Bir garip bilirim durmaz koşardı
Dost bildiği şaşırmıştı yolunu
Gelir az olunca buna şaşardı
Niçin incitirler Tanrı kulunu
Uzak yola gidiyordu hep yaya
Borçlar birikirdi hep aydan aya
Bir şey yoktu çocuklar yiyip doya
Alalamazdı öküzlerin nalını
Ömür boyu hep ağlayıp dururdu
Ağlayarak sinesine vururdu
Su içmeye gitse çeşme kururdu
Kimsecikler bilemezdi halını
Yaralansa yarasını saramaz
Hekim bulup çaresini aramaz
Nehir coşmuş yorgun kürek vuramaz
Nehir’e terk eder umut salını
Garip nere çalsın dertli başını
Felek dindirmiyor gözün yaşını
Zehir eder tuzsuz yağsız aşını
Vurup kırmış kanadını kolunu
Süleyman dostları selamsız geçer
Sormazlar ki bu dost ne yer ne içer
Ektiği ekini başkası biçer
Çalıyorlar sergisinde çulunu…
Kayıt Tarihi : 12.11.2009 19:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)