'Garip Ahmet' dedikleri biri vardı bizim sokakta...
Yedi sekiz yaşlarındaydım, aklım fikrim hep talanda.
Bir dedikodu almış başını yürümüş.
Kapı komşumuz Ayşe Teyze duymuş.
Neden sonra ben de gördüm, tanıdım Garip Ahmet'i,
Sevmiş mahalleden Ragıp Bey'in güzel kızı Asiye'yi
Asiye bu; alımlı, az da nazlı bir kız.
Ragıp Amca iyidir ama vermez Garip Ahmet'e kız
Vermediler Asiye'yi Garip Ahmet'e,
Halbuki çok sevmiş, gönülden vurulmuştu Asiye'ye
Çare yok, Ragıp Bey kızı vermiyor.
Bir zaman görmedik Garip Ahmet'i.
Duyduk hasta yatıyor,
Doktor çağırdılar Garip Ahmet'e...
Hekim bu, bilir kişi.
Kontrol etmiş ve hemen koymuş teşhisi.
Hiç duymamıştık bu hastalığın adını
Yalnız Ahmet'e has hastalık 'Garip Hastalığı'
'Aman Doktor, nasıl hastalıktır bu? ' demişler
'Ümit yok, tıp çaresiz kalıyor' demiş beyler.
Öyle ya...
Garip Ahmet'in bu dünyada hiçbir şeyi yok.
Mal, mülk, para desen ondan başka herkeste çok
Alamamıştı Asiye'yi Ahmet, garipliğinden...
Asiye şimdi çok mutlu,
Bir de evi varmış panjurları yeşilden...
12-02-1995/Küçükçekmece
Mehmet Erdal KarakaşKayıt Tarihi : 7.10.2010 13:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!