GARİP ÇOBAN DİVANI…..18... Engin Demirci ...

Engin Demirci
942

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

GARİP ÇOBAN DİVANI…..18... Engin Demirci...www.beyazrenkler.com

Fİ EMANİLLAH.. Dünyanın tek seçeneklerimiz olmadığını, yandığında gül açtığında, güneşin ağladığında, gönül titrediğinde öğrendik buyurdu Pirim. Ama adı üstünde aşk devleti, duygusallığını en iyi şekilde anlatıyor yaprak aşk üflerken dedi Mirim. Yapılan bir test, döndük yine duygusallığa bir de ipucu veriyor. Ama zaten asıl nokta da bunu fark etmemek, ya da aşk mucidi diyelim o kutlu nebiye dedi Meczup. Ve dahası en büyük zevklerinden biri seyrettiğim gül kokuşlu yarın şemaili şerifinde kölelikten kurtulmak için özün dedi Hırkasız Derviş. Kulağa hoş gelir, özgürce hata yapmak isteyenler için bu sır bol bol hata yapan için dünya dedi Miskin. Deneyemez misiniz? Sevmeyi ve sadece size sunulanla, artık her şey önümüzde bır deneseniz ne kaybedersiniz dedi İhtiyar Bilge. Kim bilir belki, bahsettiğim şey, sizlerin ruhunuza besin olarak düşündüğünüz dünyalık değil haber soruyor her şeyden dedi Zahit. Sizi teheccüt vakti gül kokusuyla tek bir kelime olmadan, güneşin kavuramadığı yerleri anlatanlarla muhteşem olanın, diyelim ki farkında değilsiniz dedi Miskin. Gecenın çobanlarının öğrettiklerı farklı şeyler, şaşar ve keyif almaya başlarsınız duada, belki de o başka dünyaları o kadar çok seversiniz ki, onu paylaşacağınız gönül yolcularını çoğaltmaya başlarsınız, öylece bıraktım dedi Garip Çoban. Sonumuz pek hayırlı değıl anlayacağınız neredeyse insan dışı yaşamlar dedi Deliler Şeyhi.

SONBAHAR AĞACININ DALLARI HAZAN...Daha ilk ışıkta, aşkı üstüme atmasını yadırgadım doğrusu şems vaktinin. Herkesi başka yerden yakalar ya, bu yüzden beylik laflar etmek ürkütür beni. Lakin, kalbi kırık iç konuşmaların, ışığı sönmüş ömrün yarısını uzun uzun anlatıyor suretperest yaşamlar. Durağımdan çıkardım yola, kendime ne kadar aykırı kalsamda. Işığı sönmüş yılları hatırlamak patinaj yaptırıyor duygulara. Uzun uzun tanışmalar, silip baştan savılmış çekiştirmeler neler bırakır insana. Yani aslında kendini tanımlayan her şeyi yitirişini anlatır kabus gibi rüyalar. İçeriden bir gözle bakarak dillendiriyor uyanışlar. Köşede bir sandalyede oturmuş seyrediyor bizi bekleyen sevgi. O anlatıyor sesinden, ben dinlemeye başlıyorum rüzgarın getirdiklerini. O anlattıkça yaklaşan, uzamayan saatlerin sonu bilınirmiş gibi. Büzüşüp kalıyorum o yerde ve öteki cümle cümle abanıyor ruhlara. Kalbimle bir başka, bir aşk'la imtihanım. Bir an'da daha güzel nasıl anlatılır gölgesiz geçişken dualar. Bulanık yaşamlara daldıra daldıra dualarda çok beklerdim O'nu. Hangi duygu peyda oluyor içimde bu sefer. Yıllar sonra saplanıversede yıllar, geçmişiyle hesaplaşıyor gecenin son saatlerinde doyamadığım duygularda. Göz gözü görmesede, bir varmış bir yokmuş, gök mü sarsıldı? Ağır mı ağır bir geçmiş gelecek. Saplanıversede kelimeler sol yanından başlayıp hızla bedenine yayılsa acı. Mekan olur aşk olan şey.

SEVGİSİZYOKUŞLARA DİZİLİ DUYGULAR...Aşk bir nedir? Olacak olanı istemek mi,her ışe razı olmak onurlu bir yaşam sürmek mi? buyurdu Pirim. Biz en çok hayata aç kaldık galiba, sevgiyle hala mesafeli yanlarımızda caydırıcılık sıfır dedi Mirim. Hakkı anlatmak için, aşkı lütufla serbestleştirir aczimiz dedi Hırkasız Derviş. Bu hayatın garip bir matematiği var, içindeki seni susturman lazım, kalbleri susmuşlar arasında dedi Zahit. Buruk geçen zamanda, bir an gelir bereket aklımıza seçilerek şems vakti aşk'a aşık olup her şey bir arada gidersiniz, tek yol temaşadır dedi Garip Çoban. Kendine ulaşmayı denemeyen ama her şeye kolay ulaşıldığını sanan insanlar arasında çok canım sıkılıyor dedi Aklı Kıt Adam. Yalnızlığın neler fısıldayıp da sizi kahkahalara boğduğunu çok merak ediyorum dedi Seyyah. Hep o yaşanmışların tozunu silkelemeye kalkışmışsa içinizde biri, sular durursa gözyaşlarında dıllendirdiklerin her duygunun peşinden iz sürer sevgi dedi Miskin. Ruhuna girmeye çalışan içine gizlenen hayallerin salıverdiği heveslenmelerin her şey benim denilen bir gönül evinın ıki satır arasındaki o sabahı, hayatını başka başka yerlerden yakalayandan, daha ne istersin dedi İhtiyar Bilge. Sırtüstü uzanılmış bir yatak içinde duyguların çatlaklarında, çatı arasındaki cümlelerin oradan bakınca görünen sokaklarında görünmez gölgelerin dedi Meczup. Velhasılı ben taraftan bakılınca aşk duygusu var lal gecende.

AŞKIN RUHSATI NURU DİLARA.. Dile düşüp dünyadan geçme ılmidir aşk. Hüzün nereye biz oraya, gönül telimizi titreten makamındaki hazan mevsiminde. Mırıldandıklarınız neyin ölçüsü? Yüreğine not düşüp daha sonra gizli kalmış kimseyi sevmekte saklı olan kimse olabilir duraklamanız. Gizlemeye ikna ettiğinizden emin duygularınızla, aynı hissi geçen zamanda gezerkende hissettinizmi? Her şeyi değiştirecek güce sahip olan O'na ulaştırsın duaların. Ya sonra daha çok şey anlatan yanında bir daha ki sefere başka bir hikaye olabilir yine aşk. Bu bir tercihti her şeye rağmen iç güdünde. İstediğin yerlere dokunmakla çıkanlar hikayen degil. Engin bir ilişki kurman gerek yürekte çok etkıli bir dille anlatılmış esinlenmelerle çıkmaza girmemeli bazı noktaları kalbin. Tutuşup beraber yandığımız en güzel yoldur aşkı muhabbet. Yollar yürümelisin senle yitip sana ulaşman için. Perdeler kalkıp benliğe zühur eden bir meşguliyette her şeyin onun olduğunu öğrenmektir. Geleceğe mektuptur seher vakti bu makamlar. Mesela açılmayan kapılardan dönenler, bir görenle konuşuyor. Kendi eksikliğinden normal bir insan gibi değil her demde yeniden doğmak için gönülden iste. Gerçek algının bozukluğu mu? Suret süslemelerin! Herkes kaleme sarıldı, kim olduklarını bilmeden atıp tutuluyor sayfa sayfa. Şimdi insanları korkutuyor insanı sevmek. Kimileri diyorlar ki, bizler direndik, gönlümüzü ona kaptırdık hasta kalbimize şifa bulmak için yetimiz.

DUMAN VE KÜL...Sizi çok olgun gördüm. Sevginin ayak seslerindeki bilmecelerin yanıt bekliyor şems vakti buyurdu Pirim. Duyguları endişeli olanlar, bir yalnızlığın matematiğinde anlaşamıyor yaşamla dedi Mirim. Kim kimden esinlendi de? Nereye kadar sevebiliyorsun, hayalindeki aşkla dedi Meczup. Hepimizden bahsediyorum gönül meselesinde hiç de masum değildir duygular dedi Fakir. Aşkın acısı yaratıcı delilikle örtünme meselesinde suçludurlar suçumuzdaki suçluları bekleyelım dedi Zahit. Dedim ya bitmese de acılar, aşk an'ı sever, bu sorun çözülmeli galiba davet eden yanında alev alev yansa da dedi Miskin. Sana abartılı ve inandırıcılıktan uzak gelen yanların belki gereksiz sizin gibi, kalb gözü açık peşine düşüp nasihatine ihtiyaç duyduğunuz dualar dedi İhtiyar Bilge. Aylardan kasım, yaşamın şiirinin ilk mısrası böyle yazılmaz mı dedirten sararan yapraklar arasından hoş geldiniz. Ne yapacağız hazanı? Yer yer köhnelenmiş duygulara gizlenmiş çarpıcı gülücükler elbette söyleyecek dedi Deliler Şeyhi. Kaygılara rağmen bitmemiş öykülerini yazanlar için samimi ve çok değerli kılıyor yalnızlık dedi Hırkasız Derviş. Suretindeki sembolleri okuyun! Adını bile bilmediğimiz birinden feyz alan yanında heyecan büyük, içine sığdırılmış şeye şaşırmış rüyaların dedi Seyyah. Çocuk deyişim o da bölük pörçük yaşadıklarındaki korkuların, nasıl razı olacak sen varsın diyen aşk dedi Garip Çoban.

GÜZ YAĞMURLARIYLA TOPRAĞA DÜŞENLER...Vebali çoktur susmanın! . Sen en çok kime s/ustun? İşe yaramayan dizelerden oku anlatamadıklarını. Ne kadar karmaşık ve acılı, neredeyse insanların tamamı. Çoğunu unuttuğunuz ne kadar çok hikayeniz var. Kendine karşı çıkmış olanların bir de mezarı var kevserden. Ben onun peşine de düştüm.. Nedir, kimdir, nerededir? Aşk! O zaman ki duyarlılıklar çok yakınımızdı, yüzümüze vurmasada asiliğimizi. Yaşamların sevgisizlikten niye bu kadar tehdit altında olduğunu bildiğimiz halde engel olamadık diye çok düşündük. Bakayım dediğim duygular biçti şems vakti gönülle temaşayla müthiş bir vicdani sorumluluk yükledi gözümden şelha şelha döküldükçe hepimize. Kimse gıtmiyor yalnızlıklarıyla taşlıyor gönül evini. Mahvoluyor, bu yaşam portrelerine baktığımızda. Sevginin bugününe ulaşan gönül taşlarını yaptığı aşk evine girer ne hoş. Ben hiç merak etmemiştim eskiden bu kabirleri, var mıydı, yok muydu diye. Yavaş yavaş yeni keşiflere alıştık, en çok şaşırdıklarım, çok yeni öğrendiklerim gökkubbe altında isimsiz bir isim. Kendıyle bile sahiplenmedikleri aç susuz kalıyor duyguların. Hesaplaşmak anlamında çok önemli bir hikaye tabii, yusuf ile züleyha. Oysa bu gönüllerın hikayesi tümden kayıp yaşamlarda. Az can yakıcı değil cümlelerin peşine düştüklerinde. Dedim ya, diyen savruluş zaten anlaşılmamış ruhunda kendine özgü bir dua ıle teheccüt vakti uyanmanı bekliyor bir şey.

SIRA SİZDE.. Dünden bugüne en çok hissettiğimizle baş başayız. Ama yolunda her şey sabırla. Umarım hep çocuk kalırım dediğiniz yanınız aşırı şımarıkmı? . Özel ve önemli eski hallerinle mutlu hissediyor kalbim. Ben'in ben'i bıraktığı anlarda ölemiyorum. Oysa bana geceler yetmiyor, senin yalnızlığında. Gece seslerinde aşk'-ı kebir bir ayetin şerhi. Karınca misali bomboş satırlarda yolunu kaybetmiş huzur. Soğukkanlı rahatsız edici ve heyecanlı bir hikayeyi dökmüş gibi keyf-i suretler. Duyguların yitimiyle sıklaştırılan yalnızlık yapısında olanlar arasında, yepyeni bir başkalık bilgisine tanıklık etmeye davet ediyor şifa kaynağı gecenin çobanları. Burada olanın ardına düşmek için bu yoldan ilerliyor, kendilerine sırtı dönük olanlara inat. Boş ver, unut gitsininde nedir belli olmayan? Hemen yanında, üstüne suret konmuş bir not. Tek kişilik gönül yataklarında içler acısı bedenine şahane takıntısı olanlarda. Kaç kere gönül kapında şereflendirdin sevgiliyi? Kimsenin okuyamadığı şiirlerin harfleri bekliyor. Ya başkasını severse hüzün, hal-i ruhsarının cümlesini kim kurabilir. Ateş misali tutsak aşk'a konuşmak istediklerin. Böyle olursa gönüldeki hakikat hiçbir zaman gizli kalmaz. Hakikati surette görmeyenleri görenler acayip bir şaşkınlık yaşarlar. Her gün bir şey öğrenmeye çalış ama kendini hala çok cahil hisset ölüme hazırlarkende bunu düşün. Ve inanç alternatif sunar yolculuğa

