Gardiyan Şiiri - Talat Akıncıoğlu

Talat Akıncıoğlu
96

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Gardiyan

Gecenin en geç bir saatinde
Tan yerleri bile ağarmadan
Uyandım uğuldayan seslere
Dudaklarımdaki düğümlerle

Marş söylüyorlar dedi aldırmadan
Alışkın olduğunu anladığım gardiyan
Yankılanmıyor aksamıyordu sesler
Duvardan duvara koridordan koridora

Bu kadar talimli olurdu bir koro
Kader kurbanı hürriyetinden mahrum
Rap rap marş marş yerinde sayıyordu
Bir değil belki bin beyninde mazlum

Hücre hücre ranza ranza
İkiye üçlük tabutluklarda
Yürüyüşe gidiliyormuş gibi sılaya
Susmayan yüreklerinin vurgusuyla

Kimsiniz siz kimlerdensiniz
Böyle sustalı oyuncaklar örneği
Bu aksamayan sesleri nasıl çıkarıyorsunuz
Kendinizi olimpiyatlarda mı sanıyorsunuz

Sonra Gardiyan kırdı merakımı sırıtarak
Altın dişlerinin arasından sarkan sigarayı yakarken
Ben dedi bu marştan ve yerinde saymadan başka bir şey bilmem
Benim öğreteceğim bu kadar olur bildiğimden ötesi yalan

Gün doğuyordu mor ötesi ufuklardan
Şarabi bulutlar sarıp sarmalamış
Taç etmişti kara dağlara tan yerlerini
Sarı damlalarla yıkıyordu güneşin ilk ışıkları
Toprak badanalı duvarların al karası kiremitlerini

Onları kaderleriyle baş başa bırakıp kaçmak
Yaptığımız ve yapabileceğimiz tek eylemdi
Nefes alabilmekti yapabileceğimiz tek şey
Susuz ve oksijensiz kalmamaktı

Gardiyan aç kapıyı gardiyan
Gelenler var günün ilk ışıklarından önce
Aç kapıları gardiyan al onları içeriye
Güneşin al sarı renklerinden öteye

Talat Akıncıoğlu
Kayıt Tarihi : 9.2.2011 18:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Mamak notlarından

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Talat Akıncıoğlu