Garip Bektaş: Hakkında ziyaretçi görüşle ...

  • Yaşar Uslu
    Yaşar Uslu 12.10.2019 - 16:47

    Garip Bektaş Hayatı Hakkında
    Garip Bektaş
    Hakikat bağından derdiğim çiçek
    Kokusu ne güzel gülü ne güzel
    Kırkların ceminde gördüğüm gerçek
    Sakisi ne güzel hali ne güzel

    Garip Bektaş gonca gülü derince
    Muhabbet sevgisi kalbe girince
    Hakkın cemalini kulda girince
    Yaradan ne güzel kulu ne güzel

    Ozanımız Erzurum’un ilimizin Aşkale ilçesinin eski ismi Şoik yeni ismi Özler olan köyünde dünyaya gözünü açmış. Bu değerli Ozanımız babası Mehmet Ali Ağa, anası Ballı hanımdır. Ozan Garip Bektaş’ın daha önce yayınlanmış olduğu Geldim - Gördüm - Gezdim isimli üç şiir kitabı vardır.

    Ozan Garip Bektaş 1952 yılında köyünden ayrılmak zorunda kalır ve her Anadolu genci gibi o da İstanbul’a gelir. Ozan Garip Bektaş bir türlü doğru dürüst iş bulamaz, çektiği çilelerden sonra askerlik çağının geçtiğinin farkında bile olmaz. Bir gün gider askerlik şubesine müracaat eder. 1963 yılında İzmir Bornova 57. Topçu Tugay’ında asker olur.

    1965 yılında terhis olduktan sonra tekrar İstanbul’a döner ve bir müddet seyyar işlerde çalıştıktan sonra 976 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde kadrolu işçi olarak işe giren ozan, bu iş yerinden 1999 yılında emekli olur. Bu zaman içinde yine güzel şiir yazmasını devam ettiren ozanımız, Yazdım isimli dördüncü kitabını tamamlar.

    Çağımızın en verimli ozanlarından biri olan Aşık Garip Bektaş’ın ellinin üzerinde kasetlere okunmuş eseri vardır. Gidiyorum isimli dördüncü kitabını hazırlamaktadır.


    Ekberi
    Garip Bektaş-Yazdım
    Can Yayınları


    Garip Bektaş, 26 Mayıs 2008 tarihinde aramızdan ayrıldı...

    Eserlerinden bazıları:

    NE GÜZEL

    Hakikat bağından derdiğim çiçek
    Kokusu ne güzel gülü ne güzel
    Kırkların ceminde gördüğüm gerçek
    Sakisi ne güzel hali ne güzel

    Gördüm cümle canlar semah dönüyor
    Gök yüzünden nurlar yere iniyor
    Bütün gönüllerde kandil yanıyor
    Erkanı ne güzel yolu ne güzel

    Pirler oturmuşlar kendi postuna
    Hakka niyaz ettim niyaz üstüne
    Herkes yalvarıyor gönül dostuna
    Lisanı ne güzel dili ne güzel

    Sevgi oldu bu gönlümün gıdası
    Her güzelin çekilir mi edası
    Beni hoş eyledi aşkın badesi
    Şerbeti ne güzel balı ne güzel

    Garip Bektaş gonca gülü derince
    Muhabbet sevgisi kalbe girince
    Hakkın cemalini kulda girince
    Yaradan ne güzel kulu ne güzel

    ALDANMA GÖNÜL

    İnsanlar oynuyor köşe kapmaca
    Sakın ha bunlara aldanma gönül
    Bunlar şeytandan da daha şeytanca
    Sakın ha bunlara aldanma gönül

    Karası içinde hiç bilemezsin
    Şeytanı aldatır sen anlamazsın
    Başın derde girer iflah olmazsın
    Sakın ha bunlara aldanma gönül

    Dost diyerek tuzak kurar dostuna
    Mazlumca bürünür kuzu postuna
    Sonra aç kurtları salar üstüne
    Sakın ha bunlara aldanma gönül

