Garip olmak kolay bir şey değil.
Garip olmak; sadece yalnız olmak değil,
Anlaşılamamaktır.
Söz söylemeye mecalin kalmadığında bile
İnsanların hâlâ senden cümle beklemesidir.
Kabrinde bülbül ötmez garibin…
Çünkü bülbül ses ister.
Çünkü bülbül huzurla öter.
Ama garibin toprağına sessizlik sinmiştir.
Çünkü onun feryadı,
Mezar taşından değil kalbinin çatlağından duyulur.
Yanarsın.
Ama için için.
Kendini bile yakamazsın açıkça.
Çünkü seni “zayıf” sananlar olur.
Çünkü “ne oldu ki şimdi buna” diyenler olur.
Kimse bilmez…
Bu dünya, garibi önce incitir,
Sonra “niye kırıldı ki?” diye üstüne basar geçer.
Feleğe ne diyeyim?
Bir garip olarak doğduk,
Bir suskun olarak yaşadık.
Ve her dua araya “dayanmak” sıkıştırdı.
Yüzümüz güldü mü bilmem,
Ama gözümüz çok yaş tuttu.
Akan gözyaşlarım sel olur gider…
Ama nereye gider o seller,
Kimse merak etmez.
Sonunda ne olur biliyor musun?
Bir sabah uyanırsın…
Ve içinde ne ışık kalmıştır ne gül.
Gönlünde güneşler batmıştır,
Ruhuna hicran sarılmıştır.
Goncalar, yapraklar, hayaller…
Hepsi bir anda solar.
Ve sen fark edersin ki:
Sevdiklerin, artık "senin değil",
Sadece "tanıdığın insanlara" dönüşmüş.
Biter mi?
Evet…
Garibin çilesi mezarda biter.
Ama o mezara kadar olan yol,
Yürekle kazılır.
Elle ayakla değil.
O yüzden susuyorum artık.
Çünkü anlatmak yoruyor.
Ve ben, çilemin sonuna kadar,
Susarak yaşayacağım.
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!