Kimsesiz ve 'garip' lerimize yüzümüzü dönmeyelim,
onların da bir umudu belki sizlersiniz,
hor görüp de sırtına bir tekme de siz vurmayın
onun da bu duruma düşmesinde suçu yok
devran-ı çark ondan değil, emperyalizme yana döner
onun gibileridir sağımızda solumuzda çokça
vurulmuşlar artık gönüllerindeki başıboşluluğun sarhoşluğuyla
ne çaredir artık doktor hekim, ne de ilaçtır dermanı
yakmıştır bağrındaki en son kibritini can oduyla pişmiştir
bırak be kardaşım, bırak da o kendi derdine düşmüştür
sen var git kendine sakla bitirim hikayelerini
varma kin ve nefret ile garibin üzerine
bir düşün ki o da istemezdi böyle olmayı
ama nafile artık ona nasihattan vazgeç
dinlemez seni can kulağıyla,
dinlediği tek midesindeki açlığın sesidir
dinlemez senin böbörlenip anlattığın hayat hikayeni
dinlediği akşam sığınacağı bir boş bankamatiktir
dinlemez seni o köşeyi dönme kurnazlıklarını
dinlediği kendi üstündeki yırtık gömleğidir
gelecektir artık zamanı soğuk kış gecelerinin
sokaklarda dişleri birbirine çarpıp elleri koynunda
zavallı ve biçare gözlerle çevresini kolaçan ederek
başını gömüp eski paltosunun altından bakarak
başlar garipçe bir türkü ile kendini atar
bir uçurumdan belki de atılarak son verir pis yaşama
evet onlar için bu dünyadadır işte cehennem
çünkü açlık, sefalet, soğuk ve kimsesizdiler
bu dünya ona cehennemdir
eğer öyle diyorsanız siz dindarlar;
eğer cehennemi kızgın alev topuna benzetiyorsanız
değildir öyle cehennem, yoktur bu dünyada
değildir işte burada böyledir soğuktur cehennem
bu dünyada aç ve sefil ve kimsesiz garip'sen
işte kimsesiz gariplerin yaşadığı soğuk cehennemdir,
başka da bir ismi var mı bilemem gayri,
ama 'garip'lerin yaşadığı cehennemin ta kendisidir...
İzmit - Akarca 15 Eylül 2008 11:15
Cafer TaşkınKayıt Tarihi : 15.9.2008 11:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Muhlis AKARSU'nun bu güzel ve içli türküsünü dinerken oluştu bu şiir... Kimsesiz ve GARİP'lere armağanım olsun...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!