Gardaş Şiiri - Yavuz Şimşek Selimi 2

Şu genç ömrüm hep marabalıkta geçti
Gardaş ben böyle çürük bina görmedim
Ustam beş k/ at derdi ben altı k/atardım
Harcını kardığım bina ayakta gardaş

Amelenin hası bellidir ustadan
Binanın hası bilinir betonundan
Çal çırp ,kat kat yapılan binalardan
Söyleyin canlı biri çıkar mı gardaş

Dağlar kadar ince kaba kum elerdim
Kah arabesk,kah yanık türkü söyledim
Yarı günümü yavuklumla paylardım
Aynalar benim için ağlardı gardaş

Kireci yakar kaymak gibi süzerdik
İskeleyi söküp istif eder dizerdik
Malzeme bitince saç tarar gezerdik
Böyleydi bizim amelelik arkadaş

Mikaba 5/6 kum, kireç, çimento katılır
Şap,mozayik bol çimentoyla yapılır
Sabah, akşam saatlerce su tutulur
Böyleydi bizim işlerimiz arkadaş

Henüz yaşım 13-18 ler arasındaydı
Babamın aklı yevmiye hasındaydı
Öğle aşım mendilim çıkısındaydı
Bizler böyle kanaatkar kulduk gardaş

Bazen üzümle, peynir katığımızdı
Bazende helva ekmek katığımızdı
Kazma kürek sapıda köteğimizdi
Bizim kemiğimiz çok sağlamdı gardaş

Sabah seher vaktinde çıkardım yola
Kazma, kürek, kum beni g/özlerdi yolda
Kara lastiklerim vermezdi hiç mola
Ayağımız kundura görmedi gardaş

Üç azılı ustama tek yetişirdim
İş benim işim misali çalışırdım
Omuzumda iki çimento taşırdım
Rahatlığın adını bilmezdim gardaş

Kimisinin vardı Bisan bisikleti
Bazen üç kişi biner çekmezdi sikleti
Babam hep hayal ederdi Mobileti
Benim hiç bisikletim olmadı gardaş

Yaz tatillerinde hiç işsiz kalmazdım
Çalışır çabalar avare gezmezdim
Ustamı hiç marabasız bırakmazdım
Çünkü ben amelenin hasıydım gardaş

Ağustos sıcağında gölge arardık
Kumu, çakılı makarayla çekerdik
Ter içinde su sıçanına dönerdik
Bitmezdi amelenin çilesi gardaş

Ramazan ayında kavrulur yanardık
Başımızı varile sokar tarardık
İftar vaktinde, önce suya kanardık
Uzun günlerde oruç tutardık gardaş

Ustabaşı günlük puantaj tutardı
Gelene gelmeyene çarpı atardı
Hafta sonları hep çamura yatardı
Canını al parayı vermezdi gardaş

Ne sigorta vardı, ne güvenli bir iş
Ellerimiz delinirdi nakış nakış
Rahat içinde geçsin diye karakış
Herkes karınca gibi çalışırdı gardaş

Akşam erkenden baygın düşer yatardım
Uykularımda çalışır harç karardım
Kum çakıl kazma kürek sayıklardım
Böyleydi bizim gençliğimiz gardaş

Hileyle yapılan iş uymaz imana
Hırsızlık haramdır uymaz Kur’an’a
Hakk kelamı kar etmezse hilekara
Alttan,üstten türlü afet bekle gardaş

Selimi;geçti gitti ömründen ömür
Helal lokma alınteri doyduk şükür
Halen duvarda harçlı elbisem durur
Böyle geçti çocukluğumuz Arkadaş