Garip bir tınısı vardı sesinin.
Her günaydınını akşam karşılayışım gibi.
Uzak diyarlarin soğukluğunu hissettiren.
Kırılmış,
İç sızlatan,
Acıtan...
Hayat kesiklerini, karalamak vardı senden önce.
Senden sonra ise, bir garip kelimeler artığıyım.
Yırtık,
Esrik...
Tek parçası eksik kalmış, o yap boz oyununun
Parçasını bulamayanım..
İhtişamla bitirdiğini zanneden.
Ağlamaklı hüzün bulutu mavim,
Gökkuşağında yer alamayanım.
Pusulam şaşık...
Hani yönünü bilerek, uçan kuşlar vardır ya,
Onlara özenir bir durumdayım.
Elimde iğne,
Ve ben ateş başındaki, o kâhin gibiyim.
Binlerce küfüre ev sahipliği yapıyorum.
Bir düzen içinde, sıralanmışlar nedense.
Adın yüreğimi, her istila ettiğinde,
Mevzileniyorlar hedefe.
Umarsızca beklerken,
Ulaşabilmek için, bir "Vur" emrine..!
Ucu bucağı kaçık bir romanda,
En önemli yeri yırtılmış,
Orda donakalmış bir okurum...
D/okuyorum...
D/okunuyorum...
Göz hizasında tutuyorum.
Başımı çeviriyorum,
Elime alamıyorum,
Yakışmıyorsun,
Taşıyamıyorum...
İsyanımı bastırıp,
Versem birine, nasiplense diyorum.
Üçü beşi bir yerde etmiyorsun...!!
19 temmuz 2018
Gülgün ÖzelKayıt Tarihi : 20.12.2018 09:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
