İstanbul, içinde dönmedolap,
Bilinmez sırların
Ne taşırsın, bilmem ki, haybeden üzerinde
İnsan simaları, değişken, sayısız
Hepsi birbirinden yabancı, numarasız
İstanbul, misafirlerin mi demeli
Yoksa, sakinlerin deyip geçmeli mi,
Her kimse kendine dost, kendine yabani.
İstanbul, çırpınma artık, beyhude sularda
Gittiğin istikamet yol değil
Sonu alacakaranlık.
Huzur istiyorsan biraz olsun
Özünü bilmen gerek.
Bilince dönmen gerek.
Öze dönmen demek.
Adımların ardınca, gül bırakabilmek demek.
Memnun olmak için, razı etmek
Kırmadan, kırılmadan her bekleyen muhatabı.
İstanbul, sevda bahçesi,
Gönül sultanlarının mabeti
Yüreğinde aşkı duyanların gözdesi
Sen ki, binbirtürlü hayallere ilham olan tecelli.
Tükenmez kaynaksın.
İstanbul, için taştı, dışın taştı
Kaldır artık ve bak,
O öpülesi tarih kokan alnını,
Sen ne çok özlenensin, bilir misin
Barındırmadın mı sinende, nice necmi ferdi
Yine görevde, yine borçlusun.
Her dem incisin, yeni, taptaze, bahar gibi.
İstanbul, umutsun, umut edilensin.
Vesile TurhanKayıt Tarihi : 22.4.2006 14:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)