GARDENYALAR
Meltem esmezse perde aralarından
Koku vermez gardenyalar!
Yalın ayak bir umuttur eskiyen
Kuş seslerinden uzak kafeslerde.
Mayasız düşler kalkıp ölüm döşeğinden
Kederden odalardır gözbebeğinde oturan
Kırılgan ve sessiz.
Sarılırdı yıldızlı elbiseme
Topal baykuşun sesi.
Üşütünce bahçemdeki akasyalar,
Yapraklarını gizlice
Yagmurlar yağardı üstümüze.
Rüzgar yüzünü vurunca sulara.
Mağaramın kapısında mühürlü
Melankolik şelale.
Uyandırır mıydı göğsümdeki karartıyı.
Ve dolardı yağmurlar
Şiirlerin gözlerindeki çapaklara.
Eriyen dizeler,
Ecelimi taşıyan kucağımdan
Dökülürdü köpüklü zamanlara.
Sustuğum her kelime
Çığlıktı biraz.
Çok sesli veya çok sessiz.
Dilimde kabaran şarkıydı biraz.
Ucu kırık cevaplarda
Gizlenen takvim yaprakları gibi
Yorgun ve yenik.
Sesimize yakıştıramadığımız
İçindeki hazanı deşilen
Haçtan bir öfke düşerdi
Derin ve sessiz.
Ve sesler kesti birbirini
Uçurumun kalbinde.
Yenilgiler ve yanılgılarla.
İrem bağının kraliçesi gardenyalar
Açmaz sevgisiz odalarda.
Süheyla Altınkaya Turan
Kayıt Tarihi : 31.1.2018 21:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)