Neden sustun... Gardenya;
Uzak ülkelerin yakın iklimi
Yorgun kokun nerde;
Hani nerde beyaz elbisen?
Nefesini çok özledim
Sen susunca sessizlikte susuyor.
Gecesefam ile dertleşilmiyor.. Gardenya..
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sitemleri hüzünleri çiçeklerle, ağaçlarla, kuşlarla paylaşmak ve bunu mısralara dökmek ne güzel.
ilahi koca çınar,
üzüldüğün şeye bak.
seninki de bir şey mi?
beni, kimler terk etmediler ki?
kimler…kimler…kimler!
hani bak! yıkıldım mı?
hani bak! tükendim mi?
hadi sen de topla kendini.
yaşamak için de olsa,
ümitler hep bir başka bahara…
hem, biliyorsun ki;
sen yine kavuşacaksın,
yeşil yapraklarına.
ya ben? …
ben de bu güzel duygu selinde ''Koca Çınar'' adlı
naçizane şiirimden mısralarla damla olmak istedim.
tebriklerimi, selam, saygı ve sevgilerimi yolluyorum Nurten hanım.
Şiir ve dizeleriyle, bütünüyle sevginin içselliğini vurgularken, yaşamın doğal duyumlarımıza ve sevilerimeize bağlanışını başarıyla betimlemiş. GARDENYA köklerinden 'anilin, alizarin' gibi boyalar elde edilen, genelde Akdeniz Bölgesine özgü beyaz çiçekleri olan ağacımsı bir bitkidir ve şiirde belirtildiği gini 'Çan Çiçeği' olarak halkımız tarafından isimlendirilir. Beyaz renkleriyle gelinliklerini giymiş genç bir kızımızın zarafetli görüntüsünü sunar bizlere. Şairin bu denli bir güzelliği içsel buluşu, yaşam tutkusuyla bütünleştirmesi, benliğindeki saf ve temizlikle özdeş kılmasından olacaktır. Kaleminizi kutluyorum. Sevgiler...+...+
Çiçek deyip geçmemeli... Hele 'beyaz' ise.. Hele kokusu, güzelliği 'Gardenya' gibiyse.....
İşte şiir de ona yazılmış.. İmlediğine değer umarım.. Saflığına, kokusuna eştir yerine konulan...
Güzel bir şiir Nurten Hanım... Diliyle, duygu yoğunluğu ile...
Kutluyorum şiiri ve sizi...
Gardenya asil bir çiçek şair şiirinde çiçekte yoğunlaşıpasıl sevgiliye sesleniyor. Oldukca güzel bir seslenişti...Kutluyorum Nurten Hanım. Selam ve Saygımla...++
* Yaşanmış binlerce yılın simgesi ölümsüz sonsuzluk çiçeği
Gardenia - Gardenya - için yazdığınız bu içten
dizelerinizi sonsuz kutluyorum. *
* 10 Antoloji Yıldızı *
'Bilmezmisin.....Gardenya! /Sende ne aşklar yaşandı/Ne aşıklar seyrederken yaşlandı. /Düşürme yapraklarını can çiçeğim.. /Sessizliğe el açtırma /Bana ait bir tek sen kaldın /Bırakma beni! ..Gardenya... '
Çok güzel bir dost edinilmiş Gardenya. Tüm yalnızlığı paylaşan, tüm dertleri eleştri yapmadan dinleyen Gardenya. çok şık bir şiir Hanım. Yüreğinize sağlık. yürek sesiniz hiç susmasın efendim. Saygılarımla...
'Gardenya' figüründe ve ikinci kişiyle konuşma tekniğinde sunulmuş şık bir duygusal seslenişti,kutluyor,saygılar sunuyorum sayın şair...
Farkli guzel bir anlatim tebrikler.. selamlr, guzel duygulariniz icin))
Yüreginize sağlık. Duygulu bir dertleşmeydi severek okudum.saygılar.++
Çiçekler de bilir sevmeyi-sevilmeyi...Çiçekler de bilir dert dinlemeyi...
Çok güzel ve içtendi.. Yüreğinize sağlık...
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta