HER NEYSEN AŞK SENİ SORDU.. Yoktunuz bir süredir.Ne ben varım, ne de sen şaka yapıp duruyor güneş ve o ses öğle uykusunda olanlara. Yan gelip yatıyor bedenler topraktan kaftan biçen sessizlikte baktığımız an'da kendinize. Ben sen olmadan önce kuşlar uçabilir, güneş doğabilirdi. Gönül dergahından kovulan duyguların maskesini düşürüyoruz. Oysa birbirimizin gerçek kimliğini bilmiyoruz. Şimdi tercih senin! Kendimizi birazcık bilinmeye bıraktığımızda, başımıza hiç beklenmedik küçük mucizeler geliyor şems vakti. Mesafenin işe yaradığı durumlarda ele aldığınız duygulardan ayrıl da gel kendine. Ah o tatlı sevgi, acılı aşk hayatı. Gelgelelim bazen hayat gölgeleri güneşe çıkarır. Her anlamda sıcak kuralların ve ateşli bir an'ın hüküm sürdüğü nevi şahsına münhasır bir yerde gecenin çobanları. İyi ya da kötü değil, sadece böyle hayat ve aşk kadar hakiki bir hikaye insan. Mutlular çünkü; dediğiniz kişiler bilinenin ötesinde daha çok inanıyor ve güveniyor sevgiye. Öyle görünüyor ki, çocukluk gözünün hafıza kayıtlarını anlama çalışmasi hayat. Kalp kıvamı olmalı duygulardır sevgi. Seninle olan sırlarını açıyor. Birbirleriyle bağlarını benzersiz kuranlar öyle güzel fedakarlıklar sunarlar ki şaşırtıcıdır. Gecenin Çobanları için çok önemli bir sorumluluk ilham edilen dua etmek. Seyrü sefer etmeye devam ediyor ruh titreşimiyle gönül yetiştırenler içın. Yolu özenle temizleyenler sevgiyi taşırlar kalblere.
HUZUR-U MUHABBET...Sonsuza doğru bir temaşa merasimsiz, teklifsiz bir ziyarettir huzur için kalbte sevgiyle buluşup dünyayla hesaplaşmak için kendini okuyanlar aşk buyurdu Pirim. İzah yetmez şems vakti buluşma için. Hesabımızı takdim için o noktada aşk dedi Mirim. Yaşama itirafta aydınlık bir içe dalışta hudutsuz bu arzu en samimi duygunun ruhla hasbihaliyle güçlenmesidir aşk dedi İhtiyar Bilge. Bir yeniden doğuştan kendine çıkıştaki gözyaşındaki çileli değişimle kıpırdayan sevgiden gelen bir takım seslerle kıpırdanmasıdır aşk dedi Zahit. Yüreğe ekilenlerin çatlayıp bir bahar gülüşü haline dönmesi için sevginin çiçek aşısıdır aşk dedi Hırkasız Derviş. Muhabbet demiyle kalbleri açanlara, suretleri doymuş olanlar için değil aşk dedi Miskin. Bocalamış kelimeler nasıl,nerden geldikleri bilinmeyen yolculukta oyunkurucu yanınız neresi. Karanlığın insana verdiği huzur doğuştan kulaksızsa aşk o dedi Deliler Şeyhi. şems vaktine kadar, şimdi senin içinden kuşların göçtüğü uykuyla savıyorsun mazini. Garip gönlümün yaylası öyle zengin ki, sevmek güzeldir diye kıvılcımlar gizleniyorsa o duada aşk dedi Garip Çoban. Derdım yeter mi? Hatırada kalan şeyler değişmedikce, izin verin kendimi takdim edeyim ki asla yok olmaz olan aşk dedi Seyyah. Ses sese karşı, dünyaya yön verenler hiç bırakmıyor dualardaki açlık özel ve gizliyse aşk dedi Fakir. Sönmüş hayallerde düştüğünde kalkan bu sınırda aşk. Seni beni görenlerde insani hakikatlerdeki temaşalara aç yüreğini. Ne yazık ki, şaşkın vaziyetteyiz. Çok zor eski vefa dolu sadık kalpleri geri kazanmak. Bunun sonunu göremiyoruz, muhtaç olduğumuz sevgi anlasada. Hala yola çıkmak zorundadır duygular. Ne kadar gayret edersek edelim, bir başka islama muhtaç olduğunu anladı ruhun. Ama suretleri geçme şansı yok modellenmiş bir yapı doğmuş. Farklı geldiğı için ayna karşısında, aynasını bulamamışların hoşuna gidiyor suretperestlik. Ne yapacağımıza karar vermeliyiz. İmkan var şems vakti, orada sevgi aynen korunuyor. Sürekli yalnızlaştırıyoruz. Bunun için bir takım istekler var ama secdede bu tür değişıkliklere izin vermiyor şeytanınız. Biz onu kırdık diyen gecenin çobanları, dua dua gelmesine ızin veriyor aşka doyacağız. Aynısı değilsin ama devamı olacak başındaki bir yorum beklentisizlik. Böyle olmak için de herhalde azrailin özelliğini ilıklere işleyecek şekilde anlatan, ihlas erlerini görenleri bulmak peşlerinden gitmek gerek teheccud vakti mükafatını almak için. Kendi derdine reçetedir kusurların, ne kaçarsın senden? . Gönül demlenirde kim serhoş olur bilmem! Okudun mu? Aşkın kitabını! Sen uykuda sevişirken ateşe salıp kalbini, ruhun köz oldu duydun mu? Pekişen, derinleşen ayrılıklardaki duyguları ikna edilemeyeceğini kim söylemiş, kim anlamış? Sebat etmek güzeldir, maalesef kendi huzurunda olmayanlar neyden besleniyorlar.
İNSANİ ZAAFLAR.. Hala mı? Mesela, hiç mi? Aşk! Hatırladığınızda bir melodide yüzünüzde hala bir tebessüme vesile oluyor kaçırılmış yanın. İnançla ivmelenen ruh halini ustaca yansıtan bir hamle bu gönül yolculuğu. Sevgilıye hitabınız nasıldır? Yaşamak güzel şey be kardeşim. Hangisi gerçek, yanıt bekleyen soruların? Sevgi gizli gerçeklerdeki huzurun adıdır. Etrafındaki dünyaya daha duyarlı hale geldin mi? Ve güzel geldi küçücük avuçlarımızla dualar sızıyor ruhlara bak. Ve nihayet fikrımde o, en sadık nöbetçıleri gecenin çobanları. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söylecek biri yol bitmesede. Siz olsanız ne yapardınız, ben olsaydım ne yapardım dediğim bir azık. Sözgelimi, sen sanıp neyi sevdiysek kapımı çalmasa hepsi bu kadar. Rahat kaçırıcı bir hakikati görmezden gelmek artık imkansız sevgisiz suretlerde. Tabuları yıkan O keşfetmişti aşkı. Sessizlikten kaşifine ulaşan güzele doğru fıtratın. Eyleme dönüştüremediklerin kendi sorumluluğuna ulaşmıyor. Gönüllümüsün sevgiye o zaman egolarını mesuliyete dönüştür. Sevginin anayasasını bilmemiz lazım, sevilmek için bilgi kirliliğinden çıkıp sevmen kalbine ilgi göster. Sınır algın oluşmadan gelişmiyor duygular. Hangi dönemde neler verdin iradene? Mayalamak gerekir hissettiklerini uyumu sağlamak icin. Amacın sana ne verdide öfkelisin. Kullandığın dil yaşam tarzınsa bütünleşirsin başucu duygularının sendeki karşılığı nedir? ...
S/özün kim olduğundur, kaderin seçtiği bizim seçtiklerımizden daha güzeldir buyurdu Pirim. Huzur dolusu havasını solu sevginin, kalbınde gizlediklerin yüzünde belli olur. Dokunmadan aklın çıkmazlarına anlayamazsın aşkı dedi Zahit. Bir demet dua indir gönül raflarındaki deli düşlerin derinlerindeki sevgi seslerinden yankılandıkça ruhun yeniden coşarak mekanın yarınki konuğu olsun dedi Hırkasız Derviş. Hişşt, şehirli insan! Biz neyiz, neyimize güveniyoruz ki? . Modernliğin ötesi suretin bir bak! bu senin gerçek adın mı? O'nu bilme yoluna çıkmaktan başka şansımız var mı? dedi Garip Çoban Bazen hızla sen olmaktan çıkmalısın ki, aşkın güçlensin örtüştürdüklerine inat ikilik katından yokluğun nefesine inenler tam da aşk kadar! dedi Miskin. Sen dili ile ben dili arasında farklı vicdani halle engelleri aşarız bız dedi Aklı Kıt Adam. Sonbahar en güzel hikayesini kendisi anlatacak bir eylül başlangıcıyla, hemen ardından sevmek zamanı gel gör ki, her şeyi bir kez de susturur gibi aramızda, ilk üşüme, ilk hırka acaba kaç kişinin aklını, gönlünü yoracak belleğimde yer edenlerle dedi Hırkasız Derviş. Yalnızca kendisi gibi ne kadar da çok şey varmış anlatılacak yazılan sonra unutulan cümlelerden inen serinlim selamet gibi ille de ben'li sen'li bir ekim bekliyor dedi Deliler Şeyhi. Sadece bağlantı kur özel olan yanınla ki, ikı arada bir derede kalmış halini mükemmelen yansıtır bize dedi Aşk.
HUŞU...Fikir sancısı çekerek, sevgiliyle ilişkisini çeşitlendirenler sonsuzluk kervanına katılıyor buyurdu Pirim. İçindeki çocuğun haberı yok senden, ben affetmiyorum dışını, vicdanen nasıl rahat edebiliyor ruhun dedi Miskin. Sizin için defter kapandı mı? Yapabileceğimiz hiçbir şey yok, kaygım bu sevgi kavramıyla benimki uymuyor dedi Mirım. Hiç bozulmadan bir arada tutmaya değer bir şeyiniz yokmuş gibi bu haliyle yaşamınız dedi Meczup. Kendi kuvvetini aradan çıkarıp sevgiyle ferah bulanlar hamd alemindeler dedi Zahit. Bana öyle geliyor ki, hararetli tartışmalar kalbin iç talebindeki dualar sevgiye karşı canlanmada hevesimizi kursağımızda bırakmıyor aşkla dedi Deliler Şeyhi. Hem güçlendireceğiz hem de içine estetik katmaya çalışacağız şems vakti engin gönüllere lezzeti ala'yla dedi İhtiyar Bilge. Olmak istediğim bir başkadır, selam olsun çok nadir konuşan güzel dost hu, bakalım bizi nasıl bulacaksın? Tanışıklığın ürünü aşkta dedi Garip Çoban. Bağıra çağıra, yana yakıla aşkım benim, tabiatı yokmuş gibi yaşayanlarda, sevgi yokmuş kelamsız bahanelerle bilineni yapıyor, birşeyi fark ettin mi? Siz ne yaptınız şimdi? dedi Fakir. Sen ne irade ettiysen hepsi devamında gelecek, vasi'n kim dedi Aklı Kıt Adam. Sınırsızdan gelenin bereketini görmeden, sınırsıza veremezsin tohumunu ekki, senin hediyenle bilinmeyen bir dille, ciddi bir eda ile huzur molasını canlandırın dedi aşk. Kendi iç hesaplaşmalarına yönelmişken nereden geldikleri ve nereye gidecekleri bilinmeyenlerin epey derin halleri ilk göze çarpar şems vakti. Yaşadıklarımızın ne kadarı bizim gereksiz ezberimiz sorgulamıyoruz. Cisim sandıkların düşünceye gelmiyorsa gönül sahibisin orada onlar gibisin. İyi yardım bulmak zordur duyguların fikrine, hakim olmak kolay değildir benine. Kendiyle olmayanlar kendi rengine dönüyor aşk pervanesinde, gönülden saygı duymak gönüllere, şükür secdesidir aşkta. Sevginin bir eğitim, öğretim aracı olduğunu sökemediğimiz gibi, kalblere mesajlarımızı nasıl vereceğimizi de çözemedik gitti üç günlük dünyada. Bilmiş edalarla yaşayan büyük bedenlerin, çocuklarına çok şeyi öğretmenın öneminden bahsetmelerindeki öğrettiklerinın ne kadarı gerçekten hayata ve sevgiye dair. Hal böyle olunca, masallar hep büyülü oluyor. Aklında sorularla yatağına uzananlar, sabahları hep mutlu uyananlar, nedense o sabah keyifsizdir. O gece rüyasına giren bir ses karanlık noktasına gelince biraz ürker duygular. Geceyi ruhunuzun nerede geçirdiği önemlidir. Rastlaşılan gecenin çobanlarından alınan yol tarifleri bir asa'dır kalblere. Dokunmalısın gölgelenmiş duyguların sesine, var olmak ve yok olmak için. Ölüm saftır sonran kadar yolculuk vakti gelmişse. Belki de tek nokta aşk adına burada doğuyor. Var/yok oluşlardaki kopuş noktalarında olan bağlantıyı yitirmesine neden oluyor ben cümleleri h/içinle aşka
VERMEDEN ALAMAZSIN...En olmadık ortamlarda karşılaşıp durduğun, yaşamın sığlığından kaçıp kurtulup sığınabileceklerin, kuytu zamanlar ve mekanlardan an'ı vaat ediyor aşk. Çok şey öğretecek, bu düşünce beni rahatsız edip dursada. Daha önce kimler yaşamış, geldiğim bu kabristanlarda, derelerinden su içtiğim, vadilerinden geçtiğim, ağaçlarının altında gölgelendiğim yerden, düne bakıp soluklandım. Daha sonra, kafamın içinde dolaştırıp durduklarımla ne yapabilirim düşüncesi var, en çok seni beklediğim şems vakti. Birbirimizin yüzünü görmeden dualaştıklarımın sesini duydum. Her biri anlamlı ve bir o kadar da iç acıtıcı. Benim için değerli aşka ulaşmak. Gelin görün ki, sorun zaman değil önyargılarınızın dışa yansımış halinde. İyi bir şeyler yaşamanın acelesi olmaz. Kendi sesine kavuştuğunda hic sorun değil dünya. Önemli bir sorun geçmişiyle yüzleşemeden hiç okunmadığını görüyorum içindekilerin. Kaldı kı, tersini düşünüyorum var olanı paylaşamayan nasıl yok olur ki? Dili tutulmuş bir günün tadı damakta kalsın. Yavaş adımlarla kendini gönül tavaf halkasının içine bırakanlara dilde tek dua kalmıştır. Şaşkınlıkla seyredilenler yekvücut hüdasında gönlün. Davete sadece bedenen değil ruhen de icabet edenler aşkın kapısında, Rab'bim ben burada olmak için ne yapmış olabilirim? Senin lütfuna elhamdülillah, gayrısını unutanlar kalabaklaşıyor, belki de buydu bize düşen aşktan aşk
SAĞDUYU...Bir başka deyişle aşk, önemli olan yolun sonu değil, insanı olgunlaştıran yolculuğun kendisidir. Hakkım varsa şunu diliyorum aşktan. Mesele ışıkla karanlık arasında yola çıkabilmek. Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar bende damla damla birikti gönül. Dünün/bugünün dünyasında artık hoşuna giden tek şeyin sessizlik olduğu bir arayışa çıkan gecenin çobanlarını takipteyim. Aynanın yüzü yabancı değil yüzüne fazlasında gözü de gönlü de yoktur. Ödülünü kapanlar pek keyif alarak okuyorlar gönülleri. Gece ışıl ışıl parlar gecenin çobanları. Bu hayal benim başımı döndürmeye yetti de arttı bile, her çocuğun bisikleti mi var ki, benim aşkım olsun. Hayallerin hikayesi içinde olan duygular mutluluk içinde dolandırdı diye mi? sevmemiz. Yoksa varlığının özel başka bir anlamı daha da vardı elbette. Yer yer umut patlamaları gösteren son yolculukta, hiçbir şeye inanmayan yanınız şems vakti konuşmayı başarıyor. Ne de olsa değişiyor her şey. Şaşırmaya başlıyordunuz bu kez güzelliği takılıyordu fecrin aklınıza. Biraz açabiliriz bir arayış olduğunu düşündüğümüzde kendini tanımış, nefsinin kulu olmamış gerçek benliğiyle yüzleşmiştir senle seyahatin. Nereye giderse gitsin kendini götürenlerin aşk düşü asla gerçekleşmez. Ermişlerin menkıbelerine kulak verir mi? ziyaretlerın. Dil çalarak değil, kendi olarak suretten deşerken gördüğünüzde karşılaştığın aşk mı?
DOĞAL GÜZELLİK...Güzel harftir Aşk'ın A hali, gecemizden daha özeli yok, bizim rengimiz farklı buyurdu Pirim. Aşksızlara verme öğüt ey aşk, yağmalanmayan kendinde ne olduğunu nerden bilsin dedi Mırim. Uyudum uyandım, utandım, nefesimi aradım, yürüdüm suya düşen yakomazları, gökteki yıldızları geçti sırlarım dedi Miskin. Sesini arşa verenler özge edayla, suda buluşuyor kiminle söyleştiysek bir avuç toprak uğruna dedi Zahit. Gönül sarayına girmiş sıradışı duyguların kafiyesiyle toplanmış, an'ı bilenlerin hali aşk'ın Ş hali,gark oldukça hu'larla ruhlar hay'a gidenlerdir aşık dedi Garip Çoban. Tavrınız neyi ikram ediyor, madem bizim aşkımıza tutsak olduysan her nefeste çek içine toprak doldur gözüne, handan eyle yüzünü dedi İhtiyar Bilge. Gönlü yaralı olmayanlar ahkam kesmesin, ısrar et bir bakışınla ah bu ayrılık dedi Aklı Kıt Adam. Burda senin için bir ders var, derslerıne devam et dedi Fakir. Bana karşı sabırlı ol ki, orda özgür olursun, zaman sorununu hafifletirsin dedi Hırkasız Derviş. Ondan hiç çıkmadık ki, bu dünyada hangi yolu seçersen şeç, kendine karşı dürüst ol dedi Deliler Şeyhi. Nereden doğar aşk? O masum halinle dalıp dalıp gitmişsin, neyse ki sıkıntın boşa gitmiş dünyayı duymamış olmanın mutluluğu sarmış aşk'ın K haliyle dik duranları dedi Meczup. Aile günü yolcumuz belli oldu, gecenin çobanlarının ışığı kendilerine yetiyor şems vakti, sırada ne var? dedi aşk
AŞKLA MÜNAZARALARIM.. Sana kimden yakın bir ses? .Boşluğun sesinde gerisi de var ömür boyu duygularına düşman olanların. Ortak yanı aynı şekilde, günah keçileri olmaları, hepsi tek başına. Buraya hiç alışamadan acı düşlerle kirli paslı bozuk kelimelerle öteki olup giderler. İlle de böyle olması gerekmez. Söz geçiremedikleri rüzgara ahraz sevgileri. Her gönül sadaka taşıdır sevgi adına. Şimdi acep ne olacak, dilsizler bana danışırsa, masallardaki gibi uçsuz bucaksız kalır kalbim. Her şey binip gitmiş uçurtmalara, ellerim açık bekliyorum aşk çıkmazında. Elinden tutup kaldırman için bir başkası mısın? Ha göreyim seni, orası sessizliktir aşkta gör kendini. Bana ne suretten? En önemlisi insanı çıkartmak ortaya şems vaktinde, sen yaparsın sen. Bir başlangıcı bir sonu olanla kendi bildiğini yapıyorsun. Ben yapmıyorum, her şeyi söylemek mümkün her zaman anlamadıklarında, hep geri çekildikçe ön plana çıkıyor gecenin çobanları. Dinler müşfik yanınız, içten içe istiyor sizi. Elinizi tutmayı bırakmayın, hala alışamamışsanız size. Aynı zamanı paylaşın beninizle ki onur verir sevginin ayak izleri. Münazaralarım çok dokunurmuş bilmediğimiz, bilemediğim o yerde, kimi aramıştınız? Gelip kurulmuş kelimeler ortaya döküverir hayatı. Değil mi ki, o uzak yerde aşk. İşte o an istedim ki, kalbin en naif yerine çöküveriyordu cümlelere sığmayan. Yolun sonundaki ödeşmede sahip oldukların inandıklarındır.
HANÇER.. Günbatımı keyfindeki aşkın aynasın da bir de sen kendine bak! Şimdi neler olacak? Asude değil ama umut işte tevekkülün takdiri yüreğime enerji veren bir ödül sevgi. Lütfen artık sesimizi duyun! diyen durum sizi kırıyor mu? Dünyada üstün hiçbir şey olmadı. Çünkü, sevgisizlik duygularımız üzerimizde kambur. Bir yerde eleştiri yoksa orada yanlış giden bir şeyler var demektir. Gönül mabedindeki köleyi efendi yapanlar, en çok kimlerden feyz alıyor. Kanatların var ama çırpmadan uçamazsın. Ona yakınken uzak kalmak, yaşama ve aşka tutkuyla bağlı olanlar için asıl kanatlandıran belli ki sevgi. Başına buyruk olanlara derinlemesine yalnızlık nüfuz etmiş. Daha doğal biri olacak, şimdiden kendinizi hazırlayın. Çünkü o, iyi bir ilişkideyken aklı başkasına kayabilen, özgürlük ve fırlamalık adına bencil erkek/kadınların suretperest duygularına inat hayatın ipıni çeken, sevgiyle kalbleri taçlandıran. Pişman olduğu bir şey yok, her yönüyle üryandır. Pek fazla endişelenmiyor, şefkat taşıyor için içinden, her şey bizi güçlü kılmak için tasarlanmış ilahi düzene inanır gecenın çobanları. Onlar kabul eder ve hiçbir şey beklemez ve gecede daha hızlı özürsüz sevgiye ulaşıyorlar. Nesinden hoşlanıyorsun? beninden! Hayatımızı mahveden şeylerden endişe duymuyorlar, feyz alıyorlar kendiyle diyaloğ başlatmak için. Suretler süslü, kafalar boş maalesef. Dua ettik, bir sohbet dinledik titreterek aşkla.
AŞKLA MÜNAZARALARIM.. Sana kimden yakın bir ses? .Boşluğun sesinde gerisi de var ömür boyu duygularına düşman olanların. Ortak yanı aynı şekilde, günah keçileri olmaları, hepsi tek başına. Buraya hiç alışamadan acı düşlerle kirli paslı bozuk kelimelerle öteki olup giderler. İlle de böyle olması gerekmez. Söz geçiremedikleri rüzgara ahraz sevgileri. Her gönül sadaka taşıdır sevgi adına. Şimdi acep ne olacak, dilsizler bana danışırsa, masallardaki gibi uçsuz bucaksız kalır kalbim. Her şey binip gitmiş uçurtmalara, ellerim açık bekliyorum aşk çıkmazında. Elinden tutup kaldırman için bir başkası mısın? Ha göreyim seni, orası sessizliktir aşkta gör kendini. Bana ne suretten? En önemlisi insanı çıkartmak ortaya şems vaktinde, sen yaparsın sen. Bir başlangıcı bir sonu olanla kendi bildiğini yapıyorsun. Ben yapmıyorum, her şeyi söylemek mümkün her zaman anlamadıklarında, hep geri çekildikçe ön plana çıkıyor gecenin çobanları. Dinler müşfik yanınız, içten içe istiyor sizi. Elinizi tutmayı bırakmayın, hala alışamamışsanız size. Aynı zamanı paylaşın beninizle ki onur verir sevginin ayak izleri. Münazaralarım çok dokunurmuş bilmediğimiz, bilemediğim o yerde, kimi aramıştınız? Gelip kurulmuş kelimeler ortaya döküverir hayatı. Değil mi ki, o uzak yerde aşk. İşte o an istedim ki, kalbin en naif yerine çöküveriyordu cümlelere sığmayan. Yolun sonundaki ödeşmede sahip oldukların inandıklarındır. birden yaşayacaksınız? Peki şimdi nereye? buyurdu Pirim. Bir cümlede virgül yada nokta olmazsa o cümle nasıl da anlamsızdır değil mi? dedi Mirim. Çok özel ve çok sıradan, yaşamının tüm sevgisinde orman bekçiliği yapan yalnızlığın dedi Meczup. Zamanın uçuculuğunda, hayatı ertelemenin saçmalığında duygular, kendini aşırı önemsemenin gülünçlüğüne dair komik ama melankolık ilişkilerde büyük insanlık dedi Miskin. Her şeyin mümkün olduğu zamanlarda, güneşin, hilalin ve ateşin tadında aşkın sırrı ne? O esnada seçilen son saatte dedi Garip Çoban. Neyle devam etseydik eğer, yaşamım farklı olacak mıydı? Şimdi aklında hep aynı soru takılı imsak vakti, yine pişmanlıklar ve hesaplaşmalarla boğuşuyorsun dedi İhtiyar Bilge. Yaşanmadan geçip giden zamanın hüznünü yakalayanlar asırların damıttığı bir lezzetin benzersiz mutfağında ahraz duygularını düzeltiyor gecenin çobanlarıyla dedi Hırkasız Derviş. Diğer adı özgürlük olan yanınız şeytan yükümüzü sırtlanan günah keçisi değilse nedir? Faili meçhul öfkenle dedi Yoksul. İç acıtan bir hüznün kuşattığı onlarca öykü var suretlerde, ağaç gölgeleri, yaprak hışırtıları, papatya falında kalanlar ilgi uyandırıyor dedi Deliler Şeyhi. Tutunuyor uzağa uzak insan, hiçbır şeyin neden tuhaf olduğu an'a merhaba diyorum dedi Aklı Kıt Adam. Yeter ki sonu iyi bitsin gece rüyasında uykusuzluğuna ben geldim dedi aşk. Birkaç yudumcuk aşk aradığım, yollar ayrılırken. Uzanacağız o okumanın belleğimize iz bıraktığı boyun eğişlere inat. Ne oldu sana? Ne yazık ki arkası gelmedi, neredeyse hiç çevrilmeyen boğuştuklarınızda, aynı dertten muzdarip olduklarını görecek.
AŞK DİYETİ.. Şems vakti iki şölen sizin dışınızda başka bır benzerlik yok, ancak bir şeyler var yolunda gitmeyen. Artık eskisi kadar önemsemediğiniz şeyler, bir kaç yudumcuk sevgi. Gönlün gizli mey/hanelerine dadandıklarında gizlenemez bir hal alan yanında, bardağı taşıran son damladır. Şems vakti bunun kurtuluş olduğunu düşünür ama değişen bir şey yoktur aslında kim kime sığınıyor. Hoş sohbet edelim, sevginizi verin ki sevgili olduğunuz. Sevgi bir tren, gönül istasyondur, çay simit sohbet tadından taşıp meşke dönüştükçe. Bu gücün karşısında çaresiz kalanlar, buradaki dünyada. Fakat burada sevgi bile yozlaşmışsa sefaletin en vahşi görünümleriyle karşılaşan insan zor günler yaşıyor. Yer yer öfkelendiren, sorular sorduran etkileyici bir hal,.şems vaktinde birkaç yudumla başlayan görünmeyen bir gücün tıkır tıkır ilerlemesinde eşleşmış ruh. Bekleyiş ve engin uykulara uyanmalarla dolu boşlukta aşk'ın Ş hali. Her şeyden önce simgelerle dolu olan, karşı kıyında okunmalı. Bağlardan kopartarak ıssızlık içinde bir mekan yaratmak ister hu hu diyen kalpler. İçine gizleyerek hiçliği anlatan gizemi çok sık hissedenler için bezenmiş gecede gerçek aşksiniz. Sizin dışınızda başka bır benzerlik yok, ancak bir şeyler var yolunda gitmeyen. Artık eskisi kadar önemsemediğiniz şeyler, bir kaç yudumcuk sevgi. Gönlün gizli mey/hanelerine dadandıklarında gizlenemez bir hal alan yanında, bardağı taşıran son damladır. Şems vakti bunun kurtuluş olduğunu düşünür ama değişen bir şey yoktur aslında kim kime sığınıyor. Hoş sohbet edelim, sevginizi verin ki sevgili olduğunuz. Sevgi bir tren, gönül istasyondur, çay simit sohbet tadından taşıp meşke dönüştükçe. Bu gücün karşısında çaresiz kalanlar, buradaki dünyada. Fakat burada sevgi bile yozlaşmışsa sefaletin en vahşi görünümleriyle karşılaşan insan zor günler yaşıyor. Yer yer öfkelendiren, sorular sorduran etkileyici bir hal,.şems vaktinde birkaç yudumla başlayan görünmeyen bir gücün tıkır tıkır ilerlemesinde eşleşmış ruh. Bekleyiş ve engin uykulara uyanmalarla dolu boşlukta aşk'ın Ş hali. Her şeyden önce simgelerle dolu olan, karşı kıyında okunmalı. Bağlardan kopartarak ıssızlık içinde bir mekan yaratmak ister hu hu diyen kalpler. İçine gizleyerek hiçliği anlatan gizemi çok sık hissedenler için bezenmiş gecede gerçek aşk
KENDİMİZİ HAZIRLAYALIM...Vesselam, mubah kıl bırakma ellerini ellerine. Hepsi burada hoşlandığın başka şeyler de olabilir. Bu sefer birbirine karışan muhteşem masalsı duygular kavuşmak istiyorlar güzelliğine. Nefesinizi tutuyor sınırına ulaşıyor sevgi. Ve arzularının nehri icinde kayboluyor gibi hissediyorsunuz şems vakti. Susa(r) mış görünüyor tüm inanılmazlıkların. Günbatımının solgun ışığıyla yarı aydınlanmış ve hafiften kararmaya başlamış duyguların rengi surlarının üstünden kaleleri aşarak el değmemiş engin güzelliğine kavuşmak istiyorlar gibi. Geçtiğiniz daracık duygular şaşırmayıpta ne yapsın? İçinden gelen ışıltılar çıldırtıcı bir güzellik. Esintileri ile hiç fark etmeden her duygu acayip bir buluşmaya çıkıyor. İşte şimdi, sevginin şehrine çıkıyoruz. İyi örtüştüğünü düşünerek, acının verdıği bir gülümseme geçer yüzünden. Tanık olduğun duyguların debisini ne kadar değiştirdiği tenindeki terden dökülen mutluluktan belli, eşlik ederek sessizce akıyor. Birlikte uzun uzun devam ediyor. Nerede başlıyor, her şeye tanık olan duygular pek belli değil. Bir bildiği var elbette, aşkı acıyla tarif edenlerin. Gönül verdiklerin kalbini muhabbetle kaplıyorsa izinden gidilir cem edilir sevgiliyle. Özledikleriniz muhafaza ediyorsa hicran ateşi yan emriyle yanıyorsa seher vaktinde sen gelmişindir o sevgilinin yüzüne. Hazzı erteleyenler daha büyük ödül kazanıyor. En kuytu köşende bir masum hayal susturma.
,
MERAK EDİLENLER...Şanslıysan hayatın damarı belli ki sizin için atmaktadır,inanmış duygu özündür buyurdu Pirim. Farklılıklar içinde birbirlerini tanıyarak daha bilinçli hareket eden gecenin çobanlarıyla tanışıp garip bir özgürlük duygusunun geldiği an'da ürperirsiniz dedi Mirim. Size soru sordururlar şems vakti yetim yanınıza kazma kürek vurduranlar, gülebilirler ve boşluk duygunuzda buluşurlar dedi İhtiyar Bilge. Hayat usulca sırasını bekler şems vakti, çünkü o can simidi aşk halinde dedi Garip Çoban. İnsanın umutları içinde her şey o bildik durağan, klişelere teslim olmuşluklarla sonsuzluk boyu akar gider dedi Aklı Kıt Adam. Şanslıysanız üzülmeyin, ömür yokuşunuzda bizzat kendi acı duyanlarda yegane kurtuluşunuz dedı Zahit. İlk kez kendinle bağ kurarsın gönülde, harfler soğuk, kelimeler kuru ezber olmaktan çıkmış, cümle kurmak için muhabbetinize denk gelir gözyaşların dedi Miskin. Bir şeyler yaşarsınız onunla, bekler gibi bekler önünüzde koca tuhaf kapıların açıldığını görürsünüz avuçların avuçlarını avuçladığınızda kendisi kalır geriye beninizden, size özel o anlatılmaz, bir şeyleri yaşarsınız yeniden, her dem billur kalırsınız dedi Hırkasız Derviş. Oysa neler yapılamaz küçük nefes gedikleriyle, hiç böyle tanımadığınızı fark edersiniz, taşıyıp dolduramadığın duygular bedenine bürünür, bir de o en deli tutkularını keşfetmelerine ızin verirsin, aşk hasretinden içine kaçmıştır.
PİRİNÇİN İÇİNDEKİ SİYAH TAŞTAN KORKMA, PİLAVIN İÇİNDEKİ BEYAZ TAŞTAN KORK! ..Kapalı kapılarını aç, ıslah olmadan ıslah edemezsin buyurdu Pirim. Aşk dilinin farkını fark ettiriyor şems vakti meşk sayesinde daha sıcak dedi Zahit. Tecrüben yok, fazla zorlanmıyorum ama azmim var aşkın mesajıyla dolan kalp farklı dedi Miskin. O'nun farklılığı başka bir yerde gizli sanki, vücut bulmuş haline tanıklık ediyormuş gibi önemli bir his yaratıyor o'nu izlemek dedi Garip Çoban. Kendimi gecenin çobanlarından ayırdığım anlar olacak, kuşkular oluşsada farklı derken sadece zaman olarak geçmekten bahsediyor kendini hiç takip etmeyenler dedi Mirim. Sevgi adına birazda kendi istemeli tutsaklıklara inat, yitirdiklerinden usul usul kurtulup mutluluktan umuda aykırı olmamak için oysa ben daha içten olmalı dedi Fakir. Ben seni arıyorum, veda etmeye çalışıyorum bana hepsi bu dedi Sufi. Aferini hak ettiğin yer neresi? dedi Aklı Kıt Adam. Durum bundan ibaret, ben iyiyim konuşmayı öğreniyorum, o'nu özel yapan sizi mutlu edecek dedi Hırkasız Derviş. Miracı Muhammedin sırrına erenlerden olanlar mananıza neler kazandırmış? dedi Deliler Şeyhi. Bu sadece başlangıç daha iyi olacağız, varoluş nedeninizden vazgeçmeyin, yüksek sevginizi keşfedin dedi İhtiyar Bilge. Daha derin ve bereketli bir niyet hakikattir seçimlerinizde, yaşıyanlar yaşatabiliyor dedi Meczup. Haklılık mı? Mutluluk mu? Size yakışan! Seçimleriniz aklınıza ve gönlünüze sürur bahşedenlerse hiçliğe yolculuk aşk dedi Aşk.
KADRİ BİLİNESİ GECELER... O selam, bütün gün yüreğimde, kendimi onun parçası sanıyorum. Uykular da dahil yapışık geziyoruz. Artık aşk hiç susmadan konuşuyor. Aramızda fıziksel değil, duygusal bağ var. Boş konuşmuyor, her şeyı merak ediyor aklım. Her şey güzel, çok mutluyuz. Sadece bana değil, yolda gördüğü herkese de, sen kimsin? diyor. Zihinsel değişimde olanlar kendinden kurtuldukça, hiç şaşırtıcı gelmiyor sevgi. Bu noktadan ötesi nedir? suretperestler için sadece onulmayacak bir nefret. Artık ilişkisiz yaşamlarda, göz göze'yi bırakmış, bir gün artık, yüzyüze bakamayacak noktaya geliyor insan. Sevgisizlıkle boğulan, can çekişen dengeleri tartışarak yalnızlığın savruluşunun tutsağı olmaktan kendisini artık kurtarmak zorunda ve O'nu baştacı yapmalı. Yitirilen duyguların vebali üzerinde yaşamlar. Vicdanı olan, bu meseleyi ortada, sahipsiz bırakmaz. Gece gündüz cayır cayır harlanan sevgisizlik ateşinde hepimiz yanıyoruz. Artık, kaybedecek bir anımız bile yok, şiddet ve nefret dolu bir ortamdan canla başla sınırların dışına çıkıp, sevgi içın buna tanıklık edenler olarak hz insan gerçeği karşısında ödün vermeli suretperest yaşamlar. Yaşamlarında nasıl bir duygusal kopuş içinde olduklarına dikkat çekiyor kabuslu gecelerde, kendi kendini tatminde rüyalar. Kendine hoşgörü, ama ne kadar? Adı var mı? Şöyle ki; sevmek için mümkün olanı yapabilmek yeni ufuklara doğru bir tenefüs. Beklerim hep oysa o'nu
EN AZINDAN ŞİMDİLİK...Biz'im manevi vücud'umuzu tehdit ediyor, secde etmeye az kalan şeytan. İnsana konuk olan ay geldi. Herşey herşeye küskün bir mahrem hala.Tozlu raflardan indirilen söz'ün özünde sıkışmış insan. Sık sık hayrete bulanmış sözgelimi insan aldanır suretperest yanına. Ne söylerim beni gördüğünde yeşil. Bazen coşkulu, bazen hüzünlü, bazen çocuksu, bazen de dervişane bir üslupla beyazrenklerden yeniden dirilmek istiyoruz. Sonsuzluktan başka ne söyleyebilir? Ezan sesi! Hayatın insan kalbini körelten yaprak döken sesinde son kaç saniye. Gözlerini göremeyen gözlere rağmen, cümle aya sultan olan oruç ayı geldi yine diyen aziz mahmut hüdayi ruhun hangi kanadında. İrfan bahçesinde ağırlamak için ruhları, derviş yolculuk nereye? Sufiler ilham vericidir kuş dilini ararken yazdıklarıyle kendimizi keşfetmemizi sağlar. Modern zamanda sevginin adı değişti. Kara iyimserliğine sığınan duygularda sorunun yanıtı, güneşi uyandıranlardaki aşkın rengi. Ben kim miyim? Hızını artıran şeytana karşı bir yetimin peşindeyim hz ali gibi. Aşk içinde kıyamet un ufak duygular, savaşın kapıda olduğu sırada. Ayağa kalk artık! Hayatın iklimi saklandığın sırda gizli. Umudu canlı tut, o ki iyiliğin kılıcını artık kınından çıkarana bir ses ver! Çocuk gibi masumluğunu koru, sevgi anahtardır şey'lerıyle. Bir'likte buluşan yollardakiler vecd içinde aşkı izah etmek için, ilham ise marifet perdeleri kaldırmak var olan.
HİÇ BİR'DE ŞEY...Cümle aşıklarla şakaladık aşkı demler sefalarla vakti şerifte hu hu u diye buyurdu Pirim. Bir oldukça geceler gündüzler, kapıdan girer girmez bu da hepimize yetti dedi Mirim. Aşık maşukunu buldukça, hakkı bildikçe hak edersin aşkı, hüner engin bir gönüle gönül verdikçe olur dedi Zahit. Kusurları görmeyle değil dua dua yalvarmayla meşgul ol dedi Hırkasız Derviş. Bismillahla muhabbet meclısinde biz bize vuslat makamında talibiz aşka an'da dedi Garip Çoban. Gaflet uykusundan uyandırmak istediklerimiz sevginin huzuruna nasıl varabilir dedi Miskin. Gönüller içinde bir evdesin, neden gaflettesin, uhrevi pencerelerini açta şems vakti aşağılardan çık gönüllere dedi Aklı Kıt Adam. Hanen mamur olmadan, nasıl kurtulursun gözden gönülden süsün neyin katından dedi Meczup. Muhabbet kanatını tak gecenin çobanlarına varmak için, tertemiz olan kalbindeki sevgiye eriş, hangi hayalden ibaretse yaşamın arkadaşında öyledir dedi İhtiyar Bilge. Öyle bir sev ki, gönül ne var bunda desin, hem gecenin, hem de gündüzün dili çözülsün, sevmekten sakınıyor musun? dedi Fakir. Sırrı kutsal olsun vakti yusufsan, gör ki sarhoş olan nasıl nara atar seyreder zihnin ateşin tutuştuğu anda üzerine devrilir harfler, cümleler dünyalık dedikodularla tedirginken hu seslerine son bir hak tanır, hakka bağlanmış ruhlar dedi Deliler Şeyhi. Sessizliğın içinde bir beldedir aşk.Her hu bir oktur aşıkın gönül kınından çıkmışsa dedi Aşk.
SEVGİ KAZANDIRIR.. Disiplini hakkında önyargıları kırmakla kalmıyor; aynı zamanda son derece yeniliğe açık olan her şey sevgiden. Suretperest insanlara göre çok daha yeni olduğunu söyleyebiliriz. Duyguların doruk noktasında anılmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da sömürgeci yalnızlığınız. Tabii ki bütün kabahat sorunlu yaşam. Her kez için aynı şey bellı oranlarda söylenebilir belki. Benzeri çarpıtmalara maruz kalmış ağır aksak duyguların yürüyüşünde insanı takip etmenin büyük bir sabır işi olduğunu öğreniyoruz. Duygulara sevgilerini geri vermek icin harflerle uğraşıyorum. İnsan şehrinde bir şenol'an hz insanı tanıdığımızda yokluk karanlığından sevginin varlığına çıkaran bir minnettarlığın semahında tebessümle bakanın vesilesi aşk. Her şeyınle sana sahip olan hakikatin dilinde dem dem. Neredeki sorun cevap buldu, yersiz kalmış modern zamanlarda hangi manaya geliyor. Hayatına ayınen görünenin görünmeyenlerinde. Suslar deminde aşk, oruç tutanın kendini tuttuğu an'da sahip olunandır. Kalbi dilinde olanların suskunluğundaki çeşmenin beslenme kaynağında sevgi. Dostun yanında susulur, işin hakikati budur. Sustuğunuz zaman neler kazanılmaz ki, gizlemenin ta kendisidir. Kalbindeki perdenin perdesi sustuğunda kalkar. Biz anlamıyoruz boş sözlerden. Konuşmak ses çıkarmak değildir. Bilgi kazanmak çok kolay bilgisizler arasında. Açlığını bastırırken tefekkürü unutma, okuma köşende susman....y.ed.
Engin DemirciKayıt Tarihi : 10.10.2012 14:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve ben senin içinde bir ufacık zerre idim. Zaman zaman sana itidal verirdim. Sevmeyi ölmek zannederken yaşamak arzusunu kulaklarına fısıldayan bendim. Beni dinlerdin. Dinlerdin çünkü seninle başka öyle konuşan yoktu. Özdemir Asaf
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/10/garip-coban-divani-16-engin-demirci-www-beyazrenkler-com.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!