BİLDİĞİMİZ GERÇEKLER.. Şu anda yapmadığın bir şeyi yap. Yada yaptığın bır şeyı yapma ki, neyi okuduğunu okursun. Sızinle karşılaşmanız, mazeretlerinin mazereti mi? Nasıl başladınız güzel kullanmaya kalbinizi? Hayalini kurduğunuz her şeyi doğa tasarladı iki sorunun cevabındaki her şeyin hakikati orada anlaşılır. Uhrevi zevklere açılan kapı şems vaktinde aşk fırınında pişer şimdi gelir diye ruhlar. Şikayet yok, çünkü mükafatı büyük, gördünüz mü o rüyayı? Ben edep ederim; çarpılırım, onu yaparsam! Şu halimden çok memnunum, güzel bir ses. Seni burada mı bırakacağım, dünya sürgününde, senı kolay mı kazandık? dedi kabirden gelen ses. Sonra içeride sohbet ettık. Yahu bu akıl delirmiş aşkla? Kapıdan girince, herkes şaşırdı, okuyamadım. Kendinizin farkındamısınız? Sizi kabul etmeye hazır kocaman kalbiniz var. Duygusal farkındalığınız, şaşırtıcılığınız. Kişi kendini tanımakla mükelleftir, kendını anlatmakla. Iyi görme yeteneğine sahip olman için sevgini desteklemen gerekir. Anladıklarınızla anlaşılıyormusunuz? Zordan kaçma! Kanaatkar ol, seni bilmen için. Duvarlarını örmeden, duvarın arkasını göremezsin. İşte o kapı, girene aşk imtihanı zor gelmez. Şükrünün hakkını ver dualarda harmanla sevgiyi. Hayatın her alanı dua mecmuası, bır peygamber duası vardır yok dediklerinde sana yakın. Bugün örtülen yarın gösterilecek olan amellerini düşündün mü hiç? Neleri tahrif etti niyetlerin!
HOŞGÖRÜ.. Nâmahrem aşkın tek bir amacı vardır akılda. Gizli yoldan sevgi iletenlerin himmeti seslerin resminde gayet doğal. Ben bu soruyu şöyle anladım, tek cümle yeter. Bilgi aktarımı inanılmaz gecede gönülden gönüle köprüler kuruldukça. Meşakkatli bir yolculuk yaşayan gecenin çobanları, şems vakti ondan ayrı kalamıyor. Açılmadan eskiyen duygusuz kalplerin düşleri karşı sokağa dökülüyor. Bir an bile boş durmayan rüzgar üşüyenleri fark ediyor. Ruhunu zorluklara hazırlayan aşk yolcusu kalmasın diyen sesin takibinde baştan sona hallerimiz. Çok heyecanlı kimsesizliğime alıştım zor olsada. Kimseyi kimsesizlerin kimsesi kadar sevmedim. Orada bir su, ateşe karşı. Bu güzel birikimle arpa boyu dünyadan sıyrılıp kapısından içeri adım attım aşkın. Acılar pişmeye başladıkca güvendiğim bir dostuma emanet etmenin gönül rahatlığıyla dalıp gidiyorum. Geriye peşinden gitmişti o da, hiç düşünmeden. Hep olduğu yerde yani zirveye doğru insanları yanına çekti meşk. Her girdiğimizde şems vakti kendiyle barışık, dış dünyaya karşı mesafeli ama gönüllere aynı zamanda içten bir duruşu vardı. Zor iştir bu, ve de nezaketi tarifsizdi. Aynanızın yüzüne baktığınızda bambaşka bir hz insan görürdünüz iklimi değişen gönül gözlerimiz yine önce onu arayacak. Onu çok zor durumda bırakmış olmama rağmen o her zamanki nezaketiyle kırgınlığını bana çok dikkatlice hadi gülümse diyerek yansıtmayı bilen aşktı.
Zamanın kıvrımlı yolları.....Sırlarla yürüyenler,varlar mı hala? Biz susuyoruz şems vakti. Kimisi aşk diyor. Ben olması gerekeni yaptım. Her şeyi paylaşmalıyız ki, aşkı yok sayamazsınız. Şimdi kimse yok burada benden başka. Gelmemış bir sevgiliyi, bir aşkı semadan sırrı tevhidi bekliyorum. Burada huzur buluyorum. Bunun içinde herkes var, beklemezsen bu bir erdemlik olmaz. Herkes için zamanında yağmayan yağmur var, özlem de dıyebilirsin. Beklemezsen şafakta o güzelliği üryan olamaz sevgin. Geriye de bir şey kalmaz zaten. Sevgi dolu şeyler söyle, daha naif, aşk. Bize ne cennettin, ne cehennemi sormayın, bu elimden alınıyor. Zaman sevgisizlikte başını almış gidiyor. Bunun adı ne acaba? Sen geliyorsun ruhuma efsun olarak. Yaşamımın geri kalanını buralarda geçirmek istiyorum. Yandım gönül tahammül etmiyor, insanlığa mecburi seyircileriz. Ne aradığını bilmeyen buldugunu anlayamaz. Sükutumuz canane bilmediğimizden değil,suskunluğumuzdan nasıl bir ses cıktığı belli değil, bu bir rıza lokmasıdır. Şunu kabul etmek lazım, ben geçmişi böyle özlüyorum dediğinde kendini bir sorguya çeksen. Ararsan orada arayacaksın demlerde az kavga edeceksin ummanı rahmette. Vakit bol nazara gelmeyelim. Bize bir yol gösterin şems vakti gecenin çobanları. Nereye gitseniz kulağınıza çalınıyor aşk adına, ve accil ferecahü. Etrafımız sarıldı, az buz değil sevgisizlik. Cihanı gezenler hakka erenler arar bulamaz bır anda kayboluyorlar
ÇELİŞEN ÇELİŞKİLER.. Dostun dosta kavuşmasından daha güzel ne olabilir? Bılene şems vakti bir lezzettir, seni sızınle misafir edenlerle buyurdu Pirim. Kendini sabırlı olmaya alıştır, kendine yakınlaştır ellerini ellerinle elele birleştir tutun sevgine dedi Miskin. Ruhi ve bedeni yok h/için beni ölümden koruyacak. Bilmezsin ordaydım köz'de, çok geçtiğin kapının ardında o hiç bilmediğin akşam olunca dedi Meczup. Olup biten şeyler var hala, belki bir deniz kenarında, söylenecek başka bir şeyim yok artık kendimi aşka ısmarladım ayna tuttu sana evvel ağlamış yanım dedi ihtiyar bilge. Yeter ki oku onu, kapalı kapısı yanında yabancınım, işte orda kaldım. Dokunulmayan hayatı olanlar için tabiri gerek sevginin dedi Mirim. Biraz daha sarıl öteki engin yüreğine, hayatı sevememe hastalığı sevgisizlikten kalan yanınla hala öylesin dedi Zahit. Tavan aranla bir uzun mesafede uçansu tenine haram olur. İki ayrı yanında sana ne lazım? dedi Fakir. Aşkın en ıyi saklanan sırrı, insana dair her şey'de, tıkış tıkış hale gelmiş ilişkilerde sevgi daha lüks hale geldi. Şaşırarak izlediğim yoksulların halidir, daha rahat perdeyle ayrılmış yaşamlarındaki sevgi her kesime bir sus payı dedi Garip Çoban. Yer vermek yerinde olacak kendisine karşı bölünenler, epey bir kabahati olanlara rağmen hayli becerikli çıkabilenlerin dışındaki yüzünü de tanımak isteyenler, en iyi saklanan sırrı deşifre eden yoksullar gönül sultanı
MUHABBET-İ GÖNÜL... İnsan duygularına vurulmuş halim,sonsuza yanışım. Hadi bakalım kolay gelsin zamansız gelen ateşte yanmaya alışanlarla. Yarına kalan hiçbir şey içindekiler. Mazaretin var,ilgi bekliyor rüyaların. Muhatabım güzel değil diyenlere de saygılı güzel sevgili. Nasıl oldu, kim size teklifte bulundu, gönül virdini? diye soranlara sermayen dua'nın od'udur oda tutuşmuş şems vakti semada. Çok açık bunu ben gördüm tercih mi? Bu dünyada sevgiye dair kurallar ihlal ediliyor. Problemi var mı? diye sormayın köprü kuramadığınız gözlerin sahıbine. Mezar taşlarını okudum, orada mıydı? Gittım, duyguların sokakları arasından geçtim varmak için. Çınarlara baktım, iğde ağaçlarını koklayarak. Fakat kafamdaki soru başkaydı, bulabilecek miydim? Bazı mezartaşları o denli eski ki, dışardan görürüm umuduyla ilerledim. Sonra mezarlık bitti, bu taşlardan mı başlıyor dedim aşk, içimden. Bak sen şimdi, yan yana, omuz omuza,duygusu mezarlıkta da önümüze çıkıyor. Kayıp düşülmesin diye aşıklara. Bunca mezar arasında, bu yüksek otların içinde bilmediğim bir mezarı nasıl bulacağım. Bir iz, uzaktan bir ses,işaret ağır gıcırtısındaki kabristanda gönül kapısını açıyorum. Çaresiz, inadımla ses çıkarıyor, merhaba diyorum. Belki çaktırmadan bizi izlıyor bir kabirtaşının ardından. Yaklaşıyorum mahmur ve meraksız, duydun mu hiç. Belki başka bir şey sormamı bekliyor, istiyor mutlu olacak onun dünyasına girmiş ruhum. Aşk bir diyor gizli merhametimize gizlenenlerle.
ONLAR BU KALP SENI UNUTURMU DİYENLER.. O akşam gel ne deyim sana. Sevgi dilini yakala, şaşırıp hayal kırıklığına uğrama. Bilıpte yapamamak hastalığında insanlar. Hikayende düştüğün yere değil, takıldığın yere bak. Hala değişmekten korkanlardansın, muhteşem suretinle. Kim gibi giyinip kim gibi yaşayacağımızı bilemez hale mi geliyoruz? İki gözüm, engin gönlüm anlaştık artık selam sana yeni bahar nur-u dilaram. Söz dinletemediğiniz çoçuk yanınıza seçenek sunuyor güneş ve ayın gölgesi. Sana olan mesafenden usanmadın mı hala! İçinde her şey üşüyor. Akıt sevgiyi ısıt kalbini bir davalı ol dünyayla, hicret et sevgiliye. Kendine dokunulmazlık perestliğinden, saadete ermen için dilini seç, karanlıktan aydınlığa çıkman için bir işaret var gecede. Neye hakimiyet kurdunda, itaat etmiyorsun kalbindeki imanına. Siz onu şems vakti görün. Çıplak gerçeğin sırra kadem basmış, ara kaybettiğini. Kayıpları üreten parçalanmış suretin iyice seçkinleştıriyor sevgisizliğini. Bir başka yanınla aldatmışsın ruhunu. Gizem için de geçerli olan olmayı tercih eden benin. Ve ihtimal doğmamış duygularında kayıplığın kökünden parçalanmış. Kaygılar zihninde dolaşmaktadır, ihmal edilmiş çocukluğunun geleceğinin aynasından bakan aynı durum. Gönül, dünyadan canımız sıkıldığında seher vaktinde gidip sohbet ettiğimiz aşkın evi. Sorgusuz sualsiz sevdiğimi kaybetmeyi, sevgiliyle tanışıp hasbihal etmeyi o gün öğrendim.
KENDİNİZİ NEYE İNANDIRIRSANIZ O OLUR! ...Aşk izin verin kendimi size takdim edeyim kalbinizde teheccüd vakti diyor dedi Pirim. Beni seni bekliyorum, kendimi arayıp bulamıyorum. Ve çevremdeki sevgili bana yardımcı oldu dudaklarındaki isımle dedi Zahit. Bizlere yaşattığın sonsuz güzellikler şafak atana kadar o zarif hasrete yüreğim dayanamıyor. Dünyaya gönül dilimizi anlatacağımız için, yol arkadaşımdan çok mahrum kaldık. Kendi yolculuğuna inandığım, beraber yürümekten en fazla keyif aldığım o'nu bekliyordum şems vaktini günün birinde dedi Garip Çoban. Bu fikir beni çok heyecanlandırdı. Kendime yakın hissettiğimle sevdayı yükleyip heybemize biz olmalıydık dedik, vazgeçmeyen ruhumuzla dedi Hırkasız Derviş. Hayat kavgaları içinde gönüller bana çok iyi geldi. Mekan da çok güzeldi tavaf ettikçe bunu taşıyabiliriz dedi Miskin. Hizmet vermek önemli bizim için. Vefa'mızla da örtüşüyor ruhumuza uyuyor ateşi. Armağan olsun teheccüt vakti dört tarafdan yağan dualar dedi Deliler Şeyhi. Aşk yönü ağır basan bir haraket hu'lar. Amacımız hasrete yamanmak değil. Duygulara yeni bir anlayış vermek dedi Meczup.Rabbim sonsuz rahmeti, şefkatiyle,merhametiyle kuşatırken engin gönülleri,insan şuuru nerede dedi İhtiyar Bilge. Değişim, bizimle başlar, ruh bizımle kendini bulur dedi Fakir. Her gün daha da kusursuz hale geliyor kalpler, biz onlara çok daha farklı pencereden bakıyoruz. Mükemmelliğin sırrı, içinde saklı bu muhteşem manzara dedi Sufi.
HERKES DEĞİLSİN! ..YA SONRA... Dünyaya aitim ben! mi diyorsun? . Her şeyden önce can sıkıntın yansıyor sokaklarına. Hiçliğin anlamsızlık değil ruh hayatında, yaşamındaki tekdüzeliğin boş çukurun suretin üzerine inşa edilmiş koca bir kentsin, her şey burada gerçekleşiyor çatlak duvarlar arasında duyguların safta. Yoksulluklarla dolu soruların soru içinde bir kaç günlük fasıl olan yaşamda hizaya dizilmişsin. En gururlu ve pis dilenci payını düşüyor hayattan. Lekelerin kıvrım kıvrım güruhunun orada yaşadığını anlatıyor karıncalanmış aklın. Beri yandan kendini görmüyor, kökensiz, aitlik duygusundan yoksun olduğunu hissettiriyor sıklıkla, yaşantını düşündüğünde bulanık bölümler geliyor gözünün önüne kabus gibi. Vaktiniz dar, seni sevdim odur benim günahım. Mutluluk duyuyoruz sunmak için bir araya gelmekten benzersiz mükemmellikte iliski kurarak duyguların sevgiye varlığını kanıtlamak için bir mekan haline gelecek kalb. En dikkat çekici tatlarından biri olan yenilikci ve güzel tasarlanmış bir iç mekan sundukça şems vakti harika bir katkı sunacak aşk. Bir mucize gerçekleşti inancında haklı olmak değil güçlü olmak önemli. Deli gibi akan nehir bu, kendi dışından kendini seyredebilmeli farkedemediğiniz yanları. Yıldızlar ışıl ışıl, ay bir başka günaşırı onlar bile yetmiyor ışık sacmaya ruhuma. Teheccüd vakti tatlı bir yorgunlukla uyandım kıyameti koptu bir gecede aşkın. Sevgi anlayışını kaybetme. Kalk gidelim aşka yelken açalım,mavi mavi nehirlerde dolanalım,akşam olur mehtabı ziyaret edelim,yıldızlara çay içmeye gidelim..