    Çıkar için aklı baştan şaşınca
    Düşmanla dost olur işi dişince
    Nolur kararını verme peşince
    Sakın ha bunlara aldanma gönül

    Düşün Garip Bektaş her şeyi düşün
    Düşersen olmuyor candan yoldaşın
    İster bacın olsun ister kardaşın
    Sakın ha bunlara aldanma gönüm

    GEL GİDELİM HACI BEKTAŞ VELİ’YE

    Eğer gerçekleri görmek istersen
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye
    Muhabbet demine girmek istersen
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Orada kurulsun bir ulu divan
    Gerçekten görülsün sevilen seven
    Varını yoğunu bu yola veren
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Şeriattan tarikata geçelim
    Hakikatten marifeti seçelim
    Pir elinden dolu bade içelim
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Keramet ehlinin ol kerem kani
    Biz bizden alalım ilmi irfanı
    Sevgide bulalım dini imanı
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Atalım kalplerden kini nefreti
    İnsana verelim sevgi hürmeti
    Kendinde ara bul her hakikati
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Hiç bir canı incitmeden kırmadan
    Kendi kusurunu kendin görmeden
    Boş boşuna bu bedeni yormadan
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye

    Garip Bektaş hak çağırır dilimiz
    Ezelden ikrara bağlı belimiz
    Erenler yoludur gerçek yolumuz
    Gel gidelim Hacı Bektaş Veli’ye BİTİRDİN

    Gül diyerek diken diktin bağıma
    Gözün aydın dünya beni bitirdin
    Zamansız kar yağdı gönül dağıma
    Gözün aydın dünya beni bitirdin

    Kalbime bir yara açtın derinden
    Yüreğimi söküp aldın yerinden
    Hangi seven vefa gördü yarinden
    Gözün aydın dünya beni bitirdin

    Ömrümün boyunca çektirdin acı
    Açtığın yaranın yoktun ilacı
    Yıkıldı gönlümün tahtıyla tacı
    Gözün aydın dünya beni bitirdin

    Yorgun düştü bu gönlümün kervanı
    Geldi çattı ayrılığın zamanı
    Bir gün sürdürmedin demi devranı
    Gözün aydın dünya beni bitirdin

    Bu Garip Bektaş’la dalganı geçtin
    Çile çekmek için hep beni seçtin
    Sen benim başıma çok işler açtın
    Gözün aydın dünya beni bitirdi

    SEN GELDİN

    Yıllar önce açılmıştı aramız
    Yine bugün hatırıma sen geldin
    Kabuk tutmuş, küllenmişti yaramız
    Yine bugün hatırıma sen geldin.

    Ne bir mektup ne bir haber bekledim
    Sır diyerek sevgimizi sakladım
    Şöyle geçen yıllarımı yokladım
    Yine bugün hatırıma sen geldin

    Yaşım yüz olsa da, ister yüz elli
    Gönlüm unutmamış seni temelli
    Hasretin içimde çıkmıyor belli
    Yine bugün hatırıma sen geldin.

    Ayrılık treni gelip geçerken
    Sevda dağlarını delip geçerken
    Herkes kendisine bir yar seçerken
    Yine bugün hatırıma sen geldin.

    Garip Bektaş der ki: hayalde düşte
    Akıldı bırakmadı bu sevda başta
    Dört mevsim içinde baharda kışta
    Yine bugün hatırıma sen geldin

    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına

    Bir canım vardı verdim erenler
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
    Serimi meydana serdim erenler
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına

    Aşkın ateşine yaktım özümü
    Uyandım gafletten açtım gözümü
    Muhammed Ali’ye verdim sözümü
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına

    Bütün kainatı eyledin seyran
    Hakkın emriyle dönüyor devran
    Dosta varmak için yürüyor kervan
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına

    Varıp kapısına yüzümü sürdüm
    Erenler cemine kusursuz girdim
    Bütün gerçekleri orada gördüm
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına

    Garip Bektaş der ki kurbanlık koçum
    O cananı sevmek benim tek suçum
    Kınamayın dostlar yanıyor içim
    Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına