GARİP ÇOBAN DİVANI…..13... Engin Demirci ...

Engin Demirci
941

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

GARİP ÇOBAN DİVANI…..13... Engin Demirci...www.beyazrenkler.com

MEŞK-İ HU VAKTİ... Sabahın bereketine ulaşmak, onun için çalıştığımız ve ona ait olduğumuz sınırları aşan hıncahınç düşünce yumağıdır aşk. Kibirli yanında yolculuğuna rağmen, hüsnü niyetin arkasını gör, sineye çekmek istediklerin aşkın ikramıdır, fedakarlık yapmayanın sevgisi olmaz, gafletten hissedemiyorsun, kendini yaşarken konuşursun, hem seveceksin, hem sevileceksen bütün iş uyanık bulunmak. Kalpleri ölüler söz dinlermi? Oysa şems vakti insanın sökülen, yırtılan ruh kumaşının atkı ve çözgüsünü ışıktan iğneyle örenler karanlık kavramını aydınlatırlar. Gecenin çobanları uykuda uyuşan ruhlar dumura uğrayan şuurları uyandırmak,daha doğrusu üç perdelik yıkım oyununu bozmak için zehirli oklarını hem melanet soyluları suretlere, hem de çağdaşlarına fırlatır. Okları, Aşil'in kılıcına benzer; hem öldüren, hem de dirilten kılıca aşk. Sınırlarını zorlar, ufuklarını genişletip tertemiz, pırıl pırıl, kristal bir dil armağan ederler. Cümle bilgini zorlar inanmak, kuşlar ötüyor, biz anlamıyoruz. Zora talip olanlar sessiz kalır, basite talip olanlar zamanı aşıyor. Sonra suskunlaşır başlar ve devam eder şimdilik yok olan, anasız/babasız doğan çocuk neyi fetheder? Hepsi, O'durdan az düşüncelerin kırışıklıkları kalbinin arzusunu gözetleyen bu gözler aşkın resmine bakarken, zamanın raksı ne bu yuvaklakta? Bir asrın değil, bütün asırların şarkısında yanan ruhumda alevlenen. Aşkın ışıkları ışıl ışıl üzerinde güneş gibi,sen nasıl birşeysin hala çözemedim,bilmecem gibisin

HEPSİ SENİN İÇİN...Sevgi/li bir kimseyi gördün mü? Hanginiz ben'im derin bir bahtiyarlık içinde derdime cümle yanınla buyurdu Pirim. Iyimser olmak için pek çok neden var, geride kalanlarla ekmek tadında, dedi İhtiyar Bilge. Bize dünyayı unutturacak yolculuğu unutamam! Herkesin isteği kendine göre şafak vaktinde dedi Mirim. Yaz yağmuru gibı duygular kendiyle zıtlaşmada, seninle cümle kurmayı öğrendin mi? dedi Üstatım. Dünya cehenneminden çıkışım, alın yazısı demekten başka bir isim bulamadığım çok değerli adımlar sayesinde gerçekleşti, dedi Garip Çoban. Hiç kimseyle göz göze gelmemeye dikkat edenlerin ruhundaki karmaşayı fark ettiriyor suretler dedi Yoksul. Goncası bağırıyor gülün şems vaktinde, dikeniyle salınıp kuş dilinde okumak için aşkı dedi Deliler Şeyhi. Her gün uyandığında başka biri mi oluyorsun, ateşe at kendini ağlaşsın kıvılcımlar dedi Hırkasız Derviş. Söyleyecek sözü olanlara bülbül haber veriyor, meltem sana neyden bahsediyor kimseden yardım bulamıyorsan makamın naz'mıdır,niyaz'mıdır dedi Miskin. Geleceğe ilk adım için ne talep edersin sevgiden, çile içinde harekete geç ezber bozan yanında, muhalif yanınıza bir satır sonra cevap bulacağınız temaşaların hasretini yazın dedi Zahit. Cezbetmek, etkilemek, kendi önemini anlatmayan gecenin çobanları için sıfat aramayın insanlık sonsuz ihtirasla her hareketinle ölüyor dedi Şakirt. O meşhur yalnızlıktan kurtulmuş Allahla olan aşk!

