Tam Sakarya nehrinin kenarında,
Biriketten yapılmış ufacık bir kulübe.
Üzeri kiremitli, içinde biraz eşya,
Biraz kap kacak ve bir kaç yırtık döşek.
Ve üzerinde şöyle bir yazı yazıyor,
Eğri büğrü harflerle hem de.
GARİBANLAR YUVASI
O yuvada gerçekten garibanlar yaşıyor.
Köyünden, anasından, babasından,
Biraderinden, yarinden, bacısından,
Tüm sevdiklerinden ayrı kalmış,
Gurbete çıkmış garibanlar.
Elbette gurbete zevk için gelmediler.
Kuru ekmeklerinin yanına bir katık için
Bu kadar sevdikleri şeylerden koptular,
Geldiler Anadolu’nun bir ucundan taa buraya.
Bu çamurun içinde amelelik yapmaya.
Her sabah kalkınca hepsinin gözleri şafakta.
Acaba bugün nasıl bir güneş doğacak?
Acaba bugün neler olup bitecek?
Her gün şafağa bakınca gözleri kararıyor.
Etrafa şöyle bir bakıyorlar,
Hiç bir şey göremiyorlar, kamaşmış gözlerle.
Taa ki hava kararınca bakabiliyorlar etrafa.
Fakat, ne yazık ki, yine hiç bir şey göremiyorlar.
Bir sabah gelecek, evet bir sabah gelecek,
Öyle bir gözlükle bakacaklar ki güneşe! .
O eğitim, o kültür gözlükleri ile.
Kimbilir, kendileri değil, belki de çocukları.
Güneş asla gözleri karartamayacak, kamaştıramayacak.
İşte o zaman her şeyi tüm çıplaklığıyla görecekler.
1976
Abdurrahman ÖzdemirKayıt Tarihi : 6.12.2006 20:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdurrahman Özdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/06/garibanlar-yuvasi.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)