İÇGÖRÜLER SUKÛT-U LÂL...Ben ve sen bereketli sonbaharda, ıslanmaya hazırmısın? Son kez hoş geldiniz diyor aşkın ruhu buyurdu Pirim. Bir ses cambazı doğa konuk olacak her haliyle temaşalarınıza. Hiç şaşırtıcı değil, en beğenilen yaşamın dedi Mirim. Nasıl gelindi ete kemiğe bürünen duyguların, engin gönüle yolculukta, aşk ba/hane O'nu çağırmanın vakti geldiğinde dedi Hırkasız Derviş. Sırr-ı nihanıyla aşkın şad olmak için süruru felekü'ş şems şarha şarha alacakaranlıkta dedi Miskin. Ve belli ki, uzaklarda değilsin bir nefeste doğur gecenin çobanları teheccüt vakti dedi Zahit. Körebe yaşamıyordur, eğer insan bir çiçeği seviyorsa, hesabı ağır sorular soramaz eline yüzüne bulaştırdığı hayatta dedi Aklı Kıt Adam. Sakladıkların son zamanlarda yeniden öğrendiklerin hem susamış hem aç, sedef ellerini ara duaya aç ruhun adına dedi İhtiyar Bilge. İçeriden bir ses, kim o yar ile şimdi, hasbihale misafir edilir dedi Dost. Kapıdan girdın mi gönül, sevgi mana'da gizli kalır, ruhun ibadeti de böyledır dedi Meczup. Sıla-i rahim bizleri buluşturur dualar sa'y yaparken teheccüt vakti, evler,evler hz insan uykuda dedi Fakir. Yalnız bir insanın uzun günü gibi sokak lambaları, geçmişin tortusundan düşen şeylerin gürültüsünde soru'ları dedi Deliler Şeyhi. Aynanın içindekiler nefsinin sözcüklerindeki renkli dünyan, o karanlık biz çünkü mesele yok, sonra ne olduysa yan yana geldi meyvesini verenler dedi Garip Çoban

TEK İSTEĞİM KONUŞMAK! ... İyi ki varsın sevgili dost. Yolları çatallaşan bir kalbın duygularını özetlemek zordur. Kendisine kucak açanlara yerleşmiş meraklar. Sevginin müsveddesini keşfedenler, sevgilisinden gizlice ortaya çıkarlar. Birbiriyle çarpışan anlatılar arasında yolunu şaşıran, doğru bir hayat hikayesine ulaşamayacağını anlıyor. Fark etmişsinizdir, bir yenilik yok ama ekleyelim yalnızlıkları. Iskalanan harflerde bellek oyunları duyguların kesiştiği saniyelerin içine sığıştırılan seneler aşkın ikramı. İlgi çekici şems vakti, aşkın renginde özel dokusu engin gönüllerin. İnsanı tanıma sanatıdır ademoğlu olmak. Ele verir suretin ancak o kadar gelebilirsin. Bilir misin? . Zaman zaman burun kıvırdığınız hikayenizde, bu cümleler az c/an yakıcı değildir. İçindeki insan kalbin isteklerinin tutsaklığına yakalanmış görünüyor. Yalnızlık alev almış dünyaya yenilen insanda. Düşünce kılıcını savurmaktan çekinmiyor, inkar eden cümlelerıne. Pek sağlam yanı yok duyguların. Ve herşey kendine özgü bir dilde varıyor gideceği yere. Bu her şey ne kadar da yoksuldur savruluşun ağlamalarında. Dedim ya, oysa şu an sizin. Cevabı aramak için en başa dönelim sıkıcı yanından. Bir yorum yapabileceği endişesi sardı dört bir yanını. Ve yine sizin göremediğiniz yerlerde mesela'nız, o da bana hoşgeldin hissi yaşatıyor. Duaların O kadar canlı, kanlı bir şey olsun ki görür görmez üstüne atlasın aşk.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 11.11.2012 13:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hangi duâyı kabûl edeceğini ancak Hak Teâlâ bilir. Biz sâdece arzımızı yapar, Hükm-i İlâhî'yi bekleriz. Fatih Sultan Mehmet

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci