Ah-u zardan başka bir kelam bilmez
Dudağımız garip dilimiz garip
Her neye uzansa geriye gelmez
Ayağımız garip elimiz garip
Attığımız olta hep karavana
Yengeç bile gelmez ipin ucuna
Bekleriz başında boşu boşuna
Denizimiz garip gölümüz garip
Kapılardan döner her ne dilesek
Bıçağımız kesmez bin kez bilesek
Kalır orta yerde ölmek istesek
Mezarımız garip ölümüz garip
Talih kuşu bizi görünce uçar
Gönül bahçemizden hepsi de kaçar
Ne bülbüller öter ne güller açar
Çiçeğimiz garip gülümüz garip
Kapılar açmaya fermanımız yok
Ambara koymaya harmanımız yok
Menzile varmaya dermanımız yok
Kervanımız garip yolumuz garip
Güneşimiz batık -ay-ımız batık
Gemimiz doğuştan yan gelmiş yatık
Birbirinden farkı kalmadı artık
Akıllımız garip delimiz garip
Mevsimler olunca yağmur boran kar
Ocağımız söner bacamız akar
Ancak cürmü kadar bir yeri yakar
Ateşimiz garip külümüz garip
Meteliksiz çıkıp geldik pazara
Korkarım gideriz böyle mezara
Kapatıp açsak da aynı manzara
Fincanımız garip falımız garip
Sermayemiz her gün biraz eriyor
Önümüze çile keder seriyor
Yıl aşırı anca meyve veriyor
Ağacımız garip dalımız garip
Recep Kaygılı 2
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 20:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!