Yıl 1987. Erzurum’da sürgündeyim. Mevsim kış, aylardan Ocak… Yazdığım mektubu memlekete göndermek için postaneye gitmiştim. İşimi bitirip çıktım, yürümeye başladım.
Sağlam bir kar yağışı var, neredeyse dizlere kadar ulaşmış. Göz gözü görmüyor. Ellerim paltomun cebinde hafifçe önüme eğilmişim, bata çıka ilerliyorum.
Bir ara nereye vardığıma bakayım dedim bir de ne göreyim hiç tanımadığım bir yerdeyim. Kısa bir süre sağıma soluma bakınıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım ama nafile.
Yanımdan geçen yaşlıca bir adama nerede olduğumu sordum, söyledi. Dediğinden bir şey anlamadığımı görünce de nereye gideceğimi sordu. Söyledim.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
1968-1970 arası iki sene bende Erzurum'da yaptım askerliğimi...
Kışını da soğuğunu da dadaşlarını da çok iyi bilirim....bana o günleri yaşattınız
yüreğiniz var olsun...
TEBRİKLER...yüreğinize sağlık sn Recep AKIL bey.
En derin hürmetlerimle...başarılar dilerim,
Her şey gönlünüzce olsun..esen kalınız her daim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta