleri düzenli değil ama harflerin sınırlarını zorluyan üslubunda her şeyden önce özenle kurduğunu en özlü biçimde anlatma isteği ağır basıyor. Benim için bir tecrübeydi ancak soramıyorum. Bu garip çoban divan-ının başkişisi ben anlatıcı gerçeklikte çocukluğundan gizlenen parçalanmış olmaz bir hayali çağrıştırıyor. Tek çıkış kapısı aşka doğru fırladığında kalbiniz sevgiye usulca fısıldar. Rızanızı almak için yönelir. Aşkın kalbinde, hz insanın merkezinde olduğu seziliyor. Aceleci bir tavırla içini dökenleri pırıl pırıl duygularla göz kırpar dedi Mirim...
EFENDİME SÖYLEYİM BEN BURDAYIM! .. B/uyursan saf ve düşünceli kambur hayata karşı, zamanın farkında en güzel kokuları sunuyor ruhlara. Kimliğini kaybetmiş, hükümsüzlük ilanını suretlerine yazmış olanların boş zamanlarında yolgeçen hanına dönüştürdükleri kalblerini sevginin açlığıyla gördüğü sırlarının biz bu dağın çiçeğiydik diyen akılın karanlık odasından çıkamamış olanların karşılaşma yeri garip çoban divan-ı. Belki de öfkenin şenliğe dönüştüğü sarmaşık yanlarınızı, rüya körü dualarınızla karşılaştırıyor gece güzelliğinde eski dostluğunuzla geçmişin. Bulut bulutun üstünde iç içedir, niyetine göre şekillendiği seziliyor. Cümlenizdeki bağlaçları diri tutmak için, sesin sözün önüne geçtiği anlar vardır. Taa yüreğinize kadar getirip bırakıyor cümlenizi, çobanın kendine her ne kadar ayna tutarsa, onun aynada boğulmadığı anlaşılıyor. Saklanan soru işaretlerinin cevabına sesinizin kıvrımlarında yüzyüze geliveriyoruz. Kaç anlatıcı var aynı cümleyi kullanıyor, cümleye biri başlıyor, yine aynı cümleyi, aşk sofrasında bir başka tesbih tanesi bitiriyor. Gönüllerin heybesinden çıkan harflerle, kelimelerle sohbet ediyor. Diri tutmakta duaları, bedenin sınırlarına sığmaz oluyor ruh. Yarın diye bir şey yoktur beraberinizde dünün en lal hali yoksa dokunulmaz tavrınızı saklı tutuluyor. Nedense hep yokuşlu sokaklarda yürümeyi sever. Nedense bulutların arkasına gizlenmiş yıldız gibidir. Çatlayan duygularınızın sesini duyuyor konuşmuş gibi sizinle o ânı taml/adığı sırada, yalnızlığın birden bozulduğu andır bu hal. Divanda birçok insanın sonsuzluk kadar uzayan hikayesı olur dedi aklı kıt adam
DİĞER ŞEYLER... Tuhaf adam kimine göre.Hz insanın kayıp destanın izini arayan tam olmanın imkansızlığında, an uzar ömür olur garip çoban divan-ından müjdesini almak isteyenler için kurulmuş bir sofra. Sessizlik kadar derin, art arda dizilen anılardan oluşan ömürümüzün hüzünlü bütününün cümlelerle parçalanıp kader anı olarak okudukça anda fark ederiz. İşte bu yoğun anların içerisinden çıkan, peşinizde ben diyen beninizimd kodu, şifresi saklıymış gibi gelir bize. Dilimizdeki harflerin sözünü günlük dilde yerli yersiz çok kullanırız, ama gerçekten de öyle anlar vardır ki sonradan kaderimizin billurlaştığını kendinize çok kandığınız billurlaştığını ya da cisimleştiğini fotoğrap albümünüzün kanıtladığı o anları düşünmemek elde değildir. Bir şeyler olmuştu tamda, aynadaki çocuk beyazrenklerinize vururken, saçındaki aklar ben hariç her şeye benzediğinizi söyleyince, burada an uzamıştır, bu hüsran anının izlerinin kalıcı olduğunu rahatlıkla düşünebilirsiniz. Yoksa neden hemen aklına gelsindi ki? Yandığının hoş geldiğini gecenin ılık rüzgarındaki artık her şey olabilir bir gök bakımlık zamanda yasağın ihlal edildiği o anda öyle anlar vardır kı, duygularını yumar bırakıp gitmiş kin tutuğunuz harflerle sessiz geceye dokunmuştur. Uçurmuştur belki dünyadan giderken daha yukarılara. Birer nokta olduğumuzu suskunluğumuzdaki dualar kanıtlıyor, zaaflarının karşısında nokta kadar değiliz. Bir an için bile olsa hissediyordum her şey mümkün görünmüşken ameliniz hayatın yapı taşlarını keşfeder. Noktalarınıza cevap veren nüktelerin benini gördüğünüzde karşılaştığın yüzünde oluşan anlık değişimi hayatın boyunca unutturmuyan cümleler bir o kadar da sana yabancı olduğunu andır. Hantal ruhların bir b/aşka anından söz eder. Ağırlık noktasıyla akıl yürütür, öbür andadır, ne yapacağını unutmuşcasına kısa bir süredir insanın kerameti. Gerçek yuvasıymış gibi hisseder suretler dünyayı. İleride onu nasıl etkilemiş olduğundan hiç söz etmese de, istikamet hali, aklına birden bir şey gelmişcesine, ani bir kırılmayla parçalanmış kalblerden düşenler sevgisiz yüzündeki tüm huzur süslemesi bir lokmalık. Bir an nefes alamaz gibi olup durmuştu, karanlık kuyuda çok sıkışmıştı karar verimiyordu diğer şeylerin farkına varıyor hazreti hacı bayramdan gelen şikayetle ölüyorum diyordu garip çoban. İnsanlık hallerinin daha geniş, ama yanı sıra akıl hastaları gibi bir adım atan cinsiyetlerin ruhlarının aşkla, muhabbetle törpülendiği, önemli önemsiz bir şeylerin raydan çıktığının, bir daha da oturmayacağının anlaşıldığı andır bu garip çoban divan-ı dedi deliler şeyhi.
AŞK-I SÜKÛNDA NEBEVÎ NEFES.. Doğru bir karşılık mı yaşadıkların kalbine? Bir çılgınlık oyunu oynuyoruz sanki. Sonsuza dek büyüyebilir ya da küçülebilir bu iç içelik suretlerde. Kim yazmıştır garip çoban divan-ı? Belki de içinizde yanıt veriyor sanki. Kendini helak edişin bir mucize olacak. Bir gerçek bu: kendini okumayanlar öylesine az ki! Bu suret süslemeler yıkımlar bitiyor, güzel bir yıkım, dehşete batmış sevgisiz yaşamlar. En iyinin en kötüyle bir araya gelmemesi, bugünleri o zamandan görmüş gibi aşk. Hep birlikte koşturuyorlar sinsi sinsi sırıtırıyor yıkıma doğru! . Şaşırtmasın bu divan! Çünkü kendiyle, yaşananlarla, kahramanlarıyla da konuşuyor dostum diye sesleniyor harflere. Size kendi geçmişini anlatmanız olanağı da sağlıyor. Sevgisi aşkı şaşırtmasın! Ağzımızdaki sabırsız baklayı çıkarttırıyor gece. Neyin anlatıldığıyla nasıl anlatıldığının da ayrılmasının güç olduğunun da ayrımında olduğumuzu iç içe geçmiş insan dediğimiz budur. Yanlış anımsamıyorsam, bu yazılanlar kaderci bir söz olarak algılanmamalı rabbine kul olma bilinci üzerine bütünlüklü büyük sözler söyleme yerine, hayattan kırılma anlarında duygularda oluşan çiziklerin birbirıne bağlanmasıyla bu bir irade eğitimi olarak söz etmek çok daha anlamlı olur. Kendisini onlardan saymayanlar da var elbette; yaşandıkları anlara pek tanıklık etmiyoruz. Fakir bir sohbet sizi dinlemeye anlamaya çalışır. Sevgi ne zaman aşka dönüşür, izlerinizi takip edip gecenin çobanlarının. Hoşça bakınız zatınıza dedi Meczup
KALBİNİN ELLERİNDEN TUTAN HARFLER.. İnsanın görmediği şeye sevgisini göstermesi meziyettir. Pekı neden? Karanlığa tutunan sızlayan yüreklerden sıyrılmış melodiler sema yapar? Aşkın gecesine dair duyguları ifade eden besteniz besteleniyor. Hislerini anlat, dışarı çıkart seni düşün. Farkında olmadan sorunlar yaratıyor kendini suretlerine itenler. Düşünmeden konuşanların hatası konuşması. Sorularını sor kainat uyurken kendine çekil. Ergen insan sorununda boğuluyor. Özel ve önemli kişiyle yaşanacak olanların coşkusuna rehberlik görevi üstlenmiş garip çoban divan-ı. İçten içe samimi bakışını güzel ahlakını süslüyor seni düşünenler. Görene heryerdesin,endişeye saldı harfsiz kabirtaşları. İnleyen ahımı temsil eder bu gecede dökülen yaprakların gölgesi ruhuma yaydı, hep beyazrenklerinde geçen ömrümü aydınlattı saçım,sakalımdaki aklar ufkunda şems vakti gibi yine kalbim taşar ağlar aşk diye. Deli gönül yine çağlar bir sonbahar gecesi mehtaba inat. Geceye dair duyguları ifade eden harflerin semayla bestelendiği, peki nedir bu duygular? Akşam çöktüğünde, gerçek hayatı ruhaniyeti, nesneleri ve canlıları pırıl pırıl aydınlatan, gün ışığı çekilip de yerini karanlığa bıraktığında elimizde ne kalır? Uzak ihtimalleriniz artık zamanda, belli belirsiz siluetlerin, gündüz vakti ortaya çıkmaya asla cesaret edemeyen hayallerin, yitik aşkların, ve bir daha geri gelmeyeceği bilinen ne varsa onun zamanıdır. İnsan kendi zihni ve kalbiyle baş başa kaldığında kendisini bile şaşırtmak pahasına, karanlığın ışık tuttuğu başka bir âleme dalar. Zihninde şekillenen, yarı gerçek yarı kurmaca, çünkü hatırlamak biraz da kafadan uydurmaktır kesiştiğiniz noktada. Parça parça hikâyelere yeni tavır ve boyut katıyor bir an birbirinden kopuk vaziyette boşlukta süzülürken bir sonraki an hiç umulmadık bir biçimde birbirıne bağlanabilir varlığınıza ruhunuz dedi Sufi.
AŞK-I HÂYAL...Şems vaktinde, leyl vaktini kıskandıracak sohbeti unutma. Bir eliftir mevsim sinei suzanıma kaynağını ararız müjgan ile kısa sürede şebnemi gelir harflere goncalar yorulup bir demde hu demek isteyen bu buruk akışa bırakır canan isteyeni. Artık zaman, içimizdeki tuhaf bir duyguya kulak verelim ki can bulalım. Ağlamaktan korkma bulutlar adını aşka yazdırırken. Daha çok içindesin hicranın, senden notlar alıyor gözündeki yaşlar. Biraz aşamalı ve uzun oldu gerçek dünyada biraz kendi çocukluğuma,biraz duyduklarıma, gönül gözlerimle kabristanlara baktım. Bu divanda pirimin aşkla konuşmasının tonu var. Çünkü ben onun yerine geçiyorum, ne kalsın istersiniz yerine geçtiğim karakterlerin iniltili gözyaşları yetişkin. Gözyaşıyla sulanmayan duygular çok uzak değil. Belki de hiç beğenmeyip atacak marifet makamı. Belki bir şeyler ah o gözyaşlarıyla ileride burada okuduklarınızı çağrıştıracak. Tam bilmediğim bir yolculuktayım aslında şu anda. Geceleri açan gece çiçekleri olunuz. Çok uzak değil gözyaşın sana, belki hiç beğenmeyip atacak kalbin. Ben şunu anlatıyorum demedim seferimde. Çok katmanlı bir alan çünkü aşk. Ağlamanın lütfuna ermeden yola çıkılmaz. Kalbinin sohbetiyle şereflen yetim bırakma, olmayan bir şey yok aslında özgür olmak çok zor demişti gözyaşları. Belki senin için çok hayali bir şeydir. Şurubudur kalbin gözyaşların. Baki kalsın şu kubbede sesimiz dedi Neyzen.
GÖZYAŞI ÇİÇEKLERİ.. Bunuda öğren gözyaşı çiçekleri lazım gönülde! Bu gece zihnimizden yola çıkarak, yakup gibi ağlayarak, yusuf gibi döne döne, ruhlardan gönüller alarak yazmış. Kendiyle karşılaşıyor, hayranı olduğu aşkın, akşam vakti sakiliğine tanıklık etmek durumunda kalıyor. Kendınizi tanımak için farkınızı bulun. Kişilik özelliklerin faziletli aşk olsun. Alışkanlıklarınızı sizmi buldunuz herşey sende kanatlarını çırpsanda kendine güvendiğin kadar seversin. Yardımcı olabilirmisin ne kadar üstünsün suretinden. Biçare vakit bolluğundan can sıkıntısı yaşıyor yalnızlığın pençesine düşenler son derece absürt bir ses suretiniz.. Küçülmeler ve eğilmelerin yok hala, sana kim ders veriyor hak bir gönül vermedimi sana. Ele vermek nıyetinde değilsin kibrini, bir dem sebebiyle surete hayran,bir demle heba olabilir kalbin. Şems vaktinde bir dem gelir miskin gibi sorularla uyandırır söylemekle yetinemez intizarın. Hangi gözyaşın üstünü örter karanlığın sevin ağlayabilirsen yükün ürkütücü, tekinsiz, içinden ne çıkacağı belli olmayan gökkuşağındır. Bir gülümse güller arasından isyan yağsın gözlerine köprü kurman için diyarına, bir yari kadim ile mahremiyet alanına gir gözyaşının. Sual kısa ve özdür; bu kervan nereye gidiyor? Ama hangi kervan bilinmez. Bir ipucu bırakır şems vakti sadece, cevap sizdeki aşkta gizlidir. Hakikati ögrenmeye niyetlenir hasret ve beslenme çantanızdan çıkan dualarla cevaba ulaşır kalbiniz. Koşup gidiyor harfler burada da bir soru çıkıyor. Dem bu dem seni sevme ihtimalinde sabrında içinizdeki ateşe bayatlamış duyguların. Bir ayna ol, izlerini bul ve gör kendini. Pusuda beklemiş ayrılıklarınıza inat gel diyor sevgili. Ekin gibi büyütüyor gece kendiyle pazarlığa girenlerle. Hacivatmı, Karagözmüsün kasvetin çökmüş suretine tiryaki olmuşsun. İhlas makamı hakikat makamıyla buluşuyor garip çoban divan-ında can atıyor marifet makamı selamete erdiriyor gönülleri. Rıza makamına erenler imtihanı geçiyor kalblerde. Niyetinde eksiklik var suretperest yaşama yolunu seçenleri sevgi kabul edermi? Nasihatını bul, sana daha başka şeyler öğretecem, ama daima aradığın birşey olsun. Talep sınırını çiz, içten ol sevginin tuğrasını vur kalbine. Değerini bul aşkın, pazarlık yap sermayen hak yolunda şevk ehli ol. Gönül ağacında meyven ektiğin senliğinden biçeceğin benliğindir. Dur ve bekle, ötelere çok ötelerin ötesinde fazilet yağmurunda bekleyen sana insan dedirden kalbtir. Çünkü sen cimrı olamazsın, mukarrebun zumresinden olman için sinei pak et gözyaşlarınla kalbini. Kendini kapı dışarı ettirmiş olanlar suretlerini süsledikçe razı oluyorlar. Gönlündeki gizli sırların kıymetini bilemedin, en çekici mücevherler sunar garip çoban divan-ında bir iksirdir gözyaşları. Güzeller incisinin ricasını kırma, bırakma sen varsın yanında geriye düşme dedi fakir.
HAYAT YOLUNDA... Kalbi fakir olanın sağı solu dost yüzü gibidir. Muhtaç olan yanlarına yardım et, aç gözlüsün suretine. Tamahkar değilsin çok cimrisin kalbine. Neye hakim nefsin, alakanı kesmezsen suretinden. Melekut alemini unutmuş, hayvanat aleminde yaşamı seçiyorsun çılgına dönmüş surete açlıgın. Özgür olmayı denemiyorsun, gerçek değilsin. Çünkü gönlü tok olanlardan değilsin, muhtaca muhtaçsın. Harap olmuş hiç aldırış etmiyorsun ziyan ettiklerine. Elhamdurillahın elden çıkmış, estağfurullaha aç tamahkarlığın, tevekkülündür kalbinin reçetesi. Kendi akıbetini hazırlıyor sadakaların, ihtiyaç kapını bul şems vaktinde. Hırs tuzağına yakalanmış suretin, hakiki hayatına koşman için her sey derin sessizlikte anlamını yitiriyor sureti sıkıntılı olanlarda. Gölgeler ve suretler arasında yasamlar. Ruh terbiyesi aklı ve kalb içindir. Hala anlamış değilsin hayattan bir şey gören mi olacak gözyaşlarını. Sizi seyrediyoruz beraberce, ne çok korkuyorsun seninden. Gir içeri sizi bulalım nefretinizle, sakin ol. Soğukkanlı gece disiplin istiyor kalblerden, ne kadar uzaksın kendine. İnsanlar görünmez olmasaydı ne yapardı? Dikkat edin aranızda yalnızlık olmasın, her yerde şeytanlar var kaç kendine kaç. Karar verin, çok hırpalamışsın kendini, bende bileyım diyor aşk. Çok kinlenmişsiniz kendi kendinize mücadele edip bir türlü özür diliyemiyorsunuz. Anlatın, anlattıklarınızla ayağa kalkın dedi sofi
AŞK OLSUN AŞK.. Nurunda cemaline kerem eyle, aşkın ateşi neleri yakmadı ki, ne güneşte, ne arşta vücud buldu estağfirullah, vardınsa darendeye somuncu baba, aşk. Muhabbet bahçesinde buluşup görüşenlerin dem dem muhabbeti vasiyeti, hz hasan süleyman tuna, aşk. Gayreti gönlünün bağlanmak ister, icazetindeki acıda yakan ateşin hz.hacıbayram veli, aşk. İntisap ettinse aşka, seyrü sülükün ikrarı, sonsuzluk kervanının gülü pir aziz mahmut hüdayi, aşk. İstiyor isen doğru yolu, ihya eden tevhidin, selamların en özeli hızır-ı dost şeyh yahya efendi, aşk. Medet ister suretler ruhlardan, gönül tekkenizi gizliden irşad eden hz gümüşhanevi, aşk. Bizim paylaşmak istediklerinizi, vakt-i teheccüdde kalbinizden ne geçiyorsa kalbinizi köşe bucak arıyan hz konevi, aşk. Şartlarınız neyi gerektiriyor, aşka yol azığınızı hazırlayan elçiniz hz mehmet zahit kotku, aşk. Hakikatı teneffüs ettiriyor kıyam ve secdeleriniz ruhunuzun dirilişi için çaba gösteren hz ibrahim gülşeni, aşk. Hayretler içinde kapısında bekliyorsunuz, uzun yıllar hizmet eden seyyid arvasi hz, aşk. Her zaman ve her halde teşvik ediyor himmeti titizlik gösteren niyet terazisi hz mevlana, aşk. Sarıp sarmalıyor ruhunuzundaki gafletini nazarlarıyla dem dem demleyen bilmeni sağlayan seyyid burhanettin, aşk. Seni seninle kucaklaştırıyor irfan saatine kavuşturuyor himmetine koşanları bereketli ve doyurucu olan ruha akan, kalp sancısından kurtaran yudum yudum yaşatan hz emir sultan, aşk. Aşkın kanatlarına bırakılanlar çok özledikleriniz, eğrilerinizi düzelten hz hacı bektaş veli, aşk. Eşsiz samimiyeti yeni adım attı aşka, kendiyle karşılaşan hakikatin işareti bilal habeşi hz, aşk. Sıkı sıkı sarıl dualarına cihada çağıran aşkın şehidi gönül sultanı, hz eyüp el ensari,aşk. Gösterdikleri sabır ve imanla arzusuna nail olanların kalbine kor ateş düşer, var gücüyle ağlayarak firdevsi alada ilkbaharda nasıl canlanırsa tohum işte aşka şehit olanlar cemredir ab-ı hayata, sonsuzluğu müjdeleyen aşkın maşuklarıdır aşk.. / Garip Çoban
Engin DemirciKayıt Tarihi : 19.1.2012 12:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
http://www.facebook.com/pages/Şems-i-Mevlana-Divan-ı Hak serleri hayreyler Zannetme ki gayreyler Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler İbrahim Hakkı Hz'leri k.s. Her zaman ki gibi yine gizliden gizliye SENİ özlüyorum...Ey aşk!
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/01/19/garip-coban-divani-2-engin-demirci.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)