YİNE BİR AŞK HİKÂYESİ...Saf kor ateştır sevginin üslubunun çocuğu kalbiniz. Bizim kendisini gözetledigimiz zamana ve hale göre değişiyorsa sevgi, tekrar geri dönebilir benin buyurdu Pirim. Yaz ızlenimleri üzerine kış notlarının surette sıçrayışı kalbler hisset olmuş. Sürgündeki kendini tenkit edip karşıt söylerek karşısına çıkanları unutmayalım ki, yaşam onlara kafesteki kuş gibidir dedi Mirim. Uçsuz bucaksız donmuş cümleleri bir ayartma görür ve tanır. Sağı solu gözleyen gözlerde kendi kafalarında ördükleri iffetin demir perdeleri parçalayıp onları bir araya getirmek isteyen büyük bir gönül, usta bir serhoş insan zekası dedi Zahit. Şiir kapısının perdesidir dem dem saf imanın mistıği suskunlukta. Biz ki, asil ruh ve zekanın hıncahınç aşk ve gönülden oluşan, kokan, fışkıran duygulardan süzülen aşkın çocuklarıyız dedi Miskin. Biz ki, bitmez, tükenmez, sıcak ve derin kardeşliğinin ruhunu, ışığını ve bitimsiz, acımasız sevgisini götürmeliyiz dedi Meczup. Ama önce ınsanın düştüğü mezarlıktan, kapakların üstüne kapandığı, kendi mezarından çıkarıp kurtarmalıyız. Mezar kapakları içten açılmaz. Üstüne kapatılan bu mezar kapaklarını biz açarak hakikatin yol göstericisi olmalıyız dedi Hırkasız Derviş. İnsanların çoğu bilmez kendilerine kavuşmayı, kendilerinden daha güçlü olanlar hep susarlar, inkar edenler arasında kaynaşıp huzura kavuşmak için ibret al kendinden dedi Deliler Şeyhi.

MAKAM-I AŞK...Harflerin ve cümlelerin hikayeleri bir gecede kendı hayatını anlatıyor. İyi ki bu dünyada sen varsın, beklenmedik bir biçimde kesişecek sonsuza dek sonsözünde ruhlarımız. Zamanın durdugu bir yerde, benim seveceğime hiç ihtimal vermemiş duygularına elimden geleni yapacağım. Bir dil bekliyor islenmemiş cümlelerin. Karşı değilseniz, sevilmemesine ihtimal vermiyor ruhum. Kimselerin fark etmediği izler vardı sen benim inanılmazımdın. Nasıl bildin? Ben bunları kimseye anlatmadım ki! Belli ki, sevmekten yorulmuyor bir sevgı sağanağı bu. Anlamsız bir dünyada anlamlar oluşturmayı amaçlayan sefalet içindeki başkaldırı çok çarpıcı suretlerde. Denk düşer, hayır ile evet arasına sıkışan cümlelerle karşılan duygular hep peşine düşer şems vakti uyuyanlarda. Mazerette saklı olan bir insan eseridir. Nedir o saflık? Bir sevgiye inancın büyüklüğü teslimiyetle anlaşılabilir. Karşı karşıya bulunduğumuz sevgiden yanılmamak gerekir. Dikkatli bir okuyuşla mazeretleri sevgiyle devşirmeye imkan verir ana durakları aşkın. Sevgili olmak bir muamma değil. Ama gerçekte kim di onlar? Şems vaktinde ateşli birer aşık olan gecenin çobanları güzel insanlar ne yapıyorlardı gerçek hayatlarında? Artık cümlelerle temaşa ettiğim ruhları bir sürpriz bekliyordu. Ardı ardına saklanmış olan duygulara sevgi duymayı sürdürenlerde karşılıksız fedekarlık marifet. Daha güzel bir yaşama duyulan özlemde sevda ve aşk

AŞK-I KIYAM...Saati icabed gönül mabedinin içinde, sevgiyle her vakit kendi evi gibi girebilenler bir ışıktır. İkbalperest ve günahkar bir gönül tekkesini, cehennemden, arafa taşımak isteyişim. Hakikatini yüzü cennet, bunu istemeye muktedir değildir amelim. Kadirşinaşlığım düşünenlerin, düşüncesine saygının yüzüdür. Şayet, susabilenler serhoş olarak kalabiliyor. Ve yalnızlık, dehanın ilk şartı suskunluğun tecrübesiyle. Gölgesi, kendisine yapışmış, gölgesinden kurtulamayan, aşamayan ve gölgelere aşık olanlar sarhoşları nasıl anlayabilir. Koynundaki sükut değil mi? Öğrenmemiz için mi sustu? Pirler,piranlar, şems, mevlana, dervişler, erenler? İyi ama aşkın örgüsü, esrarı, perdesi istemekten başka bir şey değil. İçindeki sese tercüman bulmalı insan. Ne zaman seni düşünsem hüzünlenir aşk şems vakti. Öyle yakınlık istiyorum ki, uzağa benzesin ayrılık olmasın ruhların birbirini keşfettiğinde fışkıran ortaya dökülen sevgi. Düşündüren bir söz ormanı, söz ırmağıyla iç içedir tefsiri hz insan. Ruhları titreden kükreyiş, haykırışlarla konuşmayan kalblerimizi sarsan, duyguları titreten, gebe bırakan, düşündüren heybetli bir üsluptur aşkın kıyamı. Alevden okları her sözü, meydan okuyuştur O'nun sesi, her insanın dostudur. Dilini, zekasına hükmettirenler bizzat fakirleşmiş ve kendine kabadır. Anlaşılması gereken varlık dildir, anlayamazsanız harflerin hesaplaşmasını, hedefe varamayız o zamana

TARTIŞMA...Senin görevin ben'ini üzmek değil kurtarmak korkma. Önce Allahtan sonra kalbinizde birleşin. Kin ile din birleşmez. İçindeki iraden mekteben değilse aşk olmaz. Her yerde ruhunu yükseltmek için kazanman lazım. Hayati gücünü harcama suretinle, fazileti araştır, gör, karar ver sevmeye. Seni korkularınla seviyorum, bu süreçte nasıl davranılmalı? Yüreğine sor bulutları beklerken öbür yanına nefes almasını sağlıyor uçurumdakiler. Haya'ya hayran engin gönülleri bul, felaketın iradeni ıstila etmesin. O kadar sıkılmış duyguların, hala önemini kaybetmemiş kalbine hizmette. Yaşama değil yaşatma hünerin aşk ve şevk içinde şahıslarıyla birleştiren ruhundan kayna bir pir gibi. Etkili ve ateşli vakıf bir insan ol aşka. Uzun süredir dokunulmamış bir telini tınlatan o özel gecen öbür ucunda, gel bize katıl dedi bir ses. Zaten kendisiyle yeni tanıstın, ben ve senine ikisine de haber yollayacağım biz'i üstlenmen için şems vakti. O kadar inançlı, içten, saf ve açıktık ki, sırdaş bir dostummuş gibi söylemişti, neredeyse şafak sökene kadar hasbihal yaparak. Hiç kımseyle konuşmaya vakit bulamamıştım. Hafifçe kapıya vurduğumda, içerden seslenerek girmemi söyleyen, buradayım gel dedi ruhuma. Ben arayış içinde bir ruhum ve senin sevgine ihtiyacım var dedim. Hafızamda, o günün en mahrem anlarında neler düşündüğüme ait hiçbir anı yok. En devrik cümle, biraz melankoli haline üstat maharetini göstermiş şey. Çok derin sükut içindesin,konuşmadan anlaşmaya varmak için söz vermiş kalbin,yoksa nasıl duyardın kalbinin en engin derin sızlamalarını,imkan oraya kadar,ordan başlıyor bu ince sızım sızım sızlayan için.

AŞKIN KAZANDIRDIKLARI...Suskunlar meclisinde idrar et sezgilerini. Ölüm nerede, sen onu nerede bekliyorsun. En derin kavrayışlar hangi zaman diliminde hazine değerinde. Sana bahşedilen zamandan neler kazandın, baharını yaşa. Bizde görelim tecrübe ettiklerinizi. Sevginin şükrünü eda eden akıllı insanın işi bahtiyar olmak. İçindeki çocuğa güvendiğini hisset. Ağlayıp,tepinerek inatlaşma duygularınla. Aheste aheste halin,ifade ediyor, hayatı çekilmez hale getiren yanın gözlemci. Belkide en kötüsü ben oldum demek, farkına vardıkların değişim aynandaki özlemler üretkenliğe dönüşüyor. Seslenin her zaman haklı değilsin,daha daha iyiye, hafızasız şimdilerin varlığı peşinde düşünmeksizin bilgelik peşinde olan gecenin çobanları, bir şeyi bozulmadan korumak, sürü ve kurt arasında huzuru aramak için teslim olmakta. Anlamaya çalış kalbindeki reyhanlari ki, efkar kuşlarin uçsuz bucaksız manzaralarında manana ulaştırsın. Yüce manalar taşıyan cümleleri düşün düşün aşk denizinde menzilini bul. Ne var ki, ellerinden tutulanlar makamı geçer şems vakti. Cümlende gizli kelıme o sofralardan bol bol nimetler almış. İnsana tek şey lazım, bir demde içi yananlara aşk boşaltanlar verdiklerine bakmazlar. Son yolculuk baksan baksan ne görebilirsin engin denizde vuslata soyunmadıysan. Sadakatten ayrılmayanlar kendinde varlık bulmayanlardır nuru aynım. Bizler üzerimizdekilerin zıddına gidiyoruz hıdrellez alevinin müjdeledikleri dem dem

CÜMLE İÇİNDE... Üç vakit bir an aşkta. Sevgini enkaza çevirme, yaşamın çarklarını çevirenler gibi samimi ol gönül beşiğine. Sessizliği güneş süzüyor sönmüş harflere binmiş yalnızlığa bürünmüş ruhlar gördüm. Sanki gece bütünüyle yetmiyor maşuklara günebakan vakitlerde. Bana çok şey öğretmiştir şems vakti soluk soluğa kalıyorken. Ne var ki, her cümlesiyle uğraşıyorduk bir aşk'tı. Üslup nedir sevgide, öylece öğreniyordum. O güne dek bizden çok okumuştum, ama hiçbiri üzerine çalışmamıştım. Ay kıvılcımlarını sokaklarımda hissettiğim o günlerde çetin ceviz olduğunu söylüyordu gecenin çobanları bir aşk'ı. Ama hepsi o kadar mı? Usul usul silinmiş duyguların ruhlardan kurtulamadığım bir öykünün etkisinden kurtulamamıştım. Tabii çok heyecanlandığımda oldu. Önceleri çok kaygılıydım, bir gün okumama izin verdi aşk. Aylarca sürdü yol aldıkça kaygım azaldı yılların önünde buluştuklarımla putları yıkıyoruz. O boşluk kurtuluşa götüren zıtlık ve uyumdu ağladığımda. Ölmek gibi yeniden başlanıyor yaşanmaya, her gün için yeni sayfa açılıyor. Belki de en etkileyıci gönlün katlarında bir bütün sağlamış olur dost. Hemen belli etmiyor kendini duygular, bunu en çok ölenlerin ardından yaşama devam ederken an'da hisseder insan. Dedi ki, sana baktım onu gördüm. Sevişmeye kim sıcacık, kokusunu çok sevdiği, engelsiz, kendisiz, hiçbir şeysiz, aşkın gölgesiyle nefes alanlar sıra sıra demlenıyor, Şems vakitlerine ya geç kalıyorum yada hiç olamıyorum,oysa sabahlamak istiyorum seninle.

AŞKIN MEFKÜRESİ.. Özünde tüm duygular zıtlarıyla birlekte varlar. Biri diğerini getirıyor. Aşkın ayrılığı, hayatın ölümü getirdiği gibi buyurdu Pirim. Peş peşe bir sürü sorunun cevaplarıyla, her baktığımızı görsek aklımızı kaçırırız dedi Deliler Şeyhi. Kendi doğrusunu bulmaya zorlayan bir cümle bir ağıt duyguların doruk noktasında dedi Miskin. Sınırları, kuralları kaldırıyor ve insan kendi de kalmıyor ağladıkça güzelleşenler beni görmüyor sessizce dolanıyor ruhları dedi Mirim. Dünsüz ve yarınsızdır an, bu denli okunur kılan aşk dedi Meczup. Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapılarından gelenler şems vakti yetmişiki milletin gönlüne girmek için yarışırlar aşkla dedi Garip Çoban. Herkes hakkından oldu mu razı, aşka aralanan kırk kapıdan önce düşüncesini söylemeyenin özlemi dedi Zahıt. Seni çıkar aradan, eğer okuyacaksan tutulsun dilin sızmanın bir yolunu bulan duygular duyarlı, yorgun bir kuş gibi inişini seviyor, kendine kırılmış arzular engin sevgiliye kavuşunca akşam üzeri dedi İhtiyar Bilge. Sorular pek hoşlanmaz etkilenmeyınce hisler, siz inanıyor musunuz? dağınık sadece zevk aldığı değil, gerçekte kendini tanımladığı bir ortam üryan'ın alevi düşünce dedi Aklı Kıt Adam. Dile getırilemeyen, dile getırilmeden üstü örtülüp geçiştirilmeye çalışır canlı heyecanlı alevi miydi? aşka dedi Serhoş. Kendi maharetini orada gösterecek olan odaklandığı an kaygısı biter aşka

