Gardaş Bizim Elden Varmı Bier Haber

Geçen hiçbir günden almadım bir tat
Gardaş bizim elden var mı bir haber
Boş yere döndü çark döndü her saat
Fatmadan, Songül’den var mı bir haber

Dert deşmek değildir gayem niyetim
Eriyor içimde kemiğim etim
Sitemim kendime olmaz zahmetim
Savrulduğum yelden var mı bir haber

Harabe mi oldu yoksa her taraf
Verdiğimiz emek boşa mı israf
Neden herkes bana yabancı tuhaf
Dert saçan o gülden var mı bir haber

Koyunlar kuzular mel, meleşirdi
Âşıklar atışıp cebelleşirdi
Yaylasında turna kaz eğleşirdi
Sarı tüylü telden var mı bir haber

Ahmet babam Mehmet Nurettin nerde
Rahatlasın içim bir haber ver de
Hasretin kavurup yaktığı yerde
Kazma kürek belden var mı bir haber

Her sene ilkbahar mayıs ayında
Yağmurun coştuğu Tecer çayında
Kuzgunun kaptığı aslan payında
Coşkun akan selden var mı bir haber

Dağında çiğdem’le çiçek açtı mı?
Ezeli düşmanlar selamlaştı mı?
Herkes bir biriyle helâlaştı mı?
Kel mistiğin kelden var mı bir haber

Deve dağı höyükten köy tepesinden
Atam babam yurdu can kafesimden
Dayımın gür sesli ezan sesinden
O yerli her külden var mı bir haber

Âlim’im bu günde daldın maziye
Ölürsen dostların okur taziye
Sevabım var mı hiç koy teraziye
Yandığım o külden var mı bir haber.

10 Haziran 2006 Cumartesi