ACISI HİÇ DİNMEYEN... Aşkın sessizliğinde kendini keşfedenler asla kaybetmezler. Bir araya toplanmış birbirinden farklı duygularda aynı an'dan tat almasının keyfini yansıtıyor arzularımız. Ne kadar birbirimize benzediğimizi ele alıyor özlemler. Ne kadar benzer, ne kadar farklıyız duygularda? Bu soruya yanıt vermeyi kabul etmiyor uykuda olanlar. Biz söyleyelim ruhlara, sevgiyi keşfetsin samimiyetler. Sıra şimdi sende, karanlık gölgelerini sonsuza dek ardında bırakanlar aşkın ıssız vadisinde ilerler maşuklarıyla. Hepimiz içine tıkıldığımız yaşam denilen cenderede kendimize yer açmak için bir diğerini itiyor duygular yalnızlığa. Ama bizden güçlü biri de mutlaka kendine yer açmak için sevgide bizi itecektir. Duygulardaki vefa'ya şans dediğimiz şey'de bizi itecek olan o kişinin, bizden uzak olmasından öte birşey değildir. Kendine yaklaş bu yüzden ıssız bir adadaki kişi hepimizden şanslıdır. Üstelik çoğu kez böylesi makbul sayılır aşkta. Halifetullah makamını görmeyenler, fani olduğunu unutmuş nemiz ola bu dünya? . Gönlündeki aşkı nasıl dile getiriyorsunuz? .. Kim tutuyor elinden, gönül kıvılcımından kaygusuz. İnsanın kendisine müteşekkir düşgücünün sınırsızlığına bırakması benzersiz bir hafiflik, kendiyle tanışmasını başaran için keyifli bir uğraş mıydı sevgili? Bir farkı var mı? Bana dokunma diyen duygular dikkat çekici ayrıntılar verir. Aynadaki yaşam ve ölümün gerçeği arasındadır aşk
GURUR KAYNAĞIN KENDİNLE UYUM YASASI SEVGİ..... Bad-ı saba'da aşkın talibiyim ben buyurdu Pirim. Gönlümü engine saldım istediğini bulmuş demdir dem gözü yaşlı halimın dedi Meczup Gecenin çobanlarının şiirlerini okumak göğe tırmanmak gibi arkasına baksa başı döner,günlük yaşamı yırtıp geçiyor her seferinde,etkisi ay tutulmasını andıriyor,tadı tuzlu deniz zerresi dedi Mirim. Sonsuz geceyi, yaşamak için çırpınan yanında yaşadığıma kimse inandıramaz beni dedi Zahit. O sürpriz olarak habersiz mi geldiydi şems vakti, aklımdan çıkmış aklımda, aklımdan çıkmayan, bir daha da hiçbirimizin aklından, fikrinden ve gönlünden çıkmayacak olansa o an'ın şahane armağanıydı, okumamı rica eden dedi Miskin. Arzumuz var arzunuza yüz sürmek ister efendim, görücüye çıkmış gibiydi, çekinik, utangaç, heyecanlı üçüncü bir arkadaşımız gibiydi o gece hemen okumuştum, sana bir şey söyleyeceğim yürekteki harfler dedi Garip Çoban. Güzelliği mi yakıcıydı gülüşü mü, işte o yakıcılıkta sensin! Ben miyim? Sensin evet, çok şey kaldı, kimliğini sezdiği an yanı başıma oturmak arzusuyla yanıp tutuşan bir gönül dedi İhtiyar Bilge. O cümleyi kurmak gönül risalesi ruh almış dem dem ıssız yanından aşk meydanına düşen bir gönül defterin içinden gördüklerim, hatırladıklarım, okuduklarım, unuttuklarım var, her orda hem değil aklımla dedi Hırkasız Derviş. Biraz uyusam belki her şey düzelir, yaşadığıma kimse inandıramaz beni ölmeden dedi aşk.
ADIM ADIM GELECEK AYAK SESİM
...Beğenmediğiniz bir fikre, fikir ile karşı çıkalım. Laf olsun diye söylemiyorum lafımı. Düşünmeyen yanına bu noktada yapacağımız tek şey sessizliğinize ses getirecek sevgiden emin olabilirsiniz. Ya sonra? Arkası dolu değil duyguların, bu yaşam tarzınızdaki durumu iyice pekiştirdi. Yangın yerine dönüşmüşken arzuların çağrısı, bir karşılığı ve değeri yok, oluşmaz elini koyduğun yerde meşk. Kayıp yaşamlarda duvarlarını yumruklayan duygular, suretin her milimetrekaresinde gergin. Çok, pişman olacaksın, gitme diyen sevgiye nazlanmış yanının son hatırası bu halin. Hep o son cümle, bir kalbin olması gereken bir şeyde o katlanılmaz gerçekler. Sevginın gerçeğini bünyesinden uzak tutarak, yalnızlıktan medet umabiliyor insan. Koca bir yalanı uyduran ilişkilerle tutunmaya çalışanlar bu yalana. Ta ki hakikatin uçurumunda aşağı yuvarlanıncaya kadar. İşte itiraf ve kabul anında, vicdanı ile arasındaki bütün duvarlar alaşağı oluyor şems vakti. Ve bir an'da en somut haliyle vicdanı görmemizi sağlıyor özlemler. Bazen bir kalp ağrısı olsada, duvardan duvara vurmaktır sevgi. Bir nefeste birleşenler, kimin içerde kimin dışarda oluşunun belirsizliğe terk edildiği an'da ödeşilmeyen, unutuluşa terk edilen her kötülük, yaşatılmış ve yaşatanın yanına kar kalmış. Kendine her haksızlık işte böyle birikir günlük hayatta. Gök kubbe çöker insanın üzerine ah dolu nefesi de aynı havadadır
AŞKIN İLMİHALİ... Yar halimi sordu mu? Deryasına daldı gizlendi aşk, ne sen var, ne ben var. Hakikat bunun burası ezelden, bir huzur ve sükun halidir bu. Aşk dedirten tarzında hamuş ben oldum aşkın, mızrabını vurduğu anda. Peki ama nasıl böyle bir aşık olabilmış lal'ım, perdelemiş güneş güneşimi söz olup giden sevgilide. Gece, gündüz, güneş, ay ve yıldızların görünüp kayboluşlar arasında, neyim, ne olacak, elde neyim var. Ben böyle anlıyorum aşkın hayal perdesini. Bir biriyle keşişen noktalarda dem bu demle düştü gönlüm ayrıldı yolum senden. Şu benim engellerim, ateş almış tüter gönlüm vefasız yar'dan. Elif gibi boyu, mim gibi bakışı, şın gibi sözlü yakar isen beni yak. Canımın içi olan biriyle tanışmanın vaktidir artık. Nasılda gizli girdim, sınavdaki yüreğimle yüreğine. Sen aynaya bakınca ne görüyorsun peki? diyen çok kıymetli sesi arıyorken yıllarca. Ona zaten aşıktım, şimdi ömürlük bir sevdanın kıvılcımını yakmasıyla,ben kendi kararlarımla meşgulüm. Konuşamayanların yanlarıyla konuşmakla karmakarışık cümlelerden o sabah uyandırdı. Her şeyin manevi bir sebebi olduğuna inanır yüreğim. İnsanlar kendinde mevki sahibiyken yakın durma adetimiz yoktu,ziyaretlerin dışında gelip gitmezdik. Neredeyse her gün sabaha karşı 3'te ziyaretine giderdik ruhların. Artık çok ümitleniyorum karmakarışık duygulardan çıkan kelimeleri bir lütuf sayıyorum. Kavuşmak için bekledi yıllarca dualarım
MÜDRİK'İN DÜNYASI...Aşk sizden bir şey istemez sadece verir, İkiside muhtaçken, ikiside birbirinden derman arıyor aşkın rengini bilmeyenler buyurdu Pirim. Gözardı edilenler neyin zahmetini çekiyor, itiraz ettiklerinle sen sana ne yaptın dedi Zahit. Yanlış yorumlamalara sebep olanlar neler ifade ediyor? Gözlerine karasular inmiş dedi Meczup. Ben hep yanılırım, yanıldığım için değıl, yanıltmadığım için huzurlu ağlarım.Aşık olmuşsun galiba, bedenlerin hafızası var bırakın çirkin kalsın dedi Garip Çoban. Herkes memnun, değişım eskıler ve yeniler için iyi şeyler getirmeli dedi Fakir. Çok güzel buluştular, şuuraltına yapılan saklı kalanlara inat sevgiyle, hiç bunaltmadan, derinden kendini hissettiren samimiyet gibi yer bulmasını umarım aşkın dedi İhtiyar Bilge. İçimdekı güneş her şeyin tam tersini yaşatıyor, gözden uzak, gönülden ırak dedi Sufi. Rüştümüzü ispat edeceğiz bir şeyli olmak için diyen bir gökgürültüsünün şimşeklerinden yayılan ışıklar neler getiriyor neler dedi Hırkasız Derviş. Seni kendine çek seni sana bağlayan duygusal yanın olmasın, ciddi bir soru kendine yağmurda ıslanırken tavırların kesin olsun dedi Aklı Kıt Adam. Kendinle beraber hareket et hayata karşı, rastgele bir gürültü değil yağmur tanelerinin hali, sel olup akmaktır nedeni ne olursa olsun dedi Kırklar. Bütün düşüncelerin paramparça, hiçbir önemi yok suistimal ettiğin yaşam tarzındaki haksızlığın dedı Miskin.
İYİ OL YETER.. Aşktan doğan yoksul beyazrenkler arasında sıkışan yanın bölük bölük geliyor. Hangı ızi takip edeceksiniz? Sanki çok uzun yıllardır birlikte olmuşuz gibi. Herkes aşkı farklı tarif ediyor,bu hayatta en çok tarifi yapılan duygu,en çok aranılan,en çok kapısı çalınan,en saf,en masum,en merak edilen,her seferinde evet budur dediğimiz ama sonrasında aslında o değilmiş dediğimiz,kendini hem çok gösteren hem göstermeyen yada görmesini bilemediğimiz hisler,duyguların bütünü. Taa ezelden gelen gideni konuştursak, kimsenin kimseye faydasının olmadığını görürsünüz. Anlaşmazlık çözüldü fatihanın manası ve suret arasında. Hiçbir kural yoktur, ne hissettiğinizi gösterir, ne olmak istersen ol. Onlar bizi buluyor perdeler kalktıkça çeşitlilik de artıyor şems vakti. Aşkın deryası ruhları doldurdukça, gitmek lazım buralardan. Ve diğer şeylerde kabul gören hallerle baş başa bırakıyor sabahın köründe. Kendi hapishanesinde mahkum olalara inanamıyorum. Sevgi ıhtiyacımızın ne kadar derin olduğunu bilmeliyiz. Hep aynı olanı ararız, tek kapıyı çalarsan bütün kapılar açılır. Bu nedenle her şeyde birşeyi istersen herşey senin olur. Gir işte meydan dedi gecenin çobanları. Farklı bakış açısı yarat, kalbinde gizlediklerin yüzünde tefekkür ediyor. Seni inciltme mananda, sahip olduğun seni senden alıkoymasın. Haddini aşma, ey ben ben olan sen,sana giden yola girdim neden(siz) seviyorum seni ey nurum…
YÜREĞİ ŞEMSİYELI...Oysa hep sen varsın, seni senden istiyorum derken alfabemde aradığım öyle cümlemdin ki. La şey makamındır bu makamda son bul. Tamam gidiyorum düşünürken, yürek yangınımda aşk bendeki sen(s) in, nerdesin? . Bana tereddütsüz gel, mutlak dost yeridir gönlümde sırrı mevcuttur. Bir sözün manası epeyce hatırımda kaldı, aşkın lütuflarıyla mesut olmuştum zahirce. Şeyhe meczup derki: nerdesin uykumu bölen, aradığımla yüz yüze gelmektir, kalbimi ta derinden islah ve ferahlatman için teveccüh et, ne zaman düşünsem usul usul bu ses beni kıvrandırır seni özletir. Derim ki: Bu fevkalade şeyler her nerede vücuda gelirse gelsin doğruluğun isbatı ve alametidir. Sorulsa ki: O yarin kalpte ilhamını kücük odamda, gızli sesler arka arkaya gelmeye başlar. Beraberlik murakabesidir şems vakti ruha intikal edenlerle özel bir zikir vardır. Uykuda olan rüyadan başka bir şey görmez. Sana yeniden başlamak için güç veriyor aşkın heyecanı. Duruyor zaman güneş kokusunda seni beklerken, seni bana katan böyle bir rastlantımı? Sönmeyen bir şey var gözlerim bulutlu seyrederken resmini ağla halime. Belki yasak aşk ya hep ya hiç o sevgilimisin? Bize kalan nedir bir zamanlardan çalamazsın mutluluğu. Bağrı yanık oysa şimdi vakit akşam oldu mu. Nefes almadan nefsinden, nerde kalmıştık ay karanlıkken kanımdaki kıvılcımlara seni sordum. Bir garip aşığım seninle düştüm gecenin çobanlarının diline. Halimle gördüğüm rüya aşktan da üstün
SENSİZ OLMAK...Biçare aşk der ki, Uzun bir seferdeyim yıllar ötesinden tutuşmuş,dinmiyor sözler hasret bitene kadar her güzel şey gibi aşk ile. Çılgın gecelerde burcu burcu kokan gonca güllerle uyanıyor gönüller aşk ile. Sensizlik bende saklı bir fotoğrafta bende hala benle aşk ile. Gözündeki yaşlarla pişman gibimisin? Hiçlik dolu hicranda yıkılıyor özlemler, bir nehir gibi suskunlukta soluğunu dinliyorum, aşk ile. Belki bizimle ısınır kar yağan duygular,kırlarda rengarenk aşkın künyesi bir tufan oluyor yusufcuk, yusufcuk diye zikreden kuşların gölgesindeki gölge, aşk ile. Öyle bir geçiyor ki bedeli olanlar güneş batarken hilal görünürken içilen sarhoşluk, aşk ile. Ne yapsan olmuyor değişmiyor hasretin, önce özür dileyin senden geçen duygulardan, aşk ile. Çok yorgun kabuk bağlamış suretperestlerde sevgi, yeller gibi harmanlananlar divane, aşk ile. Ah geceler ah gecelerde peşinize düşen hilalin rengine rağmen ne çok hata yapmışız, biraz üzüldüm, aşk ile. Nerde kalmışım sen olmayınca şems vakti ümit verirmi, hiç tanımadığın duygulara usulca sokulduğunda yüzüne bakan hiç kimse sen değil, aşk ile. Konuştuk sözlerle gece yürürken dağları aşıp hilalle buluşup ıssızda eğleştiğimizde yüreğine dolan dualar, aşk ile. Hani bir zamanlar zamanın önünde yarışıyordun el ele, gönül gönüle, aşk ile. Ne zaman geleceksin alev alev çerağına,iyi düşünün gün ışığında hiç kokladınız mı? aşkı, aşk ile....Y.E.D.
Engin DemirciKayıt Tarihi : 14.10.2012 14:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eğer hala kızıyorsan, kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. Eğer hala kırılıyorsan, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.. Eğer hala kınıyorsan, düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir. Eğer hala karşılıksız sevmiyor ve sevginde ayırım yapıyorsan, hala akıl ve mantığını kullanıyor, içindeki sevginin boyutlanmasına engel oluyorsun demektir. Eğer hala ' BEN ' demekten vazgeçmiyorsan, dizginlerin hala nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir. Ve hala şikayet ediyorsan, hakikati görmüyorsun demektir! (Kavl-i Hz.Şems-i Tebrizi k.s.) ...
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/14/garip-coban-divani-17-engin-demirci-www-beyazrenkler-com.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!