(A) YN (Ş) İN (K) AF.. Dem o dem ki ask onların şiarıdır. Aziz misafirim hoş geldin engin gönlüme, sefa getirdin efendim. En başta gelen vazifemiz insanlara faydalı olmamızdır. Ya senin onda, yada onun sende yok olacağın manevi bir kalp bul öteki dünyayı bilmenin mutluluğuna ermek için beraber. Bu coşku yorgunluğunu atıyor kalblerin, ruhen anlaşarak dostluk kuranlar kendinden gizlenirler. İç içe olmaktan hoşlananlar iki kabiliyet, iki ruh, iki nur ve nihayet buluşacaklar aşk sesi eriştiğinde tüm gölgeler sırrın kokusuyla bir(inci) olacak. Hali söze gelmeyenler bil ki ma'şuktur susuzları arar şems vakti tüm arzusuyla gayret eder. Gizli olan güzelliği bir ah çektikçe aşk bahçesinde çosup köpürmezmi? şaşakaldığı birine ulaşınca. Senin olmadığın yerde o aynan. Ne alemdesin sensiz perişan bu sevgi. El ele kendinden utanıyorsun. Kendinle öyle bir beraberliktir ki, bir haldeyiz. Bu öyle bir aşktır ki,ilahi muhabbet ister nefes kadar bize bızden daha yakın. O aşk ateşiyle yanıp yakılıp kül olanlar bilir. Niçin hiç kimse aşık ile ma'şuk arasındaki farkı bilemedi? Bu da ancak ehline malum bir hasbihal. Sevgiliyle yapılan temaşalar ancak ehline lütfeder elif'in uykusunu. Masalı bir cevher A(llah'a) yn, Ş(ükrüne) ın, K(ul'da) af der garip çoban. Az, çoğa delalet ettikçe, paylaşmak istiyorum hep onların sohbetini, ilahi aşkı nasıl anlamalı, maksat sadece O'dur! . Ben sadece seni seviyorum, ben sadece seni istiyorum ya sen?

BİR KEZ DAHA KISKANIYORUM SENİ SEVGİLİDE EY AŞK...Kendine dua et.Bizim düşmanımız korku, özgüvenınle kaç kişiniz. Kırkkanat olsada korkularının seni yönetmesine izin verme. Korku dışarda değil, senin içinde. Hz. İbrahimi vazgeçırebildilermi? Maşukluktan! . Korkmanız gereken tek şey korkularınız. Bahanelere kanmayın dünya sizin için yaratıldı, kendine vakit ayır, kalbine yatırım yap faziletinle. Huzur verici bir yarışa gir arşı kıskandıracak meşklerle. Bir dokunuşla selim sesler duyulur ruhta şems vakti. Arzunun bedeli aşkla susmuyoruz aynalarla yüzleştikçe her biri ayrı renk dokunuşları alacakaranlıkta keşışen kalbte. Engin bir gönülde yerinizi alın,karşılıklı razı olmak için b/izden diyor gecenin çobanları. Söylenecek bir şey yok, çok mutluyuz. En yaratıcı hediyenin bile besmeleli bir çift öpücükten daha kıymetli olmayacağına eminiz. Herkes herkesle yarış halinde. Nasıl bir hediye isterdim? Birlikte geçirilecek hoş vakitte çiçeklere bürününce gönüller. Şımarttıkça duygular sevgilinin yumuşacık sevgisini ilk adımın kokusu kadar, meleklerden ne eksiği var! Sen olmasaydın ben ne yapardım diyen gözler ruhum seni bulmaya geldim, çünkü seni seviyorum der maharetli bakışlarla. Kimselerin akşamında uzun yolculuk başladıkça,uçuruma düşen harfler cümle kuruyor mevsimini kaybetmiş zamanda. Pırıl pırıl parlıyordu ay'ın kıvılcımları sevgilinin teninde yeniden doğuruyordu aşk. Sevgili adına yazılmış bir şiir olurdu aşk.

KENDİNE İYİ BAK DERLER VE GİDERLER...Çürümeyi duyuyor musunuz? buyurdu Pirim. Can sıkıcı buluyor harfler suretperestleri, ruhlara dokunarak yazacak kadar kendi sesinin peşinde mühim yerlere dokunarak hallerini yokluyor gecenin çobanları dedı Zahit. Bu azımsanacak bir hadise değil, sınırlarını aşıyor. Ne hissetmiştiniz ilk? Böylesi ağır bir sıfatı sırtlanmak bugün nasıl hissettiriyor? bende yolcuyum o vakit bir başka güçlü duygum da dedi İhtiyar Bilge. Dürüst olmak gerekir, beni sensiz düşünme diyen aynamdaki kişinin başkası değil de benim olmamdan memnun olmuşumdur şems vakti, böylece hayatta birşeyi kıskanmak zorunda kalmamıştım dedi Garip Çoban. Hayat boyunca kendini, sadece yapmam gereken şeyi yaptığım için mutlu hissediyorum, en harika şey sevmek dedi Miskin. Her yeni kelime yeni problemlerle geliyor düşünene, zaten bu problemler yoksa bence duygulanmıyor sevgi, sadece kafanın ıçinde olan bir şey olmadığını gösterdiği için akıl değerli benim için dedi Aklı Kıt Adam. Hassas ve içine kapanık bir süreçtir hayat, size temas etmesine izin veriyor musunuz? İçsel hallerinizi anlatmak için her zaman oradalar harfler rahatsızlık duygunu her zaman orada oldu dedi Meczup. Sevmek sizin için nasıl bir süreç? Can yakan,zahmetli bir uğraş mı? dedi Seyyah. Temaşa ettiklerini yazmak zihnin ve ruhunun tam bir mücadele icinde olması beninize sıkışıp kalmamak, ve neden tıkandığımı bulamamaktan daha korkunç çok az şey var dedi Aşk

HÂLÂ OKUMADIYSANIZ ÇARESİZSİNİZ.. Anlam arayışlarını önemsiyor gece, kendine iyi bak diyen sesin sessiz gidişiyle kendimi hazır hissetmeden önce, hala yazabildiğim temaşaların ortaya çıkmasını beklerken yaşadığım sıkıntının büyük bölümü hasbıhallerle onu yazmak için kendimi zorlamam ancak ömerini arıyan aşktan kaynaklandı. Hayat bana söyleyecek yeni bir şeyler sunmadan önce kendimı izole ederek hisserek yazdığını duydum. Hayat aşırı derecede dikkat dağıtıcı artık, her yerden sevmek için dikkatimizi dağıtacak şeyler yağıyor ruhumuza. Üzerimıze üzerimize gelen yanımızla maruz kaldığımız bu yoğunluğun çoğunluğu anlamsız gürültü. Dünyanında gerçekten ne olduğunu duyabilmek için gürültünüzün yüzde 99'unu kesmek zorundasınız. Geriye kalan yüzde1'lik kısım hala pek çok bilgi barındırıyor merkezinde aşk var. En doğal geleni anlatılan şey içine bir çeşit sevgi dahil olduğunda hayat daha anlamlı hale geliyor. Ben bugünkü hali çok tuhaf buluyorum. Kendini daha az yalnız hissedecek o kadar çok meşk varken, henüz kendiyle tanışmamış olan insanların suret perest diliyle konuşmasından hoşlanmıyorum. Düşündüm ki, yoktan var edildi içinizdeki karakter. Dışındaki depresifler oldukça kasvetli hayatını resmediyor. Böyle mi görüyorsunuz hayatı? Anlatacak enteresan bir şey yoktur ki insanda, gerçekten kaçarak. Gecenin çobanlarının şems vakti heybeme doldurduğu harfler içimdeki en iyiyi dışarı çıkardı.

FARZET Kİ BİR ŞEYDİ SEVGİ...Kalem sırra dokundu, sen kendini tamamıyla ona vermezsen o da senin olmaz buyurdu Pirim. Özlemlerim söze sığmaz dudağımı kapatıyorum bensiz benliğe yeterince ben miyim? diye sende dedi Yoksul. Önemsemedinız mi? Keşke yapmasaydım dediklerini dedi Meczup. Ve herhangi birine sempati duymadan da duygularını anlayabilmek insanların birbirlerine olan mesafeleri kadar yakınlığını da görebilmek mümkün ruhların dedi Garip çoban. Acıya, sevgisizliğe, zulme, vahşete, korkunç bencilliğe, içten içe kemiren büyük ama görünmez yalnızlıkların görünmez faturası yani suretperestliğin travmasıyla insanı irkilten yaşama alıştık, her ne derseniz deyin dedi Aklı kıt adam. Hayatlarımızdan çok uzak savaş alanlarına sıkışır kalmış duygular, bazen insanın içine oturan bir söz, çarpıcı bir anı en çilekeş kopuk içi doldurulmuşlar dedi Mirim. İçine dönmeden kendini bulamazsın, gelgelelim hoşgörüyü göz önünde tutmak gerek, başka bir şeye değil ihtiyacın dedi Ermiş. Sana inanmadan sımsıkı sarılmadan hürriyetini bulamazsın sevgini dedi İhtiyar Bilge. Yürekten sevdiğin bir insan varsa, meşkten payına çok şey düşüyor, bir kişi olsun hoşlandıkları ya da beraber olmak istediklerinle yeter, çok şey bilmiyor hissediyorsan seni seviyorum demesini hayatın kurtulmuştur dedi Zahit. Seçeceğin soru bir ağ gibi sarmış yüreğine, kendilerini bir akışa bırakmış gibiler gecenin çobanları kapısında aşkın.

KISMETSE İŞTE O.. Derinleşen yanında put kırıcı yeni bir söz büyüyen güç. Neşesi hiç eksilmeden her şeyi tadında bizi çok eskilere götüren, yüreğine sarılmak için bir sebebe ihtiyacı olan insanların çocukluk hikayesinde, kendimi şekilsiz hissediyorum. Bazen de tek bir cümleyle o kadar çok şey anlatmış ki, ruh haliniz. Anlaşılması zor biri değilsin. Başka bir şey olmuş, kendi dünyan içinde. Geçmişin tanıdık sesleriyle anılarınıza sızan bir çocuk içinde yaşayan. Bu şekilsel farklılık gösterilerinden yılmış, algılamıyor kalbini. Roman içinde roman belli ki, belkinizde rol oynayan yaşamınız. Tabiri caizse ey aşk galiba senin söylediklerine inanmaktan başka çare yok. Kalbinin üzerinde söylenmemiş söz, yan yana getırilmemiş harf kaldı mı? Ne kalmış olabilir? Çok şey! Bunu biliyoruz. Fakat sadece bu kadar değil. Deşifre edilmiş son cümlesine ulaş sessizliğinde ilgi çekici başka şeyler var kendi tarif ettiğiniz çat diye kesiyor neden beklenmedik bir şey o kapı. Ne mutlu ona! Saadetle inandırarak içinde insan olan derinliğinde değil sıradanlığında bir söz sarf ederek birazcık tefekkür ihtiyacını giderenler çıkartıyor sevgiyi. Hiç bir ilacın kar etmediği bir yolculuk aşk. Hayret makamı oturmuş bekler gezinen yanına gark olmak için. Kıssadan hisseler veriyor sonuçları anlatılmaz zamanlar. Bir insan görüşünde göremediklerimiz çok etkili. Unutmadığım şeyler var, belki de hatırlamak için....y.ed...

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 15.9.2012 17:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ay geçer yıl geçer uzarsa ara, Giyin kara libas yaslan duvara, Yanından göğsünden açılır yara, Yâr gelmezse yaraların elletme... Aşık Veysel

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci